Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/319 E. 2021/440 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/319
KARAR NO : 2021/440
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI : 2016/1292 Esas – 2018/1152 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, dava konusu çeki …. Ltd. Şti. ile olan ticari ilişki nedeniyle aldığını, müvekkilin çekin ibraz süresini beklerken çeki kaybettiğini/çaldırdığını, bunun üzerine çek zayi davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, davalı …..Ltd.Şti. çeki haksız ve hukuka aykırı olarak ele geçirdiğini, işbu çek ibraz gününde muhatap bankaya ibraz edildiğini ve daha sonra da davalı … Şubesine Ciro edildiğini, davalı banka tarafından takasa ibraz edildiğini, müvekkili ile davalı …..Ltd.Şti. arasında herhangi bir ticari ilişki ve/veya borç-alacak ilişkisinin bulunmadığı, müvekkilin kendisinden sonraki çek hamillerine karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, teminat karşılığında tedbir kararı verilmesi, dava komssu keşidecisi ….Ltd.Şti. olan 100.000,00 TL’lık çek nedeniyle davalılara borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı ….Ltd. Şti. müvekkilİ bankanın Söke Şubesi Kredili müşterisi olduğunu, muhatap … ait 100.000.00 TL’lık keşidecisi ….Ltd.Şti. olan dava konusu çek 19.07.2016 tarihinde diğer davalı …. Ltd. Şti. tarafından müvekkil bankaya teminat olarak verildiğini, davacı ile diğer davalı ….Ltd.Şti. firması arasında ticari ilişki olduğuna dair irsaliyeli fatura örneği ile sabit olduğu, yine bu durum mizan kayıtları ile de açıkça görüldüğü, dolayısıyla bu iki şirket arasında ticari ilişki olduğu son derece açık olduğu, dolayısıyla dava konusu çek iddia edildiği gibi haksız ve hukuka aykırı olarak ele geçirilmediğini gösterdiği, davacı anılan çekten dolayı borçlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.Davalı ….San. Ve Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “davalı banka ile dava dışı kredi lehtarı…Gıda arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeye istinaden çekin cirantası olan dava dışı şirkete nakit kredi kullandırılmış olduğu, kredi borçlarının zamanında ödenmemesi nedeniyle cari hesap kat edilerek usulüne uygun biçimde borçlunun temerrüde düşürülmüş olduğu, çek ibraz edildiği halde ödeme yasağı kararı nedeniyle ödenmediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere kambiyo senetleri illetten mücerrettir. Bu husus bir yana bırakılsa bile davalı bankanın … kullandırmış olduğu krediden dolayı alacaklı olduğu dikkate alındığında, davalı bankanın geçerli ve ciro silsilesi tam bir çekin yetkili meşru hamili olması nedeniyle ve davacı yanca bankanın iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu da ispatlanamadığından davacının söz konusu çekten dolayı borçlu olduğu, menfi tespit davasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Yine, dava konusu çek davacı ve davalı … arasında kurulan ticari ilişki sonucunda oluşan cari hesap borcuna karşılık davacı tarafından ciro edilmiştir. Dava konusu çekte davacının lehtar ciranta imzası mevcut olup, ciranta imzasına karşı bir itiraz olmadığı gibi çekin çalındığı iddiasında da bulunulmamıştır. Ayrıca davacı ve davalı şirket arasında ticari ilişki olduğuna dair irsaliyeli fatura örneği ve davalı şirketin mizan kayıtları da sabittir. Bu halde yerine getirilemeyen talimat gereği için tekrar yazışma yapılmasına gerek görülmemiş, aşağıdaki şekilde davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyaya sunulmuş olan bilirkişi raporunda bir an için çekin çalındığı düşünülse bile davacı müvekkilinin çekin arkasında normal koşullarda cirosunun olmaması gerekir/beklenir şeklindeki kanaati doğrultusunda karar verildiğini, ticaret işi ile iştigal eden basiretli tacirlerin çeki aldıkları zaman ciro etse veya etmese dahi arkasını imzaladıklarını, ayrıca karara mesnet raporda bilirkişi tarafından gerekli incelemelerin yapılmadığını, müvekkili ile davalı … firması arasında baştan beri savunulduğu gibi ticari ilişkinin bulunmadığını, mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde müvekkili … ile davalı firma …. Firmasının bağlı bulunduğu Kuşadası Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmak suretiyle taraflar arasında ticari ilişkinin var olup olmadığı noktasında taraflara ait BA ve BS formlarının istenilmesinin talep edilmesine rağmen talimat dosyasında bu işlem yapılmadan eksik inceleme ile bilirkişi raporu oluşturulduğunu, müvekkili ile davalı firma ….. arasındaki ticari ilişkinin varlığının tam olarak tespit edilemediğini, eksik ve yetersiz rapora istinaden oluşturulan mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, rızası hilafına elden çıkan çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıların yetkili hamil olup olmadıkları ve davacının çekten dolayı davalılara karşı sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Dava konusu çek, dava dışı …. San ve Tic Ltd. Şti. tarafından davacı … lehine 28/12/2016 tarihinde 100.000,00 TL bedelli olarak keşide edilmiştir. Çekte sırasıyla lehtar … ve davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ciroları bulunmaktadır. Çek 28/12/2016 tarihinde ibraz edilmiş ancak davacının çekin rızası hilafına elinden çıktığından bahisle açmış olduğu zayi nedeniyle çek iptali davasında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1187 esas sayılı dosyasında konulan ödeme yasağı nedeniyle çek ödenememiştir. Davacı taraf gerek eldeki davada, gerekse çek iptali davasında çekin rızası hilafına elden çıktığını, ayrıca davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında ticari ilişki olmadığını aşamalarda beyan etmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 790. maddesine göre ise, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.Davaya konu çekte, davacının cirosu bulunmakta olup imzası da inkar edilmemiştir. Dolayısıyla çekte düzgün bir ciro silsilesi bulunmaktadır. Davacı taraf, davalıların dava konusu çeki davacının zararına olarak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduklarını ve/veya iktisapta ağır bir kusurları bulunduğunu ispatlayamamıştır.Eldeki menfi tespit davası kambiyo senedine dayalı olup, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükü senet borçlusundadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. Maddesi uyarınca da senede karşı senetle ispat kuralı geçerlidir. Çek bir kıymetli evraktır ve kıymetli evrakın temel niteliği illetten mücerret olmasıdır. Davacıdan sonra çeki cirolayan davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile arada ticari ilişki bulunmaması davacının çekten dolayı sorumluluğunu tek başına kaldırmaz. Davacı taraf istinaf dilekçesinde davalı .. firması arasında baştan beri savunulduğu gibi ticari ilişkinin bulunmadığını beyan ettikten sonra müvekkili ile davalı firma …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkinin varlığının tam olarak tespit edilemediğini ve eksik inceleme yapıldığını beyan etmiş ise de, davacının taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı yönündeki iddiası karşısında ispat yükünün davacı üzerinde olduğu da gözetildiğinde davacının dayanmadığı bir vakıayı ispatlaması ve dolayısıyla mahkemeden bu yönde araştırma yapması beklenemez. İddianın ileri sürülüş biçimine göre de davacı ile davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunup bulunmaması da sonuca etkili değildir. Dolayısıyla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/04/202Başkan …