Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/464 E. 2021/1068 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/464
KARAR NO: 2021/1068
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2014/173 Esas – 2018/1325 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, takibin yetkiye ve borca itiraz sonucunda durduğunu, taraflar arasındaki 02.04.2008 tarihli satış sözleşmesi gereğince, davalının müvekkilinden cephe paneli satın aldığını, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye borcunu ödemediğini, üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen satın aldığı panellerin ayıplı olduğunu iddia ederek ödemeden kaçındığını, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibine girişildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının icra takibindeki borcun hangi iş ve faturalardan kaynaklandığını açıklaması gerektiğini, müvekkilinin yüklenicisi olduğu … alışveriş merkezlerin cephe panel kaplamalarında, davacıdan tedarik ettiği panellerin montajını yaptığını, Mersin ve Yalova’daki … alışveriş merkezlerinide kullanılan kaplamalarda kabarma olduğunun tespit edilmesi üzerine, kabarmalarla ilgili sorunun çözümü için taraflar arasında 26.11.2012 tarihli sul ve ibra protokolü imzalandığını, bu protokolde, davacının sorun çıkaran panellerin bedellerinden doğan alacağından feragat ettiğini, dolayısıyla takibe konu borç bakımından ibra edilmiş olan müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, 25.02.2016 tarihinde cevap dilekçesini ıslah ederek; 02.04.2008 tarihli sözleşme uyarınca, davacının müvekkilinin vermiş olduğu teknik bilgiler ışığında panelleri ürettiğinden sözleşmenin eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini, buna göre, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin davalıdan temin ettiği panellerin büyük kısmı ayıplı çıktığını, bu bağlamda davacının Mersin ve Yalova’daki Kipa avm projelerinde kullanılan panellerin ayıplı olduğunu kabul ederek bunları gidermeyi üstlendiğini ve fakat Edirne/Keşan … projesindeki ayıpları gidermekten kaçındığını, bu nedenle davacının … Avm projesinden kaynaklı alacağına karşılık Edirne/Keşan … porjesindeki ayıplar nedeniyle takas ve mahsup talebinde bulunulduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının yetkiye yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, taraflar arasında 02/04/2008 tarihinde satış sözleşmesi imza edildiği, davalı yanın davacıdan cephe paneli satın aldığı, cari hesap alacağına konu edilen faturaların tarafların ticari defterlerinde işlenmiş olduğu, kayıtların birbiriyle örtüştüğü, davalı taraf cevap dilekçesini ıslah ettiğini beyanla zamanaşımı definde bulunmuş ayrıca ayıplı ifa olduğundan bahisle davacının Keşan projesi işi için tedarik ettiği panellerdeki ayıptan kaynaklı zararın alacaktan takas edilmesini istemiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın temelde Silivri’de bulunan AVM binasındaki panel satışından kaynaklanması, takas istemine konu edilen işin ise bu davanın konusu olmaması, ayrıca bu işle alakalı olarak davalı tarafça süresi dahilinde karşı tarafa geçerli bir ayıp ihbarının bulunmadığı, satım sözleşmesi kapsamında genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık sürenin geçerli olduğundan takibin süresinde yapıldığının kabulü gerektiği, ayıp iddiasına yönelik zarar kalemlerinin takas istemine konu edilmesi talebi haklı ve yerinde görülmediği, neticeden asıl alacak miktarı olan 33.607,20-Euro ve ihtarname kapsamında takip öncesi işlemiş faiz alacağı olarak hesaplanan 662,94-Euro toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen kabulü kısmen iptaliyle takibin 33.607,20-Euro asıl alacak, 662,94-Euro takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.270,14-Euro üzerinden asıl alacak miktarı olan 33.607,20-Euro’ya icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca Euro cinsi mevduata 1 yıllık en yüksek mevduat faizi (takip talebiyle bağlı kalınarak yıllık %7 oranını geçmemek kaydıyla) uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 19.533,97-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın … AVM işinden kaynaklandığı belirtilmiş ise de, dava konusu olmayan diğer sözleşme ve projeler de incelemeye alınmak suretiyle davacının alacak iddiası bakımından hüküm tesis edidiğini, bu halde davacının Mersin ve Yalova işlerinde müvekkili ibra etmesi, Edirne işinde ise müvekkilin ayıptan doğan takas mahsup talepleri etraflıca incelenmeden reddildiğini, mahkemenin kararının aksine, ayıp hususunda defalarca ihbarda bulunulduğunu, kaldı ki ayıp hususunda taraflar arasında akdedilmiş olan 26.11.2012 tarihli protokolün de bunun göstergesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin satım sözleşmesi değil eser sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiğini, buna göre, alacağın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine başlatılan 11.03.2014 tarihli ilamsız icra takibinde, 33.607,20 Euro asıl alacak ve 9.867,63 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.474,83 Euro alacağın tahsilinin istendiği, takip dayanağı olarak “cari hesap” gösterildiği, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde, yetkiye ve borca itiraz edilmiştir. Davacı, davalının yapımını üstlendiği iş merkezlerin çatı cephelerinde kullandığı panelleri davalıya tedarik ettiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın olduğunu iddia etmiş, eldeki itirazın iptali davasının konusu icra takibinin dayanağını da “cari hesap” alacağı göstermiş ise de, dava dilekçesi ve yargılamadaki beyanlarında, cari hesap alacağının 02.04.2008 tarihli satış sözleşmesi gereğince, davalının Silivri … Avm projesinden dolayı düzenlenen faturalardan kaynaklandığını belirtmiştir. Davalı ise, Mersin ve Yalova’daki … alışveriş merkezlerinde kullanılan malzemenin ayıplı çıkması üzerine, taraflar arasında 26.11.2012 tarihli sulh ve ibra protokolü imzalandığını, bu protokolde, davacının Mersin ve Yalova siparişlerinden dolayı davalıyı ibra ettiğini, dava konusu alacağın 02.04.2008 tarihli Silivri … Avm projesi çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini belirtmiş, daha sonradan cevap dilekçesini ıslah ederek, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, Edirne/Keşan … Avm projesinde kullanılan malzemelerin ayıplı çıktığını, davacının ayıpları gidermekten kaçındığını, bu nedenle ayıp nedeniyle müvekkilinin alacağının tespit edilerek davacının alacağından takas mahsubuna karar verilmesini istemiştir. Davalı tarafça, süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, zamanaşımı ve takas definde bulunmamış ise de, cevap dilekçesini ıslah etmek suretiyle zamanaşımı ve takas definde bulunabilir. İlk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, eldeki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı, alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davalının zamanaşımı definin reddinde isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki tüm sözleşmeler kapsamı dikkate alınmak suretiyle cari hesap alacağının tespit edildiği, oysa ki, davacının icra takibindeki cari hesap alacak talebini yalnızca Silivri … AVM sözleşmesine dayandırdığından, bu kapsamda alacak-borç tespitinin yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Davalı alıcı takas talebinde, davacı satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Taraflar tacir olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan, TTK’nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK’nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince, anılan yasa hükümleri çerçevesinde yeterince araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince, Edirne/Keşan … Avm projesinde kullanılan malzemeler üzerinde, uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak, panellerin ayıplı olup olmadığının ve varsa ayıbın niteliği tespit ettirilip açıklanan ilkeler uyarınca, davacıya süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığının saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalının takas ve mahsup talebinin eksik incelemeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle, HMK 353/1.6 md gereğince İDM kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/09/2021