Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/440 E. 2021/1196 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/440
KARAR NO: 2021/1196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2014/1118 Esas – 2018/478 Karar
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
İstinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme ve müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Dava dosyasının incelenmesinde; gerekçeli kararın davalı …’a 05/02/2019 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir. Mezkur Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligatın yapılabilmesi için öncelikle yargılama sırasında muhatabın bildirilen adresine usulüne uygun bir tebligat yapılması, daha sonra muhatabın yeni adres bildirmeksizin bu adresten ayrılması ve “mernis adresinin de tespit edilememiş olması” gerekir. O halde, ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı …’a usulüne uygun bir şekilde tebliği ile istinaf süresinin beklenmesi, ondan sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Açıklanan nedenlerle davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmadığından, tebliğ eksikliğinin tamamlanması için dosyanın İlk derece MAHKEMESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, Tebliğ eksikliği tamamlandıktan ve kanuni istinaf süresi geçtikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine, HMK 352. Maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.