Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/50 E. 2020/82 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/50
KARAR NO: 2020/82
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2018
NUMARASI: 2016/1134 Esas 2018/312 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekilinin, cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla İstanbul …İcra dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasındaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına, ve alacağın %20si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 12.08.2015 tarihinde işletme kurduğunu, işletme devir almadığını, tüm demirbaşları kendisinin aldığını dekorasyonu kendisinin yaptırdığını, davacı şirket ile kısa bir süre çalıştıklarını beyan ederek dava konusu alacağın önceki işletmeye ait olduğu faturalar incelendiğinde borcun tarafının müvekkili olmadığını, taraf yokluğu nedeni ile davanın reddedilmesini, alacağın en az %40’ı kadar kötü niyet tazminatına çaptırılmasına, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECESİ MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalının kendisine tebliğ edilen dava konusu faturalara süresinde itiraz etmediği, ticari defterlerini sunmadığı, davacının defterleri ile alacağının varlığını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkilin 12.08.2015 tarihinde bir işletme kurduğunu, işletmenin devir alınmadığının, tüm demirbaşların müvekkilince alındığı gibi dekorasyonunda yapıldığını, davacının gıda üzerine ürün satan bir firma olup daha önce ki işletmeye ürün sattıklarını beyan etmesi nedeniyle davacı ile kısa bir süre çalışıldığını, önceki işletmeden tahsil edemediği alacağı müvekkile ödettirmeye çalıştığında iş ilişkileri sona erdiğini, davacıya borcunun bulunmadığını belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ile borcunun bulunmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı vekilince karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Davaya esas icra dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının 12.752.22 TL asıl, 44.02 TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 12.796.24 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu, ve takibin devamının sağlanması amacıyla davacı tarafından İİK 67 maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. HMK 222. maddesi uyarınca, mahkemenin, ticari davalarda tarafların ticari defterlerin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verilebileceği, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu, usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarının bunlara aykırı olmaması, yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği açıklanmıştır. Somut olayda, davacı tarafından 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak aralarındaki ticari ilişkiye istinaden davalı adına irsaliyeli faturaların düzenlendiği, tüm faturalarda davalının imzasının bulunduğu, 2015 yılı sonu itibarıyla 8.588.92 TL , 2016 yılı Mart ayı itibarıyla da 4.136.30 TL olmak üzere toplam 12.752,24 TL davacının cari hesaptan alacaklı bulunduğu görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davacının anılan yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve dayanak kayıtlarla doğrulandığı ve defterlerinin HMK 222.maddesi kendi lehine delil teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Davacının TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde, davalı tarafından imzaları inkar edilmeyen irsaliyeli faturaların kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibarıyla davalıdan toplam 12.752,24 TL alacaklı olduğu,davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamasına göre göre ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun n esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubuyla yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/10/2020