Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/415 E. 2021/1133 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/415
KARAR NO: 2021/1133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2019
NUMARASI: 2018/569 Esas – 2019/63 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı bankanın Tokat Merkez Şubesinin müşterisi olduğunu, müvekkili ile davalı banka arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin ticari faaliyetini geliştirmesi amacıyla davalı bankadan 4.000.000,00 TL tutarında 36 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandığını ve bu kredinin ilk taksitinin vade günü gelmeden kredinin tamamının erken ödenmek suretiyle 11/04/2017 tarihinde kapatmak istediklerini, davalı bankanın 105.000,00 TL erken kapanma komisyonu ödenmek kaydıyla kapatılabileceğini bildirdiklerini, davalı bankaya ödenen erken ödeme komisyonu ve diğer alınan masraflara istinaden şimdilik 1.000,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve 4.000.000,00 TL taksitle kredi kullandırıldığını, sözleşmenin 15.6 maddesi altında erken kapamaya ilişkin düzenleme yapıldığını, kredinin erken kapatılması nedeniyle 150.000,00 TL maliyeti doğduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin her iki yanında hak ve menfaatlerini koruduğunu, erken kapama maliyeti hesaplanırken bankanın mahrum kaldığı faiz ve davacı menfaatinin dikkate alındığını, 35 ay vadeli kredinin daha ilk taksit günü bile henüz gelmeden kapatılmış olması nedeniyle müvekkilinin bankanın faiz kaybına maruz kaldığını, müvekkili bankanın tahsil ettiği erken kapama ücreti başta B.K 96. Maddesi sözleşme ve ticari teamüllere uygun olduğunu, müvekkilinin tahsil ettiği masrafların hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Tüm dosya kapsamının bilirkişi raporu ve mevcut yasa hükümleri ile emsal Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirilmesinde; kredi ödeme planı üzerinde operasyon masrafının açıkça gösterilmiş olması ve emsal banka ortalamasının altında kredi tahsisi ve operasyon ücreti tahsil edilmiş olması, diğer yandan %2,55 oranındaki kredi erken kapama komisyonu ve bunun gider vergisi ( BSMV) tahsilinin başka emsal banka erken kapama komisyonu ortalaması ile mukayese edilmesi sonucunda daha düşük oranda olması, tahsil edilen meblağların taahhütnameler ve sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edilmesi, bunun yanı sıra davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin başta sözleşme TTK, TBK, Bankacılık Kanunu ve T.C Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı tebliğ ve bankacılık teamüllerine uygun olduğunun anlaşılması karşısında, davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve erken kapama komisyonunun iade koşullarının oluşmadığına mahkemece kanaat getirilmiş, …” olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bankanın dava konusu edilen kredinin erken kapanması nedeniyle hiçbir zararının olmadığını, ancak yapılan işlem ve alınan komisyonun fahiş olup haksız şart niteliğinde olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme nedeniyle denetime elverişli olmadığını, davalı banka tarafından İş Bankasından kredi kullanılarak borcun kapatıldığı beyan edilmiş olmasına rağmen … Bankasına müzekkere yazılmadan rapor tanzim edildiğini, davalı bankanın taraflar arasındaki ilişkiyi şahsi husumete taşıyarak müvekkili şirketin kredisini kapatmak istemesi nedeniyle banka yetkililerinin talimatları ile erken kapatma ücretinin alındığını, kurum içi yazışmaların tespit edilmeden rapor hazırlandığını, banka ile mevduat ilişkisini devam ettiren eşit konumdaki Tokat merkezdeki müşterilerden kredi erken kapatma işlemlerinde ilgili kapatma ücretinin alınıp alınmadığının araştırılmadığını, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranma gerekliliğine aykırı hareket ederek müvekkili şirketten fahiş kapatma tahsilatı yaptığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve yeniden rapor alınarak davanın kabulü ile şimdilik erken kapatma maliyeti ve sair masraflar adı altında alınan 1000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeniyle alınan komisyon ücreti ile kredinin erken kapatılması nedeniyle alınan erken kapama ücretinin iadesi davasıdır.
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı banka tarafından alınan kredi komisyon ücreti ve erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 09/02/2017 tarihinde imzalanan 5.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıya 4.000.000,00 TL kredi kullandırılmıştır. Bu kredinin kullandırılması nedeniyle davalıdan 1.050,00 TL tahsis ücreti tahsil edilmiştir. Davacı tarafından 11/04/2017 tarihinde kredinin bu tarih itibariyle kapatılacağının davalıya bildirilmesi üzerine yine bu tarih itibariyle 105.000,00 TL erken kapama maliyetinin doğduğu davacıya yazılı olarak bildirilmiştir. Davacı 26/04/2017 tarihinde krediyi kapatmış olup davacıdan aynı tarihte 100.000,00 TL komisyon ve 5.000,00 TL BSMV olmak üzere toplam 105.000,00 TL tahsil edilmiştir. Davacı erken kapama maliyeti ve sair masraflar adı altında alınan tutarların davalıdan tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davacı tarafın imzasının bulunduğu ödeme planında kredi tahsis ücretinin 1.050,00 TL olduğu açıkça belirtilmiş olup bilirkişi raporuna göre de kullandırılan kredinin %0,0002625’ine tekabül eden bu miktarın fahiş olmadığı ve taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin “VII. Komisyon, Vergi ve Masraflar” başlıklı maddesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalı bankaca kredi kullandırımı nedeniyle alınan tahsis ücretinin iadesi talebi yerinde değildir. 6098 sayılı TBK’nın 96/1. maddesinde, sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlunun, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebileceği düzenlenmiş olup, erken ödemeye konu kredi borcu taksitli ticari krediden kaynaklandığından kredi sözleşmesinin özelliği gereği davalı bankanın erken ödemeyi kabul zorunluluğu bulunmaması karşısında davalı bankanın erken ödeme nedeniyle oluşacak faiz kaybı nedeniyle bir bedel karşılığı erken ödemeyi kabul etmesi bankacılık uygulamalarına uygundur. Bunun gibi 6100 sayılı TTK’nın 20. Maddesine göre de, tacir olan bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin mümkündür.Genel kredi sözleşmesinin I-11.maddesinde kredinin erken kapatılması halinde bankanın o gün itibariyle katlanmak zorunda kalacağı maliyetler çerçevesinde belirleyeceği miktarda erken kapatma ücreti tahsil edileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Davalı banka tarafından kredinin erken kapatılması nedeniyle kalan kredi tutarının %2,5’ine tekabül eden 100.000,00 TL tutarında komisyon ve bunun %5’ine tekabül eden 5.000,00 TL BSMV’si olmak üzere toplam 105.000,00 TL davacıdan tahsil edilmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi ile, Bakanlar Kuruluna verilen, kredilerle ilgili olarak faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarını belirleme yetkisi 16/10/2006 tarih ve 2006/11188 Bakanlar Kurulu Kararı ile Merkez Bankasına devredilmiş, buna istinaden 09/12/2006 Tarih ve 26371 Sayılı Resmi Gazete yayımlanarak 09/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen Merkez Bankasının Mevduat Ve Kredi Faiz Oranları Ve Katılma Hesapları Kâr Ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı tebliğin 4/1. Maddesinde, Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. Tebliğin 6/2. maddesine göre ise; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlanacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli; sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar varsa yine bu oran aşılmamak kaydıyla, diğer bankaların uygulamaları üzerinden belirlenecek oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekmektedir (Yargıtay 11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları). Mahkemece yapılan emsal banka uygulamaları araştırmasına göre bankalar tarafından %0,5 ile %5 arasında erken kapatma komisyonu alındığı tespit edilmiştir. Her ne kadar bankacı bilirkişi diğer bankalarca bildirilen komisyon oranlarını toplayarak aritmetik ortalamasını almış ise de, komisyon oranının makul olup olmadığının tespiti için aritmetik ortalamanın alınmasının gerekli değildir. Zira mahkemece sorulan banka sayısına göre aritmetik ortalamanın değişme ihtimalinin bulunduğundan esasen alınan komisyon oranının makul olup olmadığı hususunun tespitinde davalı bankanın almış olduğu komisyon oranının diğer banka uygulamalarına göre fahiş olup olmadığının belirlenmesi gerekli ve yeterlidir. Davalı bankanın davacı müşterisinden %2,50 oranında erken kapama ücreti alması ve bu oranın diğer bankalarca alınan erken kapama oranları dahilinde kalması nedeni ile davalı bankanın davacı müşterisine kullandırdığı kredinin kalan anaparası üzerinden alınan erken kapama ücretinin makul ve bankacılık mevzuatına uygundur. Davacı taraf her ne kadar yapılan işlem ve alınan komisyonun haksız şart olduğunu iddia etmiş ise de gerek davacının basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğünün bulunması ve gerekse de alınan masrafların ikincil düzeydeki bankacılık mevzuat hükümlerinde düzenleme yeri bulması nedenleriyle genel işlem koşulu içeren sözleşme hükmünün geçersizliği söz konusu değildir. Kaldı ki sözleşmede hüküm bulunmasa dahi davalının TBK ‘nun 20. Maddesi uyarınca gördüğü iş karşılığında uygun bir ücret isteme hakkının bulunmaktadır. Ayrıca BDDK kararı uyarınca tarafların serbest iradeleri ile alınacak ücretlere ilişkin düzenleme yapabilecekleri gibi sözleşmede oran belirtilmemesi halinde bu oranların emsal banka uygulamalarına göre tespiti gerekir. Buna göre davalı bankanın aldığı komisyon ve erken kapama ücretinin makul ve bankacılık mevzuatına uygundur. Dolayısıyla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021