Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/433 E. 2021/1047 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/433
KARAR NO: 2021/1047
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2019
NUMARASI: 2018/779 Esas – 2019/174 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekillerince istinaf edilmesi dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 8. İş Mahkemesinin 2012/284 esas,2015/67 karar sayılı ilamının icraya konulduğu iki ayrı icra dosyasında sigortalısı adına toplam 95.344,00 TL ödeme yapıldığı, tazminata konu iş kazasında davalı … A.Ş’nin %20, diğer davalının da % 25 oranında kusurlu bulunduğu, davalıların toplam kusurunun %45 olup, ödenen tazminatın %45’ine tekabül eden tutarın ödeme tarihindeki kur baz alındığında 13.433 Euro asıl alacak ve 354,58 Euro işlemiş faiz olma üzere toplam 13.778,58 Euro olduğu, bu alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek anılan icra dosyasında davalıların haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevabında özetle; davanın süresinde açılmadığı, zamanaşımına uğradığı ve Euro cinsinden alacak talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğu, talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının düzenlediği işveren mali sorumluluk sigorta poliçesine göre, dava dışı sigortalının faaliyette bulunduğu iş yerinde meydana gelen iş kazasında davalıların toplam kusurunun %45 olduğu, kesinleşen mahkeme ilamına göre davacının icra dosyasında ödediği toplam 95.344 TL’nin davalıların toplam kusur oranı %45′ ine karşılık gelen kısmının 42.904,80 TL olup, bu miktarı davalılara rücu edebileceği, icra takibi Euro üzerinden yapılmışsa da; davacının ödemesini TL olarak yapması nedeniyle Euro olarak talep etmesinin mümkün bulunmadığı, bu nedenle icra dosyasındaki itirazın tespit edelin TL alacağı üzeriden kısmen iptali gerektiği gerekçesiyle davanın TL cinsinden alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 2007 yılında … Evlerinin inşaatına başladığı, özel uzmanlık gerektiren bir iş olduğu için malzeme ve işçiliği de kapsayacak şekilde asansörlerin inşası ve montajı için … A.Ş. ile taşeronluk sözleşmesi imzaladığıı, bu sözleşmede, iş kazası kaynaklı tüm sorumluluğun münhasıran müvekkilin taşeronu olan … A.Ş.’ye ait olacağının belirtildiği, … A.Ş.’nin ise asansörlerin inşası için … Ltd. Şti ile sözleşme yaptığı ve alt taşeronluk ilişkisi kurduğu, müvekkil şirket ile … A.Ş. arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi gereğince müteselsil borçluluk ilişkisi kurulduğu, sözleşme de müteselsilen sorumluluğun aksinin kararlaştırıldığı yani iş kazaları kaynaklı sorumluluk münhasıran davacının haklarına halef olduğu şirkete ait olduğu, buna göre işin yapımı sırasında meydana gelen iş kazası neticesinde doğacak tazminattan … A.Ş.’nin sorumlu olup ödediği bedelin kendisi veya haleflerince tarafımıza rücu edilmesinin mümkün olmadığı, davacının da bu şirketin halefi olduğundan, talep edebileceği hak/alacak … A.Ş.’nin hak ve alacakları ile sınırlı olduğu, halefiyet ilkesi, sigorta kapsamı ve halef olunan şirket ile müvekkil şirket arasındaki taşeronluk sözleşmesi irdelenmeden verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğu, davacı tarafından sunulan sigorta poliçesindeki düzenleme gereği davacının iş kazası nedeniyle ödediği bedeli hiçbir şekilde bu kimselere rücu edemeyeceği, Bakırköy 8. İş Mahkemesinin kesinleşen 2012/284 Esas sayılı dosyasında kusura ilişkin bilirkişi raporunda; asıl işveren sıfatıyla iş kazasının meydana gelmesinde müvekkilin %20, diğer davalı … Ltd. Şti.’nin % 25, davacının sigortalısı … A.Ş.’nin %40 ve müteveffa işçinin ise %15 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, müvekkil şirket ile arasındaki sözleşme gereğince davanın reddi gerekmekte ise de; kabul anlamına gelmemek kaydı ile mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ancak müvekkilin sorumluluk /payına tekabül eden %20’lik kısım kendisine rücu edilebileceği, … Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu iddia edilen kısmın müvekkilinin iddia olunan sorumluluk payını aşar şekilde müvekkiline rücusunun mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince alacağın likit olması nedeniyle alacağın %20’si oranında müvekkil ve davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedildiği, ancak davaya konu icra takibinin euro cinsinden ve yapılan ödemenin tamamı üzerinden başlatıldığı dolayısıyla alacağın likit olduğu gerekçesiyle hükmedilen icra inkâr tazminatının hukuka uygun olmadığı, davacı tarafın takibi döviz cinsinden açmakta kötüniyetli olduğundan, davacı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine, müvekkil lehine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacak için rücu şartları oluşmadığı, TTK 1481.maddesine göre, dava hakkı olmayan sigortalının halefi olan sigortacısının da dava hakkı olmadığı, davacının sigortalısı … A.Ş’.nin, kaza nedeniyle yapacağı bir ödeme nedeniyle müvekkile karşı dava hakkı olmadığından, davacı sigorta şirketinin de müvekkile dava açmaya hakkının bulunmadığı, müvekkil ile diğer davalının kusur oranlarına göre ayrım yapılarak müvekkilinin kusuruna göre alacağa hükmedilmesi gerekirken, müvekkilin alacağın tamamından sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğu ayrıca icra takibinde, davalılardan müştereken müteselsilen talep olmadığı halde dava dilekçesinde alacak müştereken müteselsilen talep edilerek iddianın genişletildiği, Euro cinsinden takip yapmaya hakkı olmadığı halde bu istemle takip yapan davacının kötü niyetli olduğu, mahkemenin kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırı bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, lehlerine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, mahkeme ilamının infazına ilişkin icra dosyasında sigortalısı adına yapılan ödemenin davalılardan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Rücuya dayanak teşkil eden alacak davacı tarafından icra dosyasına TL olarak ödenmiş olup, bu ödemenin davalılardan rücuen tahsiline yönelik davaya esas icra takibinde ise alacak Euro cinsinden talep edilmiştir. Mahkemece davacının ödemesi TL olduğundan davalılardan rücuan isteyebileceği alacağın da TL olabileceği gerekçesiyle TL üzerinden itirazın iptaline hükmedilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesine göre, konusu para olan borcun ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmesi hâlinde, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini talep edebilir. Bu düzenlemeye göre, yabancı para alacağı TL’ye çevrilerek istenebilirse de, borcun Türk parası ile belirlenmesi halinde alacaklının, alacağını yabancı para olarak talep edilebilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan itirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalar olup, itirazın iptaline ilişkin ilam ile alacaklı, borçlunun itirazını bertaraf ederek icra takibine devam edebilecektir.. Bu nedenle itirazın iptali kararı, takibin devamına imkan sağlayacak bir nitelikte karar olmalıdır. Ayrıca 6100 sayılı HMK 26.maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Somut olayda, davacı icra takibinde alacağı euro cinsiden talep etmiş olmakla, yukarıda içeriği açıklanan hükümler doğrultusunda TL üzerinden itirazın iptaline karar verilemez.( Yargıtay11.HukukDairesinin 2020/6584 Esas,2020/5381 Karar sayılı 24..11.2020 tarihli kararı) Davanın alacak davası olarak ıslah edilmediği de gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talep edilenden başka bir şeye hükmedilmesi yasanın amir hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiğinden, davalıların istinaf nedenleri incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık yönüyle yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılamaya gerek olmadığından davanın usulden reddine, davacının ödemesinin TL üzerinden olmasına rağmen icra takibinin Euro cinsinden yapılması alacaklının İİK 67. maddesi kapsamında kötüniyetli olduğu anlamına gelmeyeceğinden; davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin de ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2- Yasal koşulları oluşmayan davalıların kötüniyet tazminat talebinin reddine 3- Alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta davacı tarafından peşin olarak ödenen 628,28 TL karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 568,98‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider ve delil avansının HMK.’nın 333. maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalılar vekillerince yatırılan istinaf karar harcının istem halinde ayrı ayrı davalılara iadesine, b-Davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL yargılama masrafı ile dosya gönderme masrafı 43,00 TL, toplum 164,3‬0’nin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ne verilmesine, c-Davalı … Ltd. Şti. tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti.’ne verilmesine, d-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021