Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/530 E. 2021/1421 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/530
KARAR NO: 2021/1421
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2014/855 Esas – 2018/1159 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2012/248 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirket ile davalı … Kollektif Şti.-… ve Ortağı ile 3.12.2001 tarihli Bayilik Protokolü imzalandığı, davalılar …, …, …, …’in hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde müvekkili şirket yararına 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, adı geçen davalı şirketin kestiği fatura karşılığında 08.02.2002 tarihinde, şirkete 21.900,00 TL intifa ivaz bedeli ödendiği, davalılar …, … ve …’in ödenen bu bedelin 11.000 TL’sine müteselsil kefil oldukları, taşınmazın üzerindeki akaryakıt istasyonunun diğer davalılar …, … ve … tarafından devralındığı, bu kez davalı …Ltd.Şti ile 04.12.2009 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığı ve önceki bayi … Şti’nin borçlarının aynı tarihli taahhütnameler ile davalılar …Ltd.Şti, …, … ve … tarafından üstlenildiği, Rekabet kurulu kararlarına göre, sözleşmelerin süresinden önce geçersiz hale gelmesi nedeniyle müvekkili tarafından sözleşmenin 15 yıl süreceği inancıyla ödenen intifa bedelinin geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmı olan 9.157,31 TL ve KDV’si , intifa bedeli ödemesinin davalıların yedinde kaldığı süre boyunca semeresi olan 29.806,79 TL ile KDV’sinin, faiz ve faizinin KDV’si ile birlikte tüm davalılardan, intifa hakkının 28.09.2010 tarihinde terkin ettirilmesi için müvekkili tarafından ödenen 39.451,86 TL tapu terkin harcının ise tapu maliki davalılar …, … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; asıl davadaki açıklamaları tekrar ederek intifa hakkının tesis edildiği taşınmazın önceki maliklerinden olan …’in asıl davada davalı gösterilmekle birlikte adı geçenin dava tarihinde önce 08.06.2010 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması üzerine … mirasçılarına karşı bu davanın açıldığını belirterek asıl davada talep edilen intifa ivaz bedeli ve semeresinin KDV’si ile faiz ve faizin KDV’si ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar …Ltd.Şti, …, … ve … vekili cevap dilekçesiyle; davacının dayandığı 04.12.2009 tarihli taahhütnamelerin üçüncü kişinin edimini taahhüt sözleşmesi olmayıp, kefalet sözleşmesi olduğu, müvekkillerine karşı sadece on ay yürürlükte olan sözleşme ve taahhütnamelere dayalı olarak alacak talebinde bulunulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesiyle; davanın yetki yönünden reddi gerektiği, akaryakıt istasyonun işleticiliğini 2009 tarihinde … Ltd.Şti ‘ye satıldığı bu nedenle dava konusu taleplerden sorumlu olmadığını savunmuştur. Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesiyle; davanın yetki, zamanaşımı ve husumet nedeniyle reddi gerektiği, akaryakıt istasyonunun kurulu olduğu ve murislerinin hissedar bulunduğu taşınmazın 2009 yılında davalı … Ltd.Şti’ye satılarak devredildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,Erzurum ili Yakutiye İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı … hissesi …, … hissesi …, … hissesi …, … hissesi … ve … hissesi … ‘e ait taşınmazda 26/12/2001 tarihinde davacı lehine 15 yıl süreli 22.500-TL bedelli intifa hakkının tesis edildiği, bu bedelin 27/12/2001 tarihinde … Kollektif Şirketi – … ve ortakları adına kesilen ivaz bedeli olarak açıklanan 21.900 + KDV bedelli fatura ile ödendiği, adı geçen tapu maliklerinin 27/12/2001 tarihli fatura karşılığında davalı şirkete ödeme yapılmasına icazet vermedikleri yönünde bir itirazda bulunmadıkları, intifa hakkının 18/09/2010 tarihinde terkin edildiği, intifa bedelinden kullanılmayan süreye isabet eden bedelin 9.093,36-TL olduğu, denkleştirici adalet ilkesi gereğince bedel güncelleştirildiğinde 9.603,26-TL olarak hesaplandığı, 18/09/2010 tarihinde terkin edilen intifa hakkı için davacı tarafından Vergi Tahsil Alındı makbuzları ile 27/09/2010 tarihinde 15.726,74-TL,28/09/2010 tarihinde 23.590,12-TL ve ayrıca Tapu Sicil Müdürlüğü’ne para yatırma makbuzu ile 28/09/2010 tarihinde 135-TL terkin harcı ödendiği, bu durumda toplam 39.451,86-TL terkin harcının tapu malikleri olan …, …, …, … ve … mirasçıları olan birleşen dosya davalılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, intifa bedelinin güncelleştirilmiş değeri olan 9.603,26-TL bedelin yeni bayi ve müteselsil kefilleri olan … Ltd.Şti, … , … ve … 04/12/2009 tarihli taahütname ile eski bayinin tüm borçlarını üstlendikleri, taşınmazın intifa hakkıyla birlikte devredilmiş olması nedeniyle intifa hakkının getirdiği yükümlülüklerden sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile terkin harcının davalılar …, …, … ve …’ten hisseleri oranında, kullanılmayan süreye ilişkin intifa bedelinin de davalılar …, …, …, …ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesiyle; asıl dava yönünden; davalı … Kollektif Şirketi … ve Ortağı’na müvekkili tarafından 15 yıl süreli intifa hakkı mukabili intifa ivazı ödemesi yapıldığı ancak davada intifa ivazının tüm davalılardan talep edildiği, Rekabet Kurulu’nun kararları sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 18.09.2010 tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erdiği, bu arada, intifaya konu taşınmazın 07.09.2009 tarihinde davalılar …, … ve …’na satıldığı, mahkemece intifa ivazı iade isteminin davalılar … Ltd. Şti. ve taşınmaz malikleri …, … ve …’ndan tahsiline karar verildiği, diğer davalılar yönünden ise reddedildiği oysa intifa ivazı isteminin asıl davada kendilerine husumet yöneltilen tüm davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği, önceki bayi davalı … Koll.Şti.’nin borçtan sorumluluğunun “üçüncü kişinin edimini üstlenme” mahiyetinde olduğundan devam ettiği, yine aynı şekilde bu şirketin borçlarını ödemeyi taahhüt eden …, … ile …’in de verdikleri taahhütname sebebiyle borçtan sorumlu oldukları mahkeme kararının bu bakımdan hatalı olduğu, intifa terkin işleminin 28.09.2010 tarihinde yapıldığı ve intifanın terkin edildiği zamanda davalılar …, … ve …’nun taşınmazı maliki olduğu dolayısıyla intifa terkin harcının adı geçen davalılardan tahsili gerektiği ancak mahkemece bu talep yönünden bu davalılar hakkındaki davanın hatalı olarak reddine karar verildiği, birleşen davada yönünden; intifa ivazının birleşen davalılardan tahsili gerekirken davanın reddi kararının hatalı olduğu zira intifa bedelinin murislerine ödendiği, davalılar … ltd. şti., …, … ve … aleyhine açılan toplam 78.415,96 tl tutarındaki asıl davanın 9.603,26 TL’sinin kabul edilip, 68.812,70 TL’sinin reddedildiğine göre, reddedilen tutar üzerinden 7.688,12 TL üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerekirken müvekkili aleyhine 9.919,40 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı ayrıca semere talebinin reddinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …Ltd.Şti, …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerince imzalanan taahhütnamelerin kefalet sözleşmesi olup, kefalet sözleşmesinde muayyen miktar olmaması ve doğacak borç ibaresini içermesi ve tazyik altında ve yanıltılarak imzalatılması nedeniyle geçersiz olduğu, davacının alacağını varolan teminatlardan karşılama yerine dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı, Rekabet Kurulu kararları gereğince geçersiz sayılan sözleşmelerden müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağı, hükmedilen alacağa 08/02/2002 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin mümkün bulunmadığı, müvekkilleri aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalılar … Şti- … ve Ortağı, …, … ile birleşen davada davalılar(… mirasçıları) vekili istinaf dilekçesiyle; taşınmazın 1/6 maliki olan davalı … oğlu …’in davaya dahil edilmeden hakkında esas davada hüküm kurulduğu, zamanaşımı ve pasif husumet itirazları ile ilgili bir karar verilmediği, esas davada, …, … ve …’ten 39.451,86 TL’nin tahsiline karar verildiği, birleşen davada da aynı bedelin … mirasçıları davalılardan tahsiline denildiği, hem esas davada hem de birleşen davada ödenmesi gereken miktarın ayrı ayrı 39.451,86 TL olduğu, davacının talebinin aşıldığı, … mirasçılarından talep edilebilecek miktarın 39.451,86 TL’nin 1/6′ sı olduğu, müvekkillerinin işlettiği akaryakıt istasyonunun davalı … Ltd.Şti’ye devredildiği ve 04.12.2009 tarihli taahhütnamelerin devralan tarafından imzalandığı, dolayısıyla tüm borç ve yükümlülüklerin devralanlara geçtiği, bu durumda müvekkillerinin borçtan sorumlu tutulamayacağı, dosyada mevcut ek raporlarda müvekkillerinin intifa bedelinden sorumlu olmadığının açıklanmasına rağmen mahkemece aksi yönde karar verildiği, devir sözleşmesinden itibaren 3 yıla yakın süre geçtikten sonra böyle bir davanın açılmasının TMK 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, Rekabet Kurulu Kararlarına göre bayilik sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi nedeniyle kalan süreye tekabül eden intifa ivaz bedelinin güncellenmiş değeri, semeresi ve intifa terkin harcının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacı ile davalı … Kollektif Şti-… ve Ortağı arasında imzalanan bayilik sözleşmelerine dosya kapsamında rastlanılmamakla birlikte 31.12.2001 tarihli protokolde, Erzurum ili, Merkez ilçesi … Ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı yararına intifa hakkı tesis edileceği ve protokolde belirlenen çerçevede yeniden bayilik sözleşmesi imzalanacağı kararlaştırılmıştır. Erzurum Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen 26.12.2001 tarihle resmi senetle, davalılar …, …, … ve … ile dava dışı …’in maliki olduğu taşınmaz üzerinde 22.500,00 TL bedelle davacı yararına 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli 21.900,00 TL’nin KDV’si ile birlikte davalı … Şti. tarafından düzenlenen 27.12.2001 tarihli fatura karşılığında davacı tarafından adı geçen şirkete 08.02.2002 tarihinde ödenmiştir. Davalılar …, … ve …’in tarihsiz “taahhütname ve kefaletname” başlıklı belge ile, davacı ile davalı … Kollektif Şti arasında akdedilen bayililik sözleşmesi kapsamında doğmuş ve doğacak şirket borçlarının 110.000 TL’sine kadar müteselsil kefil oldukları görülmektedir. Akaryakıt istasyonun kurulu olduğu taşınmazın üzerindeki intifa yükü ile birlikte o tarihteki malikleri davalılar …, … ve dava dışı …, … tarafından 18.09.2009 tarihinde davalılar …, … ve …’na satılarak tapuda devri yapılmıştır. Bu tarihten sonra davacı ile davalı …Ltd.Şti arasında 04.12.2009 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 3. maddesinde, süresinin 10 ay olduğu kararlaştırılmıştır. Yeni bayi … Ltd.Şti ve taşınmazı satın alan davalılar …, … ve …’nun aynı tarihli taahhütname ile önceki bayi … Kollektif Şti.’nin davacıya olan borçlarından, intifa ivazının işlememiş süreye tekabül eden kısmı ile istasyona yapılan yatırımların güncellenmiş değeri ve vadeli mal alımından kaynaklanan borçlarına müteselsil kefil olduklarını kabul ve beyan ettikleri ancak taahhütname içeriğinde herhangi bir bedel belirtilmediği anlaşılmıştır. Rekabet Kurulu’nun 12.3.2009 tarihli duyurusuyla, akaryakıt sektöründe intifa sözleşmesinin muafiyetten yararlanma süresi en fazla beş yıl olarak belirlenmiş olup, beş yılı aşan sözleşmeler bakımından 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nde tanınan muafiyet koşulları ortadan kalkacağı belirtilmiştir. Rekabet Kurulu kararında belirtildiği üzere, 18.09.2005 öncesi yapılan sözleşmelerin beş yıllık süresi 18.09.2010 tarihinde, sonraki tarihli sözleşmeler ise imza tarihinden itibaren beş yılın eklenmesiyle bulunacak tarihte sona erecektir. Davacı ile davalı … arasındaki bayilik sözleşmesi sözleşmesinin süresi 10 ay olduğundan 04.10.2010 tarihinde kendiliğinden son bulmuştur. İntifa hakkının terkinine ilişkin resmi senedin tam sureti dosya içerisinde bulunmamakla beraber mevcut bulunan kısmından anlaşıldığı üzere, intifa hakkı 18.09.2010 tarihinde tapuda terkin edilmiştir. Terkin harcına ilişkin vergi tahsil makbuzlarında, mükellefin adı … olarak görünmekte olup, sadece 135 TL bedelli … Bankası dekontunda davacı şirketin adı bulunmaktadır. Davacı taraf, davalı … Kolektif Şti’ye fatura karşılığı ödenen intifa ivaz bedelinden Rekabet Kurulu kararlarına göre geçersiz hale gelen sözleşme süresine tekabül eden kısmının güncellenmiş değerini, semeresini, esas ve birleşen davadaki tüm davalılardan, intifa terkin harcını ise esas davada davalı olan tapu malikleri …, … ve …’ndan talep etmiştir. Dosya kapsamında bulunan Erzurum Ticaret Sicilinin 11.06.2018 tarihli cevabi yazısından, dava tarihinde önce 02.12.2009 tarihinde davalı … Kollektif Şti-‘nin sicilden terkin edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince nihai verildikten sonra davacı vekili tarafından 22.04.2019 tarihli dilekçeyle, davalı … Kollektif şirketi- … ve Ortağı hakkındaki davadan feragat edilmişse de; sicilden terkin edilen şirketin yokluğunda taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılması usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil etmekte olup, bu durum kamu düzenine ilişkin olan ve re’sen nazara alınması gereken istinaf sebepleri arasındadır. Diğer taraftan davacı taraf, intifa terkin harcını sadece tapu maliki olan davalılar …, … ve …’ndan talep etmesine rağmen talep aşılarak terkin harcı alacağının davalılar …, …’ten tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi esas davada davalı dahi gösterilmeyen önceki tapu maliklerinden …’in de( devirden önce taşınmazın 1/6 hissesine sahip olan … oğlu …) intifa terkin harcından hissesi oranında sorumlu tutulması da isabetsizdir. Ayrıca birleşen davadaki davalılar, üzerinde intifa kurulduğu sırada taşınmazın 1/6 oranda hissedarı olan ve vefat eden … mirasçıları olup, birleşen davada sadece intifa ivaz bedelinden geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmı ve semeresi talep edilmesine göre, dava konusu dahi yapılmayan intifa terkin harcının birleşen davadaki davalılardan tahsiline karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; davalı … Kollektif Şti- … ve Ortağı hakkında davanın reddine karar verilmiş ve bu karardan sonra davacı vekilince adı geçen şirket hakkındaki davadan feragat edilmişse de; dava tarihinden önce sicilden terkin edilen ve mevcut olmayan davalı …Kollektif Şti’nin ihyası ve taraf teşkili sağlanmadan yokluğunda hüküm kurulması, buna göre karar tebliğinin dahi usulsüz olması ve esas davada intifa terkin harcı alacağının talep edilmediği davalıların bu alacaktan sorumlu tutulması ve davalı dahi gösterilmeyen kişi aleyhine karar verilmesi, birleşen davada; dava konusu olmayan intifa terkin harcının davalılardan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkının ihlal edilmesi anlamına geldiğinden, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK.’nun 353(1)a-6. maddesi gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Asıl ve birleşen davada davacı ve asıl davada davalılar … Kollektif Şti- … ve Ortağı, …, … ile birleşen davada davalılar(… mirasçıları) vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemleri halinde ayrı ayrı iadesine, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi. 25/11/2021