Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/325 E. 2021/567 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/325
KARAR NO: 2021/567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2013/354 Esas – 2018/580 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, dava dışı … A.Ş. tarafından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/623 E., 2009/132 K. sayılı dosyası ile Fon’a devredilen …A.Ş. aleyhine açılan ve bilahere üstlenilerek müvekkili kurum tarafından takip edilen dava dosyasında; davacı şirketin … T.A.Ş. Karaköy ve Bebek Şubesi ile … nezdindeki hesaplarından, 1999-1998 yılları arasında …A.Ş. Eskişehir Şubesine gönderilen havalelerin alıcılarına ödenmediği, alıcıların hesabına geçmediği, bunun yerine havale alıcısının talimatı olmaksızın ve/veya sahte talimatlarla şube nezdindeki … (şirketin acentesi) ve/veya başka ilgisiz şahısların hesaplarına aktarıldığı, … ve/veya başka kişilere ödendiğinden bahisle açılan alacak davasının kısmen kabulü ile toplam 19.812,66-TL’nin avans faiziyle müvekkili kurumdan tahsiline karar verildiğini, sözkonusu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalılar hakkında ceza yargılaması başlatıldığını, davalılar banka çalışanları … acenta … vc diğer accnta çalışanları … hukuki ve cezai sorumluluklarının, SPK Denetleme Dairesinin 30.03.2000 tarihli Denetleme Raporu, BDDK Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanlığının 31.05.2001 tarih ve R-3 Sayılı Raporu ve Banka Teftiş Raporlarında etraflıca değerlendirilerek, suistimal ve usulsüz işlemlerdeki sorumlulukları açıkça tespit edildiğini, davalıların haksız ve usulsüz işlemleri neticesinde müvekkili kurum, dava dışı … A.Ş. tarafından başlatılan takip ve açılan dava neticesinde 121.069,31-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, … T.A.Ş. Eskişehir Şubesinde gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak banka aleyhine açılan davada banka aleyhine oluşabilecek borç ve yükümlülüklerin Mülga 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 14/6-c, 14/5- c, 15/3 maddeleri çerçevesinde müvekkili tarafından üstlenilmesine karar verilerek bu aşamadan sonra davanın müvekkili kurum tarafından takip edilerek sonuçlandırıldığını, müvekkili kurumun hukuki ihtilafa taraf olmuş ve icra dosyası fon kaynaklarından karşılandığını, dava konusu tutarın müvekkili tarafından ödenmiş olduğundan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde Fon alacağı haline geldiğini, davalıların birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri haksız eylemler neticesinde müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 121.069,31 TL’nin icra dosyasına ödenme tarihi olan 07.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, rücu alacağına dayanak davanın taraflarına ihbar edilmediğini, davacının zararın artmasına neden olduğunu, dava dilekçesinde, kimin eylemi nedeniyle, kimden hangi zararın tazmin edilmesi istendiğinin belli olmadığını, olayın esas failinin davalı … olduğunu, her iki müvekkilin de bankacılık işlemlerinde taraf olmadığını, davacının ödemiş olduğu faizlerden müvekkillerin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … davanın zamanaşımına uğradığını, doğduğu iddia edilen banka zararı ile tarafına isnat edilen iş ve eylemler arasında illiyet bağı bulunmadığını, çalıştığı dönemdeki işlerin yoğunluğu ve gün içinde çok sayıda havale gelmesi ve gerekse işlemi yapan diğer banka personelinin tecrübe ve deneyimi dikkate alındığında banka zararından sorumlu tutulamayacağını, olayda kusurunun bulunmadığını, bireysel menfaatinin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … vekili, müvekkilinin usulsüz işlemlerinin ya da hukuka aykırı talimatlarının bulunmadığını, müvekkilinin emniyeti suistimal suçundan yapılan ceza yargılamasında beraat ettiğini, BDDK, SPK ve Banka Teftiş raporlarında, müvekkili hakkında olumsuz tespit ve değerlendirmelerin bulunmadığını, işbu davaya dayanak alacak davasının müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle asıl alacak dışındaki işlemiş faiz ve ferileri vs. gibi hiçbir yan ödemeden sorumlu olmadıklarını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı …., davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 5411 sayılı kanunun 132.maddesine göre fon tarafından devralınmış alacakların fon alacağı haline geldiği, aynı kanunun 141.maddesine göre fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu, dava tarihi itibariyle bu 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, davacının davasının iş/hizmet akdine dayanmadığı, eylemin tek ve ortak olduğu, bu nedenle tüm davalıların yargılamalarının tek mahkemede yapılması gerektiği ve mahkemenin bu konuda görevli olduğu, SPK’dan aldığı yetki ile işlem yapan … A.Ş.’nin yetkili Eskişehir Acentesi … müşterilerinin hesaplarında açıklar oluştuğunun anlaşılması üzerine …’ün … acentesi ile sözleşmesini 28/10/1999 tarihinde feshettiği, aynı nedenle SPK’nın …’ün faaliyetlerini geçici olarak durdurduğu, … acentesi sahibinin davalılardan … olup oğlu olan davalılardan …’ı birinci derecede yetkili tayin ettiği, davalılardan … acente çalışanı olup tüm iş ve işlemleri fiilen yürüttüğü, … … acentesine … Karaköy ve Bebek Şubeleri tarafından gönderilen havalelerin alıcılarına ödenmediği, havale sahibi adına imza kopyalama veya sahte talimatlar düzenlenerek başka kişilere ödendiği veya üçüncü kişi hesaplarına geçirildiği, olayın aydınlatılması için SPK, BDDK ve … TAŞ tarafından yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen raporların hazırlandığı, … tarafından TMSF’ye karşı (…) İstanbul 1. ATM’nin 2007/623 E – 2009/132 K sayılı dosyasında uğranılan zararların tazmini için dava açıldığı, mahkemece 19.812,66 TL asıl zararın tazminine hükmedildiği, ilamın İstanbul …. İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasında takibe konulduğu, TMSF’nin 07/03/2012 tarihinde icra dosyasına toplam 121.069,31 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin davalılardan rücuen tazmini istendiği, zararın oluştuğu dönemde davalılardan … … Eskişehir Şubesi’nin müdürü, … aynı şubede cari işlemler sorumlusu olduğu, gerçekleşen zararda davalı …’ın iş yeri sahibi ve adam çalıştıran olarak, … iş yerinin birinci derecede ve tam yetkilisi olarak, … acentenin tüm iş ve işlemlerini yürütmesi, bunun yanında sahte imza atması, sahte talimatlar oluşturması nedeniyle, …’in banka şubesinin cari işlemler sorumlusu olarak gerekli özeni göstermemesi nedeniyle ve …’nun bankanın şube müdürü ve şubenin birinci derecede yetkilisi olması nedeniyle (şubede çalıştığı 30/09/1998 ve 01/09/1999 tarihleri arasında) kusurlu olup hukuki sorumluluklarının bulunduğu, gerçekleşen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, 121.069,31 TL’nin ödeme tarihi olan 07/03/2012’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı …’nun bu miktarın 93.296,09 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: A-Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan …’nun sorumluluk tutarı hesaplanırken davalı tarafın görev süresi nisbetinde tenkisat yapılarak belirlenen tutar hatalı ve eksik olduğunu, her ne kadar davalının görev süresi 01.09.1999 tarihinde sona ermişse de, zarar doğurucu işlemler devam etmiş ve davalının kusuru bu duruma sebep olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının bu davalı yönünden kaldırılmasını istemiştir. B-Davalılar … ve … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının davayı müvekkillerine ihbar etmeyerek zararın artmasına sebebiyet verdiğini, oysaki dava ilk açıldığında müvekkillerine ihbar etmiş olsaydı müvekkiller gerekli savunmaları yapacaklar ve ilk önce … Değerlerin zaten bu davayı açamayacağını zira olayda bir zarar varsa bunun oluşumuna sebebiyet verenin o davanın davacısının kendi işçisi olduğunu ileri sürerek belki de davanın reddini sağlayacaklarını, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan kimin ne kadar sorumlu olduğunu ayrıştırmadan müvekkilleri zararın tamamından sorumlu tuttuğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. C-Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ve diğer banka çalışanı yönünden iş mahkemeleri görevli olup, mahkemenin görevsiz olduğunu, aynı hukuki sebebe dayanmayan ve taraflar arasında filli ve hukuki bir irtibat bulunmayan taleplerin aynı dava içinde ileri sürülmesinin usule aykırı olduğunu, müvekkili banka personeline yüklenilecek bir kusurdan sözedilemeyeceğini, rücu davasına dayanak davanın ihbar edilmediğinden davacının zararın artmasına yol açtığını, davanın zamanaşımına uğradığını, banka zararını oluşturduğu iddia olunan işlemlerde müvekkilin, imza atma, talimat verme, yönlendirme vb. bir etkisinin olduğuna ilişkin hiçbir tespit olmadığını, müvekkilin sadece ilgili şubenin müdürü olması nedeniyle kusursuz olarak sorumlu tutulduğunu, bilirkişi raporuna itirazların karşılanmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. D-Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediğinden zararın büyümesine sebebiyet verdiğini, davacının müterafik sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davacının alacağını tüm davalardan müştereken ve müteselsilen talep etmesi de usul ve yasaya ve aynı zamanda hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu, davalı … hariç diğer davalılar, davaya konu edilen banka zararından doğrudan menfaat temin eden kişiler olduğunu, hüküm altına alınan avans faizi ve faiz başlangıç tarihi usul ve yasaya aykırı olduğunu, banka personeli ile banka müşterilerine karşı açılan davada aynı hukuki sebebe dayanmayan ve taraflar arasında fiili ve hukuki bir irtibat bulunmayan taleplerin aynı dava içinde ileri sürülerek müştereken sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, yetersiz bilirkişi raporune ve eksik incelemeye dayalı karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Davacı TMSF, dava dışı … A.Ş. tarafından, TMSF’ye devredilen … TA.Ş. aleyhine açılan ve bilahere TMSF tarafından üstlenilerek takip edilen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/623 E., 2009/132 K. sayılı dava dosyasında açılan alacak davasının kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, başlatılan takip neticesinde 121.069,31-TL ödeme yapmak zorunda kalındığını, davalıların birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri haksız eylemler neticesinde müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduklarını belirterek icra dosyasına ödenen tutarın davalılardan rücuen tahsilini istemiş, davalılar ise, davanın zamanaşımına uğradığını, rücu talebine dayanak davanın taraflarına ihbar edilmediğini, zararın artmasından davacının sorumlu olduğunu, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklana gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, eldeki rücu davasına konu, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/623 E., 2009/132 K. sayılı dava dosyasının davacısı tarafından 1998 ve 1999 yıllarında Eskişehir acentesi müşterileri adına gönderilen nakit havalelerin, gerçek havale alıcısı hesabına geçirilmediği, havale makbuzlarında usulsüzlükler bulunduğu, bazı makbuzların ise sahte olduğu iddiasıyla banka aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, ilama konu alacağın icra yoluyla tahsil edilmiş olduğu dosya kapsamıyla sabittir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, havalelerin gerçek havale alıcılarına ödenmemesinde veya onların hesabına geçmemesinde, hukuki bir yetkisi olmadan, acentenin tüm iş ve işlemlerini fiilen yürüten davalılardan …’ın asıl fail olduğu, acentenin yasal sahibi davalı …’ın iş yeri sahibi ve adam çalıştıran olarak diğer davalı …’ın ise acentenin işlerinin yürütülmesinde tam yetkili tayin edildiğinden hukuken sorumlu olduğu, davalı …’in ise, banka personeli olup, nakit ödemelerden sorumlu yetkili olduğu, usulsüz işlemlerin uzun zamana yayılması ve sürekliliği dikkate alınarak işini özenle ve dikkatle yapmadığından, diğer davalı …’nun ise, şubenin müdürü olup, şubenin tüm işlemlerinden sorumlu olduğu, süreklilik haline gelen usulsüz havale ödemelerinden oluşan zarardan, şubedeki görevi devam ettiği süreye kadar olan kısmından sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu raporda davalıların kusur oranlarının belirlenmediği, savunmalarının karşılanmadığı gibi, anılan rapora taraflar vekilleri tarafından gerekçeli de belirtilmek suretiyle ayrıtılı olarak itiraz edilmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesince itirazların değerlendirilmediği görülmüştür. O halde, ilk derece mahkemesince, taraflar vekillerinin rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmesi yönünden ek rapor ya da yeni bir bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınıp, deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, taraflar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1.a.6 md. uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran taraflar vekilleri tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Taraflar vekilleri tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.