Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/431 E. 2021/1072 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/431
KARAR NO: 2021/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2016/760 Esas – 2018/1136 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, 03.12.2012 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde “Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi” ile sigortalı davalı .. A.Ş’ne ait … marka tüpün kullanıldığı banyoda yıkanmakta olan mütevaffa …’ın karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu vefat ettiğini, müvekkili …’ın müteveffanın eşi, …’ın ise kızı olup eş ve annelerinin vefatı nedeniyle davacıların onun desteğinden yoksun kaldıklarını, tüple ölüm arasında nedensellik bağı dikkate alındığında davalı … A.Ş’nin tehlike sorumluluğu kapsamında müvekkillerinin tüm maddi ve manevi zararlarını karşılamak zorunda olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise, Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortaları Genel Şartlarının sigorta kapsamı ile ilgili 1.maddesinin son fıkrasında; “zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusuru olup olmadığına bakılmadan zarara uğrayan 3.şahıslara tazminat ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanım hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez.”denildiğinden zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerel fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı eş … için 3.000 TL, kızı … için 2.000 TL olmak üzere cem’an 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, olay tarihi itibarı ile yürürlükte olan azami poliçe teminat ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.nin sorumluluğu ise 03/12/2012 olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müşterek müteselsil sorumluluğu dahilinde tahsiline, davacı eş … için 100.000 TL, kızı … için 50.000 TL olmak üzere cem’an 150.000 TL manevi tazminatın 03/12/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 16/03/2017 havale tarihli dilekçesiyle davanın kusursuz sorumluluk hallerine dayanılarak açıldığını, tüp ve şofben kusuruna dayanmadığını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta AŞ vekili, sigorta poliçesinde gerekse Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1.maddesinde belirtildiği üzere “bu sigorta LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal ettirdikleri “tüplerin” kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni veya maddi zararlara karşı sorumluluklarını temin eder.” denildiğini, oysa, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olarak gelişen dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … AŞ vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, şofbenden kaynaklı vefat olayında, imalatçısı olunan tüpde imalat hatasının bulunmadığını, davanın yöneltilmesi gereken tarafın şofben üreticisi olduğunu, tüpten gelen gazın sorunsuz bir şekilde şofbene aktarıldığını fakat şofbenin içerisinde enerjiye/ısıyla dönüşmek suretiyle ortaya çıkan karbonmonoksit gazının bir şekilde dış ortama salıverilmediğinden banyo içerisinde birikerek yaşam seviyesi için gerekli olan oksijen miktarını aşağıya düşürerek olayın gerçekleştiğini, bacanın yapılmasının davacılara, bu bacaya şofbenin bağlantısını yapma görevinin şofben imalatçısına ait olduğunu, ayrıca, her tarafı kapatılan terasın baca bağlantısının plastikle kapatılmış olduğunun tespit edildiğini, tazminat koşulların oluşmadığını, manevi tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince toplanan deliller sonucunda, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı defininin yerinde olmadığı, müteveffa …’ın, banyo yaptığı sırada, 6 metrekareden daha küçük olan ve baca emişi de yeterli olmayan banyoya bağlanan tüplü şofbenin yanarken ortamdaki oksijeni azaltması ve karbonmonoksit üretmeye başlaması neticesinde önce oksijen azlığından boğulup soluduğu karbonmonoksidin zehirlemesi sebebiyle vefat ettiği,müteveffanın eşi …’ın tüpün halen yanar vaziyette olduğu ve gaz kokusu almadığı şeklindeki beyanlarından ve yapılan teknik incelemelerden ölümün LPG tüpü gaz kaçağından, imalat yada bağlantı hatasından kaynaklanmadığının anlaşıldığı, olayda kusuru bulunamayan … AŞ. nin müteveffanın ölümü nedeniyle talep edilen dava konusu tazminatlardan sorumlu tutulamayacağı, … LPG tüpünün kullanılmakta olduğu mahalde infilakı, gaz kaçırması ve yangın çıkarması hallerinde Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta poliçesi nedeni ile kusuru bulunmasa bile sigorta şirketinin sorumlu olacağı, ancak müteveffanın ölümünün LPG tüpünün infilakı, gaz kaçırması ve yangın çıkarması nedeniyle meydana gelmediği, banyoda çalışan tüplü şofben’in yanarken ortamdaki oksijeni azaltması ve karbonmonoksit üretmeye başlaması neticesinde meydana geldiği, bu sebeple davalı … Sigorta AŞ.’nin maddi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda ve dosyada alınan bilirkişi raporunda salt müvekkilinin beyanına dayanılmasının doğru olmadığını, dosyadaki diğer delillerin de dikkate alınması gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin olayı etkisi ve şoku ile verdiği beyana dayanılarak davanın reddine karar verilemeyeceğini, dosyada alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çeliştiğini, karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğu belirtilmiş olup izah edilen nedenle tüple ölüm olayı arasında nedensellik bağı dikkate alındığında davalı şirketin tehlike sorumluluğu kapsamında müvekkillerin tüm maddi ve manevi zararlarının karşılanması gerektiğini, davalı … AŞ gerekli gözetim ve önlem sorumluluklarını yerine getirmediğini, tüpün takılması esnasında tüpgaz firmasının gerekli kontrol ve bilgilendirmeleri yapmamış olması suretiyle servis hatasının aşikar olduğundan sigorta şirketinin de sorumluluğunun bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı ölüm nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar, müteveffa …’ın, banyo yaptığı esnada karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle öldüğünü, banyodaki şofbende kullanılan tüpün imalatçı olan davalı … AŞ’nin ve Tüpgaz sorumluluk sigortası gereğince kusursuz sorumluluğu bulunan davalı sigorta şirketinin müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş, davalı … AŞ vekili, olayının gaz sızıntısı nedeni ile olmadığını, şohbende kullanılan tüpte imalattan kaynaklı bir ayıbın bulunmadığını, davanın şofben imalatçısı firmaya yönetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, davalı sigorta şirketi ise, zararın sigorta teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacıların murisinin ölümünde davalı … AŞ’nin kusurlu olup olmadığı ve diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise, zararın sigorta teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır. Olayla ilgili tutulan 03.12.2012 tarihli olay yer inceleme tutanağında, banyonun 55×55 cm ebadındaki havalandırma boşluğuna açılan ahşap pencerenin yarı açık olarak iple bağlı olduğu, şofben gaz çıkışının takılı olduğu bacanın çıkışının üç tarafı ve üstü kapalı ön tarafına perde ve benzeri kumaş çekilerek örtülmüş olduğu belirtilmiş, nitekim dosyada alınan bilirkişi raporunda da, şofben baca kısmının branda ile ön kısmının ve çatı kaplama malzemesi ile üstünün kapatılmış olduğu tespit edilmekle somut olayda, davacıların da kusurunun bulunduğu sabittir. Öte yandan, şohben yetkili servis raporunda ise, kullanılan ortamın 6 metre küpün altında olup, şohben kullanımına uygun olmadığı, banyo giriş kapısına havalandırma menfezinin bulunmadığı, baca çekişinin yüzde 50 emiş olduğu belirtilmiştir. 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8.maddesi hükmünce, bayinin iki kilogram üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapması gerektiği gibi, LPG Dağıtım Bayileri ve Tüketicilere ilişkin Tebliğ hükümlerine göre de, tüpleri cihaza bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması konusunda tüketicileri bilgilendirmek görevi olan bayinin tüp bağlantı noktalarında hata veya hortumlarda eskime, çatlama görülmesi, bu bağlamda kullanım yerinin uygun olmaması durumunda tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksikliklerin giderilmemesi durumunda gerektiğinde tüpü takmaması gerekmektedir. Üretici firmanın sorumluluğu yalnızca tüpün imalatı ile sınırlı olmayıp, yukarıda detaylı olarak yazılmış bulunan tedbirlerin alınması bakımından denetim sorumluluğu da bulunmaktadır. Üretici, bu sorumluluğunu bayileri aracılığı ile yerine getireceğinden, bayilerin bu hususlardaki kusurundan dahi sorumludur. Aynı esaslar Yargıtay 11.H.D’nin 25/02/2016 tarih ve 2015/4630 E-2016/2025 K. Sayılı kararında da ifade edilmiştir. Bu durumda, banyodaki baca çıkışının uygun olmadığını gören tüp bayiinin gerekli uyarıyı yaparak tüpü vermemesi gerektiği, karbonmonoksit zehirlenmesinin bağımsız bir zehirlenme türü değil, gaz sızmasına bağlı ölümün terminolojik karşılığı olduğundan somut olayda, davalı … AŞ’nin kusurunun olduğunun kabulü gerekir. Diğer davalı sigorta şirketi yönünden ise; Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın bu sigortanın kapsamını belirleyen 1. maddesi “bu sigorta, likit petrol gazını (LPG gazını) tüpleyen firmaların doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin kullanılmak üzere bulunduruldukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın üçüncü şahıslara verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarını …. temin eder.” hükmünü haiz olup, zararın tüpgazın infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu meydana gelmesi halinde poliçe kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Anılan düzenleme doğrultusunda somut uyuşmazlığa gelindiğinde, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesinden meydana geldiği belirlenmiş ise de, karbonmonoksit zehirlenmesine yol açan sebebin, zorunlu sorumluluk sigortası ile teminat altına alınan “Lpg tüpünün infilakı, gaz kaçırması ve yangın çıkarması” hallerinden birinden kaynaklanmadığı, şohbenin bu sigorta kapsamında olmadığı, olayda tüpten kaynaklanan bir etkinin bulunmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davacıların olaydaki müterafik kusuru da gözetilerek buna göre davalı … A.Ş’nin sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı … AŞ hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021