Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/382 E. 2021/1034 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/382
KARAR NO: 2021/1034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2013/232 Esas – 2018/1166 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan toptan satış sözleşmesi ile ticari ilişki kurulduğunu, ayrıca müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş.’nin davalı şirketten olan alacağının 7.000.000 TL lik kısmını temlik aldığını, davalının temlike konu alacağı müvekkiline ödemediğini, davalı şirketin müvekkili şirkete doğmuş ve doğacak borçları için müvekkili lehine diğer davalı … … tarafından taşınmazı üzerinde 1.500.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davalılara keşide edilen ihtara rağmen temlik alınan ve 30.06.2012 tarihi itibariyle 6.389.079,64 TL olan alacağın ödenmemesi üzerine, alacağının tahsili için davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin davalıların yetkiye ve borca itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, davalılardan … AŞ vekili bilirkişi raporuna beyanlarında, ipoteğin taraflar arasındaki toptan satış sözleşmesi kapsamındaki alacakları teminat kapsamına aldığını, dolayısıyla temlike konu alacağın bu kapsam dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalıların yetkiye itirazlarında, yetkili icra dairesi bildirilmediğinden ve taraflar arasında imzalanan Toptan Satış Sözleşmesinin 14.maddesinde ve Resmi Senedin 11.maddesinde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı anlaşıldığından, yetkiye itirazlarının yerinde görülmediği, takip konusu ipotek, yapılmış ve yapılacak sözleşmeler ile doğmuş ve doğacak alacakları teminat altına aldığına göre üst sınır (limit) ipoteği olduğu, takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki Toptan Satış Sözleşmesinden dolayı bir borcun bulunmadığı ancak, davalı borçlu şirketin temlik eden dava dışı … A.Ş.’nin davacı şirkete temlik ettiği alacaktan dolayı 6.389.079,64 TL borcunun bulunduğu, takip konusu ipoteğin niteliği ile ipotek resmi senedi içeriğindeki “…yapılmış ve yapılacak sözleşmeler ile doğmuş ve doğacak borçlar…” biçimindeki ibareler birlikte değerlendirildiğinde, temlik alınan alacağın (davalı şirketin temlik edene olan borcunun) da takip konusu ipoteğin teminatı kapsamında kaldığının kabulü gerektiği, bu durumda, Toptan Satış Sözleşmesi dışında ancak, temlik alınan alacak kapsamında kaldığı anlaşılan alacağın tahsili amacıyla borçlu şirket ve ipotek veren 3.kişi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ipoteğin taraflar arasında akdedilmiş olan toptan satış sözleşmesi kapsamında doğmuş veya doğacak belirli bir alacak için kurulmuş bir ipotek olduğunu, bu sözleşme dışındaki alacakların bu kapsamda, icra takibi ve dava konusu edilen temlik alacaklarının iş bu ipotek kapsamında olmadığını, taraflarca ana para ipoteği olarak kabul edilen bir ipotek içerisine, temlik alacaklarının konulamayacağını, dosyada alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin aksi yönünde karar verildiğini, ayrıca temlik sözleşmesine konu alacağın dayanağı olan faktoring işlemlerin yönetmeliğe uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takibe yapılan itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında 31.05.2008 tarihinden 31.05.2009 tarihine kadar geçerli toptan satış sözleşmesinin akdedildiği, diğer taraftan taraflar arasında akdedilen bu sözleşmeye ve akdedilecek sözleşmelere istinaden davalı şirketin davacı şirkete gerek asaleten ve gerekse kefaleten her nevi doğmuş ve/veya doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, diğer davalı …’in taşınmazı üzerinde, 1.500.000 TL bedelle ipotek tesis edildiği, davalı şirket ile dava dışı … AŞ arasında akdedilen 16.08.2007 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden davalının faturaya bağlı alacaklarını faktoring şirketine devir ve temlik ederek, faktoring şirketinden dövize endeksli finansman sağladığı, faktorin işlemlerinden kaynaklanan bu alacağın 7.000.000 TL’lik kısmını davacının dava dışı faktoring şirketinden 26.12.2011 tarihli temlik sözleşmesi ile devir ve temlik aldığı, temlik alınan bu alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğu ihtilafsızdır. 17.10.2008 tarihli ipotek akit senedinde, “… AŞ ile … AŞ arasında akdedilmiş ve akdedilecek sözleşmelere istinaden adı geçen lehine gerek asaleten ve gerekse kefaleten her nevi doğmuş ve doğacak borçlarından ve ayrıca Medeni Kanun’un 875. Maddesinin 2 ve 3 numaralı bentlerine göre saptanacak borçlarda belirtilen meblağdan ayrı, ona eklenmek ve bu ipoteğin kapsamına dahil olmak kaydıyla borçların faiz, komisyon kdv ve sigorta ücretleriyle, ayrıca sözleşmelerde, taahhütnamelerde borçlulara ait olan her nevi giderin; borcun takibi için kanuni takibe geçildiği takdirde, bu yüzden yapılacak her nevi masraflar ile birlikte takip konusu meblağın %10’u oranında vekalet ücretini, gider vergisini ve borçlulara aidiyeti hususunda mutabık kalınmış olunan cezaevleri resmi ve telalliye ücretinin tahsilini temin ve her türlü teferruatı ile birlikte…toplam 1.500.000 TL için … AŞ lehine..” ipotek tesis edilmiştir. Miktarı henüz belli olmayan alacaklar için de ipotek kurulması mümkün olup, ancak bunun için alacağın belirli (muayyen) olması ilkesi gereğince, taşımazın yükümlü sayılacağı üst miktarın belirlenerek tapuya kaydedilmesi gereklidir. Bu açıklamalar ışığında, ipotek akit tablosundaki anlatımlara göre, 1.500.000 TL limitli üst sınır (maksimal) ipotek olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, mahkemenin de kabulü bu yöndedir. Temlik tarihi itibariyle davalı şirketin dava dışı faktoring şirketine 3.671.469,62 Usd karşılığı 6.935.378,97 TL borçlu olduğu, dava dışı faktoring şirketinin bu alacağını davacıya temlik ettiği, davacının 30.06.2012 tarihi itibariyle “… hesabından temlik hesabına..” açıklaması ile 134.932,41 Usd tutarında bir mahsubun yapıldığı ve bu mahsuptan sonraki hesap bakiyesinin 3.536.717,21 Usd karşılığı 6.389.079,64 TL olduğu, davacı tarafından davalılara keşide edilen 17.07.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile 30.06.2012 tarihi itibariyle 6.389.079,64 TL borcun 3 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin her iki davalıya tebliğ edildiği, ihtarname ve gerekse takip tarihi itibariyle toptan satış sözleşmesinden kaynaklı herhangi borcun bulunmadığı dosyada alınan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. 17.07.2012 tarihli muacceliyet ihbarının davalı borçlu şirkete ve taşınmaz maliki 3. kişi davalı …’e tebliğine ilişkin tebliğ mazbataları dosyaya kazandırılmış olmakla, takip şartının sağlandığı görülmüştür. Esasen uyuşmazlık, dava konusu temlik alınan alacağın ipotek teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasına toplanmaktadır. İpotek akit senedinde, taraflar arasında akdedilmiş ve akdedilecek sözleşmelere istinaden asaleten ve gerekse kefaleten her nevi doğmuş ve doğacak borçların teminat kapsamında kaldığı belirtilmiş olmasına göre, temlike konu faktoring sözleşmesinden kaynaklı alacağın, davacı ile davalı şirketin taraf olduğu sözleşmeden kaynaklanmadığı gibi, temlik sözleşmesine de davalı şirketin taraf olmadığı da gözetildiğinde, temlik sözleşmesine konu alacağın ipoteğin kapsamında kalmadığının kabulü gerekir. Ayrıca, taraflar arasındaki toptan satış sözleşmesinden kaynaklı herhangi borcun bulunmadığı, her ne kadar yargılama sırasında davacı tarafça sunulan 31.12.2012 tarihli faturaya dayalı olarak davalı şirketten cari hesaptan dolayı alacaklı olunduğu ileri sürülmüş ise de, faturanın takipten sonra düzenlenmiş olması ve “Nezdimizdeki cari hesabınıza ilişkin faiz bedeli” açıklamalı bu faturanın dayanaklarına dosyada rastlanılmadığı da gözetildiğinde, davalı şirketin satış sözleşmesinden dolayı dava ve takip tarihi itibariyle davacı şirkete borcunun bulunmadığı dosya kapsamı itibariyle sabittir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince, kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE 2-Davacı tarafından yatırılan 16.421,05TL peşin harçtan 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 16.361,75TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca takdir ve tayin olunan 85.300,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı şirkete verilmesine, 4-Davalı taraf yargılama aşamasında herhangi bir masraf yapmadığınından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına 5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine 7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı şirket vekilince yatırılan 25.617,00 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 33,83 TL olmak üzere toplam 155,13 TL yargılama masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 8-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.