Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/524 E. 2021/1412 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/524
KARAR NO: 2021/1412
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2016/976 Esas – 2019/30 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili firma tarafından davalıya nakliye ve buna bağlı hizmetler verildiğini, karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin tam ve zamanında ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının kısmi itiraz ettiğini, takibin duran bu kısmına yönelik açılan itirazın iptali davasının İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/364 E.sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalının fatura bedellerini fatura tarihlerine göre zamanında yapmadığını, müvekkili firmanın temerrüt faizi işletme hakkının doğduğunu, davalı borçlu firmanın ödemede temerrüt hali nedeniyle vade farkı konulu 7.001,62 TL’lik fatura düzenlendiğini, bu faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, asıl borç ödemelerinin ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul eden davacının asıl borcun ferisi olan işlemiş faizi isteyemeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça, talebin vade farkı istemi olmadığı, temerrüt faizi istemine yönelik olduğu ifade edilmiş ise de, takibe dayanak faturanın açıklamasında vade farkı ifadesinin yer aldığı, buna göre, taraflar arasında yazılı bir vade farkı anlaşmasının bulunmadığı ve taraflar arasında vade farkı uygulamasına yönelik bir teamülün oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; faturaların tam ve zamanında ödenmediğini, işlemiş faiz alacağının doğduğunu, fatura her ne kadar vade faturası olarak adlandırılmış ise de, talebin bu işlemiş faiz alacağından kaynaklandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davası olup, bu dava takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı bir davadır. Davacı tarafça, dava konusu icra takibinde, 27/10/2016 tarihli “vade farkı” açıklamalı 7.001,62 TL bedelli 1 adet faturaya dayalı alacağın tahsilini talep etmiş olmasına göre, eldeki davada, davalı şirketin fatura bedellerini zamanında ödemediğinden dolayı kanundan doğan işlemiş faiz alacağın tahsili iddiası dinlenemez. Vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması şarttır (Y.İ.B.K.’nun 27.6.2003 gün ve E:2001/1, K:2003/1 Sayılı ilamı). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.(HGK’nın 2004/19-470 E. 2004/462 K. sayılı kararı) İlk derece mahkemesinin ve tarafların da kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında vade farkı uygulacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi fiili bir uygulamanın da olmadığı sabit olmakla ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2021