Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/376 E. 2021/654 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/376
KARAR NO: 2021/654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI: 2017/638 Esas – 2018/380 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı tasfiye halinde … A.Ş’den 3.633.-USD tutarında alacaklı olduğunu, bu alacağını 27.12.2010 tarihli temlik sözleşmesi ile davalı şirkete temlik ettiğini, temlik sözleşmesinde müvekkillerinin muhatap, davalı şirket temlik alan ve dava dışı …’ın ise kurum olarak adlandırıldığını, aynı temlik sözleşmesi İle … A.Ş.’nin ibra edilmiş ve müvekkillerine imza ettirilen virman talimatı gereği … A.Ş, Konya Şubesi … numaralı hesabındaki alacağın, davalı şirketin … numaralı hesabına virman yapıldığını, temlik sözleşmesinin 4.3. maddesi gereğince temlik alan davalı şirketin, temlik aldığı tutarı 28.06.2011 tarihinden başlayarak ve 28.05.2014 tarihine kadar 36 ay vadeli seri taksitler halinde ve her bir taksiti ödeme tarihindeki TCMB döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davacılara ait banka hesabına ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak tüm taksitlerin vadesi geçtiğini, davalı şirketin bugüne kadar davacılara ödeme yapmadığını ileri sürerek 3.633 USD alacağın temlik sözleşmesinde yazılı vade tarihleri itibariyle en yüksek USD mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Somut olayda dava dışı temlik veren … A.Ş’nin faaliyet izninin BDDK’nın 10/02/2001 tarihli 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı ve finans kurumunun tasfiye sürecine girdiği, … A.Ş’nin tasfiye sürecine girmesinden sonra davalı şirket ile aralarında sözleşme düzenleyerek finans kurumundaki tüm hak ve alacakların davalı şirkete devrine karar verildiği, her ne kadar sözleşme başlığı “Alacağın Temliki” ise de, borçlunun değişmesi nedeniyle borcun nakli işleminin söz konusu olduğu, bu şekilde taraflar arasında kâr ve zarara katılma ortaklığı ilişkisi bulunduğu, hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa hak talebinde bulunulabileceği, finans kurumunun hâla tasfiye halinde bulunduğu, tasfiye sonuçlanıp kar ve zarar durumu belirginleşmediğinden alacak talebinde bulunulamayacağı, bu şekilde dava tarihi itibariyle tasfiye sonuçlanmadığından alacağın muaccel hale gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; … AŞ’nin temlik sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle … A.Ş. hakkındaki tasfiye sürecinin beklenmesine gerek olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan alacağın temliki sözlemesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. HMK.’nın 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık nedenleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki 27.12.2010 tarihli “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin içeriği incelendiğinde; davacının dava dışı …ndan olan 3.633 USD alacağını davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır. Bu temlik karşılığında davalının davacıya 36 taksitte toplam 3.633 USD ödemeyi taahhüt ettiği, taksitlerin 28.06.2011 tarihinde başlayıp 28.05.2014 tarihinde sona erdiği, en son taksit tutarı 133 USD olup, kalan diğer taksit tutarlarının 100 USD olarak kararlaştırıldığı görülmüştür. Temlik tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nın 162.maddesi uyarınca, kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızasını almaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir. Aynı Yasa’nın 163.maddesi uyarınca temlik sözleşmesinin yazılı yapılması gerekir. Aynı Yasa’nın 173.maddesinde borcun nakli düzenlenmiş olup bir borçluya karşı yapılan, borcun nakli taahhüdü, müteahhidi ya borcu tebliğ etmek yahut alacaklının rızasını istihsal ederek borcu üzerine almak suretiyle borçlunun beraetini tahsile mecbur eder. Bu durumda, taraflar arasında imzalanan sözleşme niteliği itibariyle alacağın temliki sözleşmesi olup, davalı taraf taksitler halinde ödeme yapmayı taahhüt etmiştir. Sözleşmede, … AŞ taraf olmadığı gibi, taksitlerin ödenmesinin adı geçen finans kurumunun tasfiye sürecinin sonuçlanmasına bağlanmadığı görülmüştür. Bu açıdan mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Ne var ki, davacıların temlik sözleşmesine konu yaptıkları alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Davacının bankadaki alacağının davalıya temlikinden doğan alacağın artık bankacılık işleminden kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi bir tüketici işlemi de sayılmaz. Uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı BK’nın 162. ve devamındaki maddeler (6098 Sayılı TBK’nın 183 vd.) uygulanacaktır. (Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/12/2013 tarih ve 2013/9126-2013/22795, 19/10/2015 tarih ve 2015/9772-2015/10702, 12/10/2015 tarih ve 2015/7717-2015/10326 ile 04/04/2016 tarih ve 2015/14950-2016/3539 E.K. sayılı emsal ilamları bu yöndedir) Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan uyuşmazlığın ticari dava olarak kabulü ile Asliye Ticaret Mahkemesince sonuçlandırılması isabetli görülmemiştir(HGK’nın 21/03/2019 Tarih, 2017/11-2630 Esas ve 2019/328 Karar sayılı İlamı). 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun HMK’nın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Açıklanan bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dairemizce görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının, HMK.’nın 353(1)a-3 uyarınca usulden KALDIRILMASINA, 1- Kararı veren mahkemenin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, 2- HMK’nın 20. Maddesi uyarınca, taraflardan birinin, görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile İHTARINA, 3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca harç ve istinaf aşaması dahil yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama harç ve giderlerinin davanın açıldığı mahkemece karara bağlanmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara resen tebliğine, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davacıya iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.