Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/450 E. 2021/1130 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/450
KARAR NO: 2021/1130
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2017/555 Esas – 2018/996 Karar
DAVA: Menfi Tespit -Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında 24/03/2017 tarihinde “Satıcılık Sözleşmesi (satış ve Taahhüt) başlıklı sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin davalı şirketin ithal etmekte olduğu ürünlerden satış ve pazarlama işine iştirak etmeyi kabul ettiği ürünlerin İstanbul Bölge sınırları içinde satış ve pazarlamasını yapmayı ve sözleşmede belirtilen ürünün alıp/satma işini üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmesinin imzalanmasını müteakip sözleşmede satışı kararlaştırılan Üre Nefes Testi ve Üre Nefes Testi Cihazı şeklinde 2 adet ürünün satış bedeli olarak 2 adet çekin keşide edilerek davalıya devir ve teslim edildiğini, müvekkilinin 21/04/2017 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini davalıya yazılı olarak ihtar ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin edimlerin ifası için davalıya yaptığı tüm sözlü ve yazılı talep, ihbar ve ihtarların davalı tarafından cevapsız bırakıldığını, davalıya verilen 2 adet çekin müvekkiline iade edilmediğini beyanla, dava konusu 2 adet çek üzerine ödeme yasağı konulmasını, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile dava konusu … Bankası A.Ş. Çekmeköy Şubesi, 30/08/2017 tarih, 38.886,00 TL tutarlı, … numaralı ve … Bankası A.Ş. Çekmeköy Şubesi, 30/09/2017 tarih, 38.886,00 TL tutarlı, … numaralı çeklerin iadesine aksi halde iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline satın alınan ürünlere karşılık dava konusu çekleri verdiğini, müvekkilinin ise taraflar arasındaki sözleşmesinin güvencesi olarak çek tutarları kadar teminat senedi verdiğini, davacının müvekkiline herhangi bir bildirim yapmadan sözleşmeyi feshettiğini, tek taraflı olarak yapılan fesihin usulüne uygun olmadığını ve müvekkili tarafından kabul edilmediğini, taraflar arasında karşılıklı mutabakat sağlanarak yapılan 24/03/2017 tarihli sözleşmede iddia edilen yükümlülüklerin hiç birinin yer almadığını, davacının çeklere karşılık olarak 23/04/2017 tarihinde düzenlenip teslim edilen faturayı herhangi bir itiraz olmaksızın kabul ettiğini, 16/05/2017 tarihinde de iade faturası adı altında bir irsaliyeli fatura düzenlediğini, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkiden herhangi bir aksaklık olmamasına rağmen sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedip faturayı iade etmemesinin borca aykırılık oluşturduğunu, bu nedenle davacının müvekkilinin zararın tanzim etmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Dosya kapsamı ile taraflar arasında 23.04.2017 tarihinde aktedilen sözleşmenin fesih ihbar sureti ile davacı tarafından yenilik doğrusu (inşaai) hak niteliğinde feshedildiği ve fesih iradesinin hüküm ve sonuç doğurması için davalının kabulü gerekmediği, satılan ürünlerin bedeli olarak davalının iadesini talep ettiği çeklerin davalı tarafından alındığı hususun davalının tarafın kabulünde olmasına rağmen davalı tarafın anılan satıştan dolayı satılan malları davacıya teslim ettiği ispat yükü davalıda olmasına rağmen ispat edilmediği ve buna rağmen çek bedellerinin tahsil edilmiş olduğu anlaşıldığından ve ayrıca davalı tarafından ödenmiş olunan çek bedellerinden mahsubu gereken bir zararları da dosya kapsamı ile ispat edilmediğinden istirdada dönüşen davanın kabulü ile 77.766.00 TL.nin dava tarihi olan 12.06.2017 tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkili tarafından düzenlenen 24.03.2017 tarihli … seri numaralı faturanın irsaliye faturası olduğunu ve malları teslim alan davacı tarafından imzalandığını, davalının teslim alan imzalı irsaliyeli faturaya yönelik her hangi bir itirazının olmadığını, iade faturasının da 8 günlük itiraz süresi içerisinde düzenlenmesi gerektiğini, fakat davacı tarafından düzenlenen iade faturasının bu süre içerisinde düzenlenmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda “Davacının dosyaya sunulu iade faturası incelendiğinde ise fatura üzerinde teslim alanın imzası bulunduğu” tespiti yapılmış olup ancak dava dosyasına sunulan iade faturasında müvekkili davalının imzasının bulunmadığını, söz konusu iade faturası mail yoluyla gönderildiğinden müvekkili şirketçe imzalanmasının mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarına göre olup kapanış tasdiki yaptırılmayan defterlerin, sahipleri lehine delil teşkil etmeyeceğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. Maddesine göre müvekkili şirketin Makrosel’den alınan 2 adet çeke karşılık aynı miktarda güvence amacıyla davacı tarafa teminat senedi verdiğini, bu senedin davacı tarafça tahsil edildiğini, görüleceği üzere, davacı tarafın herhangi bir alacağı da bulunmadığını, ayrıca mahkemece davacı talebinden fazlasına hükmedildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmenin feshi ve sözleşme konusu ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle verilen çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının 2 adet çek nedeniyle borçlu olup olmadığı, fatura konusu ürünlerin teslim edilip edilmediği noktasındadır. Taraflar arasında 24/03/2017 tarihinde imzalanan satıcılık sözleşmesi davalı tarafından feshedilmiştir. Davalı … tarafından davacıya yönelik olarak 24/03/2017 tarih ve … seri nolu fatura “üre nefes testi cihazı ve üre nefes testi” açıklaması ile 77.760,00 TL bedelli olarak tanzim edilmiştir. Buna karşılık 16/05/2017 tarihinde davacı tarafından iade faturası düzenlenmiştir. … Bankası A.Ş. Çekmeköy-İstanbul Şubesi nezdinde bulunan hesaptan davacı tarafça 30.08.2017 tarihinde 38.886.00 TL bedelli olarak … seri nolu çek ile 30.09.2017 tarihinde 38.886.00 TL bedelli olarak … seri nolu çeki davalı yararına keşide edilmiştir. Bilirkişi raporuna göre, davalının 77.760,00 TL bedelli faturası 31/03/2017 tarihinde davacı defterine kaydedilmiş ve bu kayıt sonrası 31/03/2017 tarihinde davaya konu 2 çek davacının ticari defterlerine işlenmiştir. Daha sonra davacı 16/05/2017 tarihinde iade kaydı faturası oluşturulmuştur. Bilirkişi raporunda, bahsi geçen iade faturasının davalıya tebliğine ilişkin bir kayıt olmamakla birlikte faturada teslim alan kısmı imzalanmıştır. Ancak davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde iade faturasında imzasının bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. tarafından davacıya kesilen 24/03/2017 tarih ve … seri nolu fatura davacının defterinde kayıtlı olmakla birlikte, bu fatura davacı tarafından benimsenmiş durumdadır. Bu durumda davalının bu faturaya konu ürünleri teslim ettiğinin ispatlanmış sayılmaktadır. Bu aşamadan sonra davacının kendi ticari defterindeki kaydın aksini yazılı delille ispatlaması gerekir. Bunun için davacı tarafça iade faturasına dayanılmış olmakla birlikte, davalı tarafça bu faturada imzasının bulunmadığı savunulmuştur. İmza inkarı hukuki niteliği itibariyle bir itiraz olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da resen nazara alınır. Her ne kadar bilirkişi tarafından iade faturasının teslim alan tarafından imzalı olması nedeniyle faturanın davalıya tebliğ edildiği ve bunun davalı aleyhine borç doğurduğu beyan edilmiş ise de, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre faturanın tebliğ edilmesi tek başına borç doğurmaz. Bunun yanı sıra iade faturasına konu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin de ispatlanması gerekir. Bu kapsamda, iade faturasındaki teslim alan imzasının davalıya veya çalışanlarına ait olup olmadığının tespiti gerekir. Bu doğrultuda davalı isticvap edilerek iade faturasındaki teslim alan imzasının kendisine veya çalışanlarına ait olup olmadığı sorulduktan sonra, imzanın inkar edilmesi halinde usulünce imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Ancak mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021