Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/36 E. 2020/129 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/36
KARAR NO: 2020/129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2015/149 Esas 2018/289 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı … A.Ş nin üretcisi, diğer davalının satıcısı olduğu ve müvekkilince satın alınan boyaların ,inşa ettiği taşınmazın yan ve arka cephelerinde kullanıldığı ve boyanan cephelerde çatlama ve renk farklılıklarının meydana gelmesi nedeniyle davalılara bildirim yapıldığı, davalı … A.Ş nin görevlendirdiği uzman tarafından yapılan incelemede boyada sorun olmayıp, kullanıcı hatası veya alt malzemeden kaynaklı olarak çatlakların oluştuğunun belirtildiği, başka markalı boyalarda bu sorunun yaşanmadığı dolayısıyla boyanın ayıplı olduğunu ileri sürerek zayi olan alt malzeme için 12.500 TL, boya bedeli olarak 4.500 TL, kurulan iskele nedeniyle 1.600 TL işçilik bedeli olarak 13.500 TL ve kar kaybı için 5.000 TL olmak üzere toplam 37.100 TL zararın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesin talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevabında, davacı tarafından satın alınan boyaların ayıplı olmayıp, davacının hatalı kullanımından kaynaklandığını savunmuştur. Diğer davalı cevap dilekçesi veya herhangi bir beyan dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yaptırılan inceleme sonucu alınan kök ve 1. ek raporda, çatlakların oluştuğu alanlarla oluşmadığı alanlar karşılaştırılarak bu alanlarda kullanılan malzeme farklılığından yola çıkılarak, kullanılan taş cephe kaplamalarına yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden kaynaklandığının belirtildiği, boyanın ayıplı olup olmadığının tespiti için alınan 2.ek raporda da, bu hususun boyanın ayıplı olduğu anlamına gelmeyip ,her dış cephe malzemesinin her dış cephe boyası ile uyumlu olmadığı, olayda da bu durumun meydana geldiği, boyanın kullanılacağı zemin ve şartlara göre seçim yapılması gerektiği, çatlakların nedeninin boyanın kullanıldığı alan ve zeminle uyumlu olmamasından ve uygulamanın yeterince iyi yapılmamasından kaynaklandığının açıklandığı belirtilerek benimsenen bilirkişi raporlar ı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Yapılan keşfe göre düzenlenen kök raporda, boyanın ayıplı olduğu ve davacı zararının 20.000 TL olduğu, 1. ek raporda da, aynı hususun tekrarlandığı, 2.ek raporda ise, boyanın ayıplı olmayıp kullanıcı hatasından ve uygulamadan çatlakların meydana geldiğinin açıklandığı ve uygulamanın astarın 1/5 oranında inceltilerek kullanılması gerekirken 1/7 oranında inceltme yapılıp kullanıldığı ve taş yüzey ile mantolama yapılan yüzey için aynı boyanın kullanılmaması gerektiğinin belirtildiği oysa astarın 1/5 oranında inceltilerek kullanıldığı, bizzat davalı … tarafından düzenlenen müşteri şikayet formunda, problemin yüzeyden ileri geldiğinin açıklandığı astarın inceltilme oranı ile ilgili bir tespit olmadığı gibi davalının bu yönde bir beyanda bulunmadığı, çatlamaların tüm cephede değil, bölüm bölüm oluştuğu, inceltme hatası olsaydı tamamında çatlak oluşması gerektiğinin açık olduğu ayrıca binanın tüm yüzeyinin mantolama işlemine tabi tutulduğu dolayısıyla taş yüzey ve mantolama yapılan yüzeyde aynı boyanın kullanılmaması gerektiğine ilişkin tespitin de yanılgıdan ibaret bulunduğu, mantolama yapılmayan taş yüzeyin olmayıp kullanılan mantolama malzemesinin taş motifli olduğunu, yağmur suyu plastik borusundaki uygulamanında da çatladığını belirterek yetersiz bilirkişi raporuna göre verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava , satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı … A.Ş nin üreticisi, diğer davalının satıcısı olduğu dış cephe boyasının kullanıldığı yerde çatlamalar olduğunu buna göre boyanın ayıplı olduğunu ileri sürmüş, davalı … A.Ş boyanın ayıplı olmadığını çatlamaların yüzeyden veya kullanım hatasında kaynaklandığını savunmuş diğer davalı ise davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle dava reddedilmiş ve karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355.maddesi uyarınca ,ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak kamu düzenine aykırılık yönünden ise resen yapılmıştır. Taraflar arasında, satım sözleşmesinin bulunduğu satıma konu boya malzemesinin davacı tarafından dış cepheye uygulanmasından sonra arka ve yan cephelerdeki 508 taş desen ve 511 kırık taş desen kaplamalar üzerinde boya çatlaklarının oluştuğu ve davacı tarafından ayıp ihbarının yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dış cephede oluşan çatlakların, satıma konu boyanın imalatından kaynaklı bir ayıptan veya uygulama yapılan zeminden yahut uygulama hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkindir. Mahallinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 19/12 2015 havale tarihli bilirkişi kök raporunda, taşınmazın 508 taş desen ve 511 kırık desen cephe kaplama ve su borularında çatlakların bulunduğu, çatlakların yanlızca astar ve boya katmanlarını kapsadığı, derinliğinin olmadığı, boya tabakasının kabuk olarak yüzeyden kalktığı, yalı baskı kaplama malzemesi üzerindeki taş kaplama yüzeyinde çatlakların oluşmadığı, problemin astar ve boya altındaki yüzeylerden kaynaklanmadığı, zararın taş cephe kaplamalara yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden kaynaklandığı ve zarardan davalıların sorumlu olup, davacının zararının 20.000 TL olduğu açıklanmıştır. 13/04.2016 tarihli 1. Ek raporda ,kök rapordaki açıklamalar tekrar edilmiş ve çatlakların boyadan kaynaklanmayıp, astar boyanın, taş cephe kaplamalara ve boyaya uyumlu olmamasından kaynaklandığı, müşteri şikayet raporunda belirtilenin aksine yüzeyden ileri gelmediği zararın, desenli taş kaplamalara yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden oluştuğu ve davacının 20.000 TL zararından davalıların sorumlu bulunduğu ifade edilmiştir. 28/02 2018 tarihli 2. Ek raporda da, kök ve ek raporun teknik inceleme bölümünde zararın, kullanılan taş cephe kaplamalara yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden kaynaklandığının belirtildiği, teknik anlamda aynı görüşü taşıdıkları, hukuki değerlendirme yapılırken boyanın ayıplı olduğunun açıklanıp zarardan davalıların sorumlu olduklarının ifade edildiği, her iki raporun teknik inceleme kısmında çatlakların boyanın ayıplı olmasından kaynaklandığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, taş kaplamalarda çatlakların meydana geldiği, diğer kısımlarda çatlakların oluşmadığı buna göre taş zemin üzerine yeterince uygun olmayan astar ve boya kullanılmasından çatlak oluştuğu bu hususun boyanın ayıplı olduğu anlamını taşımadığı ,her dış cephe boyasının her zeminde kullanılmasının uygun olmaması ve taş kaplama yüzeyinin ısı absorblamasının farklı olması nedeniyle çatlakların meydana geldiği açıklanmıştır. İlk derece mahkemesince, yukarıda içeriği özetlenen kök raporda, zararın, kullanılan taş cephe kaplamalarına yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden kaynaklandığı ve davacının zararından davalıların sorumlu olduğunun belirtildiği, 1.ek raporda da, aynı açıklamalara yer verilerek 508 Taş desen ve 511 kırık taş desen kaplamaların yüzeylerindeki çatlakların, astar boyanın taş kaplamalar ile boyaya uyumlu olmamasından kaynaklandığı , zemine uygun olmayan astar ve boya özelliğinden ileri geldiği ifade edilmesine rağmen kök rapordaki gibi davacı zararından davalıların sorumlu bulunduğu hususunun tekrarlanması nedeniyle mahkemece, kök ve 1.ek rapordaki açıklamalardan, boya malzemesinin üretiminden kaynaklı ayıp olup olmadığı tam olarak anlaşılamadığı gerekçesiyle 2. ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve anılan raporda da, boyadaki çatlama ve renk değişikliğinin yüzeyden kaynaklanmadığı gibi boyanın da ayıplı olmasından ileri gelmediği, zararın, taş cephe kaplamalara yeterince uygun olmayan astar ve boya özelliklerinden oluştuğu, bu ifadenin, boyanın ayıplı olduğu anlamına gelmediği her dış cephe astar ve dış cephe boyasının her zemine uygun olmayacağı anlamına taşıdığı, zemin ve şartlara göre seçim yapılması gerektiği ve taş cephe kaplamada kullanılan boya ve astarın kullanıldığı yüzeye uygun olmadığı şeklinde açıklanmıştır. Bu haliyle raporlar arasında esasa müessir bir çelişkinin bulunmadığı , her üç raporda da aynı tespitin yapılarak, dış cephede meydana gelen çatlakların davalı … A.Ş nin uzmanlarınca tespit edildiği gibi yüzeyden veya davacının iddiası doğrultusunda boyanın ayıplı olmasından değil, astar boyanın taş cephe kaplamalar ile boyaya uygun olmamasından kaynaklandığı başka bir anlatımla satıma konu astar ve boyaların taş cephe kaplamalı alanda kullanılmasının uygun bulunmadığı ,boyanın zeminle uyumlu bulunmadığı, her dış cehpe boyasının her zeminde kullanılamayacağı ifade edilmiş olmakla esasında raporların birbirini teyit ettiği ve tamamlayıcı nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır. Kök ve 1.ek raporda zarar hesabı yapılmışsa da, satıma konu boyanın imalatından kaynaklanan açık veya kullanımla ortaya çıkan gizli bir ayıp olup olmadığı tespiti yapılmadan zarar hesabı yapılmasının neticeye bir etkisinin olmadığı kabul edilmelidir. Nitekim ilk derece mahkemesince, anılan iki raporda, zararın, taş cephe kaplamalarına yeterince uygun olmayan astar ve boyanın özelliklerinden kaynaklandığı açıklaması yeterli görülmeyerek, boyanın ayıplı olup olmadığının kesin ve net bir biçimde belirlenmesi gerektiği kanaati ile yeniden ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve zararın , boyanın ayıplı olmasından kaynaklanmadığı tespitinden sonra yukarıda açıklanan gerekçeyle dava isabetli olarak reddedilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporlarına göre, satıma konu boyanın ayıplı olmadığı davacının zararının, boyanın ayıplı olmasından kaynaklanmayıp, boya ile dış cephe kaplamasının uyumlu olmaması nedeniyle oluştuğunun açıkça tespit edilmesinden sonra davanın reddine karar verildiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına ilk derece yargılamasına ilişkin olarak; YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020