Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/517 E. 2021/1406 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/517
KARAR NO: 2021/1406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2014/982 Esas – 2018/1242 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin kalkınmada öncelikli bölgede yer alan K.Maraş’ta pamuk ipliği üretimi işiyle iştigal ettiğini, Bakanlar Kurulunun 28.08.2006 tarih ve 2006/10921 sayılı “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”ın Ekim/2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasını müteakip, yatırım yapma kararı aldığını, bu kapsamda T.C. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’ne müracaat ederek, yatırım teşvik belgelerini aldığını, akabinde, davalı bankanın K.Maraş Şubesine müracaat ederek, 2006/10921 sayılı Karar gereğince, Teşvik Kapsamında Yatırım Kredisi talebinde bulunduğunu, talebi olumlu karşılanan müvekkiline 19.04.2007 ile 21.11.2007 tarihleri arasında, 4 ayrı itfa planı ile toplam 8.961.000,00- Euro yatırım kredisi kullandırıldığını, her iki teşvik belgesinde faiz desteği mevcut olduğunu, her ne kadar Bakanlar Kurulu, 2009/15199 sayılı kararı ile 2006/10921 sayılı kararı yürürlükten kaldırmış ise de, geçici hükümle önceki teşvik kararları için Bakanlar Kurulunun 2006/10921 sayılı kararının uygulanacağının öngörüldüğünü, döviz kredilerindeki faiz desteği 2 puan olup, azami 1.000.000 TL olduğunu, kullanılan kredilerin geri ödemesinin 26.12.2007’de başlayıp, Ağustos-2014’de kadar devam etmekte olduğunu, kredi geri ödemelerinin itfa planına uygun olarak gecikme olmaksızın düzenli şekilde ödendiğini, her ne kadar kullanılan kredinin faiz desteği bütün faiz ödemelerini kapsamakta ise de, T.C. Ekonomi Bakanlığı ile Bankalar arasındaki faiz desteğine ilişkin Protokol ancak Mart-2010’da imzalanmaya başladığını, bu kapsamda davalı banka da 05.05.2010 tarihinde protokolü imzaladığını, ancak davalı bankanın, protokol imzaladığını müvekkili şirkete bildirmediği gibi, protokolü imzaladıktan sonra ödenen faizlerin 2 puanlık kısmını faiz desteği kapsamında Bakanlıktan talep etmeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, çünkü 2006/10921 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin 2006/3 sayılı Hazine Müsteşarlığı Tebliği’nin 22. Maddesine göre faiz desteğine, Bakanlığa sadece bankaların müracaat edebilmekte olduğunu, davalı bankanın bankanın Ekonomi Bakanlığına müvekkili adına faiz teşviğinden yararlanması için, süresinde müracaat etmediğinden müvekkil şirket faizleri ödemek zorunda kalmış ve faiz teşviğinden yararlanamadığını, davalı bankanın protokol imzaladığı 05.05.2010 tarihinden itibaren toplam 335.970,15- Euro faiz ödemesi yapıldığını, ödenen bu faizlerin Bakanlıktan alınması gereken 2 puanlık kısmı 163.697,19- Euro olduğunu, dolayısıyla davalı bankanın faiz desteği için başvurmayarak, müvekkili şirketin 163.697,19 Euro zararına yol açtığını, faiz desteği için Bakanlığa müracaat edilmediğini öğrenen müvekkili şirketin zararın giderilmesi için davalı bankaya yaptığı yazılı ve sözlü müracaatlarından sonuç alamadığını ileri sürerek 163.697,19 Euro maddi zararın dava tarihinden itibaren Euro’ya uygulanacak en yüksek avans faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB bankası efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının yatırım teşvik belgeleri ile yurt dışında mukim … Ltd.’den 2007 yılında yurt dışı kaynaklı kredi kullandığını, müvekkili bankanın davacıya yurt dışından kredi kullanmasına aracılık ettiğini, davacının yatırım teşvik belgelerini ilgi tutarak 19.04.2013 tarihinde müvekkil bankaya talepte bulunduğunu, bu talebin müvekkili bankaca Ekonomi Bakanlığına iletildiğini, ancak bakanlığın talebe olumsuz yanıt verdiğini, yatırım teşvik belgelerindeki yatırım süresi, protokolün tanzim tarihinde sona erdiğinden davacının talebinin haksız olduğunu, müvekkili bankanın davacının ne vekili, ne ticari mümessili ya da ticari vekili olduğunu, davacının talebi olmadan kendiliğinden davacı adına böyle bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranmadığı gibi talebin hakkın kötüye kullanılması kapsamında olduğunu, tazminat koşullarının gerçekleşmediğini, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan kök ve ek bilirkişi raporları sonucunda, davacı şirketin Kahramanmaraş ilinde 10.793.069,00 USD tutarında Komple Yeni Yatırım yapmak amacıyla Ekonomi Bakanlığı’ndan 24/01/2017 tarih ve B85628 sayılı Teşvik Belgesi almış ve yatırımın başlama tarihi 26/12/2006, yatırımın bitiş tarihi de 26/06/2011 olarak belirlendiği, yine 2.246.368,00 USD tutarında Komple Yeni Yatırım yapmak üzere Ekonomi Bakanlığı’ndan 20/02/2007 tarih ve B85907 Sayılı Teşvik Belgesi almış ve yatırımın başlama tarihi 26/12/2006 ve yatırımın bitiş tarihi de 29/06/2011 olarak belirlendiği, Teşvik Belgelerinin sahibi davacı şirket 2006/10921 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca yayımlanan 2006/3 Sayılı Tebliğ uyarınca kredi kullanmak üzere davalı … Kahramanmaraş Şubesine müracaat ile Teşvik Kapsamında Yatırım Kredisi talebinde bulunduğu, davalı bankanın anılan şubesi de, bankanın Malta’da kurulu … Malta Şubesi’nden (Eski unvanı …) temin edilecek yurt dışı kaynaklı döviz kredisine aracılık etmek suretiyle davacının talebini olumlu bularak, 19/04/2007 ile 21/11/2007 tarihleri arasında tanzim edilen dört ayrı İtfa Planı kapsamında toplam 8.961.380,00 Euro tutarında yurt dışı kaynaklı döviz kredisi davacı tarafça kullanıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Dairesi’ne yapılan bildirimler ile adı geçen kurum ile davalı banka arasında imzalanan 05/05/2010 tarihli Faiz Desteğinin Uygulanmasına İlişkin Protokol ile bankanın teşvik kapsamında yatırım kredisindeki konumu da belirlendiği, davacı tarafça yatırımın gecikmesinden dolayı gerekli ek süreler alındıktan sonra yatırımın tamamlanma vizesi 18/09/2012 tarihinde ikmal edildiği, davacının yatırımı ve kullandığı kredi 2006/10921 Sayılı Karar kapsamında iken, 16/07/2009 tarihinde ve 2009/15199 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar yürürlüğe konulmuş olup, işbu karar daha önce mer’i olan 2006/10921 Sayılı Kararı yürürlükten kaldırmış ve buna karşın yeni Kararın Geçici 2. maddesi 1. fıkrasında: (Bu kararın yürürlüğe girdiği tarihten önceki kararlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri ile ilgili uygulamalara, teşvik belgesinin dayandığı karar ve ilgili diğer kararlar çerçevesinde devam olunur) hükmü ile müktesep haklar korunduğu, Bakanlar Kurulu’nun aldığı 28/08/2006 tarih ve 2006/10921 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda belirtilen haklardan olan “Faiz Desteği Hakkına” davacının sahip olduğu ve yukarıda belirtilen yeni Kararda düzenleme doğrultusunda da bunun davacı için müktesep hak teşkil ettiği, diğer yandan davalı tarafça kredi geri ödemeleri bakımından ödeme güçlüğü sebebiyle davacı yanın faiz desteğinden yararlanma hakkını kaybettiği yönündeki savunmasına dayanak herhangi bir belge ve delil ibraz olunmadığı, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin 2012/1 Sayılı Tebliğin Faiz Desteğinin Düzenleyen 13/1. Maddesinde de; Faiz Desteği Uygulamasına İlişkin Esaslar, Genel Müdürlük ile Aracı Kurumlar arasında imzalanan Protokol ile belirlenir hükmüne yer verilmiş ve 13/2. Maddesinde de: (Teşvik Belgesinde Faiz Desteği öngörülen yatırımcılar faiz desteğinden yararlanabilme için Genel Müdürlük ile Protokol imzalayan aracı kurumlardan birine başvururlar. Aracı kurum tarafından yapılan değerlendirme sonucunda kredi kullanımı veya Finansal Kiralama Sözleşmesi yapılması uygun görülen projelere ilişkin Faiz Desteği Müracaatları, yatırımcı adına Protokolde belirtilen esaslar çerçevesinde aracı kurumca Genel Müdürlüğe yapılır) hükmünü amir olup bu kapsamda ilgili Bakanlık ile banka arasında 05/05/2010 tarihli Protokol imzalanmış olup, Protokolün 8.maddesinde: (Faiz desteği yatırım süresi bitmiş Teşvik Belgesi kapsamında ilk kez yapılacak talepler için uygulanmaz) hükmünü getirmiş olup, 2009/1 Sayılı Tebliğin Geçici 1.maddesinde de;… Faiz Desteği ödemeleri, Müsteşarlık ile aracı kurumlar arasındaki Protokolün imzalandığı tarihten sonraki döneme isabet eden kısım için uygulanır hükmü mevcut olmakla birlikte yukarıda değinildiği üzere 05/05/2010 tarihinden sonraki döneme ilişkin ödenmiş faizler için, Faiz Desteği Ödemesi Uygulanması yönünde şirketin müktesep hakkı bulunmakta olup, bu hakkın bertaraf edilmesi de mümkün olmadığı, diğer yandan davalı banka tarafından gerek kendi lehine ve gerekse … Ltd. lehine ipotekler aldığı ve davacıdan aldığı bu ipotekleri ” ipotek bedellerini tahsil ettiği” açıklaması ile Kahramanmaraş 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazdığı fek yazıları ile bildirip, ipoteklerin fek edildiği, bu ipoteklerin 9.000.000,00 TL ve 13.000.000,00 TL bedelli olup, bankanın yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca aracılık ettiği krediden doğmuş ve doğacak risklere karşı alınmış olduğu da açık olup basiretli davranma yükümlülüğü karşısında, bankanın uğrayabileceği risklere karşı kendisini koruma altına alırken, aracılık ettiği kredi ve bankacılık hizmetlerini de ifa ederken aynı şekilde ve keza ağırlaştırılmış sorumluluğunun gereği olarak hareket etmesi ve gereken dikkat ve özeni de göstermesi gerektiği, Banka 2006/3 Sayılı Tebliğinin 22.maddesinde ve Protokolde belirtilen esaslar çerçevesinde Müsteşarlığa Faiz Desteği bakımından müracaat yükümlülüğünde olup, ayrıca daha sonra yürürlüğe giren 2009/1 Sayılı Tebliğin 17/2.maddesinde de Faiz Desteği Uygulamasının Müsteşarlık ile bankalar arasında imzalanan Protokol ile belirleneceği şeklindeki yeni düzenleme doğrultusunda yine davalı banka tarafından bu değişiklikten sonrada ve Hazine Müsteşarlığı ile 05/05/2010 tarihinde Protokol imzalanıp Faiz Desteği Uygulaması da başlamış olmasına karşın, davacı şirket yönünden Faiz Desteği hususunda herhangi bir bildirimde bulunmamış olduğu tespit edildiği, keza davalı banka tarafından Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne sonradan yaptığı ve döviz kredilerine aracılık ettiğini beyan ile Faiz Desteğine ilişkin müracaatı ise, sürelerin geçtiğinden bahisle reddedilmiş ve davacı şirket faiz desteğinden mahrum kaldığı, bu durum karşısında davacı şirketin Devlet Yardımları hakkındaki 2006/10921 Sayılı Karar ile 16/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren 2009/15199 Sayılı Kararda yer alan “Faiz Desteği”nin davacı Protokolün imzalandığı 05/05/2010 tarihiyle Yatırımın Tamamlanma Vizesinin alındığı 18/09/2012 tarihleri arasındaki dönem için şirket bakımından müktesep hak oluşturduğu, davalı bankanın Bakanlığa başvurusunun kabul edilmesi ve Hazine ile arasında Protokol imzalanmasından sonraki döneme ilişkin olmak üzere yatırımcıya ödenmesi gereken Faiz Desteğinin tahsili bakımından üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedeki kusurlu hareketi sonucunda davacı şirketin Yatırım Teşvik Belgesine Bağlanmış %2 Faiz Desteğinden yoksun bırakılmış olması nedeniyle ve bilirkişi kurulunca rapor ve ek raporlarda tablo halinde hesaplandığı üzere uğramış olduğu zarar miktarının 164.804,15 Euro olduğu belirlendiği, davacının talep miktarı ve talep şekli de gözetilmek suretiyle davanın kabulüne 163.697,19-EURO alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kredilerin protokole konu faiz desteğinden yararlanamayacak nitelikte oluşu ve bu hususu teyit eden Ekonomi bakanlığı yazısına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı ilgili teşvik kapsamında müvekkili bankadan bir kredi kullanmadığını, yurt dışında kurulu bir bankadan kredi kullanmış olup, müvekkili bankanın ise bu krediye aracılık ettiğini, bunu teyit eden Ekonomi Bakanlığın 16.06.2016 tarih, 87153778-401.-E.71862 Sayılı ve “Faiz Desteği” konulu yazısının gözardı edildiğini, davaya konu kredilerin kullanım tarihleri 2007 yılı içerisinde olmasına rağmen, müvekkil banka ile Hazine Müsteşarlığı arasında akdedilen protokol 05.05.2010 tarihli olup, bu protokolde, protokol öncesinde mevcut ve protokol sonrasında kullandırılacak kredilere ilişkin bir ayrım yapıldığını, buna göre, Protokol imzalanmadan önce yapılan taleplerle ilgili ise 7/2. Son cümlede; kredi kullandırıldıktan sonra yatırımcı talebine istinaden Müsteşarlıktan faiz desteği talebinde bulunulabileceğinin belirtildiğini, yani müvekkili bankaya protokol öncesi kullandırılan kredilerle ilgili, geçmişe dönük bir sorumluluk yüklenmediği gibi, bu krediler için, ilgili firmaca başvuru yapılması halinde ancak bu başvuru tarihinden sonraki dönemden itibaren faiz desteği uygulanabileceğinin belirtildiğini, buna göre, davacının protokol imza tarihinden önce kullanılmış kredileri ile ilgili protokol imzalamış herhangi bir bankaya başvurarak talepte bulunmasının yeterli olduğunu, davacı ise müvekkili bankaya 19.04.2013 tarihinde başvurduğunu, başvuru gecikmeksizin Bakanlığa iletildiğini, dolayısı ile müvekkili bankanın herhangi bir kusurlu davranışından söz edilmesi mümkün olmadığını, protokolde yatırım süresi bitmiş teşvik belgesi kapsamında ilk kez yapılacak talepler için faiz desteğinin uygulanmayacağı açıkça belirtildiğini, bu kapsamdaki davacının talebinin haksız olduğunu, davaya konu diğer YTB nin kapanma tarihi 26.06.2011 olup, bir an için aksi düşünüldüğünde, bu YTB ye dayanılarak kullanılan kredilere ilişkin en fazla bir yıla ait –diğer şartların mevcut olması halinde- faiz desteği talebinde bulunulabileceği sonucuna ulaşılabileceğini, itirazlarına rağmen hükme dayanak olarak gösterilen Bilirkişi raporlarında da bu husus da göz ardı edildiğini, protokolün 6/4.maddesinde; döviz kredisi veya dövize endeksli kredi kullandırılması halinde müsteşarlıkça faiz tahakkuk tarihindeki TCMB döviz satış kuru dikkate alınarak işlem yapılacağı düzenlendiğini, Hazine Müstaşarlığı faiz desteğini, döviz cinsinden değil faiz tahakkuk tarihindeki satış kuru üzerinden TL olarak ödediğini, ancak buna rağmen EURO üzerinden hüküm kurulduğunu, yani davacı faiz desteği alabilseydi ancak faiz tahakkuk tarihindeki satış kuru üzerinden TL olarak alabileceğini protokolün 6/3.maddesinde; “Teşvik belgesi bazında uygulanacak faiz desteği miktarı, III. Ve IV. Bölgede yapılacak yatırımlar için beşyüzbin Türk lirasını, araştırma ve geliştirme ve çevre yatırımları için üçyüzbin Türk lirasını geçmez.” diye belirtildiği halde, bu sınırın aşılıp aşılmadığı değerlendirme konusu yapılmadığını, yine protokolün 5/2.Maddesinde ise; “faiz desteği içeren teşvik belgesi kapsamı yatırımın finansmanı için açılan kredi birden fazla itfa planı çerçevesinde kullandırılabilir. Faiz desteği, her halükarda ilk itfa planına göre kullanım tarihinden itibaren azami beş yıl süre ile uygulanır” ve protokolün 7.maddesinde atıf yapılan 2006/10921 sayılı kararın 9. Maddesinde ise; “Müsteşarlıkça da uygun görülmesi halinde azami ilk 4 yıl için ödenmek kaydıyla bütçe kaynaklarından karşılanabilir.” şeklinde düzenlemelerin olduğunu, buna göre, protokol tarihinden önce kullanılan kredilerle ilgili en fazla 20.04.2011 tarihine kadar olan dönem için hesaplama yapılabileceğini, bu yöndeki rapora itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, ayrıca davaya konu kredilerle ilgili davacının yeni bir itfa planı yapıp yapmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığı/yapıldı ise hangi tarihte yapıldığı, davacının kullandığı kredilerin faiz desteği alabilmek için önşart olarak öngördüğü ödeme planına uygun olup olmadığı değerlendirilmeden, ödemelerin belirtilen tarihlerde yapıldığı peşin kabulü ile hareket edildiğini, yabancı para borcunda seçimlik hak fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı üzerinden kullanılmış ise bu durumda artık dava tarihinden itibaren faiz ödemesi söz konusu olamayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı, Bakanlar Kurulunun 2006/10921 sayılı kararı kapsamında almış olduğu iki ayrı yatırım teşvik belgesine dayalı olarak davalı bankadan 19.04.2007 ile 21.11.2007 tarihleri arasında, 4 ayrı itfa planı ile toplam 8.961,38 Euro yatırım kredisi kullandığını, her iki teşvik belgesinde faiz desteği mevcut olduğunu, kredi geri ödemelerinin ise, itfa planına uygun olarak ödendiğini, Ekonomi Bakanlığı ile davalı banka arasında faiz desteğine ilişkin protokolün 05.05.2010 tarihinde imzaladığını, ancak davalı bankanın, protokol imzaladığını davacı şirkete bildirmediği gibi, faiz desteğine, bakanlığa sadece bankaların müracaat edebilmekte olduğu halde, protokolü imzaladıktan sonra ödenen faizlerin 2 puanlık kısmını faiz desteği kapsamında bakanlıktan talep etmeyerek davacı … zarara uğrattığını iddia ederek faiz desteğinden mahrum kaldığı tutarın davalı bankadan tahsilini istemiş, davalı banka ise, davacının yurt dışı kaynaklı kredi kullandığını, davalı bankanın bu kredinin kullanılmasına aracılık ettiğini, protokol kapsamında davacı adına müracaat yükümlülüğünün olmadığını, kusurun bulunmadığını, tazminat koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve dosyada alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunuluştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, Kahramanmaraş ilinde faaliyette bulunan davacı şirketin 10.793.069 USD tutarında pamuk ipliği üretimi konusunda komple yeni yatırım yapmak üzere, Ekonomi Bakanlığı’ndan 24.01.2007 tarih ve 85628 sayılı teşvik belgesini aldığı, yatırımın başlama tarihinin 26.12.2006, yatırımın bitiş tarihinin ise süre uzatımı ile birlikte 26.06.2011 olduğu, yine pamuk ipliği konusunda tevsi niteliğinde düzenlenen 2.246.368 USD tutarında komple yeni yatırım yapmak üzere Ekonomi Bakanlığı’ndan 20.02.2007 tarih ve 85907 sayılı teşvik belgesini aldığı, yatırımın başlama tarihi 22.01.2007, yatırımın süresinin ise 22.01.2009 tarihinde sona erdiği, her iki yatırım teşvik belgesindeki yatırımın tamamlanma vizesinin ise, 18.09.2012 tarihinde ikmal edildiği, yapılacak yatırımın finansmanında kullanılmak amacıyla teşvik kapsamında davalı bankadan yatırım kredisi talebinde bulunduğu, davalı bankaca yurt dışında mukim … (…) Ltd’den temin edilen krediye aracılık etmek suretiyle, 19.04.2007 ile 21.11.2007 tarihleri arasında tanzim edilen 4 ayrı itfa planın kapsamında toplam 8.961.000,00- Euro tutarında yurt dışı kaynaklı yatırım kredisi kullandırmış olup, işbu kullandırımların davacı şirketin teşvik belgesine şerh düşüldüğü, sözkonusu kredilerin teminatı olarak davacı şirket taşınmazı üzerine, … lehine ipotek tesis edilmiş olduğu, 14.07.2009 tarih ve 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’ndaki Faiz Desteğinin Uygulanmasına ilişkin olarak, hazine müsteşarlığı ile davalı banka arasında 05.05.2010 tarihinde faiz desteğinin uygulanmasına yönelik protokol akdedildiği, davacı tarafından davalı bankaya 19.04.2013 tarihinde faiz desteği konusunda yapılan başvurunun olumlu sonuçlanmadığı dosya kapsamında sabit olup, uyuşmazlık davacının teşvik kapsamında kullandığı yurt dışı kaynaklı krediden dolayı davalı bankanın teşvik kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, yatırım teşvik ve protokol hükümleri çerçevesinde, her bir teşvik yönünden, faiz desteği koşullarının mevcut olup olmadığı ve varsa davalı bankanın yükümlülükleri ve yükümlülüklerin ifasında kusurlu olup olmadığı ve varsa zararın hesaplanması noktasında toplanmaktadır. Bakanlar Kurulunun “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında” 2006/10921 Sayılı Kararında ve buna istinaden çıkarılan 2006/3 Sayılı Tebliğ’de, teşvik belgesi kapsamında yatırımlara sağlanabilecek destekler arasında faiz desteği öngörülmüştür. Anılan Bakanlar Kurulunun 2006/10921 Sayılı Kararının “Faiz desteği” başlıklı 9. Maddesinde; “(1) Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar ile KOBİ’lerin yapacağı yatırımlar, ar-ge ve çevre konularında yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için bankalardan (katılım bankaları dahil) kullanılacak en az 1 yıl vadeli yatırım kredileri ile ilgili olarak ödenecek faizin veya kar payının Yeni Türk Lirası cinsi kredilerde 5 puanı, döviz kredilerinde ise, 2 puanı, Müsteşarlıkça da uygun görülmesi halinde azami ilk 4 yıl için ödenmek kaydıyla bütçe kaynaklarından karşılanabilir.” 2006/3 Sayılı Tebliğin “Faiz desteği oranları ve tutarları” başlıklı 21. Maddesinde; “(1)Bankalardan, a) Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar ile KOBİ’lerin yapacağı yatırımlar, ar-ge ve çevre konularında yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için kullanılacak en az 1 yıl vadeli yatırım kredileri ile ilgili olarak, ilk 4 yıl için uygulanmak kaydıyla… her bir itfa planında belirtilen ödenecek faizin veya kar payının Yeni Türk Lirası cinsi kredilerde 5 puanı, döviz kredilerinde ise 2 puanı bütçeden karşılanabilir. (2) Yatırım kredisi için uygulanacak faiz desteği tutarı proje bazında azami..c) Kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar için 1 milyon Yeni Türk Lirasıdır.” Yine aynı tebliğin “Faiz desteği uygulamasına ilişkin usul ve esaslar” başlıklı 22. Maddesinde; “ (1) Teşvik belgesinde faiz desteği öngörülen yatırımcılar faiz desteğinden yararlanabilmek için Türkiye’de yerleşik şubesi bulunan yerli ve yabancı bankalar ile katılım bankalarından birine başvurabilirler. Bankaca yapılan değerlendirme sonucunda kredi kullandırılması uygun görülen projelere ilişkin faiz desteği miracaatları, yatırımcı adına protokolde belirtilen esaslar çerçevesinde bankaca Müsteşarlığa yapılır” Davacı şirketin teşvik belgeleri 2006/10921 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre, düzenlenmiş olup, bu teşvik belgesi kapsamında kredi kullanılmıştır. Anılan Bakanlar Kurulu Kararı 2009/15199 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 21.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olmasına karşın, Geçici 2.Maddesinde ” Bu kararın girdiği tarihten önceki kararlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri ile ilgili uygulamalara, teşvik belgesinin dayandığı karar ve ilgili diğer kararlar çerçevesinde devam olunur.” hükmü yer almaktır. Bakanlar Kurulunun 2009/15199 Sayılı Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yer aldığı 2009/1 sayılı Tebliğin 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Faiz desteği uygulamasına ilişkin esaslar Müsteşarlık ve aracı kurumlar arasında imzalanan protokol ile belirlenir.” ; Geçici 1 inci maddesinde ise, “28/08/2006 tarihli ve 2006/10921 sayılı Karara göre düzenlenen teşvik belgeleri kapsamı yatırımlar için falz desteği ödemeleri, Müsteşarlık ile aracı kurumlar arasındaki.protokolün imzalandığı tarihten sonraki döneme isabet eden kısım için uygulanır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu kapsamda, Hazine Müstaşarlığı ile davalı banka arasında düzenlenen “Faiz Desteğinin Uygulanmasına” ilişkin 05.05.2010 tarihli Protokolün “Amaç ve Kapsam” başlıklı 3.maddesinde; “Bu protokol, Karar uyarınca, bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar, araştırma ve geliştirme yatırımları ile çerçeve yatırımlarının finansman maliyetlerinin düşürülmesi için bankanın kendi kaynaklarından veya dış kaynaklardan kullandıracağı teşvik belgesinde kayıtlı yatırım harcamalarına yönelik en az 1 yıl vadeli yatırım kredilerinde, Müsteşarlığın üstleneceği faiz desteği tutarına ilişkin olarak Müsteşarlık ve Banka tarafından yapılacak işlemlere ilişkin genel esasları belirlemek için düzenlenmiştir.” denilmiştir. Aynı Protokolün “Kredi Başvurusu ve Kredi Talebinin Değerlendirilmesi” başlıklı 7. Maddesinde; “Faiz desteğinden yararlanmak isteyen yatırımcılar yatırım süresi içerisinde teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek harcamalar için kredi kullanmak amacıyla Bankaya müracaat ederler. Kredi başvuruları Banka tarafından; genel bankacılık mevzuatı, bankacılık teamülleri, Bankanın kendi iç mevzuatı ve kredi politikası doğrultusunda proje bazında değerlendirilir. Kredi kullandırıldıktan sonra yatırımcı talebine istinaden Müsteşarlıktan faiz desteği talebinde bulunulabilir.”; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde; “Faiz desteği yatırım süresi bitmiş teşvik belgesi kapsamında ilk kez yapılacak talepler .. için uygulanmaz.”, dördüncü fıkrasında; “Protokol imzalanmadan önce Karar ve 2006/10921 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar uyarınca düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında kullandırıları kredilere, Bankalarca Müsteşarlıktan talep tarihinden sonraki dönem için teşvik belgesinin düzenlenmesine mesnet teşkil eden Kararda belirtilen süre ve azami destek miktarını aşmamak şartıyla faiz desteği uygulanabilir.”; İtfa Planı ile ilgili 8. maddesinin ikinci fıkrasında; “Protokolün yürürlüğe girmesini müteakip, faiz desteğine konu yatırım için kullandırılan kredilere ilişkin faiz desteği uygulaması, itfa planının Müsteşarlığa gönderilmesiyle başlar… ” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, somut olayda, davacının teşvik kapsamında kullanmış olduğu krediyi yurt dışında mukim … Ltd.’den doğrudan sağladığı, nitekim dosyaya sunulan kredi sözleşmelerinin … (…) Ltd ile davacı şirket arasında imzalandığı ve yine bu sözleşmelere dayalı kullandırılan kredilere ilişkin ödeme planının davacı tarafından imzalandığı, yine kredi kullanımı ile ilgili olarak Hazine Müsteşarlığına hitaben davalı bankaca düzenlenen belgede, teşvik belgesi ile yurt dışı kaynaklı yatırım kredisinin davacı şirkete transferinin sağlandığının belirtildiği, yurt dışından kullanılan kredinin davacıya aktarımını sağlayan davalı bankanın krediyi kullandıran olmadığı, bu kredinin teminatı olarak … (…) Ltd tarafından davacının taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiği sabit olup, davacının teşvik belgesi kapsamında davalı bankadan kredi kullandığından söz edilemeyeceğinden yatırım teşvik belgesine dayalı faiz desteğinden dolayı davalı bankanın sorumluluğuna gidilemez. Açıklanan bu nedenlerle, davalı bankanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 7.684,70 TL harçtan mahsubu ile kalan bakiye7.625,40 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 39.549,36 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Davalı tarafından yatırılan 7.685,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, b-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve dosya masrafı toplamı 30 TL olmak üzere toplam 151,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,- c- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.