Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/303 E. 2021/561 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/303
KARAR NO : 2021/561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2017/531 Esas – 2018/566 Karar
İHBAR OLUNAN: BİMEKS BİLGİ İŞLEM VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dava dışı firmadan bir adet … model dizüstü bilgisayarı 04.07.2014 tarihinde satın aldığını, garanti süresi içinde üründe; aşırı ısınma, yavaş işlem yapma, şarjının çabuk bitmesi gibi çeşitli sorunlar meydana geldiğini, bu nedenlerle 08.04.2016 tarihinde davalı ithalatçı firmanın çağrı merkezi aranmış, anılan şikayetlere ilişkin bildirimde bulunulmuş ve aynı gün ürün davalı ithalatçı firmanın teknik servisine kargo aracılığı ile gönderildiğini, müvekkilinin dava konusu üründe meydana gelen ayıbın ihbarı hususunda üstüne düşeni yaptığını, fakat davalı ithalatçı firma ürünü ”parça temin edilememe” gerekçesi ile herhangi bir işlem yapmadan iade ettiğini, bunun üzerine şifahi talepler ile ürün bedeli talep edildiğini fakat bu taleplerinin de yerine getirilmemesi üzerine Üsküdar …. Noterliğinin 07.06.2016 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile ürün bedeli talep edildiğini ve bedel iadesi halinde ürünün hemen iade edileceğinin bildirildiğini, bu taleplerine karşı da herhangi bir cevap verilmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını fakat yetkiye ve borca itiraz edildiğini, anılan takibin bu defa İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile açıldığını, bu dosyada da borca itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davası açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek, davamız kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iptaline, davalının yüzde 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız takip açıldığını, bu ilamsız takibin yetkisiz icra dairesinde açılmış olması sebebiyle ilk olarak yetkiye itiraz ettiklerini, daha sonra da iddia edilen alacak için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlünde … sayılı ilamsız takip açıldığını, ödeme emrinin taraflara tebliği ile birlikte süresi içerisinde haksız ve dayanaksız olarak başlatılan takibe itiraz edildiğini, davacı cihazın ayıplı olduğunu iddia etmesine rağmen takip ekinde ayıba dair, kabule dair veya başkaca hiçbir bilgi ve belge olmadan tamamen afaki ve dayanaksız bir takip başlattığını, davanın esasına ilişkin itirazlarına geçmeden önce görev itirazlarının olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, mesleki ve ticari amaçlarla hareket eden davacının tüketici olmadığını, bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlıkta taraflardan hiçbirinin tüketici olmadığını, esasa ilişkin olarak ise, davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının, müvekkili aleyhine servis işlemlerine dair asılsız iddialarda bulunduğunu, ancak davacının da ikrarda olduğu gibi müvekkili şirketin ithalatçı firma konumunda olduğunu, tüketicinin iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla servis hizmetlerinin müvekkili şirket taraf değil başka bir şirket tarafından verildiğini, davacının ürünün tarafına hasarlı bir şekilde gönderildiğine dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin satıcı firma olmayıp dava konusu cihazın satıcısının … Ticaret A.Ş. unvanlı şirket olduğunu, davanın adı geçen şirkete ihbar edilmesini talep ettiklerini belirterek, görev itirazlarının kabul edilerek öncelikli olarak görevsizlik kararı verilmesini, mahkemenin kanaati bu yönde değilse, esasa ilişkin itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, servis formu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 04/07/2014 tarihinde … şirketinden davalının ithalatçısı olduğu 5D018609Q seri numaralı … marka dizüstü bilgisayarı KDV dahil 4300,00 TL bedelle satın aldığı, ethernet girişinin arızalı olmasından, yavaş çalışmasından, aşırı ısınmasından, şarjının çabuk bitmesinden dolayı servise verildiği, cihazın parçasının temin edilememesi nedeniyle işlem yapılamadığı gerekçesi ile bilgisayarın iade edildiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemede bilgisayarda kullanıcı hatası tespit edilemediği, davacının ücretsiz onarım hakkını kullanmak istemesine rağmen davalının ithalatçısı olduğu ürünün ücretsiz onarımını gereği gibi sağlamadığı, yedek parça tedariğini de sağlayamadığı, bu durumda davalının ürün bedelinden sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilamsız icra takibindeki talep satış bedelinin ödenmesi talebi olup, iddia edildiği gibi ücretsiz onarım veya ürün değişimi talebi olmadığını, davacı tarafın bilgisayarı, satıldığı 04.07.2014 tarihinden 08.04.2016 tarihine kadar iki yıla yakın bir süre sorunsuz şekilde kullandığını, cihazın ayıplı olmadığını, ayıplı olmayan cihazda ortaya çıkan sorunların kullanıma bağlı olduğunu, 22 ay sorunsuz çalışan bir cihazda 22 ay sonra ortaya çıkan/ iddia edilen ethernet girişi arızasının kullanıcı hatası ile olduğunun açık olduğunu, kullanıcı hatası olduğunun ispatının ithalatçı olan müvekkili şirkette olduğu tespitinin hatalı olduğunu, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz inceleme ile hazırlanmış olup, hatalı tespitler içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, cihaz satın alınırken bedelinin müvekkili şirkete ödenmemiş olmasına rağmen bedel iadesinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kanuna aykırı olduğunu, satış sözleşmesinin tarafı olmayan ve satıcı olmayan müvekkili şirkete yöneltilen taleplerin haksız olduğunu, cihazın ayıplı olduğunu reddetmekle birlikte; kullanım sebebiyle bilgisayarda meydana gelen değer kaybı hesap edilmeden, sağlanan faydanın bedelden düşümü yapılmadan kurulan hükmün hakkaniyetten uzak olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ayıplı ürün bedelinin ithalatçı tarafından iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, verilen kararın talebe uygun olup olmadığı, ürünün ayıplı olup olmadığı, davalının satış bedelinin iadesinden sorumlu olup olmadığı ve değer kaybı ile sağlanan menfaatin tenzil edilmesi gerekip gerekmediği noktasındadır.Davacı, dava dışı … 04.07.2014 tarihinde dava konusu bilgisayarı 4.300,00 TL bedelle satın almıştır. … tarafından bu satışa ilişkin 04.07.2014 tarih ve … nolu fatura düzenlemiştir.Daha sonra, davacının 08.04.2016 tarihinde “call center” aracılığı ile bir kısım şikayetler bildirilmiştir. Servis tarafından ise cihazın parçası temin edilemediği için işlem yapılamadı notu düşülmüştür.Bunun üzerine davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında “ayıplı dizüstü bilgisayar bedeli” nedenine dayalı olarak 4.300,00 TL’nin tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatılmıştır.Dava konusu bilgisayar satışında, alıcı, satıcı ve ithalatçı ticaret şirketidir. Dolayısıyla hukuki ilişkinin herhangi bir tarafında tüketici bulunmadığından 6502 sayılı TKHK hükümlerinin eldeki davada uygulanma olanağı yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nın ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir.TBK’nın 219. maddesinde; satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olacağı düzenlenmiştir. TBK’nın 227. maddesinde de alıcının sahip olduğu seçimlik hakları satıcıya karşı kullanabileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere ayıba karşı tekeffül hükümleri alıcı ile satıcı arasında hüküm ifade eder nitelikte olup, ithalatçının ayıba tekeffül hükümleri gereğince alıcıya karşı bir sorumluluğu yoktur.Davalı ithalatçı, ancak davaya konu satış nedeniyle ürün hakkında garanti vermiş ise, bu garanti kapsamında alıcıya karşı sorumlu olur. Ancak davacı taraf garanti sözleşmesine delil olarak dayanmadığı gibi dosyaya sunulan bir garanti belgesi de bulunmamaktadır. Buna göre davalı ithalatçının davacı alıcıya karşı sorumluluğunu gerektirir bir durum söz konusu olmadığından davanın reddi gerekirken Mahkemece kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davalı ithalatçının ürün bedelinden sorumlu olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın REDDİNE,2-Başlangıçta peşin olarak alınan 51,94 TL harcın alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7,36 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,6-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak;a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 41,55 TL olmak üzere toplam 139,65 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021