Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/419 E. 2021/1113 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/419
KARAR NO: 2021/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2018
NUMARASI: 2017/144 Esas – 2018/1068 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin noterde yapılan 30/04/2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile dava dışı limited şirketteki % 50 payını davalıya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, aynı gün yine noterde yapılan diğer sözleşmenin 2.3. maddesi gereğince, payını devreden müvekkilinin, her ne nam altında olursa olsun SGK, vergi dairesi veya benzer kamu kurumlarına ödeme yapması halinde devralana bu durumun ihbar edilmesinden itibaren üç gün içinde ödemekle yükümlü bulunduğu, müvekkilinin 14/12/2015 tarihinde şirketin prim borcu nedeniyle SGK’ya 5.484,96 TL ödeme yaptığı, davalıya ihtar gönderilerek istenmesine rağmen ödenmediği, bu nedenle alacağın tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının itirazı ile durdurulan takibe davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının 30/04/2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile ortaklıktan ayrılmasına rağmen sorumlu müdür olarak 12.05.2015, iş güvenliği uzmanı olarak 19.05.2015 tarihlerine kadar şirkette çalıştığı, SGK çıkışının 18.05.2015 tarihli istifa dilekçesine istinaden yapıldığı, 30.04.2015 ile 18.05.2015 tarihleri arasında davacıdan aldığı şirket defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucu davacının şahsi harcamalarının ve şirket borçlarının davacı tarafından hesaplandığı gibi olmadığı, bu nedenle ortaklık sonrası için 18.05.2015 tarihli yeni bir sözleşme yapıldığı ve ortaklığın bu şekilde sona erdirildiği, 18.05.2015 tarihli sözleşmenin 4. maddesine göre davacıya hiç bir borcunun bulunmadığı aksine alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller ve davalının dayandığı 18.05.2015 tarihli sözleşmede davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığına ilişkin bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında yapılan pay devri sözleşmesinin geçerli olduğu bu sözleşmeye göre, davacının, şirketteki payını davalıya devrettiği ve ekindeki aynı tarihli sözleşme gereğince de, payını devreden davacının, şirketin her hangi bir borcunu ödemesi halinde davalıdan isteyebileceği buna göre davacının ödediği 5.484,96 TL’yi davalıdan talep edebileceği, davalının dayandığı ve sözleşmenin tadil edildiğine ilişkin 18.05.2015 tarihli sözleşmedeki ve istifa dilekçesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının saptanması karşısında bu sözleşmeye ve istifa dilekçesine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 30.04.2015 tarihli pay devri ve ekindeki aynı tarihli sözleşmedeki imzalarla müvekkili tarafından dosyaya ibraz edilen 18.05.2015 tarihli istifa dilekçesi ve aynı tarihli sözleşmedeki davacı imzalarının bire bir aynı olduğu, grafoloji raporunda fahiş hata yapıldığı, sunulan 20 ayrı belgede davacının farklılık arzeden dört veya beş ayrı imzasının bulunmasına rağmen mahkemece yeniden rapor alınması talebinin reddedildiği, bilirkişi raporu denetlenebilir olmadığı halde itibar edildiği, huzurdaki davanın İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinden görevsizlik kararı ile gelen dosya olduğu, anılan mahkemece verilen görevsizlik kararı nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi gereğince müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde de bir karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine ve görevsizlik nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, pay devri sözleşmesi kapsamında şirketin borcu nedeniyle ödenen bedelin davalıdan rücuan tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında, noterde yapılan 30.04.2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile davacının dava dışı şirketteki % 50 oranındaki payını davalıya devrettiği, aynı tarihli noter onaylı diğer sözleşme ile de pay devri ve sonrasında tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu sözleşmenin 2.3 maddesinde, devralanın (davalı), devredenin (davacı) şirketteki payını tüm hak ve yükümlülükleri ile devraldığı, devderenin her nam altında olursa olsun, şirket ve şirketin kamu kurumları dahil (SGK,VD vs.) borç ve yükümlülüklerinden dolayı devralana, şirkete, üçüncü şahıslara, şirketlere ve SGK,Vergi Dairesi ve sair kurumlara her hangi bir borcu veya sorumluluğunun bulunmadığı, bu sebeple devredenin, her ne zaman ve şekilde olursa olsun yukarıda sayılanlara veya benzerlerine her ödeme yapması halinde devralanın, bu durumun kendisine yazılı olarak ihbarından itibaren üç iş günü içinde herhangi bir itiraza veya başkaca bir işleme mahal vermeksizin nakden ve defaten ödemekle yükümlü bulunduğu hükme bağlanmış olup, bu husus taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davalı taraf 30.04.2015 tarihli pay devri ve aynı tarihli diğer sözleşmeyi kabul etmekle birlikte pay devrinden sonra 08.05.2015 tarihli yeni bir sözleşme imzalanarak, önceden imzalanmış olan 30.04.2015 tarihli sözleşmedeki hak ve yükümlülüklerin tadil edildiğini, bu nedenle davacıya borcunun bulunmadığını savunmuştur. Anılan sözleşmedeki imza davacı tarafından inkar edildiğinden, mahkemece usulüne uygun olarak davacının huzurda imza örnekleri alınıp, uygulamaya elverişli imzaların bulunduğu belge asılları celbedilerek konusunda uzman bilirkişiden grafoloji raporu alınmış olup, bu raporda; inceleme konusu 18.05.2015 tarihli belge ve sözleşmedeki imzaların davacının eli ürünü olmadığının açıklanması ve bu tespitin bilimsel metodlarla, gerekçeli ve denetime olanaklı olacak şekilde izah edilmesi karşısında mahkemece bu rapora itibar edilerek 18.05.2015 tarihli sözleşmenin geçerliliğinin bulunmadığı ve davacının ödediği prim bedelini taraflar arasında varlığı ve içeriği ihtilafsız olan 30.04.2015 tarihli sözleşmenin 2.3 maddesi uyarınca davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi bir mahkemenin davaya bakmaya görevli olmadığı gerekçesiyle davayı dava şartı yokluğundan reddetmesi halinde vekalet ücretine ve diğer yargılama masraflarına dosyanın gönderildiği görevli mahkemece, davadaki haklılık durumuna göre hükmedilecek olup, daha önceden davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması davalı yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi anlamına gelmediği aksinin yasaya aykırılık oluşturacağı, eldeki davanın kabulüne karar verilmesine göre, davacı yararına vekalet ücreti ve masraflara karar verilip, görevsizlik kararı nedeniyle ayrıca davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında da isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan 96,66 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 374,67 TL karar harcından mahsubu ile bakiye 278,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021