Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/58 E. 2020/163 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/58
KARAR NO: 2020/163
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI: 2017/147 Esas – 2018/789 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkili şirketin ticari münasebet içerisinde bulunduğu dava dışı … A.Ş. ünvanlı şirkete göndermek isterken 07/07/2014 tarihinde tüzel kişiliği son bulan … A.Ş. ünvanlı şirkete isim benzerliği nedeniyle sehven 01/07/2016 tarihinde 8.398,41-TL ile 12/08/2016 tarihinde 8.104,23-TL EFT havalesi gönderildiğini, hatanın anlaşılması üzerine davalı bankanın İmes Şubesi ile görüşülerek iade talep edilmiş ise de, alıcının rızası olmadan para iadesinin yapılamayacağını beyan etmeleri karşısında ilgili şirket yetkilisine ulaşılarak yazılı talimat alınmasına rağmen davalı bankanın parayı iade etmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takibe haksız yere itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ve takibin devamını, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili, dava konusu paranın … Bankası kanalıyla geldiğini, havaleyi kontrol ettikten sonra alıcı hesabına geçildiğini, havale alıcısı şirketin çek kredisinden ötürü kendilerine borçlu olduğundan paraya bloke koyma haklarının bulunduğunu belirterek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında; “Dava konusu EFT işleminin dava dışı … A.Ş. ünvanlı şirketin hesabı yerine sehven isim benzerliği nedeniyle 07/07/2014 tarihinde tüzel kişiliği son bulan … A.Ş. ünvanlı şirkete davacı şirket personelince havale yapıldığı, havale işlemindeki yanlışlığın bankadan kaynaklanmadığı dosyadaki yapılan tahkikat neticesinde anlaşılmaktadır. Zira havale işleminde hem havale alıcısının ünvanı hem de hesap numarası açıkça birlikte gösterilmiş olup, davacı dava dışı havale alıcısı şirketin hesap numarasına kadar tüm bilgilerine sahiptir. Bir başka söyleyişle, havalenin internet bankacılığı kanalıyla davacının bizzat kendi talebi ve özgür iradesiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, internet bankacılığı işlemlerinde bankaların doğrudan bir müdahalesi söz konusu değildir. Bu noktadan sonra havale edilen para, havale alıcısının hesabına geçmekle artık bankanın bu parayı havale göndericisine veya üçüncü bir şahsa havale alıcısının talimatı bulunmaksızın iade etme yetki ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Eldeki davada dava dışı havale alıcısı şirket temsilcisinin bedel iadesi yönünde bankaya yazılı muvafakati mevcut ise de davalı banka ile dava dışı havale alıcısı firma arasındaki Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı bankanın alacağına binaen havale alıcısı dava dışı şirketin hesaplarından mahsup ve hesaba bloke koyma yetkisi bulunması nedeniyle sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Sonuç olarak, banka yönünden havale işleminin usulüne uygun olması ve sözleşme hükümlerince paraya el koyma yetkisi bulunması gözetilerek sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu EFT işleminin davacı tarafça yapıldığını, bu konuda taraflar arasında ihtilaf olmadığını, 16.07.2014 tarihi itibariyle dava dışı anılan şirketin tüzel kişiliği son bulduğunu; taraflar arasında var olduğu iddia edilen “Çek Taahhüt Sözleşmesi ve Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” de, 16.07.2014 tarihi itibariyle sona erdiğini, 16.07.2014 tarihi itibariyle dava dışı anılan şirketin tüzel kişiliği son bulduğundan; taraflar arasında var olduğu iddia edilen “Çek Taahhüt Sözleşmesi ve Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” de, 16.07.2014 tarihi itibariyle sona erdiğini, hak ve fiil ehliyetine sahip olmayan, tüzel kişiliği sona eren dava dışı şirket ile davalı bankanın geçerli bir hukuki ilişkisinin olmadığını, Davalı bankanın; hukuken var olmayan birisine ait hesaptaki paraya, hukuken geçerliliği olmayan bir sözleşmeye dayalı olarak el koyması mümkün değildir. Davalı bankanın; hukuken var olmayan birisine ait hesaptaki paraya, hukuken geçerliliği olmayan bir sözleşmeye dayalı olarak el koymasının mümkün olmadığını, isim benzerliği nedeniyle sehven gönderilen paranın davacıya iade edilmesi gerektiğini, davalı bankanın; sicil kaydı terkin edilen, halihazırda var olmayan, tüzel kişiliği sona ermiş bir firmaya ait hesabı kapatması gerekmekte iken, anılan hesabı kapatmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, isim benzerliği nedeniyle hataen başka bir şirkete gönderildiği iddiasına dayalı EFT bedelinin davalı bankadan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacı tarafça ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hesabına sehven gönderildiği iddia edilen EFT tutarının iadesi ile ilgili olarak davalı bankanın davacıya karşı sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı tarafça … Bankası internet bankacılığı aracılığı ile dava dışı … Ltd. Şti.’nin … Bankası nezdindeki IBAN hesabına 01/07/2016 tarihinde 8.398,41 TL , 12/08/2016 tarihinde 8.104,23 TL cari ödeme açıklaması ile toplam 16.502,64 EFT olarak gönderilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için 6098 sayılı TBK 555 vd. maddeleri ile özellikle havale edenin geri alma hakkının düzenlendiği TBK 559 maddesinin uygulanmasını gerektirmektedir. TBK 555 maddesinde “havale, havale edenin, kendi hesabına para, kıymetli evrak ya da diğer bir misli eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini, bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlem” olarak tarif edilmiş olup, havaledeki üçlü borç ilişkisinin taraflarını havale eden, havale alıcısı ve havale ödeyicisi oluşturmaktadır. TBK 559/2 maddesinde de, havale ödeyicisinin (davalı banka) havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale edenin ona verdiği yetkiyi geri alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davalı banka, havaleyi kabul ile havale eden tarafından gönderilen parayı havale alıcısının hesabına geçirmiş olmakla, havale konusu para üzerinde tasarruf hakkı havale alıcısına geçmiş olup havale eden, TBK 559/1.maddesi uyarınca havale alıcısına vermiş olduğu yetkiyi geri alabilirse de, davalı havale ödeyicisi bankaya verdiği yetkiyi geri alamayacağından irade fesadına dayalı dahi olsa iade istemini davalı bankaya karşı ileri süremez. Davalı bankanın, TBK’nın 557/1. maddesi de gözetildiğinde, havale alıcısının hesabına aktardığı havale konusu para üzerine, havale alıcısı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bloke koymuş olmasında da yasaya aykırı bir durum sözkonusu olmayıp davacının iadesi talebinin reddedilmesinde davalı banka açısından bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2017 Tarih, 2016/4541 Esas ve 2017/6590 Karar). Bilirkişi raporunda yer alan tespitlere göre dava dışı … Ltd. Şti.’nin davalı banka nezdinde bulunan çek hesabı ile ilgili olarak davalı bankaya dönmemiş halen 60 tanesi boş (kullanılmamış), 17 tanesi karşılıksız çıkmasına rağmen banka sorumluluk bedeli ödenmemiş olan toplam 77 adet çek bulunmaktadır. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 3/4. Maddesinde, Bankanın eski çek defterleriyle ilgili Kanunun 3/3. Maddesi uyarınca süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu tutar yönünden sorumluluğu 30/06/2018 tarihine kadar devam edeceği düzenlenmiştir. Her ne kadar, dava dışı … Ltd. Şti. ile banka arasındaki sözleşme, … Ltd. …nin 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. Maddesine göre 07/07/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğini kaybetmesinden dolayı sona ermiş ise de, bu durum sözleşmeden kaynaklanan borcun tasfiyesi için sona eren sözleşme hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Bu kapsamda dava dışı … Ltd. Şti.’den gayri nakdi kredi alacağı bulunan bankanın Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinde düzenlenen rehin hakkına istinaden bloke koymasında herhangi bir şekilde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra ticaret sicilinden terkin edilen bir şirketi kendi kayıtlarından çıkarmayarak bu şirkete iki kez EFT ile para gönderilmiş olmasına rağmen, ticaret sicilinden terkin edilen şirketten dönmemiş çekler nedeniyle gayri nakdi risk alacağı olan davalı bankanın, terkin nedeniyle şirket hesabını kapatmamasında kusuru bulunduğunu ileri sürülmesi TMK’nun 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil edecektir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2020