Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/582 E. 2022/69 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/582
KARAR NO: 2022/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2014/1074 Esas – 2019/20 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/01/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine ödenmemiş fatura bakiyeleri alacağı olan 35.509,62 TL asıl alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başlanmış olduğunu, ödeme emri davalı borçlu şirkete tebliğ edildiği, ancak davalı borçlu şirket işbu ödeme emrindeki asıl alacağa, bu alacağın takip öncesi dönem için işletilen faize, takip sonrası dönem için işletilen faize ve oranlarına, vekalet ücretine ve icra harç ve giderlerine kısmi olarak itiraz ettiğini, işbu takibin 22.403,79 TL’lik kısmının durdurulduğunu, ancak davalı borçlunun yaptığı kısmı itiraz haksız ve mensetsiz olduğunu, müvekkili borçluya muhtelif mal ve hizmetler sunduğunu, yapılan alımlar ve sunulan bu hizmetler nedeniyle müvekkil şirket tarafından faturalar kesilmiş olduğunu, muavin defterler tutulduğunu, kesilen fatular ve 30.06.2013 tarihli muavin deftere göre, davalının müvekkiline 35.509,62 TL borçlu bulunduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin 22.403,79 TL kısımlık alacak için, işletilen faiz ve faiz oranına ve borcun diğer tüm ferilerine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Davacı ve müvekkilininde ortağı olduğu İstanbul İli, Ulus İlçesinde inşa edilen … Projesi’nde aralarında imza edilen 31.01.2012 tarihli … Mutfak Akrîlik Tezgah ve Duvar kaplama İşleri mal Alım Sözleşmesi uyarınca iş yaptığını, Üst işveren … A.Ş.ile olan anahtar teslimi inşaat yapım sözleşmesi feshedildikten sonra, konu şantiyedeki iş yapımı ve yönetimi 14.03.2012 tarihinde imzalanan sözleşme ile … Tic. Ltd. Şti.’ne verildiğini, Davac tarafından, … Şantiyesine yaptığı işlerden dolayı hak edişlerine İstinaden bu projede Müvekkil Davalının da aralarında bulunduğu arsa maliki olan 4 Şirket; …Ticaret A.Ş., … A.Ş., …Ticaret A.Ş., … Ticaret A.S. tarafından arsa payları nispetinde faturalar düzenlenmiş ve tahakkuk eden hak edişlerin bir kısmı ilgili firmalar hesabından, bir kısım da şantiyede inşaat yapım işini üstlenen … Limited Şirketi tarafından ödenmiş olduğunu,, Davacının bakiye ödenmemiş 13.209,44 TL’sı cari hesap alacağı bulunmasına rağmen … Ticaret Ltd. Ştl. tarafından alacaklı olduğundan bahisle, Müvekkil Şirket … aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile İcra takibi, başlatılmış olduğu, bu takip dosyasından gönderilen örnek “7’ numaralı ilamsız takipte ödeme emri Müvekkil Şirkete 15.08.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, ilgili ödeme emri tetkik edildiğinde, fatura ve cari hesap bakiyesi alacağın takip müster yapılarak, 35.509,62 TL asıl alacak ile bu alacağın takip öncesi dönem faizi 103,61 TL olmak üzere, toplam 35.613,23 TL’ nin takip ferileri ile birlikte ödenmesinin, takip Alacaklısınca alacak miktarını aşan miktarda fazladan talepte bulunduğu görüldüğünü, sözde takip alacaklısı Davacı Şirket tarafından, yukarıda unvanları yazılı şirketlerce alacaklı hesabına yapılan ödemeler virmanlaşmadan ve hesaplardan mahsup yapılmadan yukarıda yazılı bulunan anapara miktarını aşan nispette ve haksız biçimde takip yapıldığının tespit edildiği, Keza Takip öncesi Müvekkil Davalı şirketin temerrüdü oluşmadığı halde takip öncesi dönem için temerrüt faiz hesabı yapıldığı, takip tarihi itibarıyla cari avans faiz oranı yıllık % 11 olmasına karşın bu miktarı aşan nispette % 17 ,75 orandan da takip süresince işleyecek faiz isteminde bulunulduğu görüldüğü, bu nedenle tarafımızdan kabul edilen ana para tutarı olan 13.209.44 TL’ borca, takip tarihinden itibaren işletilen yıllık %11, avans faizi ile birlikte, tarafımızdan hesap edilen vekalet ücreti, icra gideri, peşin harç ve tahsil harcı olmak üzere yapılan hesaplama tutarı aşağıda gösterilmiş olduğunu, bu miktar 15.126,31 TL ayrıca İstanbul … İcra Müdürlüğünün banka hesabına Müvekkil Şirket tarafından ödendiğini, işbu ödeme ile birlikte takip alacaklısının, 13.209,22 TL tarafımızdan kabul edilen ana para alacağı ve bu alacağın 16.08.2013 tarihinden itiraz edilerek icra takibi işlemlerinin durdurulması talep edildiğini, ancak; Davacı … Ltd. Şti. tarafından bu kez Sayın Mahkeme huzurunda ikame edilen işbu davada, davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerinin bir kısmı takip öncesi ödendiği yolunda hiç bir beyan ve açıklamaya yer verilmediği görüldüğünü. Haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, haksız takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” davacı ve davalı taraflar arasında karşılıklı sözleşme bulunmasa da davalı firmanın da içinde bulunduğu şirketler ile davacı taraf arasında 31.01.2012 tarihli “… ” sözleşmesinin imzalandığı, kesilen faturalar ve yapılan USD üzerinden ödemeler hususunda taraflar arasında niza olmadığı, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olmaları nedeniyle kendi lehine delil teşkil ettiği, taraf defterleri arasındaki farklılıkarın dava dışı … tarafından davalı firma adına 31.07.2013 tarihinde 19.903,10 TL olarak yaptığı ödemenin davalı defterlerine işlemesine rağmen davacı tarafa bildirimde bulunulmadığından davacı defterlerinde yer almadığı ve zaten ödemenin dava tarihinden sonra 01.12.2014 tarihli temlik beyannamesiyle devralınmış olduğu, 2. Farklılığın USD olarak yapılan ödemelerin kur değerlemesi yapılırken her iki tarafça farklı uyarlama yapılmış olması, 3. Farklılığında havale bedellerinin deftere işlenmesinde her iki tarafça farklı kayıtlar tutulmuş olması nedeniyle taraf ticari defterlerinin uyuşmadığı, bu farklılıklar gözönüne alınmadığında takip tarihi itibariyle 33.120,12 TL üzerinde defterlerin birbiriyle örtüştüğü, 2’inci yaptırılan bilirkişi incelemesinde tüm çelişkilerin ortadan kaldırılmış olması nedeniyle hükme esas alınabileceği kanaatine varılarak öncelikle 19.923,10 TL tutarında yapılan ödemenin takip tarihinden 1 gün önce yapıldığı, davalı deftelerine işlendiği fakat hiçbir şekilde davacı firmaya bilgi verilmediği, mahsup işlemini gerçekleştirmesi için hukuken bildirimde bulunulmadığı, itirazın iptali davasının 09.01.2014 tarihinde açılmış olmasına rağmen temlik beyannamesinin 01.12.2014 tarihli olduğu, gerek takip tarihi gerek dava tarihi itibariyle ödemenin davacı defterlerine işlenmesinin mümkün olmadığı, yapılan hesaplamaya göre ödeme dikkate alınmaksızın davacı tarafın takip tarihi itibariyle 20.389,73 TL alacağının bulunduğu, daha önce temerrüt gerçekleşmediğinden takip öncesine ait faiz talep edilmeyeceği, takip tarihinden sonrası içinse yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi istenebileceği anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulü ile dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı taraf talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş yapılan ödemelerin infaz aşamasında gözetilmesine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece kesinleşmiş emsal kararlara rağmen verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, onanmış ve davalı tarafça bu onama ilamlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmadığı için ilgili onama kararlarının kesinleştiğini, Dava dışı … tarafından müvekkili davalı şirket ile dava dışı yatırımcı 3. Şirket nam ve hesabına yapılan ödemenin temlik hükümleri kapsamında değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemece dava dışı … tarafından müvekkili davalı şirket adına yapılan 19.923,10.TL tutarındaki ödemenin takip tarihinden 1 gün önce yapıldığı bu ödemenin müvekkili şirket defterlerine işlendiği ancak davacı şirkete bilgi verilmediği mahsup işlemini gerçekleştirmesi için hukuken bildirimde bulunulmadığı dava tarihi 09/01/2014 olmasına rağmen temlik beyannamesinin 01/12/2014 tarihli olduğu gerek takip tarihi gerek dava tarihi itibariyla ödemenin davacı defterlerine işlenmesinin mümkün olmadığı yapılan hesaplama göre ödeme dikkate alınmaksızın davacı tarafın dava tarihi itibarıyla 20.389,73.TL alacağını bulunduğundan bahisle davanın kısmen kabul edildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete olan borcu para borcu olup para borçlarında öncelikle borcu sona erdiren sebeplerin başında borcun ifası geldiğini, (TBK md.83) Dava dosyasında mübrez 01/12/2014 tarihli dava dışı …. ‘ün ve yetkilisi olan …ın … tarafından davacı şirkete yapılan ödemenin müvekkili şirket ve dava dışı yatırımcı 3 şirket namına yapılmış olduğuna dair noter tasdikli beyanının temlikname olarak değerlendirilmesinin hukuki imkanı bulunmadığını, Eksik ve yanlış hesaplamaları haiz hatalı yorumlar üzerinden tanzim olunan 27/08/2018 tarihli bilirkişi ek raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemece verilen gerekçeli kararın hüküm kısmı tereddüte yer verecek biçimde olup, HMK 297 maddesi hükmü koşullarına açıkça aykırı olduğunu, beyanla, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kabul edilen kısımlar yönünden istinaf incelemesi ile kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini veya yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı Şirketin davalı şirketten alacağı defterlerin incelenmesi ile açıklığa kavuştuğunu, dava dışı …’un davacı şirkete yapmış olduğu ödemenin bu davanın konusu olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin borcunun başka bir şirketçe ödenmesinin kabulünün mümkün olmayıp, aksi düşünüldüğünde, bu ödeme ticari defterlerine işlenecek olup, ödemeyi yapan şirketin bir müddet sonra hukuki yollara başvurarak ödemeyi geri istemeyeceğinin hiçbir garantisinin bulunmadığını, davalının anlatmaya çalıştığı borcun nakli ise bunun için de davacı şirketin muvafakati gerektiğini, yerel mahkemenin kararının hukuka uygun olup, bu nedenlerle davalı yanın istinaf kanun başvurusunun reddini savunmuştur.
GEREKÇE:Dava, fatura ve cari(açık) hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, dava dışı 3. Firmanın yaptığı ödemenin davacı alacağından düşülüp düşülmeyeceği noktasındadır.Davacı … Tic. Ltd. Şti. (Tedarikçi) ile davalı … Ticaret A.Ş., dava dışı … Tiçaret A.Ş., … A.Ş. , … Tiçaret A.Ş. (Müşteri) olarak aralarında “… Projeince işler kapsamında yer alan Daireiçi Mutfak Akrilik Tezgah Ve Duvar Kaplama İşleri akrilik ve duvar kaplama malzeme tedarik ve montaj işçiliği” konusunda 31.01.2012 tarihli … Ulustar arası Konutları mal Alım Sözleşmesi İmzalanmıştır. Dava dışı … Yönetim A.Ş.(Yüklenici) ile davalı … Ticaret A.Ş., dava dışı … Tiçaret A.Ş., … A.Ş. , …Tiçaret A.Ş. (İşveren) olarak aralarında … Projesi II. Etap çalışmalarına ilişkin 14/03/2012 tarihinde müteahhitlik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmede işveren şirketlerin yükleniciye yapılacak ödemelerden sorumluluğu belirlenmiş ve davalının payı %30,47 olarak ifade edilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, fatura ve cari hesaba dayalı olarak 35.509,62 TL asıl alacak ve 103,61 TL işlemiş faizin tahsili istemiyle 01/08/2013 tarihli takip talebiyle ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. Maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Bilirkişi aracılığıyla incelenen davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 35.509,62 TL alacağı bulunmaktadır. Davalı ise kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 13.209,44 TL borçlu durumdadır. Taraf ticari defterlerindeki mutabakatsızlık, dava dışı … A.Ş. Tarafından davacıya yapılan ödemeden davalının hissesine isabet eden 19.923,10 TL’nin davalı ticari defterinde kayıtlı olmasına rağmen davacının ticari defterinde dava dışı … A.Ş.’nin verdiği avans olarak kaydedilerek davalının hesabına virmam yapılmamasından, ayrıca davacının yaptığı 2.383,03 TL kur değerlemesine ilişkin kaydın davalının kayıtlarında bulunmamasından ve davalı kayıtlarına 08/02/2013 tarihli ödemenin 6,42 TL eksik kaydedilmesinden kaynaklanmaktadır. Beşiktaş … Noterliği’nin 01/12/2014 Tarih ve … YN’lu işlemi ile onaylanan, dava dışı … A.Ş.’nin düzenlediği belgede kendileri tarafından davacı-tedarikçi şirkete 17/08/2012 tarihinde yapılan 65.385,96 TL ödemenin, davalı hissesine isabet eden 19.923,10 TL’sinin davalı borcuna mahsuben yapıldığı beyan edilmiştir.Davacı …’nin aynı tedarik sözleşmesine dayalı olarak sözleşmeyi müşteri olarak imzalayanlardan biri olan … Davacı …’nin aynı tedarik sözleşmesine dayalı olarak sözleşmeyi müşteri olarak imzalayanlardan biri olan … Tic. A.Ş. Hakkında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/540 Esas sayılı dosyasında görülen davada, “… Gayrimenkulün yetkilisin aynı zamanda davalı firmanında yetkilisi olan …’ın … adına 12.102,95 TL ödeme yaptığı sabit olup, davacı taraf vekilince … yetkilisi veya … şirketi ile her hangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını 03/12/2014 tarihli oturumda açıkça beyan etmiş olup, defterlerinde bu … yetkilisi ve ayni zamanda davalı … yetkilisi olan …’ın yaptığı ödemeyi kayıt etmiş olmasına rağmen davalı … hesabından düşmesi gereken borcunda mahsup yapılmadığı, bu hususu bilerek ayrıca icra takibi yapıldığı oysa yapılan ödemenin … hesabına yapılmış olduğunun sabit olduğu” kabul edilerek bu ödeme davacı alacağından mahsup edilip davanın kalan bakiye üzerinde kısmın kabulüne karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16.10.2015 Tarih, 2015/1249 E- 2015/5080 K sayılı kararı ile onanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 83/1. Maddesine göre, borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir. Davaya konu borç bir para borcu olup, bu borcun şahsen ifası gerekmez. Davacı taraf da bu borcun şahsen ifa edilmemesi halinde menfaatlerinin zedeleneceğini iddia ve ispat etmemiştir. Kaldı ki, yüklenici ile kendi arasında bir ticari ilişki bulunmadığı sabit olup, dava dışı yüklenicinin yaptığı ödeme reddedilerek iade edilmediğine göre kabul edilmiş sayılır. Her ne kadar projenin yüklenicisi dava dışı … A.Ş.’nin yaptığı ödemeyi avans olarak kayıtlarına almış ise de gerçeğe uygun olmayan bu kayda itibar edilmesi mümkün değildir.Ayrıca davacı, sözleşmenin tarafı olan diğer şirketlerin her biri için ayrı ayrı cari hesap tuttuğuna göre müşteri şirketlerin aralarındaki sorumluluk paylaşım oranlarını bildiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla projenin yüklenicisi … A.Ş.’nin 17/08/2012 tarihinde yaptığı 65.385,96 TL ödemenin, davalı hissesine isabet eden 19.923,10 TL’sinin davalı borcundan mahsubu gerekir. Taraflar arasındaki sözleşme yabancı para cinsinden olup, 2012 yılında da kur değerlemesi yapıldığı ve bu hususun teamül haline geldiği ve 2013 yılındaki kur değerlemelerinin yerinde olduğu hususları bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir.Davacının takip tarihi itibariyle alacağı 18.448,48 USD karşılığı 35.509,62 TL olup, bu miktardan takipte itiraza uğramayan 13.209,44 TL ve dava dışı … A.Ş.’nin yaptığı ödemeden davalı hissesine isabet eden 19.923,10 TL’de tenzil edildiğinde 2.377,08 TL alacak bakiyesi kalmaktadır. Hal böyle iken Mahkemece bu miktarı aşar şekilde ve yüklenici firmanın ödemesi kabul edilmeyerek davanın 20.389,73 TL asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece yapılan ödemenin davacıya bildirilmediğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın 2.377,08 TL yönünden iptaline, takibe konu alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davacı vekilinin kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, reddedilen kısım yönünden davacı takip başlatmakta haksız ise de kötüniyetli olduğu dosya kapsamına göre ispatlanamadığından yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, 2-Davalı takip borçlusunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibine vaki itirazının 2.377,08 TL yönünden İPTALİNE, Kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, 3-Kabul edilen alacağın %20’si olan 475,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 270,65 TL harcın işin hitamında alınması gerekli olan 162,38 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 102,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 25,2 TL, posta ve tebligat gideri 298 TL, bilirkişi ücreti 2150 TL, olmak üzere toplam 2473,2 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 262,41 TL yargılama masrafına alınması gerekli olan 162,38 TL harç ilave olunarak 424,79 TL’nin, davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 1050 TL’den, kabul-ret oranına göre davacı yana isabet eden 938,59 TL’den mahsubu ile kalan 513,80 TL’nin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2210,79 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu yargılama masrafından kalan 111,41 TL’nin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.377,08 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine, 10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL tutarındaki yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2022