Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/421 E. 2020/420 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/421
KARAR NO : 2020/420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI : 2017/1060 Esas – 2018/550
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sigortalı … geçirdiği iş kazası nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili için terkin edilen şirket hakkında Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2016/289 Esas sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu, dava dışı şirketin terkin edilmesi nedeniyle mahkemenin kendilerine ihya davası açılması için süre verdiğini bildirmiş, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, tasfiye memurunun atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müdürlüğün TTK’nun 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, terkin işleminin yasal mevzuata uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça terkin edilen şirket, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş ve yetkisiz mahkeme tarafından TK’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmış ise de terkin edilen davalı şirketin dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle mahkememizde yapılan yargılamada davalı şirket adına tebligat yapılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2016/289 Esas sayılı dosyasında davanın görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunduğunu ve davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ek tasfiye işlemlerini gerçekleştirmek ve şirketi temsil etmek üzere terkinden önceki şirket yetkilisinin görevlendirilmesine karar verildiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olduğu, davacının İş Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden sonraki tarihe ait olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğünün dava açılmasına sebebiyet vermediği göz önünde tutulduğu, davalı sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulmadığı, bu sebeple davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 797657-0 sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı Yasanın geçici 7.maddesi gereğince sicil kaydı kapatılan …Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2016/289 Esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırıldığı, ve infaz işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Siciline yeniden tesciline, ihyasına ve kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararında İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine davanın kabulüne karar verildiğini, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf taleplerinin kabulü ile davalı taraf aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğini, bu nedenle kararının kaldırılması talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.Mahkemece davalı şirket yönünden davanın davanın kabulüne karar verilmiş ,karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca , 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından davalı şirketin 09.10.2015 tarihinde TTK geçici 7. Madde kapsamında , 30.12.2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan”Münfesih olmasınaveya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5. Maddesi (1-b)bendi uyarınca ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir.Sicilden terkin edilen şirket hakkında Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2016/289 Esas sayılı dosyasında davacı SGK tarafından davanın temelini oluşturan iş kazası nedeniyle 10/08/2016 tarihinde, ihyası istenen şirkete karşı rücu davası açtığı ve derdest davada davalının temsili işlemleri için eldeki davanın 18/04/2017 tarihinde TTK nın gecici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Davacının devam eden dava dosyasının kesinleştirmesi ve takip eden icra takibi nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı bulunduğu gibi belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir.Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup, davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır.Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak mahkemece gerekçede davalı şirket yönünden davanın dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği bildirildiği halde hüküm fıkrasında bu konuda olumlu yada olumsuz kara vermemesi ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına davalı şirket yönünden davanın taraf ehliyeti dava şart yokluğu nedeniyle usulden reddine , davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden tahsiline karar verilmiştir.Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tesbiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;İstinafa Konu İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA;a-Davalı …Sanayi ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın HMK.114/2 maddesi uyarınca taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,b-Alınması gereken 44,40-TL harcın davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden tahsili ile alınarak hazineye irad kaydına,c-Davacı tarafından yapılan posta tebligat gideri olan 34,50TL. yargılama giderinin davalı İstanbul Ticaret Sicil ‘den alınarak davacıya verilmesine,d-Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 2180 -TL maktu vekalet ücretinin davalı İstanbul Ticaret sicil Müdürlüğünden alınıp davacı tarafa verilmesine,e-HMK. 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;-Davacı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,b-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 17,63-TL istinaf yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile KESİN olmak üzere karar verildi. 10/12/2020