Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/342 E. 2021/738 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/342
KARAR NO: 2021/738
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2017/727 Esas – 2018/909 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 33.342,32-TL, Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.426,87-TL, Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.426,61-TL, Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.675,55-TL ve Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 1.678,51-TL olmak üzere toplam 39.548,83-TL’lik icra takibi başlatıldığını, icra dosyalarındaki diğer borçluların … Ltd. Şti ile bu şirketin sahibi ve yetkilisi … olduğunu, müvekkillinin davalı bankaya borçlu şirketin eski ortağı olduğunu, şirketteki hissesini Bakırköy … Noterliğinin 12.03.2013 tarih ve … yevmiye sayılı devir sözleşmesi ile devralan …’ya satıp devir ettiğini, şirketi devir alan … adlı şahsın İstanbul ilinde bulunan şirket merkezini 25/04/2013 tarihinde Adana iline naklettiğini, şirketi devralan şahsın şirketin … Ltd. Şti. olan ünvanının da … Ltd. Şti. olarak değiştirdiğini, davalı bankaya asıl borçlu olan şirket ile müvekkilinin fiili ve organik bir bağı bulunmadığını, … adlı şahsın davalı bankadan krediler kullandığını, temerrüde düşerek borçlarının ödemediğini, müvekkilinin asıl borçlu şirkete kefil olmadığını, kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde icra tehditi ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili, davacının asıl borçlu şirketin eski ortağı ve önceki kredilere kefil olmasından dolayı sehven davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, davacının dava konusu icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığını, davayı kabul ettiklerini, itirazla duran icra takipleri hakkında menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin UYAP aracılığıyla gönderdiği, 07/09/2017 ve 30/10/2017 tarihli cevap dilekçeleri ile dava kabul edildiğinden, davalı vekilinin incelenen vekaletnamesinde kabule yetkili olduğu, icra takiplerinin kötüniyetli yapıldığını gösterir delil elde edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu icra takiplerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü işlemi ön inceleme tutanağından önceye ait olmasına rağmen ilam vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiği halde hüküm fıkrasında avukatlık ücretinin tamamına hükmedildiğini, aynı şekilde Harçlar Kanunu md.22 uyarınca, yargılama giderlerinden ve harçlardan 1/3 oranında sorumluluk sözkonusu iken tamamından sorumlu tutulmanın hatalı olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davalının davayı kabulü doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştır. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Hakkı ihlal edilen bir kişi davacı olarak mahkemeye başvurup hukuki korunma talep edebilir. Ancak, davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava hakkına sahip bulunması mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli değildir. Dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir. Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında, bu arada menfi tespit davasında, davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası, Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) İİK.nun 72. Maddesinde, menfi tespit davasının takipten önce yada sonra açılabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenlenmeden, itiraz sonucu takibin durdurulması halinde dahi, borçlu borç tehdidi altında olup, menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğunun kabulü gerekir. Davacı vekilinin istinafı harç ve vekalet ücretine yöneliktir. İncelenen dosyada, davalı tarafça, ön inceleme duruşmasından önce dava kabul edilmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ”Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı 6. maddesinde; “Anlaşmazlık, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Bu durumda, ön inceleme aşamasından önce dava kabul edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1. maddesine göre, tarife ile belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesi doğru değildir. Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır. Anılan hüküm uyarınca, ilk celsedeki kabul nedeniyle harcın 1/3 oranında alınması gerekirken, tamamına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının harç ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 1-Davanın kabul nedeniyle KABULÜ ile Adana … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 33.342,32-TL., Adana …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 1.426,87-TL., Adana …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 1.425,61-TL., Adana …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 1.678,51-TL. ve Adana …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 1.675.55-TL. nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2- Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca, alınması gereken 2.701,58.TL harcın 1/3’üne tekabül eden 900,53 TL harçtan, peşin alınan 675,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 225,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-Davacı taraf lehine AAÜT’nin 6/1 maddesi gereğince, taktir olunan 4.700,37 TL nispi vekalet ücretinin 1/2’sine tekabül eden 2.350,19 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı + 675,40 TL peşin harç + 4,60.TL vekalet harcı + 124,50 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 835,90.TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Talep halinde kullanılmayan gider avansının, avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 675,4 TL (44,40.TL+631,00.TL) istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 8-Davalı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,5 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı olmak üzere; toplam 144,8 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.