Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/534 E. 2021/1195 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/534
KARAR NO: 2021/1195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2018/760 Esas – 2019/160 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalı …’nin bayii olan diğer davalı … A.Ş’den, servis işleri yapmak suretiyle ticari faaliyette bulunmak üzere, 30.12.2014 tarihinde 2014 model … aracı 109.254,31 TL bedel ile sıfır olarak satın aldığını, aracın rutin bakım ve kontrollerini yetkili servislerde yaptırdığını, aracın otorundan rolanti halinde iken şiddetli titreme ve ciddi seviyede devir yükseltme sesi gelmesi üzerine, aracın garanti süresi içerisinde 28.12.2016 tarihinde davalı yetkili servise götürüldüğünü, şikayetin giderildiği belirtilerek aracın müvekkiline teslim edildiğini, buna rağmen aracın motorun, 15.11.2017 tarihinde, henüz 161.000 km’de iken patlayarak işlevsiz hale geldiğini, araçta gizli bir ayıbın mevcut olduğunu, aracın motorunun 31.600,559 TL bedelle değiştirildiğini, davalının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin araçta ortaya çıkan gizli ayıptan dolayı uğramış olduğu zararların, haksız yere tahsil edilen motor değişim bedeli ile sınırlı olmadığını, bu süreçte 15.000,00 TL civarında maddi kaybının sözkonusu olduğunu, bunun yanı sıra ödenmek zorunda olunan 2.596,00 TL’lik servis bedelinden ve ayrıca aracın motorunun değişmiş olmasından dolayı, aracın değerinde meydana gelen 25.000,00 TL civarındaki kıymet kaybından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek 74.196,59 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … AŞ vekili, müvekkili satıcının aracın teslim tarihi olan 30.12.2014 tarihinden itibaren iki yıllık garanti süresinde bir sorumluluğunun olduğunu, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, süresi içinde ayıp ihbar ihbarında bulunulmadığını, aracın garanti süresi kapsamındaki şikayetlerinin servis tarafından giderildiğini, davaya dayanak yapılan 28.12.2016 tarihli şikayeti ile ilgili müvekkili servisinde herhangi bir kayıt açılmadığını, motor değişim ücretinin hiçbir çekince ileri sürülmeden ödendiğini, gizli ayıp ve zarar iddiasının ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … AŞ vekili, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, aracın ayıplı olmadığını, 28.12.2016 tarihli şikayet serviste giderildikten sonra, mezkur motor şikayetine kadar aracın yaklaşık 50.000 km kullanıldığını, motor arızasının kullanımdan kaynaklandığını, maddi tazminat talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, dava konusu aracın satın alındığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.’nun 23. Maddesinde yapılan atıfla 6098 sayılı TBK’nın 231. Maddesine göre satılanın ayıbından doğan her türlü sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satıcı daha uzun bir süre üstlenmiş olmadıkça malın teslim tarihinde itibaren 2 yıl içinde açılmadığı takdirde zamanaşımına uğrayacağı, satıcı, satılanı devretmekle ağır kusurlu ise 2 yıllık zamanaşımı süresinden faydalanamayacağı, somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verimiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; tüm bakım işlemleri müvekkili tarafından eksiksiz olarak yaptırılan aracın motorunun patlamış olmasının motorda, üretimden kaynaklı bir gizli ayıp bulunduğunu ortaya koyduğunu, yetkili servise olan başvurunun garanti süresi içinde olduğunun kabulü gerektiğini, nitekim aracın 28.12.2016 tarihinde, garanti süresi içinde … yetkili servisine götürüldüğünü, motor incelemeye tabi tutulmadan rapor düzenlendiğini, gizli ayıp bulunan aracı müvekkile satmakla, ağır kusurlu olduğundan zamanaşımı def’inde bulunulamayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satımından dolayı parça (motor) değişim bedeli, uğranılan zararın ve araçtaki onarım nedeniyle değer kaybının tazmini istemlerini ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, 30.12.2014 tarihinde 0 km satın alınan aracın teslim alındığından buyana bakım ve kontrollerinin düzenli olarak yetkili servise yaptırıldığını, 28.12.2016 yılında, motordan ses gelmesi üzerine servise götürüldüğünü, şikayetin giderildiğinden bahisle aracın teslim edildiğini ve fakat 15.11.2017 tarihinde, 160.000 km’deyken aracın motorunun patlayarak işlevsiz hale geldiğini, motorun ücreti karşılığında değiştirildiğini, aracın ayıplı olduğunu, davalıların ağır kusurunun bulunduğunu iddia etmiş, davalılar ise, davanın zamanaşımına uğradığını, aracın ayıplı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Somut olayda, davacının dava konusu aracı davalı …’nin bayii olan diğer davalı şirketten 30.12.2014 tarihinde sıfır (0) km olarak satın aldığı, aracın 2 yıllık garanti süresine tabi olduğu, 15.11.2017 tarihinde 161.396 km’deyken motorun pert olması nedeniyle aracın motorunun değiştirildiği ihtilafsız olup, davalıların süresi içerisinde ileri sürdükleri zamanaşımı defi yönünden değerlendirme yapmak gerekirse; 6098 sayılı TBK 231/1 maddesinde, “… Satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının, satılanın kendisine devrinden başlayarak 2 yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı bu sürenin geçmiş olmasında ortadan kalkmaz.” TBK 231/son maddesinde; “Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda, satışın 30.12.2014 tarihinde gerçekleştiği, garanti süresinin ve/veya yasada aranan iki (2) yıllık sürenin 30.12.2016 tarihinde sona ereceği, eldeki davanın 08.08.2018 tarihinde açıldığı, davalıların ağır kusurlu olduğuna dair dosyada somut herhangi bir delille rastlanılmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 md uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davacı vekili tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 3-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.