Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/301 E. 2021/504 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/301
KARAR NO : 2021/504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI: 2015/54 Esas – 2018/1071 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Taraflar arasındaki itirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya kargo taşıma hizmeti verildiğini, faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmediğini, oysa taraflar arasında 31.07.2013 tarihli hesap mutabakatında, 11.008,28 TL borcun varlığının kabul edildiğini, bu tarihten sonra da devam eden ticari ilişkide cari hesaptan dolayı müvekkilinin alacağının 14.321,30 TL olduğunu, davalıya keşide edilen ihtarnamenin de semeresiz kaldığını, cari hesap bakiye alacağın tahsili için için başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin … Bayii olduğunu, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi gereğince, müvekkilinin kargolarının davalı tarafından taşındığını, bu süreçte davacıya 5.800 adet kargo teslim edildiğini, ancak bu gönderilerden bir çoğunun müşteriye ulaşmadığını, bazılarının kayıp olduğunu, bir kısmının ise, geçikmeli teslim edildiğini ve hatta bazı müşterilere hiç gidilmediğini, bunun ötesinde 5.800 adet kargonun tamamının teslim edildiğinin kabulü halinde bile, sözleşmeye göre, 38.280 TL bakiye alacak çıktığını, oysa ki, dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresinde 45.104,84 TL, müvekkiline en son gönderilen eksterede ise, 43.651,27 TL bakiye alacak göründüğünü, müvekkilinin aradaki farkı anlayamadığını, mutabakat metnindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, taraflar arasında hesap mutabakatı konusunda ihtilaf varken davacının müvekkili aleyhinde takip başlattığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davacı tarafından alacağın varlığı ve miktarının ispatı için davalı tarafından imzalandığı belirtilen fatura ve cari hesap ekstrasına delil olarak dayanıldığı, davalı tarafından ise fatura ve cari hesap mutabakati üzerindeki imza açıkça inkar edildiği, icra takibine konu faturalara dayalı akdi ilişkinin varlığı inkar edildiği, cari hesap mutabakati ve bir kısım faturalardaki imzaların davalının eli mahsulü olmadığı, bir kısım faturalardaki imzanın ise davalıya ait olduğu, davalının imzası mahsulü olduğu anlaşılan faturalar yönünden akdi ilişkinin (fatura içeriğindeki hizmetin yerine edildiği )sübuta erdiği, buna göre, hizmetin gerçekleştiği anlaşılan faturaların toplam miktarı itibari ile davacı şirketin davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalının imza itirazında bulunduğu faturaların bir kısmını ödediğini, cevap dilekçesinde de borçlu olduğunu ikrar ettiğini, hal böyleyken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, davacı tarafça, davalıya kargo hizmeti verildiği, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap bakiye alacağının ödenmediği iddia edilmiş, davalı tarafça ise, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, taşıma hizmetinin gereği gibi ifa edilmediği ileri sürülmüş bulunmasına göre, taraflar arasında akdi ilişkinin dolayısıyla davacının davalıya sözleşme hükümleri çerçevesinde taşıma hizmeti verdiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, ispat yükü üzerinde olan davalı borçlu, taşıma hizmetinin gereği gibi ifa edilmediğini veyahut düzenlenen fatura münderecatının sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu yazılı delillerle ispatla yükümlüdür. Faturaların üzerinde davalı borçlunun kaşe ve imzasının bulunması, faturanın tebliği anlamında olup, TTK’nun 21/2. maddesi uyarınca, 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde, bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup, fatura içeriği hizmetinin verilmediği anlamına gelmez. Öte yandan, davalı tarafça, akdi ilişki süresince düzenlenen faturalara karşılık kısmi ödemede bulunulduğu, taşıma hizmetinin gereği gibi ifa edilmediği ileri sürülmüş ise de, bu hususta davacıya iade faturaları düzenlenmediği gibi, buna dayanak dosyaya sunulan CD içeriğinin boş olduğu Dairemizce yapılan tetkikte anlaşılmakla tüm bu nedenlerle davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının hem asıl alacak hem de takipten önce temerrüde düşürüldüğünden işlemiş faiz alacağı yönünden iptaline ve hüküm altına alınan alacak miktarı yönünden İİK’nın 67. maddesi gereği alacak likit olduğundan davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan bu nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca, kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İstinaf incelemesine konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı takip borçlusunun, Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 14.321,30 TL asıl alacak ve 201,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.523,13 TL alacak yönünden İPTALİNE, takibin asıl alacak tutarı üzerinden ticari faizi ile birlikte devamına,3-Takibe konu alacağın %20′ si olan 2.904,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Başlangıçta peşin olarak alınan 248,02 TL harcın alınması gerekli olan 992,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 743,98 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 27,70 TL, peşin harç 248,02 TL, posta, tebligat gideri ve bilirkişi ücreti toplamı 1.196,50 TL (ayrıntısı Uyap’ta kayıtlı) olmak üzere toplam 1.472,22 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalının yatırdığı avanstan artan kısmın kendisine iadesine,9-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak;a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 45,50 TL olmak üzere toplam 166,8‬0 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.