Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/542 E. 2021/1431 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/542
KARAR NO: 2021/1431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2019
NUMARASI: 2016/403 Esas – 2019/243 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı Şirketten ticari amaçlı kullanmak üzere … marka kapalı kasa ticari araç satın almak için davalının işyerine gittiğini, burada beğendiği aracın fiyatı konusunda yetkililerle görüştüğünü ve aracı almaya karar verdiğini, şirketin satış bölümünde bulunan yetkililer aracın fiyatının 68.000,00- TL olduğunu beyan etttiği, bu rakam üzerinden de anlaşmaya varıldığını, yetkililerin, müvekkiline aracı almak için 18.000,00- TL peşinat yatırması gerektiğini, buna müteakiben aracın mevcut fiyatı üzerinden müvekkiline satılacağını, aksi takdirde ilerde fiyatının artacağını belirttiklerini, bunun üzerine müvekkilinin, davalı şirket yetkililerinin vermiş olduğu … Bankası hesabına 18.000,00- TL bedeli, 21.05.2015 tarihinde davalı şirketin banka hesabına yatırdığını, 6,00- TL kesinti yapıldığını, davalı şirketin hesabına 17.994,00-TL bedel aktarıldığını, daha sonra müvekkilinin satın aldığı aracın teslimi konusunda gecikme yaşayan davalı, aracı müvekkiline teslim etmemim, tahsil ettiği 17.994,00- TL’ yi de iade etmediğini, aracı almaktan vazgeçen müvekkili, bedelin tarafına iadesini davalı şirketten talep ettiğini davalı şirketin bu talebe herhangi bir karşılık vermediğini, müvekkilinin aracı almak istememesine ve müvekkiline herhangi bir mal veya hizmet sunmamasına karşın ödediği bedeli tarafına iade etmediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas takip sayılı dosyası ile takip yapmış iken, davalı borçlu bedeli borçluya iade etmediği gibi, borca da tamamen kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayıp, somut gerçeklere aykırı ve kötü niyetli olduğunu belirterek, sonuç olarak; davanın kabulü ile davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edildiği gibi bir işlemin mevcut olması durumunda araca ilişkin sipariş formu, araç satış faturası vb. belgelerin davacının elinde bulunması ve mahkemeye ibraz edilmiş olması gerektiğini, mahkeme dosyasına bu yönde delil ibraz edilmediğinden de açıkça anlaşılacağı üzere söz konusu bedelin müvekkiline gönderilme sebebinin araç alımı için olmadığını, ATM yolu ile gönderilmiş olan bedelde herhangi bir açıklamanın da bulunmadığını, müvekkil firmanın 0 ve 2.el araç alım satımı, teknik servis hizmetleri verdiğini, müvekkili şirket ile … Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki nedeni ile … firması tarafından müvekkiline … Kars Şubesine ait … seri numaralı 16.05.2015 vade tarihli, 62.500,00-TL bedelli, keşidecisi … olan, … ve … Tic, Ltd. tarafından cirolanmış çekin verildiğini, söz konusu çekin vadesi geldiğinde ödenmediğini, bu sebeple müvekkili şirketin alacaklı olduğu … Ltd. Şti. ile görüşüldüğünü ve çekin kısa zamanda ödeneceği bilgisinin verildiğini, söz konusu çek bedelinin 17.994,00-TL si 21.05.2015 tarihinde davacı tarafından, 4.494,00-TL’si yine aynı gün keşideci … tarafından bakiyesinin ise … Ltd. Şti. tarafından kapatıldığını ve çekin işlem yapılmaksızın iade edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının tamamen yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil firma tarafından araç satımlarında sipariş formu oluşturulduğunu ve alıcı tarafa imzalatıldığını bir örneğinin ise alıcıya teslim edildiğini, ayrıca davacı her ne kadar araç aldığını ve teslimde gecikme nedeniyle sonradan almaktan vazgeçtiğini beyan etmekte ise de; hayatın olağan akışı uyarınca söz konusu işlemlerin yapılabilmesinin mümkün olmadığını, aracın teslim zamanı, ancak tüm araç bedelinin ödenmesi ile belirlenebildiğini, araç bedelinin tamamının ödenmiş olması durumunda sisteme araç satışı girilerek teslim tarihi verildiğini, ancak dava dilekçesinde peşinat verildiği, teslimin gecikmesi nedeni ile araç alımından vazgeçildiğinin belirtildiğini, davacı tarafindan müvekkiline yapılan ödemenin çeke istinaden yapılmış olduğu, çekin vadesi (16.05.2015) ile ödeme tarihi (21.05.2015) arasındaki yakınlıktan da anlaşıldığını beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Yani, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır. Başka bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir. Bu durumda; davacı, davaya konu ödemenin ileride teslim alınacak araç karşılığı olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür Buna bağlı olarak, davalının davacı ile aralarındaki ilişkiyi kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı vekili ödemenin araç satışından kaynaklandığını iddia etmiş ise de; takibe dayanak yapılan dekontta ödemeye ilişkin her hangi bir açıklama bulunmadığı gibi, taraflar arasındaki araç satışına ilişkin her hangi bir belge de ibraz edilmemiştir. Bu itibarla, davacı taraf iddiasını ispata elverişli yasal delillerle kanıtlayamadığı ve ödemenin mevcut bir borcun ödenmesi amacı ile yapıldığı kanaatine varılmakla davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece iddialarının ispatlamış olmasına rağmen müvekkili aleyhine hüküm tesis edildiğini, davalı taraf kötü niyetli olarak müvekkilinin oğlu ile olan ticari ilişkilerini gerekçe gösterdiğini, davalı taraf tacir olup müvekkilinin varsa bir borca karşılık yatırdığı paranın açıklama kısmına ne ile alakalı olduğunu yazdırmasının gerektirdiğini, bu anlamda davalı taraf basiretli tacir gibi davranmamış olup müvekkilinin mağduriyetine ve zararına sebebiyet verdiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, araç alım satım ilişkisi çerçevesinde ödenen bedelin aracın teslim edilmediği iddiasıyla istirdatı istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, dava konusu bedelin alınacak araç peşinatı veya çek borcuna mahsuben ödenip ödenmediği noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında gönderilen paranın iadesi sebebine dayalı olarak 17.994,00 TL asıl alacak ve 1.383,32 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.377,32 TL alacağın tahsili istemiyle icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine icra takibi durmuştur. Davacı, itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, ödemenin davacının cirosunun bulunduğu çeke istinaden yapıldığını savunmuştur. Davacı tarafça 21.05.2021 tarihinde … Bankası bankamatiğinden davalı hesabına 17.994,00 TL yatırılmıştır. Sunulan işlem fişinde para yatırma işlemine ilişkin herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Davalı tarafça surete sunulan çek, 16/05/2015 tarihinde … tarafından … lehine 62.500,00 TL bedelli olarak keşide edilmiş ve çek sırasıyla … ve … Ltd. Şti. Tarafından cirolanmıştır. Banka tarafından,16/05/2015 keşide tarihli … nolu 62.500,00 TL bedelli çekin müşteri talebi ile iptal edildiği bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından, davalının … Ltd. Şti.’den olan cari hesap alacağına istinaden söz konusu çeki aldığı ve davacı … ile keşideci … tarafından yapılan ödemeleri de … Ltd. Şti.’nin hesabına alacak kaydettiği tespit edilmiştir. Buna göre davalı söz konusu çekin hamili olup, davalı da çekte müracaat borçlusu olması nedeniyle hamile karşı çek nedeniyle sorumludur. Dolayısıyla davalı tarafın hesabına davacı tarafından yatırılan paranın davalının çek alacağından mahsup edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalının çek bedelini mükerrer tahsil ettiği gibi bir iddia bulunmadığı gibi bilirkişinin bu yönde bir tespiti de yoktur. Kaldı ki davacı taraf da araç alım satımına ilişkin iddiaların ispatlayabilmiş değildir. Bu sebeple mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021