Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/54 E. 2021/52 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/54
KARAR NO: 2021/52
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2015/209 Esas – 2017/716 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21.01.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;17/02/2014 tarihinde davalı yanın … İnşaat Projesinde kullanılmak üzere ısı pompası sistemi satış, projelendirme ve test devreye alma konulu bir sözleşme akdedildiğini, aktedilen sözleşme çerçevesinde davalının vermesi gereken 2 adet çeki sunmadığını, Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının takibe konu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödeme mahkum edilmesini talep etmiştir. talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;taraflar arasında sözleşme yapıldığını,davacı yüklenici firmanın sözleşmede üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, Davacı firmanın istenilen marka ürünü kullanmayıp yerli marka malzeme kullandığını, faturayı da ithal malzeme fiyatı üzerinden düzenlediğini, aradaki fiyat farkından oluşan ihtilaf nedeniyle davacı tarafın müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ederek takip başlattığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında, “Dava yazılı yargılama usulüne tabi itirazın iptali davası olduğu ve Alacağın dayanağı eser sözleşmesi olduğu, Davacı yan aktedilen sözleşme çerçevesinde davalının vermesi gereken 2 adet çekin sunulmadığını yapılan takibe itirazın iptalini istemiş, davalı yan cevabından davanın reddini istemiş yargılamaya iştirak etmemiş, son oturumda hazır bulunarak davanın reddini talep ettiği, Yanlar arasındaki ihtilafın nedeni sözleşme çerçevesinde malzeme kullanılıp kullanılmadığı ve davalının bedelden indirim talep edip edemeyeceği var ise tutarı üzerinde toplandığı, Dosya 21/12/2015 tarihli ara karar gereğince bilirkişi heyetine verilmiş ve 14/04/2017 tarihli rapor alındığı, Bu rapora göre; tarafların ticari defterlerinin delil vasfı bulunduğu, davacının davalı yana teslim ettiği ürünlerin sözleşme ile uyuşmadığı tahsilatın kısmen (75.000 TL) gerçekleştiği, mukayese faturaya göre 31.304,81 TL fiyat farkı olduğu ancak taleple bağlılık gereği 26.005,09 TL fark kabul edilebileceği, davacı alcağının 13.969,70 TL olacağı faizin 124,01 TL olacağı belirtildiği, Davacı vekili sözleşmenin salt satış değil projelendirme, test devreye alım hizmeti de içerdiğini, faturaların kesinleştiğini, sözleşmeye devam olunamasa da; yerine getirilen kısım yönünden fatura içeriği çerçevesinde kabul gerekeceği, mukayese fatura içeriğinin tartışmalı olduğunu belirterek itiraz ettiği, 18/09/2017 tarihli oturumda rapora itirazların reddedildiği, Zira davacı yanın sözleşme içeriğine uygun ürün kullanmadığı sabittir. Bu durumda sözleşmenin tamamına yönelik alacak talebi yerinde olmayacağı, Davalı yanın dosyaya sundğu 3/11/2014 tarihli ihtarname ve ticari defterler de gözetilerek yanlar arsındaki sözleşmenin sözlü olarak değiştirilmek suretiyle ticari ilişkiye devam olunduğunun kabulü gerekmiş sözleşmenin 89 ürünle sınırlı olarak ifası hussunda yanlar arasında mutabakat bulunduğunun kabulü ile sonucun değerlendirildiği, Bu durumda davacının davalı yana yerli marka ürün sunması sonrasında davalının indirim talebine hakkı olacağı, 75000 TL tahsilat yapıldığı ayrıntı ve gerekçe içeren bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği, bu raporda belirtildiği gibi fiyat farkının 31.304,81 TL olduğu davalı yan talebi 26.005,09 TL olmakla taleple bağlılık ilkesi uyarınca 39.974,79 TL asıl alacaktan 26.005,09 TL düşülerek 13.969,70 TL alacağın bulunduğu faiz talebinin temerrüt bulunmamakla yerinde olmadığı” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin fiilen talili sözkonusu olup likidite koşulları bulunmadığından icra inkar tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı yanın sözleşmesel yükümlülüklerine riayet etmemesi sebebi ile (sözleşme bedelinin yarısının peşin ödenmemesi ve birer ay vadeli çeklerin teslim edilmemesi, vd.) davacı tarafından anılı sözleşmede belirtilen yabancı menşeili “…” markalı ısı pompaları yerine “…” markalı yerli idame ürünler kullanıldığını, Davalının bu kullanıma herhangi bir itirazda bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kullanılması öngörülen ürünler yerine Davalının yükümlülüklerine riayet etmemesi sebebi ile başka ürünler kullanılarak taraflar arasındaki ilişkinin kurulduğunu, Davalıya verilen hizmetin sadece satım olmadığını, ilamın bu yönü ile yerinde olmadığını, davacının yerine getirdiği iş sadece konu ısı pompalarının satımı olmayıp; projelendirme, test, müşavirlik ve devreye alım hizmetleri de verildiğini, davacı faturasının sadece ısı pompaları satış bedellerini kapsamamakta olup başka bir firmaca tanzim edilen ve salt ısı pompası satışına ilişkin olan mukayese fatura dikkate alınarak ısı pompa ürünlerinin davacı tarafça satım / faturalandırma bedellerinin yüksek olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının fatura içeriklerine itiraz edilmediğini, Davalının kısmi ödeme yaptığını, varlığı iddia edilen yat farkı faturasının davacıya tebliğ edilmediğini, faturaya tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması münderecatının kesinleştiği, ticari deftere işlenmiş olması da içeriğinin benimsendiği anlamında yorumlandığını, faturada yer alan (66.500,00 TL + 11.970,00 TL=78.470,00 TL) miktarı faturayı tanzim eden alacaklı/yüklenici/davacıya ödeme yükümü altında olduğunu, yerine getirilen taraf işlemleri her halükarda sözlü eser sözleşmesinin varlığına delil niteliğinde olduğunu, Fatura içeriğine itiraz edilmeksizin ticari deftere işlenmesi de iş bedelinin tespiti yönünden yeni bir araştırma yapılmasına gerek kalmadığını ispat ettiğini, tanzim edilen ihtarnamenin davacının yazılı sözleşmeye uygun davranması istemli olduğunu, mukayese faturanın dikkate alınmak sureti ile Müvekkil alacak tutarlarından indirime gidilmesi gerekeceğine ilişkin hükme iştirak etmediklerini, Nitekim konu fatura üçüncü bir kimse tarafından tanzim edilmiş olup bu fatura içeriğinin hiçbir inceleme yapılmaksızın doğru ve rayiçlere uygun kabul edilerek hüküm tesis edilmesi yerinde olmamıştır. Davalının dayandığı, süresinde dosyaya ibraz etmediği üçüncü kişiye ait fatura baz alınarak tanzim edilen bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hükme itiraz ettiklerini, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının takip konusu faturaları ticari defterine kaydetmesi nedeni ile borçlu olup olmadığı ve fiyat farkı faturası kesmekte haklı olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 17/02/2014 tarihinde “… markalı ısı pompası” sisteminin davacı … tarafından davalı … İnşaat’ın bir projesine satışı, projelendirilmesi, test ve devreye alınmasını kapsayan sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmenin ifası sırasında yabancı menşeili … markalı ısı pompaları yerine … markalı yerli ürün kullanıldığı her iki tarafında kabulündedir. Davacı tarafça, 04/09/2014 tarihinde “…” açıklaması ile 38 adet ürün bedeli 49.825,31 TL ve 14/08/2014 tarihinde “…” açıklaması ile 51 adet ürün bedeli 65.689,48 TL olarak davalıya fatura edilmiştir. Davalı tarafından ise davalıya 04/09/2014 tarihinde 30.686,01 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlemiştir. Daha sonra davacı, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 04/09/2014 tarih ve 49.825,31 TL, 14/08/2014 tarih ve 65.689,48 TL bedelli faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili istemiyle davalı hakkında icra takibi başlatmıştır. Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporuna göre davacının takibe konu faturaları davalının ticari defterinde kayıtlıdır. Taraf defterlerindeki mutabakatsızlık ise davalının 75.000,00 TL bedelli ödemesi ile davalının 04/09/2014 tarihli 30.686,01 TL bedelli fiyat farkı faturasının davacı defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Buna karşın yapılan ödemeye ilişkin bir ihtilaf bulunmayıp asıl ihtilaf fiyat farkı faturasından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin, teslim tarihi, çek verilmesi ve ithal malzeme kullanılması gibi düzenlemeler hiç uygulanmamıştır. Bu kapsamda davalı vekili cevap dilekçesinde, kullanılan malzemenin kabul edilerek aradaki fiyat farkının hesaplamaya yansıtılacağının taraflarca kabul edileceğini, davacı vekili ise cevaba cevap dilekçesi ile taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri çerçevesinde bir ilişki kurulmadığını beyan edilmiştir. Buna göre taraflar arasında 17/02/2014 tarihinde imzalanan sözleşme hükümlerinden bağımsız bir hukuki ilişki geliştiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafta bu hukuki ilişki kapsamında kesilen davacı faturalarını ticari defterlerine kaydetmiştir. Davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtlar aleyhine delil teşkil eder(Yargıtay 19. HD’nin 09/11/2016 tarih ve 2016/3391 Esas – 2016/14472 Karar sayılı ilamı). Bu halde davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aksini yazılı delille ispatlaması gerekir. Davalı tarafça fiyat farkı faturası düzenlenmiş ise de bu fatura davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, fiyat farkı faturasının davacıya gönderildiği de iddia ve ispat olunmamıştır. Davalı, taraflar arasında fiyat farkı faturası düzenleneceğine ilişkin anlaşıldığı iddiasını da ispatlayabilmiş değildir. Bu nedenle davacının takibe konu 04/09/2014 tarih ve 49.825,31 TL, 14/08/2014 tarih ve 65.689,48 TL bedelli faturalar toplamı 115.514,79 TL’den 75.000,00 TL ödeme tenzil edildiğinde 40.514,79 TL alacağı bulunmaktadır. Ancak takipte 39.974,79 TL talep edilmiştir. Takipte talep edilen asıl alacak tutarı ve davacının ihtarnamesinin tebliğ tarihinden sonra verilen 3 günlük sürenin dolduğu tarih olan 20/11/2014 tarihinden 14/12/2014 tarihinne kadar 24 gün için %11,75 ticari temerrüt faizi üzerinden 308, 85 TL ve 14/12/2014 tarihinden 18/12/2014 tarihine kadar 4 gün için %10,50 ticari temerrüt faizi üzerinden 46 TL üzerinden toplam 354,85 TL işlemiş faiz yönünden davanın kabulü gerekirken Mahkemece davalının fiyat farkı faturasının KDV hariç tutarının davacı alacağından tenzil edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davalının indirim talebinde haklı olduğundan bahisle davacı alacağından davalının fiyat farkı faturası düşülerek karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek fiyat farkı faturası düşülmeksizin davanın kısmen kabulüne ve fatura alacağı likit bulunduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı takip borçlusunun Büyükçekmece … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın 39.974,79 TL asıl alacak ve 354,85 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, Kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, 3-Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 8.065,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 469,02 TL ile icra peşin harcı 204,50 TL’nin, alınması gerekli olan 2.754,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.081,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan başvuru harcı 27,70 TL, posta ve tebligat gideri 159,25 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.186,95 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen kısmına oranına göre 1.169,99 TL’den, davalı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 25,25 TL’den kabul-ret oranına göre davacıya isabet eden 0,37 TL mahsup edilerek peşin harç 469,02 TL ilave olunduğunda sonuç olarak 1.638,64 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ve davalının yapmış olduğu masraflardan kalan kısımların kendi üzerilerinde bırakılmasına, 6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 6.042,85 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 584,56 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. Maddesi uyarınca artan delil avansının davacıya; davalının yatırdığı avanstan artan kısmın kendisine iadesine, 9-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Davacı vekilince yatırılan 240,70 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 36,00 TL olmak üzere toplam 134,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/01/2021