Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/613 E. 2021/1201 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/613
KARAR NO: 2021/1201
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2018/219 Esas – 2019/189 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında anlaşmaya göre, davalı şirketin, düzenlediği 16.11.2015 tarihli proforma fatura ile … marka su arıtma cihazının satışı konusunda müvekkiline taahhütte bulunduğu, müvekkili tarafından davalının banka hesabına 5.000Euro kapora gönderilmesine rağmen cihazın teslim edilmediği, bu nedenle kaporanın iadesi amacıyla yapılan icra takibine geçildiğini belirterek davalının icra dosyasındaki itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının su arıtma cihazı siparişinde bulunması üzerine müvekkili tarafından proforma fatura oluşturulduğu, davacının 5.000 Euro peşinat ödemesi yaptığı ve müvekkilince cihazın üretildiği ancak davacının bakiye bedeli ödemediği, sözleşme gereği edimini ifa etmediği, müvekkilinin sipariş üzerine ürettiği cihazın satışından vazgeçmesi için bir neden bulunmadığı, bakiye bedel ödendiğinde cihazı davacıya teslim edeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının, davalıdan satın aldığı su arıtma cihazı nedeniyle davalıya 5.000 Euro kapora bedelini ödediği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, teslimat ve kalan ödemeden hangisinin önce yapılacağı ve davacının kapora bedelinin iadesini isteyip isteyemeyeceğine ilişkin bulunduğu, satış sözleşmesinde aksine bir düzenleme yoksa peşin satış olduğunun kabulü gerektiği kaldı ki satışa konu fatura üzerinde açıkça bedelin peşin ödeneceğinin kabul edildiği, davalının davacı için ürettiği ürünün bedeline almadan teslim etmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, bu nedenle davacının kendi edimini ifa etmeden sözleşmeden dönerek ödediğinin iadesini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ve davalı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece fatura üzerinde satış bedelinin peşin ödeneceğinin yazılı olduğu kabul edilmişse de, ortada bir satış faturasının bulunmadığı, davalının mail yoluyla gönderdiği proforma faturanın teklif niteliğini taşıyan bir fatura türü olduğu, herhangi bir mali yükümlülük taşımadığı, ortada müvekkiline kesilen bir fatura olmadığından müvekkilinin bedel ödemesinin düşünülemeyeceği, makinenin hiç bir zaman üretilmediği veya üretildiği bilgisinin müvekkiline bildirilmediği, satıştan kazanç sağlayacak davalının, makinenin üretildiğini bildirmemesi cihazı satma konusunda duyarsızlığını gösterdiği, proforma faturada, teslimat şeklinin “TUYAP Fuar Teslimi”olduğu, buna göre cihazın fuarda tesliminin yapılacağı ve teslim sırasında bakiye bedelin ödeneceği, tarafların edimlerini aynı anda ifa ile yükümlü oldukları, davalının cihazı teslim etmediği, bu nedenle müvekkilince sözleşmenin iptal edildiği, zarar görenin müvekkili olduğu, takibin kötüniyetli olmadığı, buna göre icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, akisinin kabulünün hak arama hürriyetine aykırı olacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cihaz satışı için verilen kapora bedelinin iadesi amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında davalı tarafından düzenlenen 16.11.2015 tarihli proforma fatura içeriği cihazın satımı konusunda anlaşma yapıldığı, bu kapsamda davacı tarafından, davalı şirketin banka hesabına 5.000,00 Euro ödendiği, davalının satıma konu cihazı teslim etmediği gibi davacı tarafın da bakiye satım bedelinin ödenmediği ihtilafsızdır. Davacı taraf 5.000,00 euro ödemenin kapora bedeli olduğunu ve satım konusu cihazın davalı tarafından teslim edilmemesi nedeniyle kapora bedelinin iadesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise, bu ödemenin peşinat ödemesi olup, davacının bakiye satım bedelini ödememesi nedeniyle cihazın teslim edilmediğini, ödeme yapıldığında cihazın teslim edileceğini savunmuştur. Davacının dayandığı ve dosyada mübrez ödeme dekontunda 5.000,00 Euro tutarındaki ödemenin kapora bedeli olduğunun açıkça yazılı olması karşısında bu ödemenin kapora ödemesi olduğunun kabulü gerektiği gibi 6098 sayılı TBK 177.maddesinde “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın, cayma parası olarak değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır.Aksine sözleşme olmadıkça bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” hükmüne göre, davacı tarafından yapılan ödemenin kaparo bedeli olduğu tartışmasız olup, davalı tarafından cihazın davacıya teslim edilmediğinin ihtilafsız olmasına veya davalı tarafından teslime hazır olunduğu bildirilerek davacının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delilin sunulamasına göre, davacının ödediği kapora bedelinin iadesi gerekirken, ilk derece mahkemesince ödenen bedelin kapora olduğu kabul edilmesine rağmen, cayma parası gibi değerlendirilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığı gibi kabule göre de; davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunun kabul edilmesine esas delilin ne olduğu açıklanmadan ve gerekçe dahi gösterilmeksizin davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılamaya gerek olmadığından davanın kabulüne, davalının icra dosyasındaki itirazının 5.000 Euro üzerinden iptaline, itirazın haksız, alacağın da likit olmasına göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 5.000 Euro asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, bu alacağa takip tarihinden itibaren takipte talep edilen %10 faiz miktarını aşmamak kaydıyla 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda devlet bankaları USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına, 2-Takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki TL cinsinden karşılığı olan 23.542,50-TL’nin %20’si olan 4.708,5‬0-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 1.608,18- TL karar ve ilam harcından, başlangıçta davacı tarafından yatırılan 402,05-TL peşin harç ile icra peşin harcı 101,78-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.118,13-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan peşin harç 402,05 TL, posta ve tebligat gideri 88-TL toplam 490,05‬ yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı vekille temsil edildiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 7-Karar kesinleştiğinde, kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 38,50 TL olmak üzere toplam 159,80 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/10/2021