Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/331 E. 2021/573 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/331
KARAR NO: 2021/573
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2018
NUMARASI: 2016/168 Esas – 2018/362 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline Nakliyat Emtia Abonman Poliçesi ile sigortalı emtianın … adlı gemi ile Portekiz’e taşınmak üzere konteynere yüklenerek tam eksiksiz olarak teslim edildiği, ancak Portekiz/Leixoes limanından kara yoluyla Barcelos’ta alıcının deposuna 07/05/2015 tarihinde ulaşan emtiaların tesliminde 4 paletinin ıslak olduğunun ve hasarın konteynerdeki delikten sızan sular sebebiyle meydana geldiğinin anlaşıldığı, hasar sonrasında yapılan ekspertiz incelemesi ile belirlenen hasar bedelinin sigortalısı … A.Ş tarafından alıcısına ödendiği akabinde müvekkilince sigortalıya ödeme yapılarak haklarına halef olunduğunu belirterek sigortalıya ödenen 15.922,14 TL tazminatın davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, süresinde yapılan bir bildirim olmadığı, davanın zamanaşımına uğradığı, hasarın meydana gelmesinde müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceği, davacının aktif husumetinin araştırılması gerektiği, ekspertiz raporunun kabul edilmediği, kara taşımasının müvekkilince yapılmadığı, hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin ortaya konulamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının aktif, davalının da pasif husumetinin bulunduğu, davanın süresinde açıldığı, davalının akdi taşıyan olup, hasarın, konteynerdeki delik ve yırtıktan giren sular nedeniyle meydana geldiği, sızan suyun deniz suyu olmamasının hasarın, davalının hakimiyetinde iken oluşmadığının kabulü için yeterli olmadığı, TTK1178. maddesine göre, hasardan davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada mevcut bulunan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği ve hatalı hüküm kurulduğu, İlk raporda konşimentoda hasar kaydının bulunmadığı ve süresinde hasar bildiriminin yapılmadığı belirtildiği, ikinci raporda ise müvekkilinin hem kara hem de deniz taşımasını yaptığı, CMR senedinde yer alan şerh sebebiyle bildirim şartının aranmayacağının açıklandığı, çelişkinin giderilmesi için alınan üçüncü raporda ise somut verilere dayanmayan beyanlar ile kanaat oluşturulduğu, Hükme esas alınan ekspertiz raporunda belirtildiği üzere, konteynerin Portekiz-Leixoes limanında tahliye edildiği gümrük işlemlerinin ardından CMR belgesi ile alıcı firma deposuna 07/05/2015 tarihinde getirildiği, ekspertiz incelemesinin kara yolu taşımasından sonra 20/05/2015 tarihinde yapıldığı, hasarın deniz taşımasında meydana geldiğinin kanıtlanamadığı, ayrıca süresinde yapılan bir ihbarın bulunmadığı, alıcının deposunda yapılan incelemenin de, kara taşımasından sonra yapıldığı, navlun faturasının deniz taşıması için düzenlendiği, kara taşımasının müvekkilince yapılmadığı, satımın CIF satış olması nedeniyle boşaltma sırasında hasar meydana gelmiş olsa bile müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı, mahkemece gerekçe olarak gösterilen konteynerin delik ve yamalı olması sebebiyle hasarın deniz taşıması sırasında olabileceği kanaatinin ihtimale dayalı olduğu, hasarın deniz taşıması sırasında olması durumunda bunun tutanağa bağlanacağının açık olduğu oysa byle bir tutanağın bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Nakliyat Abonman Sigorta poliçesine dayalı olarak dava dışı sigortalıya ödenen , deniz yolu ile taşınan emtiada hasar bedelinin davalıdan rücuan tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş,bu karara karşı davalı vekili süresinde istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. CIF satış türü, taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş olarak yapılan satış ve teslim şeklini ifade etmektedir. Buna göre, taşıma sözleşmesi satıcı tarafından yapılıp, alıcının taşıma sırasındaki hasar riskini karşılayacak sigorta poliçesinin de alıcı nam ve hesabına satıcı tarafından yaptırılması gerekmektedir. CIF kaydı satışta hasarın emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesi ile birlikte alıcıya geçmesi nedeniyle rizikodan sonra sigortacının sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması gerekmekte olup,bu koşullar altında sigortacının halefiyet hakkı doğacaktır.CİF satışa konu Poliçede sigortalı, satıcı olması durumunda satış yapan sigortalıya sigorta bedelinin ödenmesi, sigortalının mal bedelini tahsil edememiş olmasına bağlıdır. Davalı taraf,satımın CIF satım olması nedeniyle malın gemiye yüklenmesiyle hasarın alıcıya geçtiğini savunmuş ve istinaf nedeni yapmıştır. Somut olayda davaya konu poliçede sigortalı satıcı olup , 09/04/2015 tarihli satım faturası ve gümrük beyannamesindan taşımaya davaya konu emtianın satış şeklinin CIF, teslim şeklinin vesaik mukabili olduğu görülmüştür.Davacı tarafca alıcı firmadan temlikname alındığı ileri sürülmediği gibi salt taşıma sırasında emtia da oluşan hasar bedelinin dava dışı sigortalı-satıcı tarafından alıcıya ödenmesi üzerine sigortalıya ödeme yapılmasından sigortalının sigortalanabilir menfaatinin oluştuğu ve davacının halefiyet hakkının doğduğu sonucu çıkarılamaz. Vesaik mukabili ödemede satım bedeli ödenmeden mal alıcıya teslim edilemeyecek olup,taşımaya konu emtianin alıcısına teslim edildiği ihtilafsız ise de dosya kapsamına göre alıcının hasara uğrayan emtia bedelini dava dışı sigortalı -satıcıya ödeyip ödemediği hususu tespit edilememektedir. Buna göre mahkemece hasarın alıcıya geçtiği Cif satım nedeniyle sigortalı satıcıya yaptığı ödemede ,satıcının sigortalanabilir menfaati nedeniyle davacı sigorta şirketinin halefiyet hakkının doğup doğmadığı başka bir anlatımla dava da aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti yönünden alıcının bu satış ile ilgili varsa ödemelerinin belirlenmesi için dava dışı sigortalının ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilin istinaf başvurusunun kabulu ile HMK 353(1) a- 6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1) a- 6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalı tarafca yatırılan 271,90-TL istinaf peşin karar harcının talep halinde kendisine iadesine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi. 29/04/2021