Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/456 E. 2021/1031 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/456
KARAR NO: 2021/1031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2017/565 Esas – 2019/98 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereğigörüşülüp,düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği havalandırma, ısıtma ve soğutma malzemeleri karşılığında düzenlenen faturalara göre oluşan açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kurulu olduğu adrese göre, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olup, davacı tarafından usulüne uygun olarak gönderilen hesap kat ihtarının bulunmadığı, bu nedenle davanın haksız olup reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalının usulüne uygun ihtara rağmen talimat mahkemesine ticari defterlerini sunmadığı, takibe konu faturaların irsaliyeli fatura olup, teslim eden ve teslim alan kısımlarının imzalı bulunduğu, davalının kaşe ve imzasının taşıyan ve ” mutabıkız” açıklaması yazılı BS formlarının vergi dairesine bildirildiği, sipariş formlarında da, davalı şirketin adı ve imzasının bulunduğu buna göre, davacının fatura içeriği malları teslim ettiğini kantladığı, davalı tarafından yapılan bir ödeme olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe esas icra dosyasında ödeme emrinin ekinde cari hesap ekstresinin tebliğ edilmediği, takip konusu borç ile ilgili yeterince bilgi sahibi olunamadığı, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, davacıya hiç bir borcun bulunmadığı, ticari defterlerin incelenmesinin talep edildiği, bilirkişi raporunun hatalı olduğu ve bu rapora göre verilen kararın da hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde oluşan açık hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davaya esas icra takibi; 2016 yılına ait faturalara göre oluşan açık hesaptan kaynaklanan bakiye alacağa ve aynı yılın Şubat, Mart ve Nisan aylarına ilişkin beş adet faturaya dayalı olarak yapılmış olup, taraflar arasında satım ilişkisinin bulunduğu ihtilafsızdır. TBK 89 ve HMK 10 maddelerine göre, alacaklı olan davacının yerleşim yerinin bağlı bulunduğu icra dairesinin yetkili olmasına göre, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilmesi isabetli olduğu gibi davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalı tarafından inkar edilmeyen 2016 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarında düzenlenen faturalar ile ilgili olarak ” BA-BS Mutabakatı’ başlıklı 16.03.2016, 13.04.2016 ve 12.05.2016 tarihli üç ayrı belgenin “Mutabıkız” ibaresi ile davalı şirketin kaşe ve imzasını havi olmasına, takip konusu faturaların, davacının usulüne uygun tutulan ve dayanak kayıtlarla doğrulanan ticari defterlerinde kayıtlı bulunmasına, ticari defterlerindeki bakiye alacağının takip konusu alacak miktarı ile uyumlu olmasına ve davalı tarafın, talimat mahkemesince gönderilen usulüne uygun davete rağmen ticari defterlerini ibraz etmemesine göre; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 498,47 TL istinaf peşin karar harcından alınması gereken 1.993,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.495,41‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2021