Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/492 E. 2021/1207 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/492
KARAR NO: 2021/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2016/582 Esas – 2019/180 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin taşıma iş sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı şirkete cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemesinin sözlü ve yazılı hatırlatılmasına rağmen ödeme yapılmadığını, ödenmeyen borçtan dolayı noterden ihtarname gönderildiğini, ihtarda verilen süre içerisinde ödeme yapılmadığından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, tarafların icra takibinden sonra yaptıkları mutabakat ile, davalının borcunun 5.374,08 TL olarak belirlendiğini, ancak davalının mutabakata aykırı davrandığından iş bu davanın açıldığını, bu nedenler ile davanın kabulünü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 02/10/2012 tarihinde akdedilmiş olan uluslararası kara taşıma hizmet sözleşmesine dayandığını, sözleşmedeki taşıma güzergah ve lokasyonları başlıklı ikinci maddesine göre, davacının yüklenici müvekkilinin (BAT) fabrika ve üretimlerinde kullanılmak üzere sözleşme ekinde yer alan mal tanımı, adres ve lokasyon bilgileri bulunan tedarikçilerden, sigara paketleme, makine, makine yedek parça vb. her türlü malzemenin müvekkili tarafından bildirilen zaman ve miktarlarda uluslararası taşıma ve BAT’in İstanbuldaki anlaşmalı antreposuna getirilmesi işlerinden sorumlu olacaktır hükmünün yer aldığını, davacının davaya konu alacak kalemini ortaya çıkarırken sözleşmede yer alan düzenleme ve usullere uymadığını, sözleşmenin sekizinci maddesinin açık olduğunu, davacının yaptığı taşımalara ilişkin hesaplamaları e-mail ile onay almak üzere fatura kesiminden önce BAT veya BAT’ın bu konuda görevlendirdiği firma ithalat ve ihracat uzmanına gönderecektir. Yazılı onay alınması sonrasında faturayı düzenleyeceği Hükmünün yer aldığını, davacının müvekkilinden herhangi bir teyit almadan hukuki temelden yoksun olarak herhangi bir hizmete karşılık gelmeyen bir meblağı talep ettiğini, müvekkilinin ret beyanlarının davacıya gönderildiğini, davacının talebinin iyi niyetten uzak olduğunu, davacının karayolu taşımamalığı yaptığını, her taşıma başına ücreti hak ettiğini, ancak davaya konu meblağın karşılığı olarak verilen bir hizmet bulunmadığını, buna dair davacı yöneticileriyle müvekkili şirket sorumluları arasında e-posta yazışmaları olduğunu, davacının cezai şart ödemek zorundayken iyi niyetten uzak olarak, anılan cezai şartı ödememek için bir alacak kalemi yarattığını ve cari hesaba ekleyerek bu meblağı talep ettiğini, davacının boş navlun olduğuna karşı bir itiraz ileri sürmediğini, sözleşmede düzenlemeyen bir hususun kendisine bir hak tanıdığını şeklinde yorumladığını vermediği bir hizmetin bedelinin müvekkilinden istendiğini, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddini, dava yargılama ve masraflarının karşı tarafa yüklenmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Her iki tarafın 2013 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil olabileceği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporunda görüleceği üzere davacı şirket davalı şirketin taşıma işlerini yapmakta olup, dava konusu alacağa ilişkin taşıma faaliyeti gerçekleşmemiştir. Şöyle ki; davacı davalının talep ettiği yüklemeye geç kalmış ve sözleşmenin 6/2 maddesine göre davalının başka tedarikçilere ödediği fiyat farkının 2 katını cezai şart olarak ödemesi gerektiği gerçeği karşısında davalının cezai şart faturası kestiği ve davacının bu faturayı kabul edip kayıtlarına işlediği, anlaşılmış, ancak davacı taşıma faaliyetinin gecikmesi kendisinden kaynaklanmamış gibi, gecikmeden dolayı özürlerini bildirmiş ancak boş navlun için 2400Euroluk fatura kesmiştir. Davacı vermemiş olduğu hizmetin bedelini istemektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davalıdan bir alacağının olmadığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından davanın reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış yorumlanmasından dolayı hukuka aykırı ve hatalı bir karar verildiğini, sözleşme uyarınca, müvekkilinin süresi içinde araç temin edememesi durumunda davalı şirketin başka bir tedarikçiyle anlaşma ihtimali bulunduğunu, ancak bu bir seçenek ve ihtimal olduğundan, bu seçeneğin kullanılacağı zaman müvekkili şirkete bildirim yapılması gerektiğini, zira müvekkili şirketin her ne kadar süresi içinde araç temin edemese bile davalıdan haber gelene kadar araç temin etmeye çalışacağını, somut olayda davalı taraf başka bir tedarikçi ile anlaştığını müvekkili şirkete bildirmediği için müvekkili şirketin süresi içinde olmasa da araç temin ettiğini, araç temin ettiği için de navlun faturası kesmek zorunda kaldığını, kesilen navlun faturasının davalı tarafça ödenmesi gerektiğini, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaba (açık hesap) dayalı alacağın tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının, davacının süresinden sonra da olsa araç temin etmesi nedeniyle sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı tarafından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe itiraz edildikten sonra taraflar arasında mutabakat yapılarak davalının borcunun 5.374,08 TL olarak belirlendiğinden bahisle mutabakata konu alacağın tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. Taraflar arasında imzalanan Haziran 2013 dönemi BA-BS mutabakatında kesilen 3 adet fatura 10.275,00 TL ve alınan 1 adet fatura 5.374,08 TL üzerinde mutabakata varılmıştır.Davacı, incelenen ticari defterlerine göre davalıdan 4.931,00 TL alacaklı durumdadır. Davalı ise ticari defterlerine göre davacıdan 1.135,00 TL alacaklıdır. Taraf defterlerindeki mutabakatsızlığın nedeni ise davacı tarafından davalı hakkında düzenlenen 28/06/2013 tarih ve 186494 no’lu “boş navlun bedeli” açıklamalı 6.036,96 TL bedelli faturadan kaynaklandığı bilirkişiler tarafından tespit edilmiş durumdadır. Bu faturaya ilişkin davacı tarafından taşıma yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Taşıma gerçekleşmediğine göre navlun bedelinin tahsili de mümkün değildir. Zira taşıma ücretine hak kazanılabilmesi için taşımanın gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda ihtilafa konu 28/06/2013 tarihli 6.036,96 TL bedelli faturaya konu herhangi bir taşıma işlemi yapılmadığından bu fatura alacak doğuracak nitelikte değildir. Bu fatura davacının cari hesabından çıkarıldığı takdirde davacının davalıdan herhangi bir alacağı bulunmamaktadır. Ayrıca davacı, taraflar arasında imzalanan Haziran 2013 dönemi BA-BS mutabakatında kesilen 3 adet fatura 10.275,00 TL ve alınan 1 adet fatura 5.374,08 TL şeklindeki mutabakata dayalı olarak eldeki davayı açmış ise de, bu mutabakat, sadece haziren 2013 dönemine ait BA-BS mutabakatından ibaret olup, mutabakat tarihine kadar olan tüm cari hesabı kapsayan bir mutabakat olmadığından, davacının davasını ispatlamaya elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.14/10/2021