Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/365 E. 2021/707 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/365
KARAR NO: 2021/707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2018
NUMARASI: 2017/992 Esas – 2018/1357 Karar
DAVA: Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, davalının ihale neticesinde satın aldığı taşınmazı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … nolu satış dosyası üzerinden tahliye ettirdiğini, taşınmazdan icaren tahliye edilen dişçi koltuğu, masa, elbise askısı, buzdolabi, mutfak eşyaları, tüp, koltuk, röntgen cihazı, su sebili, sehpa, sandalye ve kompresör gibi çok sayıda ve farklı niteliklerde oldukça yer kaplayan eşyayı muhafaza edilmek üzere, müvekkilinin deposuna teslim edildiğini, buna ilişkin olarak 17/09/2015 tarihli yediemin teslim zaptı ve ücret sözleşmesi imzalandığını, buna göre, teslim alınan mallar için günlük ücretin 20,00 TL olarak belirlendiğini, teslim tarihinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen müvekkilinin 775 günlük birikmiş yedieminlik ücretinden kaynaklanan 14.550,00 TL’lik alacağının ödenmediğini ileri sürerek 14.550,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin Küçük-çekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı satış dosyası üzerinden satın aldığı taşınmazın 17/09/2015 tarihinde cebri icra yoluyla tahliye edildiğini ve tahliye edilen eşyaların yediemin teslim tutanağı ile davacıya teslim edildiğini, yedieminlik ücretinin tespitinde Adalet Bakanlığı’na Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi’nin uygulanmasının gerektiğini, buna göre ödenecek ücretin 2.820,00 TL olarak hesaplandığını, davacının talep ettiği yedieminlik ücretinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümlerinin ve bu sözleşmede belirlenen yedieminlik ücretinin geçerli sayılmasının gerektiği, sözleşmenin kuruluş aşamasında tahliye edilen menkul malları saklanmak üzere davacı yediemine bırakan yetkili alacaklı vekili 950,00 TL peşin ödeme yapmak suretiyle günlük olarak belirlenen 20,00 TL yedieminlik ücretini kabul ettiği, buna göre saklanacak malların davacıya bırakıldığı ve yedieminlik sözleşmesinin imzalandığı 17/09/2015 gününden 01/11/2017 tarihine kadar geçen 775 gün için beher gün 20,00 TL ‘den 15.500,00 TL yedieminlik ücreti tahakkuk ettiği, peşin ödenen 950,00 TL’nin mahsubundan sonra tahsili gereken bakiye 14.550,00 yedieminlik ücreti alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin sözleşmenin tarafı olmadığını, vekilinin müvekkil adına böyle bir sözleşme yapma yetkisinin bulunmadığını, müvekkilin daha sonradan böyle bir sözleşmeye onay vermediğini, dolayısıyla ortada geçerli bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğini, aksi durumda dahi, Adalet Bakanlığı Ücret Tarifesinin Uygulanması gerektiğini, genel işlem şartına aykırı olarak matbu olarak düzenlenen sözleşme hükümlerine dayanılamayacağını, yediemin ücret sözleşmesi imzalatılırken hileye başvurularak Adalet Bakanlığına bağlı adli yediemin olunduğu ve tarife hükümlerinin uygulanacağının söylendiğini, hakkaniyet indirimi yapılmadığını, davacının yediemin ücreti alacağı konusunda mallar üzerinde rüçhan hakkı bulunduğunu, öncelikle bu hakkını kullanmak suretiyle malların satışını talep edip alacağını bu yolla tahsil etmesi yoluna başvurması gerekmekteyken direkt olarak müvekkile karşı alacağın tahsili yoluna başvurmasının açıkça usule aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TBK 561 vd maddelerine dayalı olarak yediemin ücreti (saklama ücreti) alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Satış Dosyası ile 08.06.2015 tarihinde ihale satışından almış olduğu taşınmazı yine aynı dosya kapsamında 17.09.2015 tarihinde tahliye ettirdiği, tahliye ettirdiği, taşınmazdan tahliye edilen dişçi koltuğu, masa, elbise askısı, buzdolabi, mutfak eşyaları, tüp, koltuk, röntgen cihazı, su sebili, sehpa, sandalye ve kompresör gibi çok sayıda ve farklı niteliklerde ev ve büro eşyasının muhafaza edilmek üzere, davacının deposuna teslim edildiği, yediemin teslim zaptı – ücret sözleşmesi başlıklı sözleşmenin davalı vekili ile davacı arasında düzenlendiği, günlük 20,00 TL yedieminlik ücretinin taraflarca kabul edildiği, ayrıca yediemin ücretine mahsuben 950,00 TL peşin depo ücretinin ödendiği, bu durumda, davalı vekili Av. … tarafından imzalanan sözleşme geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağlamaktadır. Ayrıca, sözleşme yapma özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine geçerlilik tanınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır ( Bu konuda emsal karar için Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.11.2016 tarih, 2016/8016 Esas-2016/15109 Karar sayılı ilamı). Öte yandan, saklama sözleşmesine konu eşyanın mahcuz mal olmadığından, yedieminin alacağını tahsil yoluna gitmeden önce malların satışını talep etme zorunluluğunun bulunmadığı, hile iddiasının kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin önceden hazırlanmış ve genel işlem koşulu niteliğinde bulunması nedeniyle geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, davalı taraf aleyhine, onun durumunu ağırlaştıran hükümler içermediği, dava konusu alacağın davacı tarafından verildiği sabit olan saklama hizmetinde kaynaklandığı, yediemine tevdi edilen eşyaların niceliği, niteliği, kapladığı hacim, kaldığı süre, fazladan özen yükümlülüğü gerektirmesi, olayı çevreleyen hal ve şartlar gözetildiğinde, yedieminlik ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmasına gerek olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararına yönelik davalının bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Bu nedenle istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 248,47 TL’nin alınması gerekli olan 993,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 745,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 15,75 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.