Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/449 E. 2021/1052 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/449
KARAR NO: 2021/1052
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2016/473 Esas – 2019/105 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan franchising sözleşmesi kapsamında müvekkilinin kendisine ait taşınmaz üzerinde davalı yararına ipotek tesis edildiği, davalının dava dışı AVM ile kira sözleşmesini feshetmesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin devamının imkansız hale geldiği, davalı tarafından gönderilen 07/09/2015 tarihli ihtarname ile 100.000TL tutarlı ipotek borcunun ödenmesinin istendiği daha sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçilerek icra emrinin gönderildiği, müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve sözleşmeden kaynaklanan risklere karşılık düzenlenmesi gereken ipoteğin alınan borç karşılığıymış gibi düzenlendiği, davalını bu miktar kadar borç para verdiğini kanıtlamakla yükümlü bulunduğunu belirterek icra dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine müvekkili tarafından verilen 100.000 TL borç karşılığında ipoteğin tesis edildiği, davacının borcunu ödemediği, davacıya gönderilen ihtarla alacağın muaccel hale geldiği, ipoteğin ana para ipoteği olduğu, davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesine yapılan şikayetin ipoteğin ana para ipoteği olması, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermesi, davacının borcu ödediğini veya borcun sona erdiğini ispata yarar yazılı belge sunmaması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının resmi ipotek senedi ile borç ikrarında bulunduğu, açılan menfi tespit davasında, borcu ödediğini veya borcun sona erdiğini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği ancak bu yönde bir belge sunulamadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının franchising veren firma olup, bayilik verdiği müvekkiline 100.000 TL borç vermesini gerektirecek bir neden bulunmadığı, müvekkilinin risk ipoteği verileceği izlenimi ile kandırılarak kesin borç ipoteğinin alındığı, tarafların tacir olup, tacirler arasındaki ilişkinin belgeye dayanması gerektiği, alacağın nedeni 100.000 TL borç olduğuna göre, davalının yazılı belge ile müvekkiline bu miktar borç verdiğini kanıtlaması gerektiği, verilen bir kambiyo senedi olmadığı, davalı şirketin defterlerine delil olarak dayanılmasına rağmen davalının defterlerinin incelenmediği, müvekkilinin incelenen defterlerinde borç kaydına rastlanmadığı, ispat yükünün davalıda olmasına rağmen müvekkiline yüklendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyasından borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yolun başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. İpoteğin tesisine ilişkin resmi senet incelendiğinde; davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalıdan alınan 100.000 TL bedel karşılığında davalı yararına ipotek edildiği anlaşılmaktadır. Anılan ipotek, niteliği itibarıyla kesin borç ipoteği olup, esasen bu husus taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davacı taraf, ipoteğin, taraflar arasındaki franchesing sözleşmesi kapsamında düzenlenmesi gerekirken iradesinin yanıltılarak alınan borç para karşılığında tesis edildiği gibi davalının resmi senette yazılı 100.000 TLmiktarında borç verdiğini ispat etmesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise, ipotek resmi senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren belge olup, bu borcun ödendiğini ispat yükünün davacıya ait olduğunu, borcun ödenmediğini savunmuştur. Davacının iradesinin yanıltıldığına ilişkin somut delil ibraz edilememesine, ipoteğin TMK 875. maddesi kapsamında kesin borç( ana para) ipoteği olmasına, davacının, davalı şirketten resmi senette yer alan ” davalıdan aldığı 100.000 TL tutarında bedel karşılığında ipotek tesis edildiği” ibaresinin kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde bulunmasına göre, ispat yükü davacıda olup, icra takibinden evvel davalı tarafından keşide edilen ihtarla muaccel hale geldiği anlaşılan bu borcun ödendiğinin veya başkaca bir şekilde sona erdiğinin HMK 200. maddesi kapsamında yazılı belge davacı tarafından ispatı gerekmekte olup, davacı tarafından bu yönde bir yazılı belge ibraz edilememesi ve yemin deliline de dayanılmaması karşısında mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcından alınması gereken 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına, 4- Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021