Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/305 E. 2021/568 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/305
KARAR NO : 2021/568
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2014/747 Esas – 2018/924 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerin murisi … 22/11/2010 tarihinde vefat ettiğini, murisin davalı şirketlerde 1971 tarihinden itibaren 20 yılı aşkın süre çalıştığını ve çalıştığı bu dönemde bedelsiz ve süresiz muris namına yazılı toplam 11 adet intifa senedinin davalı şirketlerin 24/12/1982 tarihli Genel Kurul Kararı ile murise teslim edildiğini, murisin davalı şirketlerde 20 yılı aşkın süreyle çalışmış ve bu çalışma süresi 10 yılı geçmiş olduğundan intifa senetlerinin üzerinde yazılı 3’üncü madde hükmü uyarınca, mezkur senetlerib hükmen hisse senetlerine dönüştüğünü, davalı şirketlerin hak sahibi murise ait nama yazılı hisselere ve hisse senetlerine dönüşen senetler üzerinden sermaye artırımlarında artan paylarla veya çıkarılan yeni hisse senetleriyle aynı değerler üzerinden değiştirme yapmamış ya da şirketlerin ana sözleşmesi ve Genel Kurul Kararlarında belirlenen kar payı ile diğer mal varlığı haklarını murise ödemediklerini, murisin davalı şirketlerde toplam 10 yıllık çalışmasının ardından murisi gerekse murisin ölümünden sonra varislerini genel kurul toplantılarına çağırmadıklarını, kar ve hisselerden dopan diğer ilave hakları murise ve varislerine vermediklerini ileri sürerek pay(hisse)/intifa senetleri konusunda akademisyen/uzman bilirkişi heyeti marifetiyle, dava konusu senetlerin hisse senedi olarak geçmişte hakkın doğduğu tarihten itibaren tescilinin ve gerçek/güncel değerleri ile davacıların birikmiş alacaklarının hesaplanarak tespitine, bu tespit sonucuna göre, dava konusu münazarayı giderecek tüm genel kurul kararlarının ve ilgili yönetim kurulu kararlarının iptaline ve/veya talepleri doğrultusunda lehlerine düzeltilmesine, tespit sonucuna ve hükmedilecek iptal kararına göre; dava konusu münazarayı giderecek, murisin namına yazılı hisse senetlerinin geçmişteki hakkın doğduğu tarihinden itibaren tesciline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bu senetlerden doğan hak ve alacaklarından şimdilik 1.000-TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili, davacıların murisinin müvekkili şirketlerdeki hizmet ilişkisini 1992 yılında sonlandırdığından, intifa senedinin pay senedine dönüşme şartının gerçekleşmediğini, söz konusu senetlerin murisin sağlığında geçersiz hale geldiğini, kaldı ki aksi yönde, murisin sağlığında müvekkillerinde herhangi bir talebinin de olmadığını, iddia edilen tüm talep ve dava haklarının henüz murisin sağlığında zamanaşımına uğradığını, intifa senedi sahiplerinin genel kurul veya yönetim kurulu kararların iptalini talep etme hakkını haiz olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin ana sözleşmesinde veya intifa senetleri üzerinde; intifa senedine bağlı çalışma süresinin ifade edildiği, açıkça toplam çalışma süresine ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, intifa senetlerinin veriliş amacı işçinin şirketi sahiplenmesi ve işçinin şirkete bağlılığının temini olduğu için olduğu için intifa senetlerinin çıkarılış tarihlerinin bazı alınması işin doğası gereği olduğu, açıkça düzenleme olmayan hususlarda intifa senedine bağlı haklarda toplam çalışma süresinin baz alınmasının gerektiği yorumuna gidilemeyeceği, intifa senedinin verildiği tarih esas alındığında davacıların murisi işçi şirkette çalışma süresi 10 yıla ulaşmadığından intifa senetleri hisse senedine dönüşmediği, intifa senetleri hisse senedine dönüşmediği sürece sahibine ortaklık hakkı vermez ancak intifa senedinden kaynaklı hakların verilmesini talep edilebileceği, intifa senedine bağlı haklar açısından ise; davalı şirket zararda olduğundan ve dağıtılacak kar payı bulunmadığından intifa senedine bağlı alacak talebi yerinde görülmediği, ayrıca intifa senedinin sağladığı tasfiye payına katılım hakkı yönünden ise erken açılan dava söz konusu olduğu, davacı taraf şirkette hisse sahibi olmadığından Yönetim Kurulu Kararları ile Genel Kurul Kararlarının iptalini talep edemeyeği gibi, ayrıca somut olayda anılı kararlarının butlanı şartlarına da rastlanmadığı gerekçeleriyle davalılardan …Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile … A.Ş. hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar tesisine yer olmadığına, … Sanayi Limited Şirketi ile birleşen … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye yönelik dava kanıtlanamadığından reddine, davacı yanın genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dosyada alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, müvekkillerin murisinin davalı şirketlerde çalıştığı sürenin 18 yıl 4 ay olduğu, intifa senetleri üzerinde yer alan 10 yıllık çalışma koşulunun senetlerin çıkarılması tarihinden başlayacağı şeklinde bir kaydın yer almadığı, bu sebeple intifa senetlerinin nominal değerleri üzerinden hisse senetlerine dönüşmesi gerektiği şeklinde tespitlere yer verildiğini, intifa senetlerinde yer alan süre koşulunun gerçekleşmekle intifa senetlerinin hisse senetlerine dönüşmesi gerektiğini, intifa senetlerinin, şirket yetkilisi Hayri Erişen imzalı takdim yazısı içeriği gözetildiğinde, senetlerin tanziminde önceki çalışma sürelerinin dikkate alındığının açıkça anlaşıldığını, sürenin intifa senetlerinin verildiği tarihten sonra başlayacağına ilişkin bir kayıt yer almadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Davacılar, murislerinin davalı grup şirketlerde çalıştığı dönemde, davalı şirketlerin 24/12/1982 tarihli genel kurul kararları doğrultusunda, kendisine bedelsiz ve süresiz nama intifa senetlerinin verildiğini, murislerin davalı şirketlerde 20 yılı aşkın süreyle çalıştığını, dolayısıyla intifa senetlerinin üzerinde yazılı olan 10 yıllık çalışma şartının sağlandığından, intifa senetlerinin hükmen hisse senetlerine dönüştüğünü iddia ederek intifa senetlerin hisse senedi olarak tespiti ile bunun sonucu olarak tüm genel kurul kararlarının ve ilgili yönetim kurulu kararlarının iptaline ve bu senetlerden doğan hak ve alacaklarından şimdilik 1.000-TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, davalılar ise, intifa senedine bağlı çalışmanın 10 yılın altında olduğundan intifa senedinin pay senedine dönüşme şartının gerçekleşmediğini, intifa senetlerinin murisin sağlığında geçersiz hale geldiğini, talep ve dava haklarının zamanaşımına uğradığını, intifa senedi sahiplerinin genel kurul veya yönetim kurulu kararların iptalini talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, taraflar vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Ortaklık varlığını sürdürürken, hizmeti geçen ve işletmenin başarısının artmasına neden olan kişilere, diyelim yönetim ya da denetim kurulu üyeleri, işçi-ler, memurlar ve fakat bunun yanında üçüncü kişiler yararına da intifa senedi çıkarılması olanaklıdır. Anonim ortaklık kurulduktan sonra da anasözleşmesi değiştirilerek intifa senedi çıkarılmasına karar verilebilir. Sözleşme değişikliği ile sadece intifa senedi çıkarılması öngörülmüş, fakat hemen ihraç yoluna gidilmemiş de olabilir. Bu durumda, ihraç ancak genel kurulun bu konuda karar vermesine bağlıdır. Dolayısıyla, genel kurulun ihraca karar vermesi mevcut bir anasözleşme hükmüne dayanması gerekir (Teoman, Ömer, Anonim Ortaklıkta İntifa Senetleri, İstanbul 1978, s.29;133). İntifa senetleri sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan, pay senetlerinin aksine şirkette herhangi bir payı temsil etmeyen, pay sahipliği hakkı sağlamayan senetlerdir. Bu bakımdan senet sahibine malvarlığı, yönetim, denetleme ve bilgi hakları vermez. Fakat, kar’a veya tasfiye bakiyesine katılma hakkı sağlar (6102 sayılı TTK’nın 502-503- eTTK’nın 402- 403). Davalı şirketlerin 24/12/1982 tarihli genel kurul kararlarında, ana sözleşmelerinin 7, 8, 33 ve 34. Maddeleri uyarınca intifa senetleri çıkarılmasına karar verildiği, dava konusu intifa senetlerinin tamamı muris adına olup, intifa senedi üzerinde “Ana sözleşmenin yukarıda anılan maddeleri ile genel kurul tarafından verilen karar gereğince bu intifa senetlerine ilişkin esaslar; İntifa senetleri süresiz olmakla beraber, sahibinin … topluluğu ile olan hizmet ilişkisi devam ettiği sürece geçerli olduğu, hizmet ilişkisinin herhangi bir nedenle ve şekilde sona ermesi halinde, intifa senedinin sağladığı haklar o yılın başından itibaren kalkacağı iade edilmeyen senetler iptal edileceği, intifa senetlerinin devri, temliki, tevdii ve herhangi bir hakla kayıtlandırması Şirket Yönetim Kurulunun tüm üyelerinin iştiraki ve oy birliği île karar alarak izin vermesi halinde geçerli olduğu, intifa senedi sahibi olarak şirket ve … topluluğuna dair diğer şirketlere on yıl süre ile hizmet verenlerin intifa senetleri, bu sürenin sonunda şirketin tüzel kişi ortaklarından devren nominal değerleri üzerinden hak sahibine devredilecek olan şirkete ait nama yazılı olan hisselere veya hisse senetlerine dönüşeceği veya sermaye artırımında artan paylarla veya çıkarılacak hisse senetleriyle aynı değerler üzerinden değiştirileceği, her intifa senedi üzerinde yazılı miktardaki iştirak payını temsil eden hisse satın alma hakkı sağlayacağı, veraset yoluyla vaki intikaller yukarıdaki hükümlere tabi olmadığı, hizmet verenlerin vefatı halinde, sahip bulundukları intifa senetleri, derhal ve herhangi bir karara gerek olmaksızın nominal değerleri üzerinden devredilecek hisseler veya hisse senetleri ile değiştirilerek mirasçılarına verileceği, intifa senedi sahiplerinin ve bunların teşkil edeceği genel kurulun, şirketin yetkili organları tarafından verilecek sermaye artırımı yedek akçe teşkil ve kar dağıtımı kararları ile kadın tespit şekline hiçbir şekilde müdahale ve itiraz etmek hali ve yetkileri mevcut olmadığı, her intifa senedi, sahibine şirket tarafından dağıtılmasına karar verilen ikinci bir payından her bir pay her pay sahibine isabet eden miktar kadar kazanç payı sağlayacağı, bu kazanç payları pay sahibine dağıtım yapıldığı tarihte, ekli kuponlar karşılığında ödeneceği, ikinci bir payının tespitinde şirket ana sözleşmenin 33.ncü maddesi hükmüne uyulacağ, şu kadar ki intifa senedi sahiplerinin 1982 ve daha önceki yıllarda oluşan yedek akçelerden dağıtılacak kar payları üzerinde hiçbir hakları yoktur.” denilmiştir. Somut olayda, davacıların murisinin, davalı şirketlerde 1971 ile 15.07.1992 tarihleri arasında çalıştığı, 24/12/1982 tarihli genel kurul kararıyla dava konusu intifa senedinin ihracına karar verildiği, intifa senetlerinde, açıkça “İntifa senedi sahibi olarak” 10 (on) yıl süre ile hizmet etmiş olmanın şart koşulduğu, intifa senetlerinin ihracına karar verildiği 24/12/1982 ile murisin işten ayrıldığı 15/07/1992 tarihleri arasında 10 yıllık sürenin dolmadığı, hizmet süresi içinde vefat halinde, mirasçılar için bu sürenin aranmadığı ve fakat murisin hizmet süresinde vefat etmediği, dolayısıyla intifa senedinin pay senedine dönüşme şartının gerçekleşmediği gibi, hizmet süresi içinde geçerli olan intifa senetlerinin hizmet ilişkisi sona erdiğinden kendiliğinden hükümsüz olduğundan geçersiz intifa senetlerine dayalı olarak davacıların hak talep edemeyecekleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacıların yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına,3-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca Dairemiz Yazı işleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi