Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/504 E. 2021/1073 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/504
KARAR NO: 2021/1073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2016/905 Esas – 2018/1195 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin … (…) dağıtım firması olduğunu, davalının 27/09/2010 tarihli Otogaz LPG Bayii Sözleşmesi gereğince, 31/12/2013 tarihine kadar müvekkilinin bayiiliğini üstlendiğini, sözleşmenin 8.1.maddesi uyarınca, müvekkilinin hak ve alacaklarına karşılık toplam 42.000,00-TL bedelli üçüncü şahıs ipotek teminatının tesis edildiğini, yine sözleşme ekinde imzalanan Satış Taahhütnamesi uyarınca, davalının sözleşme süresi boyunca aylık 10 ton otogaz LPG’yi almayı taahhüt ettiğini, davalının sözleşme süresince müvekkilinden toplamda 318,660 ton LPG aldığını, buna göre 71,34 ton eksik Lpg alımının olduğunu, taahhüde uyulması konusunda müvekkilinin davalıyı defalarca uyardığını fakat verilen taahhüde uygun davranılmadığını, Satış Taahhütnamesinin 2.maddesinde ise taahhüde aykırı alımlarda teminatın 5 katı kadar ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle müvekkilinin davalıdan 42.000,00-TL’nin 5 katı olan 210.000,00-TL kadar alacaklı olduğunu, ayrıca eksik alım nedeniyle müvekkilinin 24.969,00 TL kar mahrumiyeti alacağının doğduğunu, bu alacakların ödenmesi için noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek 210.000,00 TL cezai şart alacağından şimdilik 10.000 TL’nin ve kar mahrumiyeti alacağından şimdilik 4.969,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 12.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, taleplerini ıslah ederek neticeden 210.000,00 TL cezai şart ve 14.204,29 TL kar kaybı alacağına hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 2010 yılında vadedilen satış miktarının yakalandığını fakat 2011 ve 2012 yıllarında hedefin altında kalındığını, davacı tarafça bu duruma zımmi olarak rıza gösterildiğini, bunun da müvekkilinde güven duygusu yarattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, Taraflar arasında 27/09/2010 tarihinde “Otogaz Lpg Bayii Sözleşmesi” ile davalı tarafından aynı tarihli “Satış Taahhütnamesi” imzalandığı, sözleşmenin 08/10/2010 – 31/12/2013 tarihleri arasında geçerli geçerli olmak üzere düzenlendiği, satış taahhütnamesinin 1.maddesinin “Bayiye teslim edilecek LPG miktarı başlangıçta -/+; %10 tolerans ile 10 Ton/aydır”, 2.maddesinin ise “Bayi 1.maddede taahhüt ettiği … ihtiyacının tümünü iş bu sözleşme süresince 11.maddede yazılı mücbir sebepler dışında Habaş’tan almak zorundadır… Bayi, …’tan eksik aldığı … nedeniyle …’a verdiği teminat tutarının 5 (beş) katı kadar tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder…” şeklinde düzenlendiği, davacı tarafından Bakırköy …Noterliğinin 14/11/2013 tarih … sayılı uyarı ihtarı ile “2013 yılı ile ilgili Taahhüdünüze uygun miktarda gaz almaya başlayarak Bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesine uygun davranmanızı talep ederiz. Aksi halde bu davranışınızın sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini ve sözleşme müeyyideleri ile karşılaşacağınızı…” belirten cezai şart uygulanacağına dönük bir bildirimde bulunulduğu, 2013 yılında sözleşmeye göre toleranslı eksik alım miktarının 30,64 ton, toleranssız eksik alım miktarının ise 42,64 ton olduğu, davalı tarafça en son 25/12/2013 tarihinde mal alımı yapıldığı, yıllara göre eksik alım miktarının ise 2011 yılında 12,52 ton, 2012 yılında 17,96 ton ve 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri arasında 42,64 ton eksik alım yapıldığı, eksik alım nedeniyle kar kaybının ise 2011 yılı için 2.432,14 TL, 2012 yılı için 3.488,91 TL, 2013 yılı için 8.283,25 TL olduğu, yine sözleşme ve satış taahhüdünün 2.maddesine göre eksik alım nedeniyle tazminat tutarının ise ipotek bedeli olan 42.000,00 TL’nin 5 katı olan 210.000,00 TL olduğu, davacı tarafından dava dilekçesi ile tazminat olarak 10.00,00 TL, kar mahrumiyeti olarak 4.969,00 TL talep edilmiş ise de ıslah dilekçesi ile talebini tazminat yönünden 210.000,00 TL, kar mahrumiyeti yönünden ise 14.204,29 TL olarak artırdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 210.000,00 TL tazminat ve 8.283,25 TL kar mahrumiyeti olmak üzere toplam 218.283,25 TL’nin 14/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devam olunduğunu, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağını, “sözleşmeye aykırı davranış halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, karşı tarafta ceza koşulu istenmeyeceğine dair haklı bir güven oluşmuş ise, diğer taraf önceki yıllara ait ceza koşulunu talep edemez.” şeklinde oluşan Yargıtay İçtihadına aykırı olarak bir hüküm oluşturulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, bayiilik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle cezai şart ve kar kaybı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunuluştur. HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı, taraflar arasında otogaz bayiilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme süresi içinde, davalı bayiinin ürün alım taahhüdünü yerine getirmediğini iddia ederek sözleşmede öngörülen cezai şart ve kar mahrumiyeti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı tarafın istinafı cezai şart alacağına yöneliktir. Taraflar arasında imzalanan 27.09.2010 tarihli “Otogaz LPG Bayii Sözleşmesi” başlıklı sözleşmesinin süre başlıklı 11. maddesinde; sözleşmenin 31.12.2013 tarihine kadar geçerli olduğunun, tarafların sonaerme tarihinden altı ay önce bir araya gelerek sözleşmenin yenilenmesi veya sona erdirilmesi hususunda mutabakata varılacağının ve eğer sözleşmenin yenilenmesi konusunda mutabakat oluşmuşsa, sona erecek sözleşmenin hitamından başlamak üzere yeni bir sözleşmenin imzalanacağının hükme bağlandığı, yine aynı tarihli “Satış Taahhütnamesi” başlıklı sözleşmenin 1.maddesinde; “Bayiiye teslim edilecek … miktarı başlangıçta -/+; %10 tolerans ile 10 Ton/aydır”, 2.maddesinde “Bayii 1.maddede taahhüt ettiği … ihtiyacının tümünü iş bu sözleşme süresince 11.maddede yazılı mücbir sebepler dışında…’tan almak zorundadır… Bayii, …’tan eksik aldığı … nedeniyle …’a verdiği teminat tutarının 5 (beş) katı kadar tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde yer alan ”yıllık asgari alım taahhüdü” ‘ ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/11. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/11.) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğindedir. Alacaklı iki halde ceza koşulu isteyemez. Eğer alacaklı ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde talepte bulunamaz. Ayrıca alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifaya devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Örneğin; beş yıl süreli bir akaryakıt sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın B.K’nun 158/11. (TBK 179/11.) maddesi uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bakiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili ”çekince (ihtirazi kayıt) ” bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Yani, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulu istenebilecektir. Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 gün 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda ”ceza koşulu istenemeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.” şeklindedir ( Bkz. Yargıtay 19 HD, 25.12.2014 tarih, 2014/13097 -2014/18715; 24.12.2015 tarih, 2015/11021 -2015/17584 E.K sayılı ilamları). Yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda, sözleşmenin başlangıç tarihi 27.09.2010 olup, sözleşmenin imza tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği, sözleşmenin süresi sonunda 31.12.2013 tarihi itibari ile sonaerdiği; buna göre, 27.09.2010-31.12.2013 döneminde, davalı bayiinin 2010-Kasım; 2011-Ocak-Şubat-Nisan-Mayıs-Haziran-Ağustos-Ekim-Aralık; 2012-Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Haziran-Ağustos-Ekim-Kasım-Aralık ve 2013-Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Eylül-Ekim-Kasım-Aralık aylarına ilişkin olarak satış taahhüdüne aykırı olarak eksik alım yaptığı sabit olup, bu husus davalı tarafın da kabulündedir. Eksik alım yapılan aylara ilişkin dönemin hitamında, eksik alıma ilişkin ihtirazi kayıt ihtiva eden ihtarnamenin ya da yeni aylık dönem başlangıcında ilk mal alış faturası üzerine geçmiş döneme yönelik eksik alınan ürün miktarından dolayı doğan cezai şartın saklı tutulduğuna ilişkin şerhin bulunmadığı, davacının davalı bayiiye göndermiş olduğu 21.01.2013 tarihli bilgilendirme yazısı ve 14.11.2013 tarihli ihtarname içeriği ihtirazi kayıt olarak görülmediği gibi, ihtirazi kayıt olarak kabul edilse dahi aylık dönem sona ermeden sonuç doğurmacağından davacının cezai şart alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının cezai şart alacağı yönünden kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun kısmen KABULÜ İLE; İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA; 1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 8.283,25 TL kar mahrumiyeti alacağının 14/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 3-Alınması gerekli 565,81-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 255,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 310,17 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 29,20-TL gider ile yargılama aşamasınd a yapılan 1.702,50-TL olmak üzere toplam 1.731,70-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 69,24-TL yargılama gideri ile peşin yatan harç gideri 255,64-TL olmak üzere toplam 324,88-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 23.564,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 7-İstinaf harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, b-İstinaf aşamasında sarf edilen posta ve tebligat masrafların davacının gider hesabından karşılandığından, davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021