Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/483 E. 2021/1391 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/483
KARAR NO: 2021/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2019
NUMARASI: 2014/319 Esas – 2019/4 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurt içi nakliye komisyonculuğu yaptığı, 16.02.2009 günü Gaziantep ilinde … Ltd. Şti’ne 16 Ton “cam mozaik” malzemesi gönderilmek üzere davalılar … ve … ile anlaştığı ve malzemelerin davalılardan …’nın maliki, …’nın sürücüsü olduğu … plakalı araca yüklendiği ancak davalı kamyon sahibinin “akşam yola çıkmadığı aracın Güngören’deki evinin önüne park ettiğini sabah kalktığında kamyonun yerinde olmadığını meçhul şahıslar tarafından çalındığını” bildirdiği, 18.02.2009 günü kamyonun Şile yolu üzerinde boş ve terk edilmiş vaziyette bulunduğu, 30.200.00 TL değerindeki yük teslim edilmediğinden gönderici şirket tarafından müvekkilinden yükün bedelinin istendiğini ve yükün davalı … Sigorta A.Ş tarafından “Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını belirterek yükün bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekil cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından davacı adına 13.01.2009/2010 tarihleri arasında “Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, poliçede araç başına teminat limitinin 30.000.00 TL olduğu, dava dışı … Ltd. Şit’ ne gönderilecek 16 Ton “cam mozaik” emtiasının İstanbul depodan Gaziantep’e nakliye işinin davacı tarafından üstlenildiği, davacının taşıma işini yapmak üzere anlaştığı diğer davalıların malik ve sürücü sıfatıyla sorumlu oldukları, … plakalı araca 16.02.2009 tarihinde yüklenen emtianın 17.02.2009 tarihinde kamyon sürücüsünün evinin önünde park edildiği yerden kamyon ile birlikte çalındığı, ihbar üzerine hasar dosyası açıldığı, tazminat talebi poliçedeki özel şartların 6. maddesinin yerine getirilmemesinden dolayı reddedildiği ve teminat dışı hallerden “ağır kusur” şeklinde meydana gelen zararların teminat kapsamında bulunmadığının poliçede belirtildiği, belirtilen hükme göre, aracın park etmesi gerektiğinde sadece benzin istasyonlarında ve 24 saat bekçili park yerlerinde konaklaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamakla birlikte yargılama sırasında vefat eden davalı … mirasçıları davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; davacının nakliyat komisyoncusu, davalılar … ve müteveffa davalı …’ın ise taşıma işini gerçekleştiren taşıyıcılar olduğu, taşımaya konu emtianın yüklendiği davalılara ait … plakalı kamyonun çalındığı, davacı, tarafından davalı sigorta şirketine blok yurtiçi taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi yaptırıldığı, taşımaya konu emtianın poliçenin geçerli olduğu 13/01/2009-13/01/2010 tarihleri arasında aracın çalınması üzerine hasara uğradığı ancak poliçe şartları arasında 6. maddede emtianın yüklendiği aracın park etmesi gerektiğinde sadece benzin istasyonlarında veya 24 saat bekçili park yerlerinde konaklaması gerektiği, bunun dışında güvenliği olmayan yerlerde aracın başı boş bir şekilde park edilmesi durumunda, kısmen veya tamamen çalınma risklerinin teminat kapsamında olmadığının belirtildiği, emtianın davalı … adına kayıtlı davalı … ve … kullanımındaki … plakalı araca yüklendikten sonra bu davalıların İstanbul Güngören’de bulunan evleri önüne park edildiği ve buradan çalındığı bu şekilde emtianın hasara uğradığı bu haliyle poliçedeki aracın park etmesi gerektiğinde sadece benzin istasyonlarında veya 24 saat bekçili park yerlerinde konaklaması gerektiğine yönelik şartın yerine getirilmediği, davalı … ve … tarafından kollukta verilen ifadelerde aynı şekilde beyanda bulundukları bu nedenle davalı sigorta şirketinin meydana gelen hasardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, diğer davalıların mülkiyetindeki ve kullanımındaki araca yüklendikten sonra davalıların yola çıkmayarak davalıların aracı güvenlikli bir yere park etmeyerek gerekli tedbiri almadan emtia yüklü aracı başıboş park ederek yüklendikleri taşıma işinde ihmalkar davrandıkları ve bu şekilde aracın emtia ile birlikte çalınması sonrası doğan hasardan sorumlu oldukları, emtianın teslim edilmesi gereken şirketin uğradığı zararın davacı tarafından ödendiği, buna göre davacı şirketin ödemek zorunda kaldığı maddi tazminatı davalı sigorta şirketi dışındaki bu davalılardan rücuen tazmin etme koşullarının oluştuğu, bilirkişi raporu ile de çalınan emtianın varma yerindeki değerinin KDV dahil 30.200,00-TL olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve vefat eden davalı … mirasçısı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigorta poliçesinin 6. maddesinde yer alan, aracın park etmesi gerektiğinde sadece benzin istasyonlarında veya 24 saat bekçili park yerinde konaklaması gerektiği, bunun dışındaki güvenli olmayan yerlerde aracın başıboş bir şekilde park edilmesi durumunda kısmen veya tamamen çalınma riskleri teminat kapsamında olmadığı, zaruri haller dışında sürücünün park halinde gerekli tedbirleri alması zorunlu olduğuna ilişkin düzenlemeye göre davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu istisna hükmü taşıyan bir poliçeyi müvekkilinin veya nakliyat işi ile iştigal eden her hangi bir şahsın kabul etmesinin mümkün olmadığı, kamyoncunun bu istisna hükmüne tam olarak uyması halinde zaten hırsızlık konusunda sigorta yaptırılmasına gerek olmadığı, davalı kamyoncu mevsimin kış olması sebebiyle gece yola çıkmayıp, aracını yıllardır yaptığı gibi güvenli kabul ettiği evinin önüne park ederek gerekli tedbirleri aldığı, evinin şehrin ortasında olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçe hakkında bilgi vermeden, olup bittiye getirip, acenta vasıtasıyla poliçeyi imzalattığı, davalının kötü niyetli olup, kötü niyetin korumaması gerektiği, sigorta şirketinin sigortalısını bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bütün tehlikelere karşı (All risk) sigorta güvencesi altında olduğunu düşünen müvekkilinin zararını tazminle mükellef olduğu, bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporlarında bu durum net olarak vurgulanmasına rağmen, mahkemece hakkaniyete uygun bir karar yerine, yüzeysel ve kolay bir kararın tercih edildiği, aleyhine karar verilen diğer davalıların, zararı tazmine maddi imkanlarının olmadığı, davalı araç sahibinin yargılama sırasında vefat ettiği, davanın 26.06.2009 tarihinde açıldığı, kararın 09.01.2019’da verildiği, haksızlık giderilemediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın da kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, müteveffa babasının kullandığı … Plakalı kamyonun anılan tarihtte yükü ile beraber çalınmış olup, olaydan 3-4 gün sonra kamyonun terk edilmiş olarak bulunduğu, davacının zararını davalı sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, akdi taşıyıcının gönderciye ödediği hasar bedelininin fiili ve alt taşıyıcılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili ve davalı … mirasçısı tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Dava dışı … A.Ş’nin dava dışı … Ltd.Şti’ye sattığı 76 ton cam mozaik niteliğindeki emtianın taşıma işinin, … ile davacı arasında yapılan taşıma sözleşmesi ile davacı tarafından üstlenildiği, bu kapsamda, emtianın gönderici …ş’ın İstanbul/Avcılar’daki deposundan Gaziantep’te alıcısına teslim edilmek üzere yargılama sırasında vefat eden davalı …’nın maliki, davalı …’nın sürücüsü olduğu araca 16.02.2009 tarihinde yüklendiği, davalı sürücünün emtia yüklü aracı İstanbul/Güngören’deki evinin önüne park ettiği, gece 17.02.2009 tarihinde aracın yükü ile birlikte çalındığı, daha sonra çalınan aracın boş olarak İstanbul-Şile yolunda terk edilmiş vaziyette bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davacı akdi taşıyıcı, davalılar ise fiili taşıyıcı ile taşıyıcının sigortacısıdır. Davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen 13.01.2009/2010 vadeli Blok Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davacı sigortalının, muhtelif ambar yükü rizikosu için; araç başına 50 sefer için 30.000.00 TL ve 100 sefer için 20.000.00 TL limit üzerinden, taşıma rizikolarına karşı teminat altına alındığı, poliçenin” Özel Şartlar” bölümünün 6. maddesinde, “aracın park etmesi gerektiğinde sadece benzin istasyonlarında ve ya 24 saat bekçili park yerlerinde konaklaması gerektiği, bunun dışındaki güvenli olmayan yerlerde aracın başıboş bir şekilde park edilmesi durumunda, kısmen veya tamamen çalınma risklerinin teminat kapsamında olmadığı, zaruri haller dışında sürücünün park halinde gerekli tedbirleri almasının zorunlu olduğunun” hükme bağlandığı görülmektedir. Davacı akdi taşıyıcı, mahkeme kararı ile dava dışı gönderici ve alıcıya hasar bedelini ödemiş olup, eldeki davada, ödediği bu bedeli rücuen sigortacısı ve fiili taşıyıcılardan talep etmektedir. Davalı … Sigorta A.Ş. taşımayı yapan davacının yurtiçi taşıma sorumluluk sigortacısıdır. Bu nedenle davalı sigorta şirketinin poliçeden dolayı sorumluluğu poliçe genel ve özel koşullarına göre belirlenmelidir. Sorumluluk sigorta poliçesinin özel şartlar bölümünün 6.maddesinde düzelemesi uyarınca aracın anılan maddede belirtilen yerlerden olmayan alana, davalı fiili taşıyıcının Güngören’de ki evinin önüne park edilmesi ve aracın bu yerden, içerisindeki yük ile birlikte çalınması sonucu hasarın meydana gelmesine göre, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Yargılama sırasında, ikinci bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilinceye kadar davacı tarafından davalı sigorta şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği yönünde bir iddianın ileri sürülmemiş olup, anılan rapordaki açıklamalardan sonra poliçe içeriğinin okunmadığı ve davalının bilgilendirme yükümlüğünü ihlal ettiği iddiasında bulunulmuş olduğu gibi bilgilendirme formunun davacı sigortalı tarafından imzalanmamış olması tek başına sigorta şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğinin kabulü için yeterli değildir. Zira 28.10.2007 tarihli Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesine göre; sigortacının bilgilendirme yükümlülüğü, sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirilir. Bilgilendirmenin yazılı olarak yapılması esastır. Ancak, telefon, çağrı merkezi, internet ve benzeri iletişim araçları kullanılarak uzaktan pazarlama yöntemleriyle yapılan sigorta sözleşmelerinde olduğu gibi sözleşme taraflarının fizikî olarak karşı karşıya gelmesinin ve işin gereği olarak yazılı bilgilendirme yapılmasının söz konusu olmadığı hâllerde yazılı bilgilendirme şartı aranmayabilir. Ancak sigortacı asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlüdür. Bu kapsamda yer alan işlemlerin niteliği ile yapılacak bilgilendirmenin şekline ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir. Sigortacılık Kanunun 11/1. maddesi uyarınca, sigorta sözleşmelerinin ana muhtevasının, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenmesi gerekmekle birlikte işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebilecektir. Bu hususlar, sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilmelidir. Aynı kanunun 1/4. maddesine göre de: kapsam dışı bırakılmış risklerin de açıkça gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, davalı sigorta şirketi tarafından 2009 yılında tanzim edilen poliçede emtia nakliyat sigortası genel şartlarının geçerli olduğu belirtilmiş ve teminat dışı haller açıkça gösterilmiştir. Ayrıca özel şartlar bölümünde, taşımayı yapacak aracın park edilmesi gereken yer sınırlı ve net bir biçimde ifade edilerek, aracın belirlenen yer dışına park edilmesi ve bu durumda hırsızlık meydana gelmesi halinde oluşan hasarın teminat dışında olduğu tereddüde yer vermeyecek şekilde poliçede hüküm altına alınmıştır. Davacının poliçeyi okumadığı iddiası davalı sigorta şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelmeyeceği gibi aksine bizatihi kendi ihmali davranışı ve kusurunu göstermektedir. Esasen davacının tacir olduğu ve taşıma konusunda faaliyette bulunduğu gözetildiğinde; hırsızlık teminatının özel şartlarla daraltıldığını bilmeyecek durumda olduğu kabul edilmeyeceği bir yana bu şartlara itiraz ettiğini iddia ve ispat edememesine göre artık poliçe şartlarıyla bağlı olduğu kabul edilmelidir. Dosya kapsamı değerlendildiğinde; davacı tarafın sigortacının aydınlatma ve bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiaları dinlenemez. Bu nedene, ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacının istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmememiştir. Hasarın, taşıma konusu emtianın ziyaı davalı fiili taşıyıcının sorumluluğunda iken gerçekleştiğinin ihtilafsız olmasına göre, davacı akdi taşıyıcının ödediği hasar bedelini fiili taşıyıcı davalılardan talep edebileceği tartışmasız olup, mahkemece bu davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Kararı bu yönüyle istinaf eden vefat eden davalı … mirasçısı …’nın, dava konusu alacaktan davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu nedenine dayalı olarak istinaf başvurusunda bulunması ve aleyhlerine kurulan hükme karşı herhangi bir istinaf nedeni ileri sürülmemesi ve kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmamasına göre, adı geçenin istinaf başvurusunun HMK 352/1-d maddesi uyarınca usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun da esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Mirasçı(davalı) …’nın istinaf başvurusu HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3-a) Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik yatırılan 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, b)Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, peşin yatırılan 515,74 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 456,44-TL harcın talep halinde davalı( mirasçı) …’a iadesine, 4-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- Davalı( mirasçı) tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021