Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/574 E. 2021/1541 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/574
KARAR NO: 2021/1541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2019
NUMARASI: 2017/417 Esas – 2019/228 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin, davacıya ait araç ile Rusya’ya kayısı gönderdiğini, kararlaştırılan navlun bedelini ödediğini, Türkiye ve Rusya arasında yaşanan sıkıntılar (uçak krizi) nedeniyle davacının 23 gün gecikmeli olarak yükü alıcıya teslim ettiğini, dava konusu bekleme ücreti altında düzenlenen faturanın kabul edilmediğini, bekleme işleminde müvekkilinin kusuru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, CMR sözleşmesinde bekleme ücreti olarak bir düzenlemenin yer almadığı, TTK 864. Md. göre bekleme ücreti şartları gerçekleşmediği, davacının taşımada gecikme nedeni olarak gösterdiği Türkiye’nin Rusya savaş uçağını düşürme olayının 24.11.2015 tarihinde, taşıma olayının 22.10.2015 tarihinde olaydan 33 gün önce yapıldığı, davalının olayda kusurunun olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçe ihtiva etmediğini, Yargıtay kararlarında, CMR ve TTK’da karayolu taşımasında fazla beklemeden ücret alınacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakla beraber uygulamada bu ücretten davalı gönderenin sorumlu olduğunu, 23 günlük gecikmenin uçak krizinden kaynaklı olduğu iddiasının müvekkiline değil, davalıya ait bir iddia olduğunu, yargı kararları uyarınca beklemenin sebebini müvekkili şirketin açıklamasına dahi gerek olmadığını, kaldı ki, bekleme müvekkili şirketten kaynaklanmadığını, davalının bekleme ücretini de ikrar ettiğini, neticeten bekleme ücretinin makul olduğu ve davalının da açık ikrarı olduğu halde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava, CMR hükümlerine tabi kara taşımasında taşınan emtianın bekleme ücreti nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Somut olayda, davacının taşıyıcı, davalının taşıtan olduğu, karayoluyla Rusya’ya yapılan taşımada, davacı taşıyıcıdan kaynaklı olmayan gecikme ve araçların beklemesi olayının vuku bulması nedeniyle davalının gecikme ve bekleme nedeniyle demuraj ücretinden sorumlu olduğu ileri sürülmüş, davalı ise, beklemede herhangi bir kusurunun olmadığını, olay tarihinde, Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi kriz nedeniyle emtianın alıcıya gecikmeli teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş olup, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalının göndericisi olduğu emtiaların davacıya ait araçlarla Rusya’ya taşımasının yapıldığı, emtianın yurt dışındaki alıcısına teslim edildiği ihtilafsız olup, uyuşmazlık davacının, davalıdan demuraj ücreti talebinde haklı olup olmadığı konusundadır. Davacı taraf, bekleme ücreti için“ Malatya-Moskova bekleme ücreti (23×150 Euro)” açıklamalı 08/12/2015 tarihli 3.450 Euro bedelli faturayı düzenleyerek ticari defterlerine kaydetmiştir. Anılan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, fatura başlı başına alacağın varlılığına delalet teşkil etmediğinden ispat yükü davacıdadır. Türkiye’den Rusya’ya yapılan taşımadan kaynaklı uyuşmazlıkta, CMR hükümlerinin uygulanması gerekirse de; bekleme (demuraj) ücreti ile ilgili olarak CMR ‘de açık bir düzenleme bulunmadığından, 6102 sayılı TTK hükümleri uygulama alanı bulacaktır. TTK 863. maddesine göre, yükleme ve boşaltmalarda, taşıyıcı, kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul süreden daha fazla beklemesi halinde uygun bir bekleme ücretine hak kazanacaktır. Hal böyle olunca, HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, davacı tarafça, 23 gün bekleme yapıldığı iddiası bakımından dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı gibi, beklemenin Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi krizden kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de, taşımanın ifa edildiği tarihlerden sonra, iki ülke arasında siyasi kriz ortaya çıktığı, beklemede davalıya atfı kabil kusurun da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, dosyada alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki e-posta içeriklerinde, davalının 1.000 Usd demuraj ücretini ödemeye hazır olduğu belirtilmiş ise de, bunun dayanaklarının rapora eklenmediği, davacı tarafça da anılan e-posta dökümlerini dosyaya sunulmadığı gibi, dava dilekçesinde delillerinde, taraflar arasındaki e-posta içeriklerine dayanılmadığı gözetildiğinde, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 hükümü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021