Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/499 E. 2021/1147 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/499
KARAR NO: 2021/1147
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2015/735 Esas – 2018/1286 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davalıya ait gönderilerin taşıma bedellerinden kaynaklanan açık hesaptan bakiye alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tüketici mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, davacı tarafından taşıması üstlenilen gönderilerin alıcılarına teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini için İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 esasında kayıtlı davanın görüldüğü, davacı tarafından taşınan gönderilerin 183 adetinin hedeflenen alıcılarına teslim edilmediği, bu nedenle davacıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliler, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 esas sayılı dosyası içeriği ve alınan kök ve iki ayrı ek bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının cari hesaptan bakiye alacağının takipte istenen miktar kadar olduğu, davalının ticari defterlerinde de, davacının aynı miktarda bakiye alacağının göründüğü, taşıma ilişkisinin ve gönderilerin teslim edildiğinin ihtilafsız bulunduğu, davalının 1831 adet gönderinin hedef alıcısına teslim edilmediğini ileri sürdüğü ve bu konuda açtığı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın red ile sonuçlandığı, istinaf incelemesinde de başvurunun esastan reddedildiği, dosyanın temyiz incelemesinde olup, kesinleşmemekle birlikte anılan kararın gerekçesi ve dosya içeriğine göre neticesinin beklenmesine gerek olmadığı, davalı tarafından kargoların hedef isimlere teslim edilmesi gerektiği yönünde davacıya verilen bir talimatın olmadığı, davacı tarafından taşımanın gerçekleştirildiği, taşıma bedeline ilişkin faturaların davalı kayıtlarında bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlıkta tüketici mahkemelerinin görevli olmasına rağmen mahkemece esastan karar verildiği, müvekkili üniversitenin vakıf üniversitesi olup, harçtan muaf bulunduğu ancak harca hükmedildiği, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 esasında kayıtlı davacıya karşı açılan dosyanın sonucunun beklenmesi gerektiği, anılan dosya sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, bilirkişi raporlarında savunma ve itirazlara göre inceleme yapılmadığı, sadece davacının iddialarına göre rapor hazırlandığı, kök ve ek raporların kendi içinde çelişkili olduğu, müvekkili kurumun defterlerinin incelenmediği, taraflar arasında taşıma ilişkisi kurulmuş olmakla birlikte davacı tarafından edimin gereği gibi yerine getirilmediği, 3443 adet gönderinin 1270 adetinin teslim edilip, geri kalan kısmının hedef alıcılarına ulaştırılmadığı, TTK 850/2 maddesine uyarınca davacının sorumluluğunun bulunduğu, yine aynı şekilde 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu 7/1 maddesi kapsamında, davacının eşyayı alıcısına teslim etmekle yükümlü bulunduğu, beklenen yarar sağlanamadığından sözleşmeden dönüldüğü ve bedel iadesinin istendiği, mahkemenin kabulünün aksine müvekkilinin davacıya borcunun bulunmayıp, alacaklı olduğu, zira davacının ayıplı ifası nedeniyle zarara uğradığı, icra inkar tazimatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma ilişkisi kapsamında düzenlenen faturalara göre oluşan açık hesaptan bakiye alacağının tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşımadan kaynaklanmasına, taşımanın TTK ‘da düzenlenip, mutlak ticari dava olmasına ve taraflardan birinin tüketici vasfının bulunmamasına göre; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan, davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Somut olayda, davacı taraf, davalıya kargo hizmeti verilmesi nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağının ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmakla birlikte taşıma hizmetinin gereği gibi ifa edilmediğini zira 3443 adet gönderiden 1270 adetinin teslim edilip, geri kalanının hedef alıcılarına ulaştırılmadığını bu nedenle davacının alacağının olmadığını savunmuştur. Tarafların iddia ve savunmasına göre taşıma akdi kapsamında davacının taşıma hizmeti verdiği ihtilafsız olup, taşıma hizmetinin gereği gibi ifa edilmediğini TMK6. ve HMK190.maddelerine göre davalın kanıtlanması gerekir.İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 esas sayılı dosyasında, davalı tarafından, 1831 adet gönderinin hedef alıcılarına teslim edilmemesinden kaynaklanan zararın tazmini için davacıya karşı açılan davada yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı yapılan istinaf başvurusu da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2017/307 esas, 2017/319 karar sayılı15/06/2017 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir. Dosya kapsamında bulunmamakla birlikte Uyaptan yapılan araştırma sonucunda; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin anılan kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/4329 esas, 2019/1321 karar sayılı 19/02/2019 tarihli ilamıyla onandığı ve verilen kararın kesin olmasına göre kararın aynı tarihte kesinleştiği tespit edilmiştir.Mahkemece benimsenen kök ve iki ayrı ek raporda; taraf defterlerine göre, davacının 2011 yılından devreden alacağı ile birlikte davacı tarafından 2012 ile 2013 yılında düzenlenen faturalara göre oluşan alacaktan davalının ödemelerinin tenzil edilmesi sonucu takip tarihi itibarıyla davacının cari hesaptan bakiye alacağının 29.438,42 TL olduğu açıklanmış olup, davalının kendi defterlerine göre, davacıya takip konusu miktar kadar borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalının kargo talimatlarının kişiye özel teslime yönelik herhangi bir bilgi ya da talimatı içermediği gibi dosyaya sunulan listelerde hem kurum hem de kişi isimlerinin bulunduğu, bu durumda kargoların ” şahsa özel ” ya da ” hedef isimlere” teslim edilmesi gerektiği anlamının çıkarılmayacağı, bu listelerin taşıyıcı davacıya teslim edildiğini gösterir bir bilgi ya da delilin de bulunmadığı, dava konusu kargo taşıma hizmetinde taşıma ve teslim belgeleri üzerinde alıcıların, okul ve dersane olarak belirlendiği, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/502 esas sayılı dosyasında davacıya karşı açılmış olan tazminat davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği dosya içeriği ile sabit olup, davalının kendi defterlerinde davacıya cari hesaptan bakiye 29.438,42 TL borçlu olması ve faturaya dayalı alacağın likit bulunması karşısında ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, davalının vakıf üniversitesi olup, harçtan muaf olmasına göre harçtan sorumlu tutulması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ancak yeniden yargılamaya gerek olmadığından; davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile asıl alacak 29.438,42 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %13.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, takibin bu miktar üzerinden devamına, kısmen kabul edilen alacağın % 20 ‘si olan 5.887,68TL icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıdan harç alınmasına yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip konusu 29.438,42-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %13.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 5.887,68-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Davalı üniversite harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yatırılan başlangıçta peşin olarak yatırılan 502,74-TL peşin karar harcının talep halinde yatıran iadesine ,har 4-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcı, sarf edilen 3.900,00-TL bilirkişi ücreti ve 278,00-TL posta masrafı toplamı olan 4.708,44‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına, 6-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 3.532,61-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7- Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 88 TL olmak üzere toplam 186,10 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021