Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/44 E. 2020/374 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/44
KARAR NO : 2020/374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2017
NUMARASI : 2012/240 Esas – 2017/1127 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;taraflar arasında Newave markalı kesintisiz güç kaynağı cihazlarının Türkiye’de satılması amacı ile 14.05.2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, Eylül 2012’de taraflar arasında ihtilaf çıkmış olup, taraflar karşılıklı ihtarname ile sözleşmeleri fesih ettiklerini, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca Newave markalı ürünler ile yapacağı reklam, fuar stant vb. yatırımları karşılaması gerektiği halde karşılamadıklarını ve müvekkilinin ödediğini, bu harcamaların toplam tutarının 73.420,00 TL olduğunu, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca, davalı verilen siparişlerin geç teslim edilmesinden dolayı doğan zararları karşılamak zorunda olduğunu, DMO’dan yüklü miktarda sipariş aldıklarını, siparişi davalıya 16.05.2011 tarihinde ilettiklerini, haklı bir gecikme sebebi olmadığı halde 30.06.2011 tarihinde teslim ettiklerini, DMO’nun bu gecikmeden dolayı 29.233,00 TL kesinti yaptığını, sözleşmenin 1. ve 13.1 maddeleri uyarınca Türkiye sınırları içindeki Kamu Kurum ve kuruluşları ile bunlara satış yapan şirket ve gerçek kişilere tek satış yapmaya yetkili olduklarını, davalının bu kuralı da çiğnemiş olduğunu ve satış yaptığını, şimdilik bunun için 10.000,00 TL tazminat ödenmesini, yine haksız feshi-feshin davacı tarafından haklı feshi sebebiyle şimdilik 10.000,00 TL kazanç yoksunluğu zararı olduğunu, toplam 122.653,00 TL tazminata hükmedilmesini, böylece müvekkili tarafından haklı fesih edilmesi sebebi ile sözleşme gereği yapılan reklam harcamalarının, DMO’nun yaptığı kesintinin işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile aralarında distribütörlük sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 6.1. maddesine göre ürünlerle ilgili kararlaştırılan reklam ve fuar-sergi katılım bütçesi İthalatçı tarafından karşılanır ibaresi gereğince bu güne dek müvekkili tarafından finanse edildiğini, DMO ile yapılan alım sözleşmesi gereği 16.05.2012 tarihinde verilen siparişlerin 14 gün gecikmiş olmasından dolayı sorumlu tutulamayacaklarını, ürünlerin ithali sırasında gümrük işlemlerinde ve üretici firmadan kaynaklı meydana gelen aksaklıklar, teslim süresinin uzamasına neden olduğunu, davacının sözleşme şartlarım ihlal ederek Newave marka ürünleri haricinde kendi markası adı altında kamu kurum ve kuruluşlarına satış ve montaj işlemleri yapmış olduğunu tespit ettiklerini, davacı tarafa verilmiş yazılı bir izin bulunmadığını, açılan haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yosun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında ” taraflar arasında 14/05/2010 tarihli distiribütörlük sözleşmesi imzalandığı, tarafların karşılıklı ihtarnameler ile sözleşmeyi feshettiği, davacının üretici ile doğrudan irtibata geçerek iş yapmayı teklif ettiği, davacının rekabet yasağına aykırı davranması sebebi ile davalı yönünden sözleşmenin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, davalının üretici ile davacı arasında doğrudan ticari ilişkiye muvafakati bulunduğunun ispat edilemediği, davacı talebine konu reklam ve yatırım giderlerinin davalı onayı ve tarafların kararlaştırması sonucu yapıldığının davacı tarafından ispat edilemediği, davacı defterlerinde bu yönde alacak kaydı da bulunmadığı anlaşılmakla sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği kanaatine varılarak davacının sözleşmenin feshine bağlı kazanç yoksunluğu, reklam ve yatırım giderleri denkleştirme tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, dava dışı DMO’ya teslim edilmesi gereken malların davalı tarafından geç teslim edildiği ve geç teslim nedeni ile kusurunun bulunmadığını ispat edemediği anlaşıldığı denetime elverişli kök ve ek rapor doğrultusunda davacının dava dışı DMO tarafından tahsil edilen 29.233,00 TL’yi talep hakkının bulunduğu gözetilerek yalnız bu alacak kalemi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2010 tarihli “Tek Satıcılık Sözleşmesi”imzalandığını, bu sözleşmenin kamuya ve kamuya satış yapacak özel firmalara davacı lehine “tek satıcılık” sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin 2 yıl ayakta kaldıktan sonra feshedildiğini, sözleşmenin feshi davasının taraflarca açılmadığını, zaten mahkemenin de bu konuda değerlendirme yapmadığını, akabinde tarafların karşılıklı olarak sözleşmeye aykırı eylemlerinden gördükleri zararı birbirine dava ettiklerini, iki tarafında kendince zarara uğradığını düşündüğü aykırı gördüğü eylemler ile ilgili dava açtığını, TB hukukunda borcun 3 adet sebebi olduğunu, davalının açtığı davanın ”sözleşme” hukuksal sebebine dayalı alacak davası olduğunu, davacının 4. Olarak da haklı feshe dayanarak dolaylı zarar, genel kazanç kaybı talep ettiğini, kararın davacıya göre kısmen isabetsiz olduğunu, sözleşmede davacının üretici firma ile görüşmesinin yasak olduğu ve fesih sebebi olduğuna dair madde olmadığını, her tacirin her tacir ile ticaret yapmakta özgür olduğunu, rekabet yasağının şirket ile müdürleri, işveren ile işçileri arasında olduğunu, iddianın gerçek dışı olduğunu, davacı dışındaki kişilerin kendi aralarında yaptığı yazışmanın davalı aleyhine kanıt olamayacağını, yazışmanın sahte olabileceğini, fesih ihtarnamesinin dosyada mevcut olduğunu ve rekabet yasağı ile alakalı bir fesih sebebi olmadığını, iki fesihten sadece biri haklı olmak zorundadır diye bir kural olmadığını, mahkemenin davacının fesih sebeplerinin haklı olup olmadığını incelemek yerine sadece davalının fesih sebebini incelediğini, yoksun kalınan kazanç talebinin olduğunu, davacının feshinin haklı olup olmadığının dava konusu olduğunu, davacıya haklı fesih imkanı tanıyan ama fesih olmasa da talep edebileceği alacakları olduğunu, davacının feshinin haklı davalının feshinin haksız olma halinin birlikte doğması koşuluna bağlı ”yoksun kalınan” kazanç taleplerinin olduğunu, bu hususları istinaf ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinafa dilekçesinde özetle:taraflar arasında 4.10.2010 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, karşılıklı ihtarnameler ile sözleşmeyi feshettiklerini, davacının rekabet yasağına aykırı davranması sebebi ile sözleşme davalı müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiğini, mahkeme tarafından yeterli inceleme yapılmadığını, DMO ile yapılan alım sözleşmesi gereği 15.05.2012 tarihinde verilen siparişlerin 14 gün gecikmiş olmasından dolayı davalının sorumlu tutulamayacağını, üretici firmadan kaynaklı meydana gelen aksaklıların teslim süresinin uzamasına neden olduğunu, bilirkişi raporunca da kabul edildiğini, davacının faturasında sadece ceza bedeli olarak belirtilen bu cezanın tam olarak ne için kesildiğinin belli olmadığını, zaten davalıya fatura edilmiş bir alacağın olmadığını, davacı ile DMO arasında imzalanan sözleşmenin davalı ile ilgili olan bölümlerinden davalının bilgisi olmadığı için bir bağlayıcılığının da olmadığını, davacı ile davalı firma arasında fiyatlandırma ve kar oranlarını sınırlayıcı bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenlerle istinaf talebinin kabulünü ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; Davalının yargılama boyunca tüm cevap dilekçelerinde gecikme yaşandığını, bu gecikmeden dolayı davacının DMO’ya ceza ödemek zoruna kaldığını kabul ve beyan ettiğini, bu gecikmenin Gümrük İdaresi’nden kaynaklandığını beyan ettiğini, işbu halde ispat yükünü üzerine alan davalı gecikmenin Gümrük İdaresi’nden kaynaklandığına dair en ufak delil sunmadığından, istinaf talebinin reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle yoksun kalınan kar ile sir kısım sözleşmesel alacakların tahsili davasıdır. Taraflar arasında 14/05/2010 tarihli sözleşme ile, davacı distribütörün, davalı ithalatçı firmanın ithal ettiği ürünleri kendi ad ve hesabına bölgede üreticinin markası ile satışının yapılması kararlaştırılmıştır. Bunun yanı sıra DMO’ya yapılacak satışların distribütörün kendi markası ile yapması düzenlenmiştir. Ayrıca sözleşmenin 4. Maddesinde rekabet etmeme koşulu, 6. Maddesinde reklam ve fuarlar, 13. Maddesinde tek satıcılık ve 16. Maddesinde sözleşmenin feshi düzenlenmiştir.Davalı tarafından davacıya çekilen Kartal …. Noterliği’nin 13/09/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile; sözleşmenin 4. Maddesine aykırı davranışların giderilmesi için 7 gün süre verildiği, verilen süre içerisinde aykırılık giderilmez veya hareketsiz kalınırsa aykırılığın devam ettiğinin kabul edileceği ve sözleşmenin feshedildiği ihtar edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından davalıya 13/09/2012 tarih ihtarnameye cevap olarak çekilen Kartal … Noterliği’nin 21/09/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile; davalının 13/09/2012 tarih ihtarnamesinin kabul edilmediğini, sözleşmeye aykırılıklar nedeniyle dava konusu edilen tutarların ödenmesini aksi halde sözleşmenin ihtara gerek olmadan feshedileceğini ve yoksun kalınan karın talep edileceğini ihtar edilmiştir. Bu kez davalı tarafından davacıya çekilen Beşiktaş …. Noterliği’nin 03/10/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile; ihtarname ekindeki yazılı izindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı, davacı tarafından çekilen Kartal … Noterliği’nin 21/09/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesinde talep edilen hususların kabul edilmediği beyan edilerek sözleşmenin feshedildiği ihtar ve ihbar edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 14/05/2010 tarihli sözleşmenin 16. Maddesinde, taraflardan birinin sözleşmeye veya yasaya aykırı davranışının söz konusu olması halinde, diğer tarafça yazılı olarak uyarılacağı, aykırılığın davam etmesi halinde diğer tarafın fesih hakkının doğacağı düzenlenmiştir.Sözleşmenin feshi tek taraflı iradi bir işlem olmakla birlikte sonuç doğurabilmesi için karşı tarafa bu iradenin varması gereklidir. Buna göre davacı taraf davalının ihtarnamesine cevap olarak da olsa iddia ettiği sözleşmeye aykırılıklarla ilgili davalıya ihtarname çekmiş olmakla birlikte sözleşmeyi feshettiğine ilişkin ikinci bir ihtarnamesi bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 18. Maddesi bir geçerlilik unsuru olmamakla birlikte bir ispat şartıdır. Bu kapsamda davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği ispatlanabilmiş değildir.Davalı taraf ise Kartal …. Noterliği’nin 13/09/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, davacıdan sözleşmenin 4. Maddesine aykırı davranışların 7 gün içinde giderilmesi istenmiş, daha sonra Beşiktaş …. Noterliği’nin 03/101/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile; sözleşmenin 4. Maddesinin ihlal edildiği, newave marka ürünlerin fahiş fiyata satıldığı şikayetleri ile şirketin imajının sarsıldığı ve ayrıca yurt dışında bulunan ihracatçı firma ile doğrudan ürün satışı yapmak için temasa geçildiği hususlarına dayanılarak sözleşmme feshedilmiştir. Bu durumda feshin haklı fesih olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Davalı taraf Beşiktaş …. Noterliği’nin 03/101/2012 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile; davacının ihtarnamesi ekindeki yazılı izindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını ihtar ettiğine ve cevap dilekçesinde de davacı tarafa verilmiş yazılı bir izin bulunmadığını savunduğuna göre öncelikle, davacıya 14/05/2010 tarihli sözleşmenin 4.1 ve 4.2 maddeleri kapsamında distribütör sözleşme ile kararlaştırılan bölgede ve yine sözleşme kapsamındaki ürünlerle rekabet edilebilecek tüm ürünlerin temsil, üretim, pazarlama ve satışını yapmasına izin veren 21/05/2010 tarihli belgenin geçerliliğinin usulünce araştırılması gerekir. Ancak Mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu belgenin geçersiz olması halinde ve davacının sözleşmenin 4. maddesine aykırı davranışları bulunması durumunda sözleşmenin davalı tarafından haklı feshedildiğinin kabulü gerekecektir. Davacının uyarı ihtarnamesinde, sözleşmenin 4. maddesine aykırılık dışında fesih ihtarnamesine konu edilen diğer sebepler yer almadığından davacının sözleşmenin sözleşmenin 4. maddesine aykırı davranışları bulunmaması durumunda diğer sebepler yönünden davacıya bir uyarı ihtarnamesi çekilmediğinden sözleşme davalı tarafından sözleşmenin 16. Maddesine aykırı olarak haksız feshedilmiş olacaktır. Kabule göre de Mahkemece davacının üretici ile doğrudan irtibata geçerek iş yapmayı teklif ettiği, davacının rekabet yasağına aykırı davranması sebebi ile davalı yönünden sözleşmenin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu kabul edilmiş ise de hangi delile dayanarak sonuca gidildiğine gerekçede yer verilmediği gibi davalının dayandığı mail yazışmalarında davacıdan sadır olmuş bir beyan bulunup bulunmadığı da incelenmemiştir. Dolayısıyla Mahkemece yeterli inceleme yapılmadan davalı tarafça sözleşmenin haklı feshedildiği yönündeki kabulü ile sonuca gidilerek karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davalının sözleşmenin 13. Maddesinde düzenlenen tek satıcılık düzenlemesini ihlal ettiği iddiası ile ilgili davalının ticari defterleri gereği gibi incelenmediği gibi, davacının talebi üzerine dava dışı üçüncü kişilerden celbedilen fatura ve belgelerde incelenmemiştir. Davalı tarafça kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara satış yapan tüm gerçek ve tüzel kişilere yapıldığı iddia olunan satışlar nedeniyle talep edilen alacağa hükmedilebilmesi için sözleşmenin feshedilmesi önem arz etmeyip, Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 112. Maddesi kapsamında zararın tazmininin istenmesine herhangi bir engel bulunmamaktadır.Dosyaya sunulu tahsilat makbuzuna göre 01/08/2011 tarihinde, DMO tarafından davacıdan 3 faz 40KVA modüler kesintisiz güç kaynağı açıklaması ile gecikme cezası adı altında 29/233,80 TL tahsil edilmiştir. Davacı tarafından 16/05/2011 tarihinde davalıya 10x40KVA DPA Modül SNMP+Paralelleme kartı siparişi verilmiş, DMO tarafından davacıya gönderilen yazıda ise siparişin 19/06/2011 tarihine kadar teslim edilmesi aksi halde sözleşme gereği işlem yapılacağı ihtar edilmiştir. Bu ihtardan sonra 30/06/2011 tarihinde düzenlenen sevk irsaliyesi ile DPA 40 KVA Modül davalı tarafından teslim edilmiştir. Sözleşmenin 7.4 maddesinde ithalatçının aldığı siparişleri zamanında teslim edememesi halinde distribütörün zararının ithalatçı tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Her ne kadar TSE ve gümrükte yaşanabilecek gecikmeler kapsam dışı tutulmuş ise de davalı tarafça gecikmenin gümrük işlemlerinden kaynaklandığına ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Ayrıca gecikmenin üretimden kaynaklandığı iddia edilmekle birlikte üretimden kaynaklı gecikme nedeniyle oluşan zarara üretim ve ithalat sürecine dahli bulunmayan davacının katlanması beklenemez. Bunun yanı sıra davalı tarafça tarafların hesap mutabakatları yaptıkları savunulmuş olmasına rağmen herhangi bir mutabakat dosyaya sunulmamıştır. Buna karşın davacının DMO ile aralarındaki hukuki ilişki kapsamında DMO’nun gecikme cezası tahsil etmesi için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilmediği gibi, DMO’nun sipariş tarihine göre davacının gecikme nedeniyle müterafik kusuru bulunup bulunmadığı da incelenmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, yukarıda açıklandığı üzere tarafların iddia, savunma ve delilleri kapsamında sayılan eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraf vekillerinin İstinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı vekilince yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,3-Davalı vekilince yatırılan 463,32 TL ve 35,90 TL olarak yatırılan istinaf karar harçlarının istemi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 03/12/2020