Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/399 E. 2021/689 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/399
KARAR NO: 2021/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2018/704 Esas – 2019/203 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 2015 yılından itibaren devam eden ticari ilişkide ayakkabı ürünlerinin davalıya teslim edildiği, faturalara göre oluşan cari hesap nedeniyle davalıdan 443.635,17 TL alacağın bulunduğu, ihtar gönderilerek ödenmesi istenmişse de; davalı tarafından ödeme yapılmadığından, alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilice süresinde verilen cevap dilekçesi olmamakla beraber yargılama sırasındaki beyanlarında özetle; davacının alacağının bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkili tarafından temin edilen deri, aksesuar ve ayakkabı kutularının davacıya teslim edildiği, davacı tarafından üretilen ayakkabıların yurt dışına ihraç edildiği, davacının müvekkili şirket muhasebe elemanına ve dava dışı şirkete gönderdiği mesajlardan anlaşılacağı üzere bir kısım ödemelerin ve deri, aksesuar gibi malzemeleri için müvekkili tarafından düzenlenen faturaların davacı defterlerinde görünmediğinin davacı tarafından kabul edildiği, inceleme yapıldığında bu ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığının görüleceği ayrıca müvekkili tarafından düzenlenen faturalara göre davacının hiç bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, takip konusu alacak davacı defterlerinde kayıtlı olduğu gibi davalının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacının 443.635,00 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra davalı tarafından düzenlenen 11/07/2018 tarihli bir adet, 12/07/2018 tarihli iki adet olmak üzere toplam üç adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacıda kayıtlı olmadığı, takipten sonra düzenlenen faturaların eldeki davada değerlendirilemeyeceği ve borcu sonlandırdığının kabul edilemeyeceği ancak yeni bir dava konusu olabileceği, davacının, davalıdan 443.635,00 Tl alacaklı olduğu gibi davacı tarafından keşide edilen ihtarname ile davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ve işlemiş 14 günlük faiz alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; taraflar arasındaki ticari ilişkide faturaların günü gününe düzenlenmediğine ilişkin uygulamanın göz ardı edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı, rapora karşı itirazların değerlendirilmediği ve ek rapor alınmadığı, bilirkişi tarafından, taraflar arasındaki yazışmaların açık ve anlaşılır olmaması nedeniyle değerlendirilmediğinin belirtildiği, salt defterler dikkat alındığından davacının kayıt dışı işlemlerinin ortaya çıkmadığı ve alacaklı olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu tüm işlemlerin dava dışı Rus şirketi … için üretilen ve ihraç edilen ayakkabılarla ilgili olduğu, ibraz edilen yazışmaların işleyişi anlatan nitelikte bulunduğu, davacının yazışma içeriklerine hiç bir itirazda bulunmadığı, davacı defterleri incelenirken müvekkili tarafından kesilmiş başkaca deri faturasının olup olmadığının araştırılması gerektiği böylece hükmedilen alacak kadar ayakkabı üretmesi için derinin bulunup bulunmadığının tespit edilebileceği, müvekkili tarafından davacıya bu kadar mal üretecek kadar deri teslim edilmediği, ayakkabıların bedelinin davacı tarafından müvekkiline fatura edildiği, buna karşılık müvekkili tarafından da derilerin davacıya fatura edildiği ve davacıya fason üretim işçilik bedeli ile kullanılan aksesuarın bedelinin bankadan ödendiği, fason üretim sürecinde müvekkili tarafından derilerin … adlı firmadan alındığı ve bedelinin ödenerek davacıya teslim edildiği, ayrıca üretimde kullanılan kutularında davacıya teslim edildiği, buna göre müvekkilince davacıya hammadde faturası kesildiği, davacının da ihraç kaydı ile müvekkiline KDV’siz fatura düzenlediği, ihracatın yapılmasının ardından müvekkilinin ihracat belgeleri ile davacının KDV iadesi aldığı, davacı ve çalışanı tarafından müvekkili şirket muhasebe elemanına gönderilen 19/03/2018 tarihli whatssapp mesajlarının yukarıda anlatılan ticari ilişkiyi kanıtlar nitelikte bulunduğu, bu mesajlarda davacı tarafından açıkça deri faturalarının kesilmesini istendiği ve müvekkili tarafından düzenlenen ve mahkemece kabul edilmeyen üç faturanın bu faturalar olduğu, taraf defterleri incelendiğinde, müvekkili şirket kayıtlarında deri , aksesuar ve kutu faturaları ve buna ilişkin ödemelerin görüleceği, davacı şirket kayıtlarında ise bulunmadığının anlaşılacağı, ibraz edilen yazışmalardan müvekkilinin davacıya borcunun olmadığının görüldüğü, tüm yazışmaların çözümü için bilişim uzmanı ve ayakkabı sektörü uzmanı bilirkişiler dahil edilerek daha kapsamlı rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken bu hususular araştırılmadan karar verildiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, tarafların 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olup, devam eden açık hesap ilişkisinde her iki taraf defterinde de 2017 yılından 2018 yılına devreden alacağın 31.951,32 TL miktarında bulunduğu, 2018 yılı itibarıyla düzenlenen davacı faturalarının ve davalı ödemelerinin yine her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının kendi defterlerine göre, davalıdan 443.635,17 TL, davalının defterlerine göre ise 444.373,78 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davaya esas icra takibi 03/07/2018 tarihinde yapılmıştır. Takip tarihi itibarıyla tarafların birbirini teyit eden ticari defterlerine göre davacının alacaklı olduğu anlaşılmasına rağmen takipten sonra 30/09/2018 tarihi itibarıyla davalının kendi defterlerine göre, davacıdan 35.915,43 TL alacaklı olduğu saptanmış olup, taraf defterleri arasındaki bu farkın, davalı tarafın takipten sonra düzenlediği11/07/2018 tarihli ” ayıp nedeniyle zarar” açıklamalı 31.293,60 TL bedelli bir adet, 12/07/2018 tarihli “deri, kürk, yazlık taban” cinsi emtiaya ilişkin 412.139,01 TL tutarlı ve aynı tarihli benzer içerikli 36.856,60 TL bedelli toplam üç faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince isabetli olarak belirtildiği üzere, itirazın iptali davası takibe sıkıya sıkıya bağlı bir dava olduğundan kural olarak alacağın takip tarihi itibarıyla belirlenmesi gerekir. Takipten sonra düzenlenen faturaların dikkate alınması mümkün değildir. Somut olayda, davalının takipten sonra düzenlediği deri ve aksesuar satımı ve reklamasyon faturalara dayalı olarak davacıya borcunun bulunmadığı aksine alacaklı olduğu savunmasının iş bu davada değerlendirilebilecek bir husus olmayıp, başka bir davanın konusunu oluşturabileceği tartışmasızdır.Davalı vekilince, taraflar arasındaki ticari ilişkide, ayakkabı üretiminde kullanılan deri ve ambalaj kutularının fatura karşılığında davacıya teslim edildiği, bedelinin de banka yoluyla davacıya ödendiği, teslim edilen deri ve kutulara göre, davacının alacaklı olduğu tutar kadar ayakkabı üretimi yapmasının mümkün bulunmadığı, taraf defterleri incelendiğinde, deri teslimine ilişkin faturaların ve ödemelerin davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı da kayıtlı olmadığının anlaşılacağı, davacı ve çalışanı tarafından gönderilen 19/03/2018 tarihli mesajlara göre, teslim edilen derilere ilişkin faturalarının davacı tarafından talep edilmesi üzerine düzenlendiği ayrıca bu yazışmalarda davacının alacaklı olmadığını açıkça ikrar ettiği ileri sürülerek taraf defterlerinin ve mesajların incelenmediği ileri sürülmüşse de; mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek takip tarihi itibarıyla davalının defterlerine göre davacının alacaklı olduğu, başka bir anlatımla takip tarihine kadar tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile uyumlu bulunduğunun tespit edilmesi, davacının 19/03/2018 tarihli mesajından sonraki tarih olan 31/05/2018 tarihi ve takip tarihi itibarıyla davalı defterlerinde davacının alacaklı görünmesi ve davalı tarafından, ticari defter ve kayıtlarında yer almayan bir ödemeye ilişkin ticari defterlerle aynı kuvvet ve mahiyette kabul edilebilecek yazılı bir belge veya dekontun ibraz edilmemesi ya da delil listesinde açıkça yemin deliline dayanılmaması hatta istinaf aşamasında dahi savunmasını doğrulayacak başkaca delilinin sunulamaması, takip tarihinden sonra düzenlediği reklamasyon ve deri faturalarına göre alacaklı olup olmadığının bu davada tartışılamayacak olması karşısında; ilk derece mahkemesince davalı defterlerinde davacı alacağı olarak görülen tutarın hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalının yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2–Davalı vekili tarafından yatırılan 7.610,00 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 30.459,00TL karar harcından mahsubu ile bakiye 22.849,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/06/2021