Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/361 E. 2021/745 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/361
KARAR NO: 2021/745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2016/590 Esas – 2018/1156 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki taşıma anlaşmasına göre, 72 saati aşan beklemelerde günlük 150 USD üzerinden bekleme faturası kesileceği, müvekkilinin yüklemede oluşan 95 gün ve boşaltmada oluşan 16 gün olmak üzere toplam 111 gün bekleme için 30/07/2015 tarihli 16.833,48 TL bedelli faturayı düzenleyerek davalıya 17/08/2015 tarihinde teslim etmesine rağmen bedelinin ödenmediği, bu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bekleme ücreti ödeneceğine ilişkin bir anlaşma bulunmadığı, müvekkili tarafından imzalanan bir sözleşme olmadığı, faturanın tebliği edildiği iddiasının doğru olmadığı, davacı ile yaşanan sorun nedeniyle artık çalışılmayacağının bildirilmesi üzerine bekleme faturasının kesildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında bekleme ücreti ile ilgili bir anlaşma olmadığı, taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu ancak CMR’de bekleme ücreti ile ilgili düzenleme olmadığından TTK 863. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği, anılan maddede, yazılı bir anlaşma olmasa bile makul süreyi aşan bekleme durumunda taşıyıcının bekleme ücreti talep edebileceğinin belirtildiği, gümrükteki beklemenin davalıdan kaynaklanmadığı, gümrükteki yoğunluk nedeniyle bekleme yapıldığı, bekleme ücretinin 24 saati aşan gecikmelerde tenteli römork için günlük 200 Euro ücretin makul ücret olduğu, davacı tarafından hazırlanan ve davalı tarafından itiraz edilmeyen araç seyir sistem çizelgesindeki uygulama dikkate alınarak ilk 72 saatten sonra günlük 150 USD bekleme ücretinin talep edilebileceği, bilirkişi kök raporunda yapılan hesapta yüklemede oluşan 66 günlük bekleme için 9.900 USD ücretin makul olduğunun açıklandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının sözleşmeye dayalı olarak fatura kestiği iddiasında bulunduğu, faturanın tebliği edilmediği, davacı firmanın müvekkilinin talimatı doğrultusunda hareket ettiği, taraflar arasında bir sözleşme olması halinde, hangi araçların taşıma yapacağı, sevkiyat gününün belirleneceği, davacının tek taraflı fatura ile haksız kazanç temin etme gayretinde bulunduğu, müvekkilinden kaynaklanan bir nedenle araçların bekleme yapmasının söz konusu olmadığı, bilirkişi raporunda CMR’de hüküm olmadığından TTK 863. maddesinin uygulanması gerektiği belirtilmişse de; anılan maddenin esin kaynağının CMR 17/4-c ve Alman Ticaret Kanunu 412. paragrafı olduğu, buna göre, yükleme ve boşaltmanın gönderilene yöneltilen bir yükümlülük olup, yükleme ve boşaltmanın taşımanın vazgeçilmez olgusu olduğu, makul süre için bekleme ücretinin istenemeyeceği, makul süreyi aşan süre için talepte bulunabileceğinin, taşıma senedi ile ilgili olarak TTK ile paralel düzenleme olmakla birlikte CMR 5/2 maddesinde eşyanın bölünerek birden fazla taşıta yüklenmesinin gerekli olduğu hallerde bunların farklı yükler olduğu için her çeşit araç ve her parti yük için ayrı sevk mektubu isteyebileceğinin düzenlediği, TTK da ise taşıma senedinin her iki tarafça imzalanmasının zorunlu tutulduğu, davacının bekleme ücreti isteyebilmesi için ihtar gönderilmesi gerektiği zira TTK 867. maddesinde, gönderen tarafından eşya süresi içinde yüklenmez veya yüklemenin başkasına ait olduğu hallerde eşyayı yükleme için hazır bulundurmazsa taşıyıcı, gönderene makul süre vererek eşyanın yüklenmesini veya hazır bulundurulmasını ihtar etmesi gerektiğinin açıkça düzenlendiği, verilen sürede gereği yapılmadığında taşıyıcının sözleşmeyi feshedilebileceği ve haklarının kullanabileceği, davacı tarafından gönderilen bir ihtar olmadığı gibi davacıya ait araçların müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle beklemesi kendi iradi davranışı olup, bekleme ücretinden müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; bekleme ücretinin hesaplanmasında gümrük çıkış tarihlerini esas alınmadığı, bu konudaki itirazların değerlendirilmediği, bilirkişilerce hesaplama yapılırken yükleme adresine varış ve fabrikadan çıkış tarihlerini esas alındığı oysa gümrük çıkış tarihinin esas alınması gerektiği zira gümrük işlemlerinin davalı tarafından yapıldığı ve gecikmeden davalının sorumlu bulunduğu, gümrükteki gecikmenin müvekkilinin riziko alanından kaynaklanmadığı, gümrük kapılarındaki yoğunluğun sadece transit süreyi etkileyeceği, sınır kapısındaki gecikmenin tablolara zaten eklenmediği, eksik hesap yapıldığı, yurt dışındaki gecikmenin nedeninin anlaşılamadığı gerekçesiyle boşaltmada geçen bekleme süresinin hesaba katılmadığı, varıştan sonra boşaltmaya kadar geçen sürede bekleme yapıldığı, araç seyir çizelgelerinin davalıya e-posta ile gönderildiği, sevkiyat için gönderilen araçların hangi tarihte fabrikaya geldiği, ne kadar beklediği, ne zaman yüklemeye girdiği ve sefere ne zaman başladığının davalını bilgisi dahilinde olduğu, davalının çizelgelere hiç bir itirazının bulunmamasına göre hesaplamanın buna göre yapılması gerekirken yapılmadığı, itirazların değerlendirilmediği ve icra inkar tazimatını reddi talebinin de yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, CMR hükümlerine tabi kara taşımasında taşınan emtianın bekleme ücreti nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı süresi içerisinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davalının göndericisi olduğu emtiaların davacıya ait araçlarla Rusya’ya taşımasının yapıldığı ve yükleme ile boşaltmanın davalı gönderici tarafından gerçekleştirildiği ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının, davalıdan demuraj ücreti talebinde haklı olup olmadığı konusundadır. Davacı taraf, bekleme ücreti için 30/07/2017 tarihli 16.650 USD bedelli faturayı düzenleyerek ticari defterlerine kaydetmiştir. Anılan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, yüklemede 99 gün, boşaltma sırasında 16 gün bekleme yapıldığı iddiasının davacı tarafından kanıtlanması gerekmekte olup, davacı, bu iddiasını ispat bakımından araç seyir sistem çizelgesine, e-posta yazışmalarına ve fatura tebliğine dayanmıştır. Davacı tarafından ibraz fatura tebliğine dayanak kargo belgesinde, ihtilaf konusu fatura bilgileri yer almadığından faturanın tebliğ edildiğine yeterli kanıt oluşturmadığı gibi esasen tek başına fatura tebliği de fatura içeriği hizmetin verildiği veya işin yapıldığı anlamına gelmeyecektir. Türkiye’den Rusya’ya yapılan taşımadan kaynaklı uyuşmazlıkta, CMR hükümlerinin uygulanması gerekirse de; bekleme (demuraj) ücreti ile ilgili olarak CMR ‘de açık bir düzenleme bulunmadığından, 6102 sayılı TTK hükümleri uygulama alanı bulacıktır. TTK 863. maddesine göre, yükleme ve boşaltmalarda, taşıyıcı, kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul süreden daha fazla beklemesi halinde uygun bir bekleme ücretine hak kazanacaktır. Somut olayda, davacı tarafından yüklemelerle ilgili olarak araçların seyrine ilişkin tüm bilgilerin e-posta yoluyla davalı ile paylaşıldığı ancak yurt dışı gümrük bölgesi ve boşaltma sırasındaki beklemeler yönünden davacının tek taraflı düzenlediği araç seyir çizelgesi dışında başkaca bir delilin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yüklemedeki bekleme süresi yönünden, taraflar arasındaki mail mail yazışmaları ile doğrulanan ve araç seyir çizelgesine itibar edilebilecekse de; boşaltmada, davacı tarafından tek taraflı düzenlenen araç seyir çizelgesi dışında makul sürenin aşıldığını ispata yarar hiç bir delil sunulamamasına göre boşaltmada makul süreden daha fazla bekleme yapıldığı iddiasının kanıtlamadığı sonucuna varılmalıdır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davacıya ait araçların yükleme sırasında TTK 863. maddesi anlamında, 72 saatlik makul süreden fazla olacak şekilde toplam 66 gün beklediği, UND verileri ve sektörel uygulamalara göre davacının günlük bekleme ücreti olarak talep ettiği 150 USD’nin kadri maruf bulunduğu ve 66 günlük bekleme bedelinin 9.900 USD olarak saptanması karşısında, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin yerinde bulunmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 59,30 TL karar harcından mahsubu ile bakiye 14,9‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3- Davalı vekili tarafından yatırılan 432,00 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 2001,75 TL karar harcından mahsubu ile bakiye1569,00‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2021