Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/444 E. 2021/1197 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/444
KARAR NO : 2021/1197
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI : 2015/105 Esas – 2018/836 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı … San.AŞ arasında nakliyat sigorta poliçesinin düzenlendiğini, sigortalı dava dışı … San.AŞ tarafından …AŞ’den satın alınıp, davalı şirketten temin edilen … plakalı araca yüklenen makinelerden 1 adet hidrolik profil bükme makinesi ve ekipmanlarının Irak-Bağdat’a nakliyatı sırasında, 24.10.2013 tarihinde, saat 18:30 civarında, Mardin-Kızıltepe mevkiinde trafik kazası yapmamak için yapılan ani fren sonucunda, yola düşüp onarılmayacak seviyede hasar gördüğünü, yaptırılan ekspertiz çalışması sonucuna göre, zarar bedeli 16.348,63 Usd’nin TL karşılığı 32.947,73 TL’nin 28.11.2013 tarihinde sigortalıya ödendiğini, sigortalısının halefi sıfatıyla müvekkili tarafından zarar sorumlusu olan ve taşıma sorumluluğunu üstlendiği malı alıcısı emrine hasarsız teslim mükellefiyetini yerine getiremeyen davalıya 28.10.2014’de yöneltilen rücu talebinin 05.11.2014 tarihi itibariyle reddedildiğini, ödenen tazminatın rücuen tahsilini teminen başlatılan icra takibinin ise haksız yere yapılan itiraz ile durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, taşımaya konu malların taşımaya hazır hale getirilmesi ve akabinde tıra yükleme-istifleme işlemleri bilfiil gönderen firma olan davacının sigortalısı … tedarikçisi … Tic. A.Ş. tarafından ifa edildiğini, aniden önüne araç çıktığını beyan eden şoförün ani fren yapması sonucunda olayın meydana geldiğini, bu itibarla müvekkili şirkete kusur atfedilemeyeceğini, davacı talebinin fahiş olduğu, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, CMR hükümlerine göre, zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, buna göre, kazanın 24.10.2013’te meydana geldiğini, kazadan birkaç gün sonra da, 26.10.2013 tarihinde taşımaya konu emtianın teslim edildiğini, iptali istenen icra takibi ise en geç 26.10.2014’de açılması gerekirken 10.11.2014 tarihinde açıldığını, davanın zamanaşımıne uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının sigortalısı …Sanayi ve Tic.A.Ş. tarafından … Tic.A.Ş.den satın alınan ‘hidrolik profil bükme makinesi ve ekipmanlarının Türkiye-Irak arasında taşınması işinin davalı tarafça gerçekleştirilmesi sırasında 24.10.2013 tarihinde araç şoförünün trafik kazasından kaçınmak için ani fren yapması sonucu yola düşerek hasar gördüğü, buna ilişkin olarak araç şoförü … de imzasının bulunduğu 24.10.2013 tarihli tutanağın tutulduğu, hasarlı emtianın dava dışı … ‘ne 31.10.2013 tarihinde teslim edildiği, buna ilişkin tutulan Tutanakta teslim alan şirket yetkilisi ile araç şoförü … imzasının bulunduğu, sözkonusu emtianın 23.08.2013 ila 31.08.2014 tarihleri arasında geçerli olan sigorta poliçesi ile davacı sigorta şirketine sigortalandığı, … 22.11.2013 tarihli İbraname ile yaplıan ödeme üzerine tüm haklarını davacı … devrettiği, davacının davalı şirkete 28.10.2014 tarihinde başvuruda bulunarak sigorta kapsamında ödenen paranın (7) gün içerisinde ödenmesini talep ettiği, davalının 05.11.2014 tarihinde davacıya internet ortamı üzerinden cevap verdiği, hasara uğrayan emtianın 31.10.2013 tarihinde dava dışı … teslim edildiği ve hasarlı olduğunun belirlendiği, buna göre zamanaşımı süresinin 31.10.2014 tarihinde dolacağı, bununla birlikte henüz zamanaşımı süresi dolmadan davacı tarafça davalı tarafa 28.10.2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalının bu başvuruya elektronik ortamda 05.11.2014 tarihinde cevap verdiği, bu çerçevede zaman aşımının 08.11.2014 tarihinde dolacağı, 08.11.2014 tarihinin hafta sonuna geldiği, davacının 10.11.2014 pazartesi günü icra takibine geçtiği görülmekle davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde görülmediği, davacının sigorta kapsamında yapılan ödeme ile sigortalının halefi olduğu, alacak talebinin yerinde bulunduğu, işlemiş faiz yönünden davacı isteminin belirlenen miktardan fazla olduğu, takip öncesinde emtiada meydana gelen hasarın miktarı ve tutarı belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile 32.947,73 TL asıl alacak , 3.680,44 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren yıllık 11.75 faizi ve yıllara göre değişen ticari temerrüt faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak miktarı takip öncesinde belirli olmadığından icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, gönderenin yükleme ve istifleme edimleriyle ilgili ihmal ve kusuru sabit olduğundan müterafik kusurun değerlendirilmediğini, sınırlı sorumluluk hesaplamasında, taşımaya konu ve hasar gören yükün bütün ağırlığının esas alınması gerekirken, sadece hasarlı parçaların ağırlığının hesaplamada esas tutulmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Dava, davacı tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan ve hasarlanan emtia nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tutarın, halefiyet ilkesi gereğince davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda; dava dışı sigortalı … A.Ş.’nin Bağdat’daki şantiyesi için dava dışı …AŞ.’den 22.10.2013 tarihli 121.598 Euro bedelli fatura içeriği muhtelif makine türü ve aksamlarını satın aldığı, dosyaya sunulan faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği görüldüğünden mal bedelinin ödendiğine karine teşkil ettiğinden sigortalının mal üzerinde menfatinin bulunduğu, karayolu taşıma belgesine (CMR’ye) kayden davalı taşıyıcının taşımayı üstlendiği, davalı taşıyıcının sorumluluğu altında, … çekici: – … (dorse) plakalı araçla direksiyonu sağa kırdığı sırada dorsenin sağ tarafından yan yarım kapağını da kırmak suretiyle bir kısım emtianın emniyet şeridine düştüğü, araç sürücüsü ve dava dışı gönderici … yetkilisinin müştereken 31.10.2013 tarihli tutanak düzenlerek profil bükme makinesinin hasarlı olduğu, hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, ödenen hasar tazminatının geçerli ve riziko anında da yürürlükte olan bir poliçeye dayandığı gibi, 22.11.2013 tarihli “Tazminat Makbuzu İbraname” içeriği dikkate alındığında, davacı sigortanın aktif husumet ehliyetini haiz olduğu anlaşılmıştır.Öncelikli uyuşmazlık, davalının süresi içerisinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi noktasında toplanmaktadır.Takip ve davaya konu alacak, CMR hükümlerine göre taşınan emtiadaki hasardan kaynaklanmış olup, bu nev’i talepler bakımından CMR’nin 32. maddesinin nazara alınması gerekmektedir.CMR m. 32 “(1) Bu Sözleme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar: a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren, b) Tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra kararlaştırılmış zaman limiti yoksa, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60 ıncı günde..” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi 1 yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamına ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davalı taşıyıcının hasarın oluşmasına “bilerek kötü hareketinin” neden olduğu ileri sürülemediği gibi mahkemenin de bu yolda bir kabulü yoktur. Şu halde, somut dava bakımından zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak kabulü zorunludur.İkinci olarak, zamanaşımı başlangıcı üzerinde durulmalıdır. CMR m 32/1’de kısmi kayıp, hasar ve gecikme durumunda, zamanaşımı teslim tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Başka bir ifadele burada asıl olan eşyanın kısmen zayi veya hasarlı bir şekilde de olsa eşyanın ilgilisine teslim edilmesi gereğidir. Teslimin söz konusu olmadığı yani tam kayıp durumunda ise, artık teslim söz konusu olmadığı için, (a) bendinden farklı bir başlangıç anı esas alınmıştır. Buna göre, bu durumda zamanaşımı, taraflarca teslim için kararlaştırılan sürenin dolmasından 30 gün sonra başlar. Taraflar arasında, teslim için herhangi bir süre belirlenmemişse, zamanaşımı, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından itibaren 60 gün geçtikten sonra başlayacaktır.Somut olayda, davalının Ankara-Bağdat arası taşıma sorumluluğunu üstendiği emtia içinden, nakliye sırasında tam hasarlı hale gelen ve ticari değerini tümüyle yitiren hidrolik profil boru bükme makinesinin alıcısına teslim edilemeden hasarlı hali ile dava dışı satıcıya geri taşınıp ona teslim edildiği, dava dışı satıcı tarafından hasarlanan emtiayı perte ayırdığı, dolayısıyla alıcısına teslim edilmeyen bu emtianın tam kayıp olarak kabulü gerektiğinden buna göre, zamanaşımı başlangıcının yükün ilgilisine teslim edildiği tarihten değil, taşınmak üzere taşıyıcı tarafından yükün teslim alındığı 23.10.2013 tarihinden 60 gün sonra yani 23.12.2013 tarihinde işlemeye başladığının kabulü gerekir. Bu durumda, 23.12.2013 tarihinde işlemeye başlayan 1 yıllık sürenin, 10.11.2014 tarihinde yürütülen takiple 23.12.2014’den önce kesildigi ve eldeki davanın da 20.01.2015 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.Kural olarak CMR konvansiyon hükümlerine göre, yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından ve/veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte; Yargıtayın yerleşik içtihatlarında, ambalajlama, yükleme, boşaltma ve istifleme göndericiye veya alıcıya ait olsa da, taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu, “ilke olarak kabul” edilmektedir. Hal böyle olmakla birlikte, somut olayda, dava konusu tek taraflı maddi hasarlı kazanın meydana gelmesine; aracın mutat salınımlarının yarattığı çapraz kuvvetlere karşı mukavemet gösteremeyen yükleme / istifleme / sabitleme hatasının mı, yoksa araç sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesinin yarattığı salınıma bağlı anlık merkezkaç kuvvetin mi etkili olduğu, sadece araç sürücüsünün ne şekilde ve nereden çıktığını, ne tür bir araç olduğunu belirtmeden; “E-90 D-400 karayolu üzerinde aniden çıkan bir araçtan kurtulmak için direksiyonu sağa kırdığına” dair hiç bir somut delille dayanmayan beyanından hareketle, mücbir bir sebebin ya da üçüncü kişinin (yani aniden yola çıktığı ifade edilen bir araç sürücüsünün) ağır kusurunun yahut da yükleme hatasının etkili olduğu, dolayısıyla da somut olayda davalı taşıyıcının kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerin herhangi birinden istifade edebileceğini yahut da dava konusu hasar yükleme/sabitleme hatasından kaynaklandığı için davalının nakliye sürecinde oluştuğu sabit olan zararın tamamından değil de ancak yüke olan özen yükümlülüğünü ihlalden kaynaklanan müterafik kusuru nispetinde mesul tutulabileceğini dosya kapsamıyla kanıtlanamadığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Öte yandan, hasarlanan ve perte ayrılan hidrolik profil bükme makinası çeki listesine göre, 3.360 kg olup, satıcıya iadesi gerçekleştirilen makine ve teçhizatının bir bütün olarak ticari ve ekonomik olarak değerini yitirmiş olduğundan taşıyıcının CMR m. 23/2 ‘ye göre sınırlı sorumluluk hesaplamasında, 3.360 kg. bürüt ağırlığın baz alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 hükümü uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan (625 + 44,40) 669,40 TL harcın, alınması gerekli olan 2.502,07-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.832,67 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.14/10/2021