Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/566 E. 2021/1230 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/566
KARAR NO: 2021/1230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2017/874 Esas – 2019/137 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın İmes Şubesi ile görüşme yaptığı ancak kredi kullanmadığı buna rağmen kredi tahsis edilmiş gibi kredi tahsis komisyonu adı altında 5.250,00 TL haksız kesinti yapıldığını belirterek bu bedelin, kesintinin yapıldığı tarih olan 06.07.2017 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; banka tarafından dava konusu tutara ilişkin kesintinin kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu, sözleşmenin imzalanmasından önce bilgilendirme mektubunda da, kredinin faiz dışı tüm maliyet giderlerinin müşteri tarafından ödeneceğinin bildirildiği, İhtiyaç Kredisi Sözleşmesinin 4. maddesinde de, her türlü ücret ve komisyon giderlerinin ödeneceğinin taahhüt edildiği, bankanın masraf kesintisi yapmasının hukuka aykırı olmadığı aksine sözleşme hükmüne uygun bulunduğu, kredi sözleşmesi ve banka kayıtlarında inceleme yapıldığında bu durumun ortaya çıkacağını belirterek hasız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı bankaya yazı yazılarak kesintinin nedeninin ve dayanak belgelerin gönderilmesinin istendiği, yazıya cevap verilmediği gibi davalı vekiline verilen kesin süreye rağmen dayanak belgelerin sunulmadığı, buna göre davacının kredi kullanmadığı halde kredi kullandırılmış gibi hesabından haksız yere yapılan kesintinin iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davacının tacir olup, tüketici hukukundan kaynaklanan hükümlerin uygulanamayacağı, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 8. maddesine göre, müvekkili bankanın tahsis edilen kredilerden komisyon alma hakkına haiz olduğu, bu hükme istinaden kredi limit yenilemesi ve tahsisine göre kesinti yapıldığı, Bankacılık Hizmet Sözleşmesinin 12. Maddesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğu, 5411 sayılı yasanın 144. Maddesi uyarınca da, davalı bankanın komisyon alma hakkının olduğu, yasa maddesine ve 16.10.2006 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre, banka işlemlerinde alınacak masrafların azami ve asgari oranları veya serbest bırakılmasının TCMB tarafından yayınlanacak tebliğlerle düzenleneceğinin açıklandığı, TCMB’nin 2006/1 sayılı tebliğinde de, faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceğinin öngörüldüğü, bu düzenlemelere paralel olarak genel kredi sözleşmesinin TBK’ya tabi bir sözleşme olup, sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkesi gereğince tacir olan davacının sözleşme hükmüne uymakla yükümlü bulunduğu, genel işlem koşullarına aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının dinlemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararanın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kredi kullanılmadığı halde, kredi tahsis komisyonu adı altında yapılan haksız kesintinin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacı taraf, davalı banka ile görüşme yapılmakla birlikte kredi kullanılmadığı buna rağmen kredi kullandırılmış gibi kesinti yapılmasının haksız olduğunu ileri sürmüş, davalı ise yapılan kesintinin, bankacılık hizmet sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu gibi bankacılık mevzuatına da uygun bulunduğunu savunmuştur. Bankalarca masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların yasal dayanağı 5411 sayılı yasanın 144. maddesi ve bu doğrultuda çıkarılan 09.12.2006 tarihli RG’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğ hükümleridir.Tebliğin”Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler” başlıklı 4. maddesinde ;”Bankalarca,…üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.”denilmektedir. Öte yandan, bankacılık teamüllerine göre ilk kredi kullandırımında yapılması gereken istihbarat, haberleşme ve operasyonel vs. gibi işlemlerin bir maliyeti bulunduğundan müşteriden “Kredi Tahsis Ücreti” adı altında ücret talep edilebilecektir. Ne var ki bu düzenlemeler kredi kullandırılması halinde uygulanabilecek olup, herhangi bir kredi kullandırımı söz konusu olmadığı hallerde böyle bir kesintinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/767 esas, 2017/1812 karar sayılı 27.03.2017 tarihli ilamı) Somut olayda, mahkemece davalı bankaya yazı yazılarak kredi tahsis komisyon kesintisine dayanak belgelerin gönderilmesi istenmekle birlikte ayrıca davalı vekiline de bu belgeleri sunması için süre verilmiş olup, davalı tarafından, taraflar arasında imzalanan genel kredi yahut bankacılık hizmet sözleşmesi veya kredi kullandırıldığına ilişkin belge yahut kayıt ibraz edilememiştir. Dava konusu kesintinin, davacı şirkete yönelik olarak kredi limit yenilenmesi ve tahsisine istinaden yapıldığı savunulmuş olmakla birlikte yargılama sırasında bu konuda hiç bir delil sunulamadığı gibi istinaf dilekçesi ekinde dahi kredi kullandırılmasına esas sözleşme veya başkaca belge ibraz edilmediği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli 358,63 TL istinaf karar harcından davalı tarafından yatırılan134,40 TL istinaf peşin karar harcının mahsubu ile bakiye 224,23 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi 22/10/2021