Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/4 E. 2020/136 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/4
KARAR NO: 2020/136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2016/569 Esas – 2017/871 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine Mart 2015 dönemine ilişkin hak edişlere ve hak ediş bakiyelerinin tahsili için icra takibine girişildiğini, takibin davalının itirazı sonucu durduğunu, davalının … ve yine … Topluluğu bünyesinde hizmet veren dava dışı … A.Ş. ‘nin taşıma işini ihale ile aldığını, müvekkilinin de davalının vermekte olduğu bu hizmeti kendi araçlarıyla, davalı adına sağladığını ve her ay hak ediş tutarı kadar fatura kestiklerini, davalı firmanın … nezdinde yapılan taşıma ihalesini kaybetmesi nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini, davalı firmanın, sözleşmesinin sona ermesinin akabinde, müvekkiline yeni çalışacakları- taşıma yapacakları yeri göstermeyerek sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan edimini yerine getiremediğini, müvekkilinin ihaleyi kazanan …den gelen teklifle aynı işe aynı güzergahlarda … adına devam etmeye başladığını, bunun üzerine davalının, Mart 2015 ayı hak edişlerini sözde cezai şarta mahsuben ödemediğini belirterek davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili firma bünyesinde çalışan davacının aradaki sözleşmede yer alan açık hükümlerine rağmen, usulüne uygun olarak bildirim yapıp iş bırakmadan başka bir şirkete geçerek çalışmaya başladığını, bu durumun sözleşmenin 4.3. maddesinde yer alan cezai şartı doğurduğunu, davacının talebinin cezai şart miktarından mahsubu neticesi ile müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin sadece … işi için imzalandığı, bu sözleşmenin davalıdan kaynaklanan sebeplerle sona erdiği, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, sözleşme fiilen ve hukuken ortadan kalktığına göre davacının davalı ile çalışma zorunluluğu bulunmadığı, sözleşmede lokasyon belirlendiği, işin tanımının yer olarak sınırlandığı, davacının davalının daimi çalışanı olmadığı, davalı başka bir güzergahtan iş gösterse dahi davacının Adapazarı … Güzergahı dışında çalışma zorunluluğu bulunmadığı, ihaleyi alan firma ile çalışmasının davalıyı zarara uğratmadığı kabul edilerek davalının cezai şartın mahsubuna ilişkin talebinin yerinde olmadığı, davacının düzenlediği fatura bedellerinden sözleşme gereğince, akaryakıt bedelleri düşüldükten sonra bakiye 3.180,66 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 3.180,66 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişecek oranlarda avans faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olduğundan davacı lehine kabul edilen tutaru üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, reddedilen kısım için yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki araç çalışma sözleşmesinin tek bir güzergah için yapılmadığını, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, sözleşmede öngörülen cezai şart koşullarının gerçekleştiğini, bu nedenle sözleşmeye göre, müvekkilinin cezai şart alacağını davacının dava konusu hak edişlerinden mahsubunda haklı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin katılmalı istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin feshine davalı kendisi sebebiyet verdiğinden cezai şart talep edemeyeceğini, ayrıca, akaryakıt bedellerinin müvekkil alacağından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, akaryakıt bedellerinin zaten müvekkili hesabından kesilmiş olmakla ve ayrıca sözleşmede buna ilişkin net bir hüküm olmadığından alacağın tamamına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, yolcu taşıma sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada alınan bilirkişi raporunda, davacı ile davalı arasındaki kayıtlara göre, ticari ilişkinin önceki yıllardan geldiği, 2015 yılında ilk kayıt 05.01.2015 tarihinde davalının 2.821,73 TL nakit ödemesi ile başladığı, 30.04.2015 tarihi itibariyle davalı firmanın davacıya 12.875,05 TL borçlu olduğu, davacının 2015 yılı kapanış hesaplarında ise, 4 firmadan alacağı bulunmakta olup, bunların arasında davalı firmanın bulunmadığı, davalının kayıtlarına göre ise, 22.04.2015 tarihi itibari ile davacıya 3.180,66 TL borçlu görünürlen 04.05.2015 tarihinde davacı adına düzenlemiş olduğu 5.000 TL tutarlı cezai şart alacağını, davacının alacağından mahsubu sonucunda, davacıya borcu görünmediği, hatta 1.819,34 TL davacıdan alacaklı olduğu görülmüştür. İşbu dava dosyasına ve gerekse icra takip dosyasına sunulan dava konusu faturaların altının davacı tarafça kaşelenip imzalanmış olduğu görülmüştür. Kapalı fatura, ödemeye karine teşkil edeceğinden aksini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Hal böyle olunca, dava konusu faturaların kapalı olarak düzenlenmiş olduğuna ve gerekse davacının kendi ticari defterlerinde bu faturalara yönelik davalıdan alacağının görünmemesine göre, davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar tesisi doğru değildir. Davacı takip alacaklısı, olmayan alacağını icra takibine konu etmesinde kötü niyetli kabul edildiğinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın reddine ve davalı yararına %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ;KOCAELİ 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin: 2016/569 Esas – 2017/871 Karar sayılı ve 14/12/2017 tarihli kararının HMK 353(1)b-2 uyarınca KALDIRILMASINA; 1-Davanın reddine, 2-Davacı alacaklı davalı aleyhine icra takibine girişmekte haksız ve kötü niyetli olduğundan dava konusu 9.186,40 TL alacağın %20 si oranında hesaplanan 1.837,28 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,3-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan harçtan peşin yatırılan 110,96 TL harcın mahsup edilerek bakiye 56,56 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarfedilen tanık ücreti 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avanslarının, karar kesinleştiğinde iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının Hazineye gelir kaydına; b-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı gideri ve 31 TL posta gideri olmak üzere toplam 129,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Artan gider avanslarının, karar kesinleştikten sonra iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1).a maddesi uyarınca KESİN olarak karar verildi.