Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/551 E. 2021/1436 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/551
KARAR NO: 2021/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2014/240 Esas – 2018/533 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili bankaya devren birleştirilen … A.Ş. ile dava dışı … Ltd Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, asıl kredi borçlusu şirket lehine muhataplar Gebze Giriş Gümrük Müdürlüğü ile İzmir Giriş Gümrük Müdürlüğüne toplam 4.879,00-TL bedelli (19.06.2013 tarihi itibariyle güncel değeri 44.269,89-TL) 3 adet teminat mektubu verildiğini, borçluların kredi işleyişi ile ilgili edimlerini yerine getirmemeleri, teminat mektup komisyon bedellerini zamanında ödememeleri üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edildiğini, teminat mektubu komisyon alacağının tahsili ve iade edilmeyen teminat mektup bedelinin deposu için girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı bankanın dilediği zaman hesabı kat edebilme hakkının olmadığını, asıl borçluya ihtarda bulunma zorunluluğu bulunduğunu, sözleşme hükümlerinin genel işlem şartına aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, kefaletin geçerlilik koşullarının bulunmadığını, hak düşürücü süre nedeniyle, kefil sıfatıyla müvekkiline takip hakkı olmadığını, davacının alacak ve depo talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, taraflar arasında akdedilen genel kredi taahhütnamesinde davalı kefilin gayri nakdi alacaktan, mektup bedellerinin depo edilmesinden sorumlu olacağı husus açıkça kararlaştırılmadığından davacının davalı kefilden teminat mektuplarının güncel değerini talep etme hakkı bulunmadığı, dava dışı asıl borçlu lehine düzenlenen 06/10/1998 tarihli 1.232,00 TL tutarlı teminat mektubunun takip tarihinden sonra 24/12/2015 tarihinde risk çıkışı yapıldığından davacının anılan teminat mektubu komisyonlarından kaynaklı nakdi alacağı talep hakkının mevcut olduğu, mevcut olmayan teminat mektup komisyonlarından kaynaklı nakdi alacak ile gayri nakdi alacak isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 1.368,66 TL asıl alacak, 139,93 TL işlemiş faiz, 7,01 TL BSMV olmak üzere 1.515,60 TL nakdi alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %44 temerrüt faizi ve faizim %5’i gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, nakdi alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 303,12 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının gayri nakdi alacağa yönelik davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A)Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 3 adet teminat mektubundan 06.10.1998 tarihli 1.232,00TL tutarlı teminat mektubunun çıkışı yapılarak iade alındığını, ancak diğer teminat mektuplarının iade edildiğine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, iade edilmeyen gümrük teminat mektuplarının komisyon bedellerinden sorumluluğun devam ettiğini, mahkemece yalnızca iade olunan 1.232,00 TL tutarlı teminat mektubu yönünden komisyon alacağına hükmettiğini, dolayısıyla mevcut olmayan teminat mektup komisyonlarından kaynaklı nakdi ve gayrinakdi alacak isteminin reddine dair verilen karar hakka ve hukuka aykırı olduğunu, bu mektuplardan dolayı müvekkili banka hakkında nakdi ve gayrinakdi alacağa ilşkin aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B) Davalı vekilinin katılmalı istinaf dilekçesinde özetle; kefaletin geçersiz olduğunu, bu bağlamda 6098 Sayılı TBK’ya göre değerlendirme yapılmadığını, kefaletle ilgili hak düşürücü süre ve zamanaşımı ile ilgili itirazların karşılanmadığını, faiz hususunda TBK m.88-120 değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı teminat mektubu komisyon alacağın tahsili ve meri teminat mektup bedelinin deposu istemli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, dava konusu 3 adet teminat mektubundan iadesi yapılan 06.10.1998 tarih 1.232,00 TL tutarlı teminat mektubu yönünden doğan komisyon alacağından davalının sorumlu olduğu, diğer 2 adet teminat mektubunun ise muhatap gümrük müdürlüklerinin kayıtlarında rastlanılmadığından bu 2 adet teminat mektubu yönünden komisyon alacağının bulunmadığı, gayri nakit depo talebinden davalı kefilinin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, asıl borçlu kredi lehtarı … Ltd Şti ile devredilen … AŞ arasında, 16.06.1998 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmelerinde, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığı, kredi sözleşmesi kapsamında, kredi lehtarı asıl borçlu şirket lehine muhatapları gümrük müdürlükleri olan 21.09.1998 tarih 2.200,00 TL, 06.10.1998 tarih 1.232,00 TL ve 18.08.1998 tarih 1.447,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu verildiği, bu teminat mektuplarından 06.10.1998 tarih 1.232,00 TL olanının davadan sonra iade edildiği, kalan diğer 21.09.1998 tarih 2.200,00 TL ve 18.08.1998 tarih 1.447,00 TL bedelli 2 adet teminat mektuplarına muhatap gümrük müdürlüğü kayıtlarında rastlanılmadığı ihtilafsızdır. Fon alacaklarında zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu kuralı, ilk kez 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle getirildiği için söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte henüz zamanaşımı süresini doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi yirmi yıla uzamıştır. Dolayısıyla, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’ ndan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi, anılan Kanun’a eklenen ek 3. maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinden itibaren yirmi yıl olmuştur. 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesinde de mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun ek 3. maddesine benzer bir hükme yer verilerek 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut olayda, genel kredi sözleşmesi ile asıl borçluya banka tarafından kullandırılan kredi hesapları 11.03.2013 tarihi itibarıyla kat edilmiş ve muaccel hale gelmiştir. İcra takibinin de 19.06.2013 yılında başlatıldığı dikkate alındığında, 20 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımı süresinin dolduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Diğer taraftan, kefalet akdinin de yer aldığı kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle uyuşmazlığın çözümü için 818 sayılı BK’nun 484. maddesi hükmünün uygulanması gerekmekte olup, buna göre, kefaletin geçerlilik sıhhatini haiz olduğu gibi, sözleşmenin 1998 tarihinde imzalandığı, gerçek kişi müteselsil kefilin sözleşmenin imzasından itibaren 10 yıl içinde takip edilmesi gerektiği, 6101 sayılı kanunun 5/2.maddesindeki 1 yıllık sürenin 02.07.2013 tarihine kadar uzatıldığı, dava konusu icra takibinin de 1 yıllık süre içinde 19.06.2013 tarihinde başlatıldığı gözetildiğinde, davalının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Davacı bankanın istinaf sebepleri yönünden ise; Uyuşmazlığa konu 21.09.1998 tarih 2.200,00 TL ve 18.08.1998 tarih 1.447,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektuplarında “…Ltd Şti tarafından Gebze Giriş Gümrüğü’nde.. tarih numara ile tecil ettirilen beyanname kapsamı eşyanın gümrük kanunu ve yönetmeliğinde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilememiş bulunursa bu eşya için gümrük vergisi fon ve katma değer vergisi için tahakkuk ettirilen..” denilmiştir. Muhatap gümrük müdürlüğüne verilen teminat mektuplarına ise, gümrük müdürlüğü kayıtlarında rastanılmadığı dosyaya sunulan resmi yazışmalar içeriğinden sabittir. Dava konusu teminat mektupları kesin ve süresizdir. Vadesiz teminat mektuplarında mektup tazmin edilene veya iade edilene kadar bankanın komisyon isteme hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla mektup asıllarının bankaya iade edilmesi ya da mektup muhataplarından mektuplar ile ilgili alacaklarının kalmadığına dair ibraname getirilmesi gerekmektedir. Borçlular tarafından bu yükümlülükler yerine getirilmediği sürece, teminat mektuplarının riski sürecektir. Ayrıca bu teminat mektuplarından kaynaklanan komisyonlar da işlemeye devam edecektir. Bununla birlikte, somut olayda, davalı tarafça 2.200,00 TL ve 1.447,00 TL tutarlı teminat mektuplarına konu işlemin yerine getirildiğine, emtiaların giriş beyannamelerinin kapatılmış olduğuna dair dosyaya herhangi bir beyan ve delil de ileri sürülmediğine göre, iade edilmeyen 21.09.1998 tarih 2.200,00 TL ve 18.08.1998 tarih 1.447,00 TL bedelli teminat mektuplarından dolayı işlemiş komisyon alacağına da hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Gayrinakit depo talebi yönünden ise, genel kredi sözleşmesinde, teminat mektubu tutarlarının deposunun üstlenildiğine ilişkin açık hüküm bulunmadığından davalı müteselsil kefil hakkındaki gayrinakit alacağın deposuna ilişkin istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilerek 26.03.2018 tarihli 2. Ek rapor doğrultusunda, davacının talebi ile bağlı kalınarak, 3.638,64 TL asıl alacak, 221,49 TL işlemiş faiz, 11,08 TL Bsmv olmak üzere 3.871,21 TL alacağa yönelik itirazın iptaline, asıl alacağa takipten itibaren %44 temerrüt faizi ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, ESASTAN REDDİNE B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 3.638,64 TL asıl alacak, 221,49 TL işlemiş faiz, 11,08 TL BSMV olmak üzere 3.871,21 TL nakdi alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %44 temerrüt faizi ve faizim %5’i gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Nakdi alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 774,20 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacının gayri nakdi alacağa yönelik davasının REDDİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 264,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 136,05 TL bilirkişi masrafı 800,00 TL olmak üzere toplam 936,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 930,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi alacağın kabul edilen kısmı üzerinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 3.871,21 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi alacağın reddedilen kısmı üzerinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 27,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden gayri nakdi alacağın reddi nedeni ile hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, 10-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları a-Davacı harçtan muaf olup bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, b-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, c-Davalıdan alınması gereken 264,42-TL istinaf karar harcından davalı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu sonucunda, bakiye 220,02 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, d-Davacı tarafından sarf edilen tebligat ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı olmak üzere toplam 51,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021