Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/379 E. 2021/750 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/379
KARAR NO: 2021/750
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/849 Esas – 2018/1030 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılardan … arasında sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı tarafından davacı müvekkiline iskontolu olarak malzeme verileceğini, buna karşılık müvekkilinin bu davalıya avans olarak dava konusu çekin de içinde bulunduğu toplamda 510.000,00-TL tutarında çeklerin avans olarak verildiğini, yapılan harici sözleşmeye göre bu çeklerin ciro edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu davalının aldığı avansa rağmen malzemeleri teslim etmediğini belirterek bu davalı ile çeki ciro olarak alan davalılara karşı menfi tespit talebinde bulunmuştur.
CEVAP: Davalı … Ltd. Şti ile davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Eldeki dava ile Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı davasının mükerrer olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı …’ın çekteki cirosunun şirket çalışanı olması nedeniyle tahsile yönelik olduğunu, müvekkili şirket yönünden ise sebepte mücerretlik ilkesi gereği davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Davacı tarafından bir fotokopisi dosyaya sunulan 07/05/2016 tarihli adi matbu yazılı tek sayfalık protokole göre, davacı ile davalılardan … arasında batarya ve yedek parça satımının kararlaştırıldığı 2016 yılı fiyat listesinden %65 iskonto ile davalının davacıya bu malları temine edeceği, bu mallara mukabil davacının toplamda 510.000,00-TL tutan bir kısım çekler ile birlikte dava konusu çeki de davalı …’ya avans olarak verdiği anlaşılmıştır. Yine bu sözleşmede çeklerin ciro edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.Davalı … tarafından usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen karşılığı avans olarak alınan malların davacıya teslim edildiğine dair davaya savunma getirilmediği gibi, delil de sunulmamıştır. Bu nedenle dava konusu avans çeki nedeniyle davacının davalı …’ya borcunun doğmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar yönünden ise bu davalıların çekte ciranta ve hamil oldukları görülmektedir. Bilindiği üzere kambiyo senetleri iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki ciranta ve hamiller yönünden sebepten mücerrettir. İyi niyetli üçüncü kişilere karşı esas ilişkiden kaynaklanan defiler ileri sürelemez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 3. Maddesine göre kanunun iyi niyete sonuç bağladığı durumlarda iyi niyetin var olduğu karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla davalılar … ve …’in karine olarak iyi niyetli olduğunu kabul etmek gerekir. Bu kanuni karine karşısında bu kişilerin iyi niyetli olmadıklarının ispat külfeti davacı taraftadır. Ne var ki davacı taraf bu davalıların iyi niyetli olmadıklarını ispat edemediği gibi mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu davalı şirketin davacı ile gerçek bir ticari ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiden dolayı alacaklı pozisyonda bulunduğu, dava konusu çeki de alacağa karşılık ciro aldığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davanın … yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … firmasına protokol uyarınca avans olarak verilen çeklerin cirolanmış olduğunu, dava konusu çekinde davalı …e cirolandığını, bu firmanında çeki ortağı davalı …’a ciroladığını, davalıların kötü niyetli olarak olmayan bir alacağı tahsil etmeye çalıştıklarını, bilirkişi raporunun çelişkili ve yüzeysel olduğunu, davalı …un defterlerinin incelenmediğini, davalı …e ait çek bordrosu ile yevmiye kayıtları arasında farklılık bulunduğunu, yevmiye defterinde çeklerin borca mahsuben alındığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, davalı …’ın dava konusu çeki almış olmasının hiç bir gerekçesi olmadığını, diğer davalının kötüniyetli ortağı olduğunu, davalılara herhangi bir borcun bulunmadığını, ispat yükünün davalılarda olduğunu, davalıların kötü niyetli olarak davacıyı zarara uğratarak haksız kazanç elde etme gayesinde olduklarını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davaya konu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıların çeki kötüniyetli olarak iktisap edip etmedikleri, davacının çek nedeniyle davalılara borçlu olup olmadığı noktasındadır. Davacı ile davalı … arasında imzalanan 07/05/2016 tarihli protokol ile, toplam bedeli 510.000,00 TL olan 9 adet çek karşılığında, batarya ve yedek parçaların 2016 yılı fiyat listesinden %65 iskonto ile davacıya sevkedileceği, davalı …’ya avans olarak verilen çeklerin ciro edilemeyeceği ve siparişler gönderilmez ise çeklerin iade edileceği kararlaştırılmıştır. 07/05/2016 tarihli protokolde geçen çekler arasında bulunan davaya konu 50.000,00 TL bedelli ve 0139423 seri numaralı çek … Tavşanlı Şubesinde tanımlı hesaptan davacı tarafından davalı … lehine 30/09/2017 tarihinde keşide edilmiş ve çek sırasıyla …, … ve … tarafından ciro edilmiştir. Dava konusu çeke dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davalı … tarafından davalı … ve davacı … hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatılmıştır. Kambiyo senetleri kıymetli evrak niteliğinde olup, illetten mücerretlik ilkesi kambiyo senetleri için de geçerlidir. Buna göre, kıymetli evrak, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyuttur. Kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kıymetli evrakın geçerliliğine etkili olmaz. Senet temel borç ilişkisinden soyutlanarak, bağımsız bir varlık kazanmaktadır. TTK’nın 818/1-e maddesinin atfı ile çekler hakkında da uygulanacak olan TTK’nın 687/1. Maddesi, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun, şeklinde düzenlenmiştir. Davacı ile davalı … arasında temel ilişki bulunmakla birlikte, diğer davalılar … ve … bu temel ilişkiye taraf değillerdir. Dolayısıyla davacının, davalı … ile arasında bulunan temel ilişkiden kaynaklanan def’ilerini çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmaları hali dışında davalılar … ve …’a karşı ileri süremez. Bu kapsamda davacının, davalılar … ve …’ın çekin avans çeki olduğunu ve karşılığında mal teslimi yapılmadığını bile bile davacının zararına iktisap ettiklerini ispatlaması gerekir. Zira genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükü senet borçlusundadır. Çekin bedelsiz olduğunun bilinmesi gereken an, çekin iktisap edildiği andır. Dosya kapsamı itibariyle davacı tarafça, davalılar … ve …’ın dava konusu çeki, bedelsiz olduğunu bilerek devraldığı ve davacıyı zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiği ispatlanamamıştır. Dolayısıyla mahkemece davanın … ve … yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosya kapsamı itibariyle davaya konu çek hakkında, …ya husumet yöneltilerek 27.01.2017 tarihinde Tavşanlı 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2017/41 E. Sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı dosyasının UYAP ortamından incelenmesinde; davanın 27/01/2017 tarihinde açıldığı, davacının … Ltd Şti, davalının … Ltd. Şti, …-…, … olduğu, davacı tarafça bir kısım çeklerle birlikte dava konusu … Tavşanlı Şubesine ait 30/09/2017 düzenleme tarihli … çek numaralı 50.000,00-TL bedelli çekten dolayı, menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 20/09/2020 tarihinde, asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu ve bu sebeple kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davaya konu çekten dolayı davalı … Ltd. Şti. aleyhine Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı dosyası ile açılan dava görülmekte iken işbu davanın açıldığı, davaların tarafları, dava sebepleri ve netice-i taleplerinin aynı olduğu anlaşıldığına göre HMK’nın 114/ı maddesi uyarınca derdestlik halinin mevcut olduğu açıktır. Bu nedenle davalı … Ltd. Şti. Hakkındaki davanın, derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Derdestlik kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olup, HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın kendiliğinden araştırır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davalı … Ltd. Şti. yönünden derdest başka bir dava bulunduğu gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davalı … Ltd. Şti. yönünden davanın derdestlik nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın davalı … Ltd. Şti. yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE; davalılar … ve … Çubuk San. Tic. Ltd. Şti. yönünden ayrı ayrı REDDİNE, 2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, 3-Mahkemenin 13/10/2017 tarih ve 2017/849 esas sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalılar … Ltd. Şti ile davalı … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.850,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafın istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın reddine karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2021