Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/396 E. 2021/771 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/396
KARAR NO: 2021/771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2015/331 Esas – 2018/1036 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışı kargo taşımacılığı alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, davalı …nin talebi üzerine verilen hizmet neticesinde fatura karşılığı 38.463,48 TL alacağı bulunduğunu, davalı borçluya ait taşıma işlerini gerçekleştirdiklerini, söz konusu sözleşmeden kaynaklanan hizmet bedelini ödemediklerini, alacağın tahsili için defalarca müracaat edildiğini, hiç bir şekilde olumlu netice elde edilemediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, ancak borçlunun itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalı borçlunun borca, faize ve itirazının haksız olduğunu, hizmet bedelinin ödenmemesi ve faize itirazının kötü niyetli olduğunu, verilen hizmetin likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, 25.12.2013 tarihli hesap ekstresi uyarınca takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğunu açıklanan nedenlerle davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli borca, faize itirazlarının iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Davacı ile davalı arasında tasdikleri süresinde yapılmış, usulüne uygun tutulmuş ve bu nedenle de davacı lehine delil hüviyeti bulunan davacı taraf defterleri uyarınca davacı ile davalı arasında icra takibinde talep edilenden daha yüksek oranda bir cari açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkinin toplamda 133.226,44 TL olduğu, bunun 94,762,96 TL’lik kısmının davalı tarafça ödendiği ancak davalının yurt dışına davacı aracılığıyla gönderdiği ve havayolu taşıma senedine dayalı mantar emtiasının, davacı tarafça taşıtılmış olmasına rağmen davalının taşıma senediyle uyumlu davacıdan sadır olan fatura bedellerinin ödenmemiş olduğu, itirazının soyut, ticari deftelerini bilirkişi incelemesine sunmaması davaya cevabının bulunmaması nedeniyle münkir olmasına rağmen usulüne uygun ve lehine delil olan davacı defterleri uyarınca ve diğer dosya ekleri ile birlikte davacının davalıya hava yolu ile taşıma hizmeti sunduğu, hizmetin gereğini ifa ettiği ancak davalının hizmetin karşılığı olan ödeme edimini yerine getirmediğini, bu haliyle davacının iddiasının subuta erdiğine kanaat getirildiğinden davalı tarafın itirazının iptali ile takibin aynı şartlarla devamına ilişkin davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Kabul edilen dava değerine göre, davacı alacağının, takip dayanağının faturalara ilişkin olması, davalı tarafça borcun bilinebilecek olması, likit olması nedeniyle takdiren %20 oranında hesaplanan 7.692,69 TL inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, bu şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taşıma sözleşmesine konu ürünler taze katran mantarı davacı tarafça , ürünlerin Ehime/ Japonya ‘ya taşınması, herhangi bir bildirimde bulunmaksızın taşınma gününün değiştirildiğini, bildirim yapılmaksızın taşınma gününün değiştirilmesi sebebiyle malların bozulmasını önleyici herhangi bir önlem de alınamadığını, müvekkilinin halihazırda taşıma ücretini peşin vermesi sebebiyle zarara uğradığını, davacının alacak iddiasına dayanak gösterdiği faturalar hukuki anlamda kabul edilebilir belgeler olmamakla birlikte müvekkilinin borçlu olduğunu da göstermediğini, faturaların ispat gücünden uzak olup kabul edilmediğini, davacı tarafından usulüne uygun olarak alacağın muacceliyetine ilişkin çekilmiş bir ihtarnamenin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğinden mücerret alacak için takip açılması ve faiz istenmesinin haksız ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin ticari defterleri incelenmeksizin karşı taraf lehine delil teşkil ettiğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taşımaya konu malların bozulup bozulmadığı, davacı faturalarının alacağa ispata elverişli olup olmadığı, alacağın muaccel olup olmadığı, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmemesinin eksik inceleme olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 04/03/2013 tarihinde imzalanan sözleşme ile müşterinin …’nin yurt içi ve yurt dışında taşıma servisi verdiği bölgelere özel kargo taşımacılığı hizmetlerinden yararlanarak gönderi yapabilmesi kararlaştırılmıştır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında açık hesaptan kaynaklanan alacak açıklaması ile 38.463,48-TL üzerinden icra takibi başlatılmış, yapılan itiraz üzerine icra takibi durmuştur. Eldeki dava itirazın iptali istemiyle açılmıştır. Mahkemece taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş, ancak davalı taraf ticari defterlerini belirlenen inceleme gün ve saatinde talimat mahkemesine sunmamıştır. Davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre ise, 2013 yılı cari hesap ekstresine göre iş hacmi 133.226,44 TL’ye ulaşmış, bunun 94.762,96 TL’si davalı tarafından ödenmiştir. Bu ödemelerden sonra davacının takip tarihi itibariyle 14 adet faturadan kaynaklı 38.463,48 TL bakiye alacağının kaldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Ayrıca bilirkişi tarafından davalının ihracatçı olarak Japonya’ya davacı vasıtasıyla taze mantar gönderdiği ve buna ilişkin olarak davalının ihracat yükleme talimatı, davacının hava yolu taşıma senedi ve davacının faturalarının birbiriyle uyumlu olduğu hususları tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 128. Maddesine göre, süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır. Davalı taraf davaya cevap vermemiş olduğuna göre anılan yasal düzenleme gereğince davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları inkar etmiş sayıldığının kabulü gerekir. Her ne kadar davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde taşıma sözleşmesine konu ürünlere ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmaksızın taşıma gününün değiştirildiği ve malların bozulmasını önleyici herhangi bir önlem alınamadığını, taşıma ücretinin peşin verilmesi sebebiyle de zarara uğradığını iddia etmiş ise de, süresinde cevap dilekçesi verilmediğinden gerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi aşamasında ve gerekse istinaf aşamasında davalının yeni vakıalara dayanması mümkün değildir. Bu nedenle malların gecikmeli taşındığı ve bu sebeple telef olduğunun bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiğine ilişkin savunmaya itibar etme olanağı yoktur. Faturalar tek başına ticari ilişkiyi ispata elverişli olmamakla birlikte, dosyada mevcut taşıma senedi ve ihracat yükleme talimatının davacının düzenlediği takibe konu alacağı oluşturan faturalarla uyumlu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması ve ayrıca davalının bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde taşıma sözleşmesine konu taze katran mantarı ürününün taşınmasının gerçekleştirildiğini kabul etmiş olması karşısında davacı tarafın taşıma hizmetini sunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede, müşterinin fatura tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde ödemeyi yapmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra TBK’nın 90. maddesine göre, ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Bunun sebeple alacağın muaccel olması için ayrıca bir ihtarname çekilmesine gerek yoktur. Gerek sözleşmedeki düzenlemeye göre gerekse TBK’nın 90. maddesine göre davacının alacağının muaccel olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olmakla birlikte, belirlenen inceleme gün ve saatinde davalı tarafça ticari defterler sunulmadığına göre mahkeme tarafından eksik inceleme yapılarak davacı tarafın delillerine göre davanın sonuçlandırıldığı yönündeki savunmaya da itibar etme olanağı yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 660,00 TL harcın, alınması gerekli olan 2.627,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.967,44 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 67,50 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/06/2021