Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/409 E. 2021/1145 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/409
KARAR NO: 2021/1145
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2017/1078 Esas – 2018/1141 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince davalıya satıp teslim edilen fatura içeriği mallara karşılık çek ve makbuzla bir kısım ödeme yapılmasına rağmen bakiye alacağının ödenmediği,bu alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında -40 derece ve 0 derece’lik soğuk hava deposu imalat, teslim ve montajı konusunda anlaşma yapıldığı, teslim edilen ürünlerin ayıplı bulunup, yeterli soğuk hava sağlamadığı, davacı tarafından sözleşmeye aykırı davranıldığı bu nedenle davacının kendi edimini yerine getirmeden ödeme isteminde bulunamayacağı, davacının bu ayıpları gidereceği beklentisi ve iyi niyetle faturaların iade edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların ve davalı ödemelerinin her iki taraf defterinde kayıtlı olup, defterlerin birbiri ile uyumlu bulunduğu, takip tarihi itibarıyla davalının kendi defterlerine göre dahi davacıya takip konusu miktar kadar borcunun bulundugu, taraflar arasında soğuk hava deposu imaline dair bir anlaşma bulunmadığı, davacı tarafından taşıma ve montaj işleminin üstlenildiği, ayıplı olduğu ileri sürülen montaj ile ilgili davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında soğuk hava deposunun imalatı, teslim ve montajı konusunda anlaşma bulunduğu, davacı tarafından montaj yapıldıktan sonra -40 derece şok odasında hatalı montaj nedeniyle duvar ve panellerde buzlanma meydana geldiği, bu boşluklar nedeniyle enerji kaybı oluştuğu, sıcaklığın -33 derecede kalıp hiç bir zaman -40 dereceye ulaşmadığı, su tesisatı ve borularda sızıntı olduğu, iş güvenliğinin tehlikeye düştüğü, montajın hatalı olup, aralarında hava boşluklarının bulunduğu, bu sebeple haşere ürediği, yapılan montajın ayıplı olduğu, mahkemece hukuka aykırı olarak keşif talebinin reddedildiği, rapora itirazların dikkate alınmadığı, raporun teknik verilerden uzak olduğu, dava konusu tam aydınlatılmadan karar verildiği, -40 derece ve 0 derece soğuk hava deposunun taşıması gereken standartların bilirkişilerce bilinmesi gereken konular olduğu, ara karara rağmen bilirkişilerce mahallinde inceleme yapılmadığı, ayıp ihbarında bulunulmadığı hususunun gerçeği yansıtmadığı, davacıya yapılan başvurular üzerine köpük sıkma ve benzeri uygulamalar yapıldığı ancak ayıbın giderilemediği, TBK223/2 maddesine göre gizli ayıplarda 2 ve 8 günlük sürelerin uygulanamayacağı, gizli ayıplı olmasına rağmen eksik ve ayıpların giderileceği inancıyla ve iyi niyetle, bu konuda oluşan güven nedeniyle faturaların iade edilmediği, mahkemece hatalı karar verildiği, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen faturalara göre oluşan açık hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişki kapbamında davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların ve davalının çek veya makbuzla yaptığı ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olmasına göre, her iki taraf defterine göre takip tarihi itibarıyla davacının takip konusu miktar kadar alacaklı olduğu, fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiği ihtilafsızdır. Davalı taraf, teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, ayıpların giderileceği inancıyla ve güvene dayalı olarak kayıtlarına aldığı faturaları iade etmediğini savunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 23/1-c maddesi; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 223/2. maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda, davalının soğuk hava deposunu teslim aldıktan ve montajı yapıldıktan sonra ayıplı olduğunu tespit ettiği anda davacıya derhal bildirmekle yükümlü bulunduğu aksi halde satılanı olduğu haliyle kabul etmiş sayılacağı ve TBK 227. maddesinde yazılı olan ayıba bağlı haklardan yararlanamayacağı açık olup, davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair somut bir delil ibraz edilemediği gibi esasen güven ilişkisi nedeniyle faturaları iade etmediği yönündeki beyanı karşısında satılanı mevcut haliyle kabul ettiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Alacağa ve takibe esas satım faturalarının kayıtlara alınarak, çek ve makbuzla kısmi ödeme yapılmasına ve ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin delil ibraz edilememesine ve alacağın faturaya dayalı olup, likit bulunmasına göre ilk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 188,78 TL harcın, alınması gerekli olan 755,12 TL harçtan mahsubu ile bakiye 566,34‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 16,20 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021