Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/596 E. 2021/1526 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/596
KARAR NO: 2021/1526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2019
NUMARASI: 2015/1047 Esas-2019/301 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin, Botaş- Erzincan ve Botaş Kırşehir’de kullanılmak üzere … firması için üretip, sattığı 3 adet RMF Ex Proof Filtre Sistemi makinelerini taşınması için davalı kargo şirketine teslim ettiği, diğer davalının nakliyat sigortacısı olduğu, taşıma sırasında hasar gören makineler için sigorta şirketine ihbarda bulunduğu, hasar dosyasının açıldığı ancak ödeme yapılmadığı, gönderilen ihtarın da sonuçsuz kaldığının belirterek 64.310 TL makine bedeli ile kargo ve ihtarname masrafından oluşan toplam 65.118,16 TL tazminatın davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Kargo vekili cevap dilekçesiyle; davanın husumetten ve yetki yönünden reddine olmadığı takdirde taşıma konusu ürünlerin eksiksiz ve hasarsız bir şekilde müvekkiline teslim edildiğinin ve taşıma sırasında hasarlandığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, söz konusu ürünlerin alıcısına hasarsız olarak teslim edildiği, ambalajlamanın davacı tarafından yapıldığı, TTK 889. maddesine göre, süresinde yapılan bir ihbar olmadığı, davacı tarafından fatura bedelinin talep edilmesinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu makinelerin gönderilen tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alınmış olması nedeniyle T.T.K’nun 889. maddesi hilafına davacının dava açma hakkının bulunduğunu ispatla yükümlü olduğu zira TTK’nun 889 maddesine göre, eşyanın kayıtsız ve şartsız kabulü, taşıyıcı aleyhine açılacak dava hakkını düşürdüğü, nakliyat poliçeleri ile teminat altına alınan makinelerden, … Kargo’nun internet takip kayıtlarına göre Kırşehir’e gönderilen emtianın 25.06.2015 tarihinde, Erzincan’a gönderilen emtianın da 24.06.2015 tarihinde alıcıya teslim edildiği, ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığı, makinelerin sadece elektrik panosu strafor ambalaj malzemesiyle kapatılıp etrafı baloncuklu naylonla sarılarak sevk edildiği, böyle bir durumda makinelerin alıcısı tarafından teslim alındığı esnada eğer bir hasar olsaydı bu hasarın rahatlıkla görülebileceği, riziko ve hasarın bir an için taşıma esnasında meydana geldiği kabul edilse bile yine de iddia edilen hasarların, poliçe şartı olan … A.4.3 maddesi gereği teminat dışı olduğu, Nakliyat Emtia Sigorta poliçesinin … (A) istisnalar 4.3. maddesine göre, sigorta edilen şeyin ambalajlama veya hazırlanmasındaki yetersizlik ya da uygunsuzluğun neden olduğu zıya, hasar veya masraflarını karşılanmayacağının hüküm altına alındığı, talep edilen tazminatın fahiş olduğu gibi ekspertiz raporuna göre makinelerin, kısmi hasarlı olup, tamir edilebilir olduğu bu durumda onarım bedelinin istenebileceği, diğer masrafların talep edilmesinin mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda, makinelerin taşıma sırasında hasarlandığı, alıcıya teslim tarihinden itibaren TTK 900. maddesine göre yasal sürede ihbarda bulunulduğu, teknik inceleme sonucunda toplam hasarın 15.184,26 TL olarak hesaplandığı, makineler tamamen hasara uğramadığından, makine bedelinin değil sadece hasar bedelinin talep edilebileceği hasarın meydana gelmesinde davacının ambalaj yetersizliği nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu, davalı … Kargo A.Ş’nin ise istifleme, sabitleme, yükleme ve güvenlik tedbirleri konusunda yükümlülüklerini yerine getirmediği için %50 oranında kusurlu olduğu, sonuç olarak davalı … Kargo A.Ş’nin %50 oranında kusurlu olması nedeniyle meydana gelen zarardan yarısı olan 7.592,13 TL’den sorumlu olduğu, davalı … Sigorta açısından, Institure … A.4.3 klozuna göre; hasar münhasıran ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmadığı için teminat dışı bir halin söz konusu olmadığı bilirkişi raporunda, davalı sigorta şirketinin zararın tamamı olan 15.184,26 TL’den sorumlu olacağı açıklanmışsa da, … 4.3 maddesi ve Emtia Sigortası Genel Şartlarının ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, ambalaj yetersizliğinin ve sigortalının kusuru nedeniyle meydana gelen hasarların teminat kapsamı dışında bırakıldığı, hasarın oluşumunun münhasıran ambalaj yetersizliğinden kaynaklanması durumunda ilgili klozların devreye gireceği ve münhasıran kusurdan ve ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmayan zararlarda klozların devreye girmeyeceğine ilişkin somut bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacı tarafın ambalaj yetersizliği sebebiyle %50 kusuruyla hasarın oluşumuna neden olduğu kısım poliçe teminatı kapsamı dışında değerlendirilmiş, hasarın oluşumuna sebebiyet veren diğer davalı … Kargo A.Ş’nin %50 oranındaki kusurundan kaynaklanan kısmın teminat kapsamı içinde olduğu ve dolayısıyla 7.592,13 TL’den davalı … Sigorta A.Ş’nin Nakliyat Emtia Sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu, ihtarname tarihinden önce zaten davalılara yazılı bildirimde bulunulmuş olması sebebiyle ihtarın zorunlu olmadığı, bu durumda ihtar masrafının talep edilemeyeceği, taşıma hizmeti için ödenen bedellerin de iadesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı şirket temsilcisi istinaf dilekçesiyle; taşıma konusu makineleri kontrol ederek sağlam olduklarını beyan ederek davalı kargo şirketine teslim ettiği, itiraz etmeden aldıkları, taşıma ve sigorta ücretinin peşin olarak verildiği, davalıların meydana gelen zararın tamamından sorumlu oldukları bu nedenle davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesiyle; dava konusu emtiaların, ambalaj yetersizliği nedeniyle hasar gördüğü açık olup, … a.4.3 maddesi gereği hasar teminat dışı olduğu, yine poliçe özel şartlarında, emtianın orijinal ambalajı içerisinde taşınma şartının öngörüldüğü, söz konusu makinelerin ise herhangi bir palet üzerine ambalajlanmaksızın sadece elektrik panosu strafor ambalaj malzemesiyle kapatılıp, etrafı baloncuklu naylonla sarılarak sevk edildiği gibi orijinal ambalajı içerisinde taşınmadığı bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, TTK 889. maddesine göre, eşyanın hasara uğradığı açıkça görülüyorsa, gönderen ve gönderilenin en geç teslim anında ziyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğinin varsayıldığı, ihtirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alınan eşya ile ilgili olarak dava hakkının sona erdiği, makinelerin alıcısına 25.06.2015 (Kırşehir), 24.06.2015( Erzincan) tarihlerinde teslim edildiği, teslim sırasında alıcı ve nakliyeci tarafından düzenlenen bir tutanağın bulunmadığı, teslimden sonra makinelerin hasarlı olduğu gerekçesiyle 01.07.2015 tarihinde davalı kargo şirketine teslim edildiği ve davacının adresine 03.07.2015 tarihinde ulaştırıldığı, mahkemece 14 günlük ihbar süresinin dikkate alındığı oysa hasar varsa hemen tespit edilebilir mahiyette olduğu zira makinelerin iyi ambalajlanmadığı, 26.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, ürünlerin iadesinin ana etkeninin siparişi onaylanan ünitelerden farklı ve imalat hatası olduğu, ürünlerde hasar olmasa dahi Botaş tarafından iade edileceğinin kuvvetle muhtemel bulunduğunun açıklandığı bu durumda makinelerin ayıplı olmasının hasara etkisinin değerlendirilmesi gerektiği, buna göre hasar miktarının yeniden hesaplanmasının zorunlu olduğu, mahkemenin bu konudaki itirazları dikkate almadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Kargo A.Ş vekili istinaf dilekçesiyle, emtianın iade edilmiş olmasının taşıma sırasında meydana geldiği iddia edilen hasardan kaynaklanmayıp göndericinin, alıcıya vaad ettiği niteliklerin emtiada bulunmamasından ve ürünün gerektirdiği koruma sistemi ve ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığı, davacının belirtilen ürünleri hasarsız ve tam olarak müvekkil şirkete teslim ettiğini ispatlayamadığı, ortaya çıkan zararın, taşınan eşyaların kabul edilemez şekilde hasarlanmasından ve bu hasar nedeniyle alıcı firmanın emtiayı kabul etmemesinden kaynaklandığının ileri sürüldüğü oysa teslimde alıcı tarafından tutulan, dosyada mübrez ve bilirkişi raporunda da alıntılanan tutanakta belirtildiği üzere taşıma konusu emtia özel sipariş olmasına karşın alıcı firmanın taleplerini karşılamamakta olup, söz konusu ürünlerin sırf bu sebeple dahi teslim alınmamasının mümkün bulunduğu, bilirkişi raporunda, Ex-proof pano üzerindeki On/Off şalterinin kırık olduğu, yedek parça sipariş edildiği, kısa sürede temin edilerek yenisi ile değiştirileceğinin bildirildiği, ancak detaylı kontrolünde 430 kalite paslanmaz çelik olarak belirtilen filtrasyon tankında paslanma olduğu, yapılan kaynak neticesinde yüzeylerde 4-5 cm boyutunda çapakların-kaynak cürufunun bulunduğu kaynak yapılan tankın içinde ve dışında malzemenin deformasyonu ve kaynağın yetersiz olduğu, siparişi onaylanan ürünlerin RMF PAM 5400 Off-Line üniteler olduğu, Sivas ve Doğu Beyazıt Kompresör İstasyonlarında kullanıldığı için siparişine karar verildiği, ancak istasyona getirilen cihazlarda marka, model, taahhüt edilen sistem olduğuna dair herhangi bir etiket, standartlara uygunluk, onaylı sertifika ve bandrol bulunmadığı, tank içindeki filtrelerin taahhüt edilen RMF Aqua 600 2in1 değil RMF Aqua 300 2in1 model olduğu, ürünlere ait faturanın 11.06.2015 tarihinde firma tarafından kesilip gönderilmesine rağmen aynı tarihte ürünlerin hazır olmadığının e-mail yazışmasında mevcut olduğu, ünitelerin istasyona 26.02.2015 tarihinde teslim edilmesi nedeniyle daha önce kontrol etme fırsatı olmadığı, 30.06.2015 tarihinde ürünlerin iadesi için kargo gönderilmesi kararlaştırıldığının açıklandığı, Mucur Kompresörü İstasyon yetkilileri tarafından hazırlanan raporda, filtrelerin kutularında yazan etiket ve içindeki ürünlerin aynı olmadığı, kargo şirketine teslim edilen sistemin korunaksız ve muhafazasız olduğu, üniteler üzerinde RMF PAM 5400 Off-Line Unit olduğunu gösteren herhangi bir etiket bulunmadığı, daha önceden firmadan alınan orijinal sistemlere benzemediği, özel imalat olarak belirtilmiş olmasının geçerliliği bulunmadığının ifade edildiği, davacı tarafın alıcı firmanın Çayırlı – Erzincan’da bulunan tesisine gönderilen emtianın incelenmesinde de rastlanmış olup, teslim alıcı firmanın tutanakta belirttiği hususlardan açıkça anlaşılacağı üzere, taşıma sırasında ortaya çıkmış olabilecek sorunlardan daha çok göndericinin emtianın üretimi, tasarlanması, ambalajı sırasında yeterli özeni göstermemesi üzerinde durularak, emtianın vaad edilen özellikleri taşımaması nedeniyle iadesinin gerçekleştiği açıkça ortada olup davanın hukuki yarar yönünden de incelenmesi gerekmekte iken müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesinin hatalı olduğu, davacı şirketin gönderici sıfatıyla kendisine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği, müvekkiline teslim edilen ürünlerin “hasarsız ve tam olarak” teslim edildiğinin kesin delillerle ispatı gerektiği, zira teslimat esnasında ürünlerin örneğin kırık ya da hasarlı olması halinde müvekkili çalışanlarının bu durumu anlayamayacak durumda olduğu, kargo elemanlarının bu hususta bir uzmanlığı olmadığı gibi kapalı ambalajın içeriğinde ne olduğu ve ne durumda olduğunun bilinmesi/bilinmesinin beklenmesi hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, kaldı ki hasarlı olduğu anlaşılan bir ürün dahi olsa, örneğin kırık bir ürünün kargoya verilemeyeceği gibi bir kural da bulunmadığından, müvekkilinin kargoyu taşımakla yükümlü bulunduğu ayrıca ürünün müvekkili tarafından paketlenmemiş olup dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda açıkça gönderici tarafından yapılan ambalajı yetersiz olduğunun tespit edildiği, bu nedenle söz konusu malzemelerin taşıma esnasında zarar gördüğünü kabul anlamına gelmemek üzere TTK 862. maddesine göre, gönderenin eşyayı ambalajlamam zorunda olduğu, taşıma konusu eşyanın niteliği ve plastik malzemelerinin de bulunduğu gözönünde bulundurulduğunda yalnızca etrafı boncuklu naylon ile paketlenmesinin yetersiz olduğu ortada olup, tutanakta ve bilirkişi raporunda da açıkça ifade edildiği üzere tahta bir kasanın içerisinde taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edilmesi gerektiği, kanunun 864. maddesinde yetersiz ambalajlama ve etiketlemeden dolayı taşıyanın zararlarından gönderenin kusursuz sorumlu olduğunun belirtildiği, TTK 878. maddesine göre de, gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamanın taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran nedenler arasında sayıldığı, TTK 889 maddesine göre, süresinde yapılan bir ihbarın olmadığı, anılan maddeye göre, taşınan malzemenin tesliminden itibaren en geç yedi gün içerisinde yazılı bildirimde bulunulmasının şart olduğu, alıcı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığı, yapılmayan basınç sızdırmazlık testleri bedellerinin müvekkil şirketten talep edilmesi mümkün olmayıp afaki hesaplamalar ile ürün başına basınç test bedeli eklenilen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının kabul edilmeyeceği, bilirkişi raporunda basınç sızdırmazlık testlerinin akredite kuruluşlar nezaretinde yapılması gerektiği ve ortalama ünite başına 1.500,00 TL+KDV tutarında ekstra maliyet yükü getirebileceği, bu gider hasarın tespiti sürecine ilişkin olması nedeniyle davalılar sorumlu olacağı yönünde görüş bildirilmiş olup, bu bedeller eklenerek birtakım hesaplamalar yapıldığı, mahkeme tarafından bu hesaplama dikkate alınarak hüküm kurulduğu, oysa söz konusu ürünler için basın sızdırmazlık testi yapılmamış olup, yapılmayan bir masrafın talep edilebilmesi mümkün olmadığı, kaldı ki söz konusu masraf yapılmış olsa dahi müvekkilinden talep edilebilmesinin mümkün olmadığı, emtiada hasar olması durumunda TTK 880. maddesine göre, tazminatın eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerektiği, TTK 882 maddesine göre de, her bir kg için 8.33 SDR ile sınırlı olduğu, hükme esas alınan raporlarda bu hükmün dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satıma konu emtiaların taşıma sırasında hasarlandığı iddiasıyla uğranılan zararın taşıyıcı ve nakliyat sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davacı şirket ve davalıların vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacı ile dava dışı … firması arasındaki anlaşma gereğince, davacı tarafından üretilerek adı geçen firmaya satılan ve Botaş Erzincan ve Kırşehir tesislerine teslim edilmesi kararlaştırılan 22.06.2015 tarihli iki adet fatura içeriği toplam üç adet yağ filtreleme makinesinin, alıcı olan Botaş’a taşınması işinin davalı … Kargo A.Ş tarafından yapıldığı, davacının navlun bedelini ödediği, davacı ile diğer davalı sigorta şirketi arasındaki nakliyat abonman poliçesi kapsamında da, her iki taşıma için ayrı ayrı emtia nakliyat sigorta poliçelerinin tanzim edildiği, davalı taşıyıcı şirket tarafından fatura konusu 2 adet makinenin alıcısı Botaş/ Kırşehir’e 25.06.2015 tarihinde, diğer makinenin de Botaş/Erzincan’a 24.06.2015 tarihinde teslim edildiği, alıcı tarafından makinelerin davacıya iadesinin sağlanması amacıyla 01.07.2015 tarihinde yeniden taşınmak üzere davalı … Kargo A.Ş’ye teslim edilen makinelerin satıcı olan davacıya 03.07.2015 tarihinde ulaştığı dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davacı taraf, hasar gören makinelerin Botaş için üretilmesi nedeniyle başka bir yerde kullanılmasının mümkün bulunmadığını ileri sürerek makinelerin tam hasarlı olduğunun kabulü ile makine değerlerini, navlun bedelini ve ihtar masrafından oluşan zararının tazminini talep etmiş, davalı taşıyıcı şirket, makinelerin davacı satıcının Botaş’a vaad ettiği özellikleri taşımaması nedeniyle davacıya iade edildiği, hasarın taşıma sırasında oluştuğu konusunda bir delilin bulunmadığı, bir an için taşıma sırasında meydana geldiği kabul edilse dahi süresinde yapılan bir ihbar bulunmadığı gibi davacının yaptığı ambalaj eksikliğinden kaynaklanması nedeniyle zarardan sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalı sigorta şirketi ise, makinelerin alıcısı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alınması bir yana hasarın davacı tarafından yapılan ambalaj yetersizliğinden kaynaklanması nedeniyle teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Taşımanın yurt içi taşıma olması nedeniyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun taşımaya hükümlerinin uygulanması gerekecektir. 6102 sayılı TTK 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. 876.maddesine göre, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Bunun dışında, TTK 875. maddesi uyarınca, taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için hasarın, gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamadan veya gönderen yahut gönderilen tarafından yapılan yükleme ve boşaltma işleminden kaynaklanması gerekir. Bu noktada ispat yükü taşıyıcıya aittir. TTK 863. maddesi hükmüne göre, sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Aynı Kanun’un 864. Maddesinde ise gönderenin kusursuz sorumluluk halleri düzenlenmiştir. TTK’nın 864/3. hükmüne göre, zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınacaktır. Somut olayda, taşıma konusu makinelerin alıcısı Botaş’a 24.06.2015 ve 25.06.2015 tarihinde teslim edildiği, anılan firma tarafından tutulan 29.06.2015 tarihli tutanakta 2 adet yağ filtrasyon cihazlarının kargodan teslim alınması sırasında şalterinin kırıldığı, tank çıkışı ve vana tribünlerinin ve bükülen noktalarının bulunduğu, 01.07.2015 tarihli tutanakta da 1 adet yağ filtreleme cihazının, acil durum butonunun ve panosunun hasarlı olduğu tespit edildiği gibi davalı sigorta şirketine süresinde yapılan ihbar üzerine 29.06.2015 tarihinde talep edilen ekspertiz incelemesi ile 1 adet makine için düzenlenen ön raporda, makinenin, elektrik panosunun darbe aldığı, açma kapama şalterinin ve acil durum butonunu kırıldığı, panonun kenar kısımlarının ve filtre kazanının üst arka kısımnan darbe aldığı, sol ön tekerleğin eğilmesi nedeniyle sıkışmış olduğu tespit edilmiş diğer 2 makine için düzenlenen ekspertiz raporunda ise, elektrik panolarının ve kenar kısımlarının darbe aldığı, açma kapama ve acil durum butonunun kırıldığı, basınç kontrol valf soketinin kırıldığı, makinenin birinde filtre çıkış kazanına bağlı yağ çıkış vanasının kırık, diğerinde de eğik olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar alıcı olan Botaş tarafından tutulan tutanaklarda, makinelerde olması gereken bir kısım özelliklerin bulunmadığı da belirtilmişse de; yukarıda açıklanan hasarların da bulunduğunun belirlenmesi karşısında bu hasarların taşıma sırasında meydana geldiğinin anlaşılmasına göre , alıcı tarafından bir kısım özelliklerin bulunmaması nedeniyle makinelerin davacı satıcıya iade edilmesi, taşıma sırasında oluşan hasarlar bakımından taşıyıcı ve sigortacının sorumluğunu ortadan kaldırmaz. Uyuşmazlık konusu taşımanın, taşınma eşyasına ilişkin olmamasına göre, somut olayda ihbar süresi ve sonuçları bakımından TTK 900. maddesi uygulanmayacak olup, TTK 889.maddesi uygulanması gerekecektir. Anılan madde uyarınca ; eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir. Sürenin korunması için bildirimin zamanında gönderilmiş olması yeterlidir. Bu düzenlemeye göre, ihbarın süresinde yapılmaması TTK 900. maddesinden farklı olarak taşıyıcıya karşı açılacak dava hakkını düşürmez. Sadece eşyanın alıcıya sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği yönünde taşıyıcı yararına karine teşkil eder. Aksinin ispatlanması halinde taşıyıcının sorumluluğu ve gönderenin dava hakkı devam edecektir. Hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin dosyadaki delillerle sabit bulunmasına ve davacı tarafından kanıtlanmasına göre,ilk derece mahkemesince uygulanması gereken maddede hata edilmişse de, bu durum sonuca etkili olmadığından artık süresinde hasar ihbarında bulunulmadığı yönündeki davalı savunması ve istinaf nedenine itibar edilmesi mümkün değildir. Öte yandan dava konusu makineler davacı tarafından ambalajlanmış ancak parsiyel olarak gerçekleştirilen taşımada, yükleme, istifleme ve boşaltma davalı taşıyıcı tarafından yapılmıştır. Makinelerin ambalajı yetersiz olmakla birlikte davalı kargo şirketi tarafından yetersiz ambalajlanmış haliyle kabul edilmesi, bu şekilde taşındığında karşılaşılacak riskler konusunda davacının uyarılmaması ayrıca ünitelerin 4 adet tekerlek sehpa üzerinde ve normal şartlarda yer değiştirmelerini engellemek amacıyla en az iki tekerleğin mandallı, kilitlenebilir tip imal edildiği, sevkiyat için taşıta yüklendikten sonra tekerlek frenleri kilitlenmesi ve sabitlemenin gereği şekilde yapılması halinde yetersiz ambalajlı olan makinelerde mevcut hasarların meydana gelmesine engel olunabileceğinin bilirkişi incelemesi ile açıkça tespit edilmiş olmasına göre,hasarın münhasıran ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmadığı, yükleme ve istifleme hatasının da etkili olduğu buna göre, ilk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı ile birlikte davalı taşıyıcının %50’şer oranında müterafik kusurlu olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nakliyat sigorta poliçelerinin 4.3 maddesinde, sigorta edilen şeyin amhalajlanma veya hazırlanmasındaki yetersizlik ya da uygunsuzluğun neden olduğu ziya, hasarın teminat dışı olduğu belirtilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, hasar, münhasıran ambalaj yetersizliğinden meydana gelmediğinden artık teminat dışı olduğu kabul edilemez. Hasarın oluşmasında davalı taşıyıcının yükleme, boşaltma ve istiflemede kusurunun %50 oranında etkili olduğunun saptanmasına göre, ambalaj yetersizliği nedeniyle davacıya atfedilen kusura tekabül eden hasar tutarının tenzilinden sonra kalan kısımdan sorumlu tutulması da isabetlidir. Ne var ki mahkemece davalı taşıyıcının sorumlu olduğu bedelin hesaplanmasında TTK hükümlerinin dikkate alınmadığı görülmektedir. Zira TTK 880. maddesi hükmü gereği, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Ayrıca TTK 882. maddesi uyarınca, sınırlı sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. Bu nedenle davalı taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesi için öncelikle taşıma sebebiyle uğranılan gerçek zararın TTK 880. maddesi kapsamında belirlenmesi daha sonra bu zarar tutarının karar tarihi itibarıyla SDR cinsinden hesaplanacak üst sınır ile karşılaştırılması, gerçek zararın bu sınırın altında kalması halinde zararın tamamına, üzerinde kalması durumunda ise üst sınıra kadar tazminata hükmedilmesi gerekir. Diğer davalı sigorta şirketi ise poliçe limiti dahilinde sigortalının kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu dur. TTK 883. maddesine göre, taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz. Somut olayda, davalı taşıyıcının hasardan % 50 oranında sorumlu olduğunun kabul edilmesine göre, davacının taşıyıcıya ödediği navlun bedelinin anılan hükümler doğrultusunda belirlenen tutarının iadesini talep edebilecektir. Açıklanan nedenlere göre, mahkemece tazminat bedelinin tespiti ve navlunun iadesi hususunda varılan sonuç usul ve yasaya aykırı olduğundan tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına ve yukarıda açıklanan hususlarda yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Tarafların istinaf başvurularının KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, USULDEN KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Taraflarca yatırılan peşin istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 353(1)a ve 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021