Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/529 E. 2021/1511 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/529
KARAR NO: 2021/1511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2016/132 Esas-2018/1117 Karar
DAVA: Çek İstirdatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı … vekili ve davalı … Ltd Şti. vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … Ltd. Şti olan ve müvekkili şirket lehine düzenlenen ve … Kargo ile gönderilirken çalınan iki adet çekin müvekkilinin sahte kaşesi ve imzası ile ciro edildiği, 22.10.2015 tarihli 33.031,00 TL bedelli çeki elinde bulunduran … firması tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak takip konusu yapıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile yapılan bu icra takibi nedeniyle İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesinde 2015/720 Esas sayılı dosya ile borca takibe ve imzaya itiraz davası açıldığı, dava dışı keşideci şirket tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu soruşturmanın 2015/102434 sayılı soruşturma dosyasında yürütüldüğü, dava konusu iki çek hakkında İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan çek iptali davasında ödeme yasağı kararı alındığı ve çeklerin ortaya çıkması üzerine mahkemece istirdat davası açılması için süre verildiği, eldeki davanın bu ara kararına göre açıldığı, dava konusu diğer çekin 15.11.2015 tarihli 121.614 TL tutarlı olup, bu çekin de diğer davalı … tarafından 19.11.2015 tarihinde bankanın Kocasinan şubesine ibraz edildiği, ödeme yasağı kararı nedeniyle çek bedelinin tahsil edilemediği, anılan çekin adı geçen davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile takip konusu yapıldığı, bu çek nedeniyle Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesinde 2016/ 66 E. Sayılı dosya ile borca takibe ve imzaya itiraz davası açıldığını belirterek 22.10.2015 tarihli 33.031,00.- TL’lik çekin davalı … Ltd.Şti’den,15.11.2015 tarihli 121.614,00,-TL bedelli çekin de davalı …’den istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tekstil vekili cevap dilekçesinde özetle;yasal mevzuat hükümleri ile yerleşik Yargıtay kararları uyarınca davaya konu çekin çalıntı olduğu iddiası tek başına ilgili çekin davacıya verilmesi ya da istirdadına karar verilebilmesi için hukuken yeterli olmadığı, davacının aynı zamanda yetkili hamil konumundaki müvekkilin çeki kötü niyetle yahut ağır kusurla iktisap ettiğini de ispatlaması gerektiği, müvekkilinin önceki ciro imzalarının sıhhatini araştırmakla yükümlü bulunmadığı, ticari ilişki çerçevesinde ciro yoluyla iyiniyetli olarak çeki iktisap ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; iyiniyetli meşru hamil olduğu, çekin çalıntı olduğunu bilmediği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, davacının çekin yetkili ve meşru hamili olduğunu ispat etmesi gerektiği gibi müvekkilinin kötüniyetli olduğunu da kanıtlamak zorunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çeklerin kargoda çalınan çekler olup, adliyede hatta mahkemede kargoda kıymetli evrak hırsızlığı sebebine dayalı olarak açılan bir çok menfi tespit dosyasında dava konusu çekteki ciro zincirinde bulunan … şirketini olduğu, davalılar tarafından alınan çekin basiretli tacirin üzerine düşen görevi yapması, çekin çalıntı olup olmadığını bankadan sorması, çek yasağı olup olmadığını sorgulaması gerekmekte iken davalıların çeki alırken basiretli tacirin yapması gerekenleri yapmadığı, bankadan sormadığı, kuvvetle muhtemel çalıntı olduğu bilinebilecek çeklerle ilgili işlem yapmaktan kaçınmadıkları, bu durumda TTK 792. hükmü gereğince davalıların iyi niyetli meşru hamil sıfatından bahsedilemeyeceği gibi davalıların TTK 2.ve 18/2.maddelerindeki yükümlülükleri ihlal ederek çeki iktisabında ağır kusurlu davrandığı, anılan durum karşısında, davacının, dava konusu çeklerin yetkili hamili olduğu ve hırsızlık sonucu çekin rızası hilafına elinden çıktığı, davaya konu çekler üzerindeki kaşelerin ve imzaların sahte olduğu hususunun bilirkişi raporu ve ATK raporu ile tespit edildiği, bu hali ile imza zincirinin bozulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalıların vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6102 sayılı TTK. 790. maddesi ” Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. ” şeklindeki hükmü uyarınca müvekkilinin yetkili hamil olduğu, dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu, çeki elinde bulunduranın önceki ciroların sıhhatini bilme olanağının bulunmadığı, bu hususun imzaların istiklali ilkesi, kambiyo hukukundaki mücerretlik ilkesi ve resmi evraka güven ilkesinin bir sonucu olduğu, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğu, davacının çeki zayi etmesi müvekkilinin kötüniyetli hamil haline getirmeyeceği, davacının müvekkilinin ağır kusurlu olduğunu veya kötüniyetli bulunduğunu ispat edemediği, mahkemece müvekkilinin çekin iktisap anında basiretli tacir gibi davranmadığını belirmişse de, tarafların tacir olup olmadığını dahi araştırmadığı, müvekkilinin tacir olmadığı, ancak buna rağmen çeki iktisap ederken gerekli araştırmayı yaptığı, müvekkilinin çeki iktisabı anında herhangi bir ödeme yasağı kararı olmadığı, ciro silsilesinin kopuk olup olmadığından başkaca bir araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı, çekin zayi olduğunu iddia eden davacının hukuki süreci hemen başlatmadığı ve ağır kusurlu davrandığı, kaldı ki ödeme yasağı kararı hatta çek iptal kararının dahi iyiniyetli müvekkilini bağlamayacağı gibi, kambiyo senetlerine mahsus takip başlatmasında yasal bir engel bulunmadığı, çek kargo ile gönderilirken bu tür değerli gönderileri özel usullere tabi olarak gönderilmesi gerektiği, keşidecinin bu gereği yerine getirmemesinin müvekkilinin kötüniyetli hamil olduğu anlamına gelmeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çeki kendisinden önceki ciranta … Tic. Ltd. Şti’ye satmış olduğu mal karşılığında aldığı, adı geçen şirket ile aralarında yaklaşık 3 yıldır ticaret yapıldığı, cari hesap ekstreleri dava dosyasına sunulduğu, müvekkillinin sattığı ticari emtiaya mahsuben çekin durumunu bankadan sorduğu, çek iktisap edildiğinde ödemeye yasağı veya başkaca tedbirin bulunmadığı, çekin hankava teminat verildiği ve karşılığında bankadan nakit kredi kullanıldığı, bu işlemlere ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edildiği, davacının, çalınma tarihinden çok sonra resmi mercilere başvuru yaptığının anlaşıldığı zira müvekkilinin çeki iktisap edince bankadan kullandığı krediyi ödeyerek çeki geri aldığı, gerekli araştırmanın yapılması nedeniyle mahkemenin bu konudaki gerekçesinin yerinde olmadığı, çekin düzgün ciro silsilesine sahip olduğu, davacının müvekkilinin ağır kusurunu veya kötüniyetini ispat edemediği, çekin sebepten mücerret olduğu, müvekkilinin ticari ilişkisi kapsamında aldığı çeki defterlerine kaydettiği, faturanın kesildiği, vergisinin ödendiği, davacının iddialarının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceği esasen çek bedelinin icra takibinde dava dışı keşideciden tahsil edildiği ve davanın konusunun kalmadığı, müvekkilinin bu ve başka çekler nedeniyle Bakırköy C.başsavcılığına şikayette bulunduğu, savcılık nezdinde yürütülen başka dosyalar ile birleştirilen soruşturma neticesinde Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/219 esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği, mahkemece bu dosyanın celbedilmediği, müvekkilinin kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlamadığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK 792. maddesine dayalı olarak açılan çek istirdatı davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalıların vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6102 sayılı TTK 790. maddesi uyarınca, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. TTK 818/c maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak TTK 677. maddesine göre, “imzaların istiklali” prensibi benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, düzgün ciro silsilesi yer alan diğer imzaların geçerliliği etkilenmez. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi gereğince; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Bu düzenlemelere göre; çek istirdatı davasında ispat yükü davacıya ait olup, davacının, çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve hamilin çeki iktisapta kötüniyetle veya ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerekir. Dava konusu çekler incelendiğinde; her iki çekin de; … Bankası A.Ş Yedpa Şubesinden kesilen, keşidecisinin dava dışı … Ltd.Şti, lehtarının ve ilk cirantasının davacı şirket olduğu, 22.10.2015 tarihli 33.031-TL bedelli olan çekte davacıdan sonraki cirantaların sırasıyla, … Ltd:Şti, … A.Ş, … Ltd.Şti olduğu ve hamil olan davalı … Ltd.Şti tarafından 22.10.2015 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve ödeme yasağı kararı nedeniyle çek bedelinin ödenemediğinin banka tarafından şerh edildiği, adı geçen davalının çeki icra takibine konu ettiği, 15.11.2015 keşide tarihli 121.614,00 TL bedelli diğer çekin davacıdan sonra gelen cirantalarının ise sırasıyla, … Ltd. Şti, … A.Ş olup, son hamilin davalı … olduğu, 15.11.2015 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve aynı şekilde ödeme yasağı nedeniyle ödenemediğine dair şerh verildiği ve bu çekin de hamil davalı … tarafından takip konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu her iki çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı saptanmıştır. Esasen ciro silsilesindeki imzalardan birinin sahteliği diğer imzaların geçerliliğini etkilemeyeceği TTK 677.madesinin amir hükmü olup, sadece bu durum çek istirdatı davasının ispat edildiğinin kabulü için yeterli değildir. Ancak somut olayda, dava konusu çeklerin, keşidecisi tarafından davacı lehine düzenlenen çekler olup, davacıya gönderilmek üzere verilen … Kargo’da da çalındığı dosyada mevcut bulunan ve dava dışı keşideci şirketin 02.08.2015 tarihli şikayet dilekçesi ile başlatılan halen devam eden İstanbul C.başsavcılığının 2015/102434 sayılı soruşturma dosyası ve bu dosyada kargo şirketi çalışanın ifadesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda çeklerin davacının rızası dışında elinden çıktığı sabittir. Davalı … Tekstil vekilince sunulan, Büyükçekmece C.başsavcılığının 2015/24770 nolu dosyada yürütülen soruşturmanın, davalı … Tekstil’in, … Ltd.Şti’den dava konusu 22.10.2015 keşide tarihli çek ile birlikte ciro yoluyla iktisap ettiği keşidecisi … Ltd.Şti olan, 08.09.2015 ve 18.09.2015 tarihli ve 18.000 TL ve 18.259.04 TL bedelli çeklerin çalındığı iddiasıyla keşideci şirket tarafından yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma olduğu, bu dosyada davalı … yetkilisi …’ın ifadesinin alındığı ve adı geçen tarafından verilen 28.09.2015 tarihli ifadesinde; dava dışı … şirketine satılan mal karşılığında, bu şirketten ciro ile müşteri çekleri aldığı, çekleri kredi karşılığında bankaya verdiği, ancak banka tarafından çalıntı olduğunun bildirilmesi üzerine çekleri iade alarak kredi borcunu bankaya nakit olarak ödediğini beyan etmiştir. Anılan soruşturmaya konu ve davalı … Tekstil şirket yetkilisinin ifadesinde geçen çeklerden birinin iş bu davaya konu 22.10.2015 tarihli 33.031TL bedelli çek olduğu anlaşılmaktadır. Bu çeklerin tamamının aynı anda, aynı ilişki çerçevesinde ve ilk cirodan sonra aynı ciro silsilesi ile … Ltd.Şti’den alınan çekler olmasına göre, davalı …’in dava konusu çek bakımından artık iyiniyetli hamil olduğundan sözedilemez. Zira davaya konu çek bu tarihten sonra 22.10.2015 tarihinde bankaya ibraz edilmiştir. Başka bir anlatımla aynı ticari ilişki kapsamında aynı tarihte, aynı firmanın cirosu ile edindiği çeklerin çalıntı olduğunu 28.09.2015 öğrenmesine ve çeki daha sonraki bir tarih olan 22.10.2015 tarihinde bankaya ibraz etmesine göre, en geç bu tarihte çekin çalıntı olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan ciro silsilesinde bulunan … şirketi ile ilgili çok sayıda bir çok mahkemede devam eden istirdat davalarının bulunduğu da gözetildiğinde; davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmakta olup, tüm dosya kapsamına göre, davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğu yönündeki davacı iddiasının kanıtlandığının kabulü gerekmiştir. Dava konusu ve diğer davalı …’in hamili olduğu 15.11.2015 tarihli çekin ise, adı geçen davalı tarafından … A.Ş’nin cirosu ile iktisap edilen bir çek olduğu ve ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere … firmasının, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği, dairemizde ve diğer dairelerde yapılan istinaf incelemeleri sırasında, ciro zincirinde bulunan bu şirketin pek çok dosyada istirdat davasında davalı sıfatına haiz olduğu ve hakkında bir çok ceza soruşturması ve ceza davasının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, aleyhinde azımsanamayacak kadar devam eden çek istirdat davası ve ceza soruşturması bulunan bir şirketten çeki iktisap eden davalı …’in de, hayatın olağan akışı içerisinde çekin çalıntı olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği dolayısıyla çeki iktisapta ağır kusurlu olduğu ve iyiniyetli hamil olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlere göre, ilk derece mahkemesince, davalıların çeki iktisapta ağır kusurlu oldukları yönündeki tespit ve kabulü yerindedir. Ne var ki, dava konusu 33.031,00 TL bedelli çekin davalı … tarafından takibe konu edildiği İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip konusu borcun yargılama sırasında icra dosyası borçlusu dava dışı keşideci … Ltd.Şti tarafından takip alacaklısı davalı …’a ödendiğinin tespit edilmesine göre, bedele hükmedilmesi gerekirken çekin istirdatına karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ancak yeniden yargılamaya gerek olmadığından; anılan icra dosyasında borçlu keşideci tarafından yatırılan ve takip alacaklısı davalıya ödenen 36.556,72 TL takipte kesinleşen alacak ve bu tarihten ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı 8.264,59 TL ki toplam 44.821,31 TL’nin, davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜ ile; … nolu 15/11/2015 tarihli 121.614-TL bedelli çekin …’den istirdatına, 4- İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı takip alacaklısı … Ltd Şti’ne ödenen 44.821,31-TL’nin bu davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine, 5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 10.563,80-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 2.640,95-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 7.922,85-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,(bakiye karar harcından 1.691,53-TL’sinden davalı … Lt. Şti’nin kalan 6.231,32-TL’sinin diğer davalı …’in sorumlu tutulmasına) 6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.121,60-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (vekalet ücretinin 3.228,46-TL’sinden davalı … Lt. Şti’nin kalan 11.893,14-TL’sinden diğer davalı …’in sorumlu tutulmasına, 7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.808,15 TL (başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı,davetiye ve müzekkere gideri)’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (giderlerin 599,54-TL’sinden davalı … Lt. Şti’nin kalan 2.208,61-TL’sinden diğer davalı …’in sorumlu tutulmasına) 8- Kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, 9-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Davalı … Ltd Şti tarafından yatırılan 422,89-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde bu davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, b- Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 2.076,90-TL istinaf karar harcın alınması gereken 8.307,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.230,55‬-TL istinaf karar harcının davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına, c-Hükümden sonra davacı tarafından yapılan 55,5‬0-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, d-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021