Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/345 E. 2021/1057 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/345
KARAR NO: 2021/1057
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2017/721 Esas – 2018/1403 Karar
TALEP: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ticari defter ve diğer bir takım evrakın İstanbul’un tamamını etkileyen şiddetli sağanak yağışın ardından yaşanan sel felaketi neticesinde, Beyoğlu …aşa Mah. … Sok No: … adresinde bulunan binanın bodrum katında bulunan ve depo olarak kullanılan işyerinin sular altında kalması neticesinde ıslanmak suretiyle zayi olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 82/7 maddesinde tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi afet sebebiyle ziyaa uğraması halinde Ticaret Mahkemesi’nden evrakların ziyanına dair belge istenebileceğini, müvekkili firmaya ait olan ve doğal afet sonucu ıslanarak zayi olan defter ve belgeler hakkında zayi belgesi düzenlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince talep hakkında, “Davacı tarafın 24/07/2017 itibariyle su baskınını, zararı ve zayii öğrendiği tutanak ile tespit edilmiştir.Bu tarihten itibaren TTK 82/7 gereğince yasal 15 günlük süre 07/08/02017 tarihinde dolmuştur.Dava tarihinin ise 11/08/2017 olduğu gözetilerek; TTK.nun 82/7. Maddesinde ön görülen 15 günlük hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, 24.07.2017 tarihli müracaatı ” öğrenme tarihi ” olarak kabul etmesinin doğru olmadığını, bu tarihte müvekkili şirketin, defterlerinin bulunduğu depoyu su bastığını öğrenmiş ise de dava konusu defterlerinin zayi olduğunu bilmediğini, 18.07.2017 tarihinde vuku bulan sel felaketi sonucu Şişli İtfaiye Grup Amirliğine yoğun müracaat olduğundan davacı müvekkilinin, defterlerinin zayi olduğunu, İstanbul İtfaiye Grup Amirliğinin düzenlediği yazıyı, 31.07.2017 tarihinde alması ile bilgi sahibi olduğunu ve huzurdaki davayı, süresi içinde ( 18.07.2017 ) tarihinde açtığını, bu sebeple Mahkemenin davayı ret gerekçesi doğru olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğradığı iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zayi belgesi verilmesine konu defterlerin TTK’nın 82/7. Maddesinde sayılan veya bu sayılanlara benzer nedenlerden dolayı zayi olup olmadığı, zayi belgesi verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasındadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının 24/07/2017 tarihli görgü zaptı tutanağı ile 18/07/2017 tarihinde … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde bulunan bodrum katı 25 cm kadar su bastığı ve bir kısım evrakın ıslanarak zarar gördüğü tespit edilmiştir. Talep eden tarafça su baskınında zarar gören defter ve belgelerin zarar gördüğü iddiasıyla zayi belgesi verilmesi istemli olarak eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan kanuni düzenleme gereğince hak düşürücü sürenin tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır. Davacı taraf dilekçelerinde defterlerin bulunduğu depoyu su bastığını öğrense de dava konusu defterlerin zayi olduğunu İtfaiye Daire Başkanlığının 31/07/2017 tarihli yazısı ile öğrendiğini belirtmiştir. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının 24/07/2017 tarihli görgü zaptı tutanağında zarar gördüğü iddia edilen ticari defterlere ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra davacının zararın tespiti için bir inceleme yaptırdığını da iddia ve ispat edememiştir. Davacı tacir olup, TTK’nın 18/2. Maddesine göre her tacir basiretli bir iş adamı olarak hareket etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda şirketin ticari defter ve belgelerinin bulunduğu depoyu su basması halinde tacirin bu durumu olay günü vaya en geç ertesi gün öğrenmesi ve ayrıca zarar konusunda bilgi sahibi olması beklenir. Davacı taraf her ne kadar zararı itfaiye tutanağını aldıkları tarih itibariyle zararı öğrendiklerini beyan etmiş ise de, bu 24/07/2017 tarihli görgü zaptı tutanağı itfaiye olay tutanağı olmayıp, davacı adına iş takibi yaptığı beyan edilen …’ın başvurusu üzerine verilen bir belgedir. Davacı taraf su baskını sonucu zararı geç öğrendiği iddiasını ispata elverişli bir delili dosyaya sunmamıştır. Bunun gibi, ticari defterler üzerinde ziyaın belirlenebilmesi için inceleme yapıldığı ve öğrenme tarihinin bu nedenle olay tarihinden geç olduğu hususu da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu halde su baskını 18/07/2017 tarihinde meydana geldiğine göre davacının bundan dolayı oluşan zararı en geç birkaç gün içinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle dava hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır. Bu haliyle mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021