Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/589 E. 2021/1422 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/589
KARAR NO: 2021/1422
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2016/680 Esas – 2018/1386 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı şirketteki hisselerini şirket ortaklarından olan oğlu …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davalı şirketin satın aldığı bir kısım malların bedelinin müvekkilinin kredi kartları ile ödendiği, şirketin aldığı malın bedelinin şahsi kredi kartlarından ödenmesi nedeniyle bu ödemelerin tahsili amacıyla davalıya karşı yapılan icra takibine haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davanın ticari dava olmayıp görev yönünden reddi gerektiği, davacının şahsi kredi kartından şirket hesabına harcama yaptığı dönemde şirket temsilcisi olduğu, bu yetkisini kullanarak şirket hesaplarından haksız yere para çektiği ve bu paraların iadesi amacıyla davacıya karşı açılan davanın mahkemenin 2015/1059 esasında kayıtlı olup, derdest bulunduğu, şirketin mal varlığını kendi üzerine geçirdiği, bu sebeple savcılık soruşturmasının sürdüğü ayrıca yine davacı tarafından açılan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın bulunduğu, şirket yöneticisi olduğu dönemde zararlandırıcı işlemler bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesin savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan kök ve ek rapor doğrultusunda; davacının harcama yaptığı dönemde davalı şirketin müdürü olduğu, kredi kartından yapılan harcamaların şirket lehine yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacı tarafından yapılan harcama karşılığı tutarın davacıya ödenip ödenmediği, davalı tarafından sunulan defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı hususlarında olduğu, dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile davalı tarafından sunulan kapanış tasdiki bulunmadığı belirtilen defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından yapılan harcamaların davalı şirket kasasından nakit olarak ödendiğinin davalının usulüne uygun olarak tutulan defterlerinden anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu harcamaların müvekkili tarafından yapıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilerek, davalı vekiline davacıya hangi kalemler için hangi tarihte ne şekilde ödeme yapıldığına dair belgeleri dekont vb. belgeleri sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin bitmesinden sonra ve talep halinde dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii edilerek davacıya yapıldığı belirtilen ödemelerin hangi tarihte ne şekilde yapıldığı, miktarı varsa davacının alacak miktarı konunda ek rapor tanzim edilmesine karar verildiği, davalının yalnızca 16.04.2018 günlü beyanlarını sunduğu ancak ibrazı istenen makbuz ve dekontlar sunmadığı, düzenlenen ek raporda taraf itiraz ve beyanlarının tekrarlandığı, davalı şirketin delil vasfını haiz olmayan resmi defter ve belgelerinde; yapılan harcamalar karşılığında kasa hesabına alacak kaydedildiği, yapılan bu kaydın muhasebe prensiplerine göre ödemenin kasa hesabından yapıldığı anlamına geldiğinin açıklandığı, oluşturulan ara karara rağmen davalı tarafından ödeme belgesi sunulmadığı halde eksik ve yetersiz bilirkişi raporları uyarınca davanın reddine karar verildiği, taraflar arasındaki vekalet ilişkisi mevcut olup, davalı şirketin sorumluluğundan vekalet ilişkisinden kaynaklandığı, müvekkilin Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 01 Temmuz 2010 gün ve … sayılı vekaletnamesi ile vekil olarak atandığı ancak Şarköy Noterliğinin 09.10.2014 azilname ile azledildiği anılan belgelerin dosyada olduğu, sahibi lehine delil olma vasfı taşımayan davalı ticari defter ve kayıtlarında oluşturulan yasal dayanağı olmayan kayıtlara itibar edilerek ödemenin kasadan yapıldığının kabul edilip, hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davalı şirketin satın aldığı mallara ilişkin muhtelif fatura bedellerinin davacının şahsi kredi kartından ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacının, davalı şirketteki hisselerini yine şirket ortaklarından olan oğlu …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı, Gaziosmanpaşa … Noterliğinin 01.07.2010 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile davalı şirketin müşterek yetkilileri … ve … tarafından şirketin muhtelif iş ve işlemleri için geniş yetkilerle vekil olarak tayin edildiği ancak daha sonra Şarköy Noterliğinin 09.10.2014 tarihli düzenleme şeklindeki azilnamesi ile vekillik görevinden azledildiği dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece de kabul edildiği üzere, dava konusu harcamaların davacının şahsi kredi kartından ödendiği de ihtilafsızdır. Dosyada mevcut bilirkişi kök ve ek raporlarında; davalı şirket hesabına davacının kendi şahsi kredi kartından yaptığı harcamaların, şirketin anılan yıllara ilişkin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca kapanış tasdiki bulunmayan defterlerde, bu harcamaların 60.616,81 TL’sinin kasa hesabından çıkış olarak kaydedilmesine göre, bu bedelin davacıya ödendiği, geri kalan 19.042.08 TL’nin ise ödeme kaydınını bulunmadığı ancak harcama yapılan kredi kartlarının davacının bilgisi dışında temin edilerek ödeme yapıldığının da iddia edilmediği, buna göre davalının davacıya borcunun bulunmadığı açıklanmış, mahkemece bu raporlar benimsenerek hüküm kurulmuştur. Dava konusu harcamaların davalı şirket adına davacı tarafından yapıldığının ihtilafsız olmasına göre, bu bedelin davacıya ödendiğini ispat yükü TMK 6. ve HMK 190. maddelerine göre davalıya aittir. Davalı şirketin kapanış tasdiki bulunmayan ve bu haliyle usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerindeki 60.616,81 TL tutarındaki ödeme kaydının, dayanak belgeleri sunulmadığı halde mahkemece davalının kendi lehine delil niteliği olmayan defterlerine itibar edilmesi isabetsiz olduğu gibi ticari defterlerde ödeme kaydı dahi olmayan 19.042,08 TL’den davalı şirketin hangi nedene dayalı olarak borçlu olmadığı açıklanmaksızın bu bedelin de ödendiğinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu durumda; davalı vekilinin cevap dilekçesinde bildirdiği, davacı tarafından davalıya karşı benzer nedenle açılan davanın ve yine davalı şirket tarafından davacıya karşı açılan davanın akıbetinin araştırılıp, ispat yükünün davalıda olduğu ve davalının en son yemin deliline de dayandığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ve yetersiz gerekçe ile yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yapılan açıklamalara göre yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021